12 Mart 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7

12 Mart 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

IZ Mart Holivudun Esrarı AAA A LADAĞT ĞALA KA CAT K YAK LA FKK SAA A AAA DAUK TUT AKTIKAAKAIILAKA AAT Marlen tarafından yırtıldı w » nn Holivuda giren güzellik kralıçelerının sukutu | ve bugunku korkunç rakam yük bir reklâm temin ediyor. Bu iş için tüccarların verdik- leri ianeler, duhuliye ücretleri, yani müsabakanın geliratı bü- tün masrafları karşılıyor. — Ya sinema kumpanyasının istifadesi nedir? — Müsabakanın — yapıldığı yerde biraz reklâm. Bir ay so- nunda, mukavele nihayet bulun- ca, yüksekten düşen betbaht kıza izin verilir. — Bari avdet seyahati öde- nilir mi? — Bu, mukavelede kaydedil- Miş değıldıı Zaten kimse geri mez:. Kimsaköyüne | dönmeğe, çiftçi fitasımı yeniden kuşanmağa, yahut yazı makine- sine yeniden oturmağa, arka- daşlarının alaylarına, Tenezzül etmediği nişanlısının müstehzi bakışına duçar kalma- ğa cesaret edemez. Yola çıkar- ken geride kalanların hepsiyle alâkayı kesmiştir. — Peki ne dtur? — Bazıları atada sırada figü- ranlık ederler; en - akıllılarına adım başında tesadüf edersiniz. Size sigara satarlar, mantonuzu çıkarırlar, berber dükkânında manikürünüzü yaparlar. En 2a- yıfları, ea ümitsizleri tamamen sukut ederler. Hergün bir tane- sinin sukut etmesiyle, senede üçyüz elliyi bulırlu. Senelerden- yerlisi Kaliforniyayı ziyaret et- mek için bu tenezzühten isti- ten istifade etti. Hattâ, bun- ların arasında, nahiye müdü- rile, yolun devamınca çalgı ça- lan bir doğramacı da vardı. Bu sabah geri döndüler. Ne vakit zengin ve meşhur olursam, kö- yümde yeni bir mektep yapıl- mâsı için muktazi parayı vere- ceğim, — Şimdilik mektebimiz gçok eski ve pis. Kizin bu heyecanlı hali neş- riyat şefini aşikâr bir şekilde râhatsız ediyor. Yemek ücretini verip — sofradan kı!kıyur salarına oturduk. Bu adam Ho- livadda neşriyat işlerile uğra- luş. Kadın arkadaşını bi- ze takdim etmek istemişti. Fa- kat beceremediği için, güzel kız hafifçe ayağa kalkarak ken: di kendini takdim etti: Angelino Lebster, henöz evel: ki gün Holivuda ayak basan bu nefis parça, Denverde açı- lan güzellik müsabakasını ka- zünmış ve müsabakanın büyük mükâfatı olan, Holivudla yap- tığı kontratoyu şimdi ta gelmişti. Herhalde yeni cennet- memnun olduğu görü- lüyordu. İşte neşriyat şefi em- rine âmade idi. Florey konuştuklarımıza ehem- miyet vermiyordu. Yalnız ben, Holivudun bu yeni mişafirinin Çirâ gözlerine bakıyor; heyecan dolu sesini dinliyor; füsunkâr sergüzeştine kulak kesiliyordum. — Aslen ben Denverli değilim. Ona yakın küçük bir kasaba- danım. Müsabakada - birinciliği kazandığım haberini âlan akra- bam ve tanıdıklârım — sevinçten deli oldular. Çünkü ilk defadır ki, menileketim güzellikte (bi: rinci) geliyordu. Hele, halkın de bitkin görünüyor. Mukavele tuzağı — Ümid verici ve sahneye tam uygun. Dedim. Belki ora- da, ayni şâşaa ve güzellikte, Jan Harlovun yerine geçebile- cek birini bulacaksınız. Florey