Adam garip bir rüya görü- elmeğe başladı. Tül befifliğile, etrâf- parçalarının veronez rengi tülde bırakdığı harelere bakı- yordu. O güzel kadına: — Seni Veronez diye ana- N Dedi. Kadının çizgisiz ve zamansız yüzünde gülümser izler belirdi : — Biliyorum; madem ki benden daha çekici, bu rengi al.. Ve adam bir nefesle kadını hayran bakiyordu. Eğer dinle- rüyası bitinceye kadar orengi seyredecekti. Halbuki uğultu- lu, boğuk nağmeler beynine doluyor, onu hayretten hayre- lıyor, yalvarıyor, yor... ha- beri var. Duyduklarını eri kadehin billüâr aynasında gö- rüyor : Oylum oylum, katmi katmer açılan gülüşleri ; dam- la damla, beyaz hasretleri, Veronez yeşilile (o harıkulâde bir tezad yapan arzuyu... Bü- tün bu ince farkları air seyreder inde kadehin billü- runda bazan temiz ve berrak siber içe Talak bir gülüş, bazan kuytu bir yan bakış, bazan hırçın ihtizazlarla titre- yen burun kanatları halinde görüyordu. güpeiieeii rüyadâ mevcud olan imtidad hissi bu garip âlemde yoktu. zaman yokt ön geçmesini istedi. Ve- ez onun her istediğini şey- Öndi bir sıhhatle tahmin ede- rek son bir çağırış halinde süküta ve oradan da şekle tahav- vül etti. Hicap, beyaz ve çıp- lak vücuduna perde olmuştu. Bunun oyetmiyeceğini o bilen rile erkek başı karşı karşıya idiler. Bir güzellik heykeli olan Veronez billür kadehin kenarına oturdu. Bacaklarını içeriye sallandırdı. Konuşma- yor, sadece lâtif bir aydınlık- la gülüyordu am, uydurma denecek ZAHİR GÜVELİ kadar tabiata aykırı, fakat bu ayrılık içinde daha kuvvetli bir hakikat hissi bırakan bu nisbetsizlik âlemi içinde zâma- nın geçmesini boşuna bekle- di. Bekledi, zira bu kadına ta- hammül edemiyordu; fakat deri ondan çeviremiyor- du da, Veri , hareketsiz kaldığı elldtçe adümmleki hakikiliğini öldüreceğini, bu zamanı bir- birini kovalayan hareketlerle bizzat yaratmak lüzumunu du- yarak doğruldu. Zarif tavrile çalmağa başladı. Nasıl bir mu- siki âletinden nasıl sesler, ne- kadar alete mshsus olmaktan O zaman yelkovan dönmeğe günlere yakınız. K DOĞU'nun, üç sayıdır gördüğünüz hikâyelerine derin isteyen bir tahlil ve iç âlem çığırının açılmak üzere bulunduğunu sezi- yörsunuz demektir. Bütün bu hakikatlerin, lif lif örgüleştirileceği Al İ wi e JAN li IKaKA N i başladı. Adam, içinde büyük bir rahatlık duydu. her şeyi daha hakiki hissedi- yordu. Bu vakasız hadisenin sürüp osürmeyeceğini artık düşünebiliyordu. Sesler, muayyen bir maksa- idi. Rüyayı unutmuştu sanki... Parmağını kadehe uzatıyor, bu parmak şeffaf NAR daha öteye geçiyordu — Ah, dedi, e e A Fakat müthiş bir şey, ib. lice ve kat'i, yokluk kadar kat'i bir Veronez gülüyor.Onun teza- dını görüyor dam ona do kunmak istediği halde aradığı telee uğramış een uzatıyor, kadehi avuçlu- layıncıya kadar parmaklarını kavuşduruyor... * .. Ansızın, bir bıçak yüzü ka- olup dağıldı, sislendi. Vero- nez, soldu. Kadının yüzünde şikâyete, eleme, tebessüme benzer bir ifade uçtu ve yeri- ni hareketsizliğe bıraktı. Adam, kulaklarını yırtan çığ- lıkla, artmış sessizlikten hay- am, ancak bittiği anda om yaşattığı, kıskandığı kadını öl- - dürdüğünü ; Veli “rg olmadığını anladı.