“e — , pek iyi bildiğimiz etmedik, iftihar bile duymadık, CÜCELİK BUHRANI Bazı hâdiseler, okuyucuları a, dalma canlı ve hakiki nük- e takdim etmek istediğimiz bu sütunu, eğime ei dol- durmaya kâfi g Bir tanesi: Bir cahilin (Arif), bir apta. lm (Zeki) ismini taşıması gibi, azami haddine varmış bir kısır- lığın da tam zıddı olan ismi ta- şıdığnı farzediniz! İşte böyle bir isme malik, (Ceride) şeklin- de, iki yapraklı bir matbua, san- ki (Büvük Doğu) ya çatmak için neşrediliyormuş (gibi, ilk sayısından itibaren, baştan başa bahsimizle dolu olarak bize lâf atmaktadır. Bu (Ceride) nin ilk sayısma bir dost elinde raştgeldik; bü. tün sahifelerini baştan başa kap- lamadığımızı hayretle gördük; her büyük cüsse karşısında cü- celerin geçirdiği ruhi o buhranı için aldırış bilinmiyen ismini — bize mevzuu ettirmekten ibaretti. Dediğimiz gibi, güldük ve geç- tik. Fakat işin asıl gülünmeğe değer itarafı neresi, bilseniz!.. İki yapraklı matbua, posta pa- gelmeğe başlamasın mı? hakir idi. Şunu olsun takdir edebiliyor. du ki, kendisini ne para verip â- lacağız, merak edip so ruşturacağız! Onun içindir ki, bizim gözümüze (görünebilmek talihini, bir adama bir küfürna- me yazıp postayle adresine gön- dermek gibi, ancak posta mü- vezziinin resmi sahabet ve de- lâleti sayesinde bulabiliyordu. İşte şimdi asıl gülünecek nok en geldik: una rağmen bu matbua, © a muvaffak olamadı; Zzi- ra adresimize postayle gönder- diği nüshasının başlıklarına b' r m zül etmeden sepete attık. Taş çatlasa bize ismini andıramıya- cak olan iki yapraklı matbua hakkında da bu satırları, oku- yucularımız biraz tebessüm et. sinler diye yazdık, , BOSTANCI, P.Ü.S, — (Üs. tünkörü) tâbirile (üstün görü) arasındaki doğruluk farkı, bi- rincinin lehine o kadar barizdir ki, bu hususta heri i bir li- san ve iştikak allâmeliğine < rişmeden tâbirleri yanyana tirmek kâfidir. Kaldı ki (üstün. körü), sadece basit ve umumi bir göz atışmı temsil etmek ba- * kımından hiç bir zaman üstün müşahede mânasını ifade edecek bir asıl sahibi olamaz. Nitekim ilk mektubunuz, muhatabınıza, ? “üstünkörü bir kanaatle bir tür- ilham edememiştir. (Şövalye) liğin. den emin olmanız lâzımdır, Af- br diler ve saygılarımızı tak. dim ederiz. OKUYUCULARIMIZA — Bir kaç kere de arzettiğimiz gibi, a- tenen cevapların çoğu da — derilen yazılara aittir, Bizse sütunda, sadece belli başlı fikir davalarına cevap vermek © ve beğendiğimiz yazıları o sırasile neşretmeği kâfi cevap kabul et ddi yazılarının intişarını bekleme. lerini rica eder; ve bu kaydı da uyasi- l ettiğimizi saygı ve sevgilerimizle bildiri- riz. # Tiz. DÜNYA Masam, sandalyem, lâmbam, Duvara astığım solmuş paltom, Ve bağlı çıkardığım boyunbağım; Canımın yongası, en iy Yongası canımın bir, iki kitap, aldığım evde oturan bir kız.., Bazı ile okurum penceremin önünde, Sokak elektriği yanarken; Dışarda kaynaşan dünya, İçimde sallanan boşluk, SUKUT.. Huzur, huzur, sükün gözleri- m ; Ve renkler tüten bir âzâde ik- vi Refah yüklü gemi, ben ddne- ektim! Ne yazık.. Bir izin yok ki de- nizde Bir geniş güverte hatırlatıyor, Kadifeka'e'den İzmirimizi; Şimdi uzakların garibi bizi, Günler bir oyuncak gibi atıyorm Ömrümüz yabancı bir ülke malı, hayatımız kaybo'ur/gölgelene- ; Ömrümüz günlerle bestelenerek Sislenen ufukta bir Türk masalı. Huzur, huzur, sükün — gözleri- eği Ve renkler tüten bir âzâde iklim. ben dö Refah taşan gemi, cektim! Bir izin kalmamış berrak deniz- Ban Şükran KURDAKUL Ahmet DOĞAN UYANIŞ Ümidin kapısı bir damla ışık Bir dam'a teselli hayata destek; Alnımda acıyı ölçen kırışık, İçimde Allaha uzanan istek... Ne hayalle süslü mavi bir boş- lu F Ne bulut ardında bir yerdir dün- ya.. Alnımın terinden gelen sarhoş- luk... Işte sabah akşam gördüğüm rüya. Şahlanan arzuma vurulan bir gem Karşımda durmadan po ş erçek!” Hayat; İsAMASDRM di gi- çek Ve varlık, düşünüp duyduğum e İs âlem... Recep BİLGİNER | $A- | v KİA İLİ SOLDAN SAĞA: 1 ert, çevik 2 — Beyoğ- İüiride) bir semt 3 — Eskiden An- kara ve ie ğe yaşıyanlar. dan, hararet, iki şi aşına bir L ilâvesile pis leke olur, iplik, zamanın kısım» ndaj ark m luk, bir harfin okunuşu 9 — .Beraker, sıra dağlardan, bir er- kek isi 10 — Selçuk hüküm- darlarından a — Para imahfa- zası, yâd edi YUKAR DAN AŞAĞIYA: 1— Meçhul, sebep, 2— şecaat 3 R ismi, ortasına RM ilâve ederseniz kadın ismi olur. Lİ HAL Şi ece yarısı tenha bir semtte işlenen bir cinayete âit haberin, ikişer kişiye: duyduklarını Söysi 'emesi ve böylece her işitenin ilk 12 dakika içinde rastladık- m ki kişiyi haberdar etme: 1 leri suretile bütün yer ki insanlar târafından duyulma- sı için tam 6 saat lâzımdır. Mi ğe iz N e â şi