mırıldanarak: — Budalaca — konuşmayınız, rica ederim. Dedi, Zavallı ço- cuk, iki aya kadar, otomatik bir barda kendisine bir san: doviç vermekle bize karşı min- nettar kalacak. — Ya güzellik müsabakası, ya mukavele... — Amerikada, — Dakotadan Luiziyaneye, Masaşüsetten ye ni Meksikaya kadar olan me- safede dört yüz kişinin iştirak ettiği bu güzellik müsabakası senede bir kere yapılır. Birkaç senedenberi bu muııbıhhııı her birinia biri mükâfatı, dâima Holivudda bir angaje- dir. Bu mukaveleye göre, haf tada beşyüz dolar olmak şar- tile bir ay müddetle genç kıza ücret verilecek, bütün yol mas- rafları ödenecek ve, kendisine bir rol tevdi etmek makşadile, gibileri, Holivutta, halihazırda üçbini buluyor. — Hiç biri muvaffak olamaz mı, hiç birine iş gördürülemez mi, aralarında yıldız olan ol- maz mı? — Ohl elbette olur. Bunlar. dan iki üç tanesi, filmlerde ha- tırı sayılır yer işgal ediyorlar. Bu miktar diğerlerinin ümidini beslemeğe kâfi geliyor. Bunlar Holivudun mertebe bakımından gösterdiği tezahüratın derece- | oyun tecrübeleri yaptırtıl, basit birer askeridir, yani gü- sine, bir misal olmak üzere, Fakat hepsi bu kadar, B.ı,,, zellik mükâfatının kazandırdığı dilen bu rol, ona asla tevdi edilmez. Şimdi anladınız mı? — Gözüm korktu. — Kısaca, masrafı ile ve dört haftalık ücretile beraber bu mükâfat üç bin dolara mal olur. Taşrada veya herhangi bir yer. de yapılan her guıellık Müsâ- bakasında teşkilât komitesi Ho livud sinema kumpanyalarının birile anlaşır ve bu üç bin do- ları evelden kumpanyaya teslim eder. — Teşkilât komitesinin bun. da ne istifadesi var? — Ba mukavelenin mükâfat olması, kamiteye doğduğum kasabanın adını ken- di adımla tesmiye etmek iste- meleri keyliyeti beni çok mem- nun etti, Belediye idaresi ise bu teklifi biraz geciktirmek lü. zumunu duydu. Çünkü benim (yıldız) olduğuma inanmıyordu. Nihayet Holivutla akdettiğim konturatoyu heyete göstermek mecburiyetinde kaldım. Bana buraya kadar refakat için hakiki bir tenezzüh tertip edildi. Bayraklâr ve çiçeklerle do- natılmış hususi olarak kirala- nan bir araba ile Demerden hareket ettik. Köyünün on beş mertebe. Bürles sinema kum- panyalarının çıplak bir figüranı dans evlerinin kapıcı kızları, kap yıkıyan kızlar hep — Miss Niagara yahut Miss Ontaria namlarını taşırlar, Haydi bana öyle bakmayınız. İşin içyüzünü anlıyor musunuz? .* Beverley Vaylşi hotelindeki dairesinin salonunda bir kapıyı tamamen kaplıyacak derecede büyük bir aynanın önünde du ran Marlen, ufak bir pırlanta yıldızı saçlarına raptetmek üze* re... Bu pırlanta yıldız sıçların! kabartıyor ve onları br yanda | birinci bü. beri bu hal devam ediyor. Bu | rı da yiyor. ANADOLU 106 yaşındaki ihtiyar kadın Kral tarafından ziyaret edilecek Her memleketin yüz yaşını geçmiş olan erkek veya kadını © memleketin artık meşhurları meyanındadır. Nasıl meşhur bir alimin, bir kâşifin, yahud nefis bir sinema yıldızının — ismini yalnız mekteb talebeleri değil, bütün halk ta biliyorsa, yüz ya- şını tecavüz edenleri de öylece biliyor ve tanıyoruz. Resmini gördüğünüz Bayan Marie Verleyn Brüksellidir. Bu yil tam yüz altı yâşını ikmal etmiştir. (Bizim rahmetli ağamız ise 134 yaşında ök müştül.) Brükse'den bildirildiğine göre bu kadın dört kral görmüştür. Sıhhati yerinde olduğu gibi yü- rümesinde, yemesinde ve içme- sinde aksaklık göstermemekte- dir. — Belçikanın genç — kralı üçüncü Leopold de şimdi Marie Verleyni 2'yaret edecektir. Büyük dedesini, dedesini ve babasını şahsan tanımış ve o ların zamanını bütün — teferrua- tile kafasında muhafaza etmiş bulunan bu kadını Belçikalı bir meslekdaşımız son günlerde z:- yaret etmiş, ve aşağıdaki inti- balarını kaydetmiştir: Bayan Marie Verleya her sabah saat yedide kalkıyor. Büyük bir tas sütlü kahve ile birkaç adet çöreğini yiyor. Saat on birdı cinsten — bir bardak şarap or. Öğleyin çorba, sebzeli et, peynir ve çerezi iyi bir iştiha ile yuvar- hyor. İkindi üstü dehazma ya: rıyacak birşeyler yiyor. Saat dörtte gene kahve ve çörekler yüzaltılık bayanın önü- ne getiriliyor ve lâhzada onla- satlyar kadın, Belçikalı ga- zeteci ile bir arada Akşam üstü ise, gene çorba, yumurta bunu ta- kip ediyor. Bayanın iştahı ye- rindedir! Her akşam saat sekizde ya- tan Marie Verleya ömründe ancak |İngiltereye bir seyahat yapmış. Ve harpten sonra bir daha çıkmamak üzere memle- ketine avdet etmiştir. — Çok mesudum, çok mesudi Cümlesini hiç terketmiyen Bayan Hovrin kendina mah- Sus ıstırapları ve meserretleri olduğunu söylüyor. sabit tutuyor. Bugün, baştan beline kadar, Kaliforniyanın ko. kusuz, vahşi ve iri çiçekleri içine gömülü. — Söyleyiniz bakalım, bu ilk gün hakkında ne düşünüyor- sunuz? — Oldukça fena vaziyette birkaç figürandan ve boş bir dekordan başka birşey görme- dim. — Sabrediniz. Bu akşam *Trokadero, İlocantasında ak- şam yemeği yiyeceğiz, Holivudu göreceksiniz. — Devam edecek — Sebile 7 Kutuplarda hayat Pr. Bagorov ilmi tetkiklerin ilk muvakkat neticelerini anlatıyor Bugün kat'i olarak meydana cçıkmıştır ki, Şimal kutbu mıntakasında hayvani ve neba t hayat durmadan kendisini göstermektedi: denizdeki hayvani tâazzuvların esas yiyeceğini teşkil eden bu nebati — inkişafın — mecudiyeti, Kutub havzasının merkez min- takasında hayatın mefkudiyeti hakkındaki bütün nazariyelerin hakikate — tevafuk - etmediğini kat'i surette ispat etmiştir.. Heyetin bu yüksek keşfi, bu süretle şimal buz Okyanosunun merkez — mıntak, da hayatın mevcut bulunmadığına ait bü- tün nazariyeleri tamamen yık- miştir. , Kutubta hayat nasıldır? Peki, bu mıntakalarda hayat nasıldır? buralarda yaşıyan mâbr lüklar nereden ve nasıl geliyor? Şirşov, bu suallere de parlak bir suratte cevab verecek me- saide bulunmuş ve neticeler almıştır: —Atlantiğin bu —mtakalar üzerinde çok büyük - bir tesir Yukarıda Rus alimleri kutupta. Altta buzkıran vapurunda ilk sofra başında.. Moskova, (T.A.) — Profesör Bagorov; Papanin kutup heye- tinin kutup havzasındaki hayat üzerinde yaptıkları ilmi tetkik- lerin ülk muvakkat neticelerini, Tas muhabirine şöyle anlat- — Şimal kutbuna büyük seferin hazırlıkları esnasında şimal kutbu istasyonunda ya- pacağı mesainin mahiyeti ve metodları etrafında, Şorşovla uzun ve çok dakik müzakere- lerde bulunmuştuk. Payvan ve nebatlar Şimal buz Okyanosunda can- he mahlükların, hayvan ve ne- batların mevcud yetinden şüp- hemiz yoktu. Yalnız bunların miktarı hakkında hiç kimsenin hiçbir malümatı yoktu. Filvaki Nansen, — “şimal Okyanosunun daima buzla kapalı merkez mıntakası, Okyanosun ortasın> da bir çöl gibi telâkki edile- bilir, demişti. Fakat, biz Nan- senin yanılmakta olduğu fikria- de idik; kutup bavzasında ha- yat İaaliyetinin bilhassa bazı mevsimlerde, çok mütenevvi ve zengin bulunduğunu, biolojik mevsimler teakubunun bu mın- takada da kendini göstermekte olduğunu ve ilkbahar ile ya- zın oralarda zengin hayat inki- şafına rastlanabileceğini düşü- nüyorduk. Bu nazariyemiz, Papenia he- yetinin mesaisi ile tam surette bugün teyid edilmiş bulumr maktadır. Kutubta bahar Filhakika, Papanin, Krenkel, Şirşov ve Fedorov bir radyo- telegramlarında şöyle demiş- lerdir: *Temmuz ayının son on günü zarfında denizin üst tabakala- rında nebati hayatın mahsüs bir inkişafı kaydedilmiştir. Hid- Papanin grubunun bu tmataka» larda Atlantikten gelen kuv. vetli sıcak su cereyanları keş- fettiği malümdur. Bu sicak swr lar, hayati rüşeymler ile dölüdur ve bu 300 metre genişliğindeki cereyanlarda Groenland deni- zindekilerin ayni böcekler ve zevahif yaşamaktadır. Hayvanlar nasıl yaşarlar? Kutup mıntakasında İbirçok kuşların ve ayıların. mevcud bulunması da hayreti mucip olmuştur. Bunlar, uçsuz bucak. sız buz çölünde acaba ne g.bi bir yiyecek buluyorlardı? Fakat iolojik İlkbaharda buz- daki — ayrıklarda her türlü hayat tezahürlerinin mevcudiyetini tesbit etmiş ol duğumuzdan, kuşların Şimal kutbu mıntakasında yiyeceksiz kalmıyacaklarını kat'i — suürette ileri sürebiliriz. Bu mmtakada ayrılan fazlalığa da, ayrıca, bunların — yiyeceklerini teşkil eden bâlıkların mevcudiyetini isbat etmektedir. Groenland denizlerinde dört cesur ve yüksek ilim adamının büyük — fedakârlıklarla — kurtar: mağa Mmuvaffak oldukları Şir« şovun zengin kolleksiyonu, Şi» mal buz Okyanosundaki hayat inkişaflarını bize bütün zengin- liği ve teferruatı ile göstere- cektir. Bu dört cesur Sovyet ki birçok heyetlerin huyıı,l: vaik'ıut: dıklarını muvaffakıyetle yapmış ve şimdiye kadar meçhul olan Kutup mıntakası kitabını, — bü- tün dünyanın önüne - tam olı- rak açmıştır. robiolojik ilkbahar başladı de- Bugün artık kat'i olarak ma. nebilir. , lümdar ki, Şimal Kutbu min — Heyet, diğer bir telegramın- | takasında hayvani ve nebati da da şöyle diyordu: *Eylâl bidayetinde, bütün Ağustos devam eden (phytop- Tancton) nebati inkişafı nihayete erm ştir. (Phytoplancton ) un, hayat durmadan kendisini M termektedir.. Kutupta iklim Prolesör Molçanov da, tetki« — Lürfen çeviriniz — içra ettiği tesbit olunmuştur. — vetli gemiler üzerinde yapama- | |

Bu sayıdan diğer sayfalar: