© Teşrinisani — çevesi İÇİ Bu direktifi takdir edecek ve 'orman işletme idarelerine ucuz- luğu, kolaylığı vücude getirecek esaslar arıyacağız. Maden istih- sali programımıza göre seneden seneye - artacak olan sütun ve travers ihtiyaçlarını daha emni- yetle karşılıyabilmek — için elve- rişli bölgelerde yeniden okalip- tüs ormanları ağaçlıklar vücude getirmeğe çalışacağız. Parti programımızın devletçilik prensibi için başlıca tatbik mev- zuu olarak işaret ettiği orman işletmelerinde ana olacak bir mali müessese kurmağı da önde işlerden sayıyoruz, Ziraat, hay- vancılık ve orman faaliyetlerinde bilgi ve ileri görgünün büyük tesiri hükümetimizi bu bakımdan da esaslı tedbirler almağa sev- kedecektir. Verimli teknik mo- dern çalışmalarile - çiftçilerimize en iyi nümune ve rehber olaca- ğında şüphe etmediğimiz bölge çiftliklerinde çiftçi çocuklarını yetiştirmek üzere pratik çiltlik okulları açmak, kış kurslarile köylerde kız ve erkek çiftçi ço- cuklarını hazırlamak ve muhtelif istasyon, fidanlık ve okul g bi müesseselerimizde muayyen iş- lere mahsus ihtisas — kursları tertip etmek, — Ziraat — orta okullarında ameliyat ve tat- bikatı esas tutarak bu okullar- dan çıkacak gençlerin çiftçilere hakiki yol gösterilik yapabilme: lerini temin eylemek yüksek zi- raat okullarından da ciddi ve disiplinli bir akademik tahsil Şartlarını tamamlamak ve ayrıca ilmi araştırmalarla ve esaslı tah- hassıslar yetiştirmek için yüksek ihtisas müesseseleri tesis etmek, pratik bilgileri yayacak neşriyat ve filimlerden istifadeye, sergi ve teşviklere ehemmiyet vermek bu tedbirlerden olacaktır. Ekonomi Bakanlığı parti prog- O ramının bu vekâleti alâkadar eden bütün direktifleri üzerinde faaliyettedir. Bu faaliyetin esas- larını şu guruplarda topliyabi- liriz: İç ve Dış ticaret politikamız İç ve diş konjöktüre uygun bir ticaret politikası, plânlı en- düstrileşme, radikal bir maden politikası, toplu bir deniz prog- ramı, rasyonal çalışma havasını kuvvetlendirme, — dış ticaret po- litikası. Dış ticaret için Parti progra: Mimizin on ikinci maddesile verilmiş direktifler malümunuz- dür. Bu direktifler Şefin lise- tında daha aydınlanarak ticaret Muvazenemizin aktiv karakterini Muhafaza etmesi, ticaret politi- kamızın bünyevi ve beynelmilel konjöktüre daima uyacak halde tutularak dinamik kalması şek- linde ifade edilmiş bulunmak. tadır, Bu esasları takiben tatbik ettiğim ve tatbikine devam ede- Seğimiz politikayı şöylece hulâsa #debiliriz: 1 — Karşılıklı kolaylık esası, taraflı anlaşma yolu. 2 —En ziyade müsaadeye "_lllır millet (kolozunu) ithalât Tefimi itibarile ancak — kayıtlı kabul etmek. I*:—Mıııyyen vaziyetteki mem- lerde lehimize ticaret mu- Vâzenesi farkı istemek. ü prensipler bugünkü —dün- Kişçicaret “şartları - içinde bizi Ça Ng yoluna sevketmiştir. Ha- ithalât ve ihracatımızın yur E Yarlak rakam yüzde doksanını iki * , ANADOLU Dış Siyasetimiz, sulh ve mevcud d ostluk mua hedeİ;:rî —— veğk 3 Sahila ? < çer- nde eski varlığını göstermekte devam edecektir. klıringli memleketlerle yapıyo- ruz. Bü unla beraber — kliring sistemini behemehal aynen mu- hafaza için hiç bir — arzumuz yoktur. Şekil ve isim en az bağlı olduğumuz şeylerdir. Eğer bugünkü dünya konjöktürü de- gişir veya her hangi memleket bize ana maksadımızı temin ede- cek bir şekil teklif ederse veya milli ticaretimiz için temin etti- ğimiz menfastler imkân verirse diğer bir şekle de gitmekte te- reddüd etmeyiz. Şu suretle Şe- fin işaret ettiği intibak elâstiki- yetini daima muhafaza cdeceğ.- miz tebarüz eder. Hulâsa politikamız zaman ve ihtiyaca mütemadiyen uyan gü- dümlü ekonomi politikasıdır. Bu yolda dikkatle yürünecektir. 1 — İç ticarette Şefin emri: Çalışmalarımızın — teşkilâtlanma, muayyen tipler üzerine işleme, 2 — Rasyonelleşme ve rasyo- nelleştirme cepheleri üzerinde bilhassa teksifidir. Kes'n zaruret olmadıkça piyasalara karışılmaz. Bununla beraber hiç bir piyasa da başıboş değildir. Ana direktifi verilmiştir. Şef; “Tüccar milletin emeği ve üre-| timi kıymetlendirilmek için eline ve zekâsına emniyet edilen ve bu emniyete liyakat göstermesi gereken adamdır., demişlerdir. Bu yalnız Kamâlist rejimin fikirlerde ve düşünce tarzında başardığı muazzam inkılâbın de- ğil Türk tüccar ancak bu mem- leketin en yüksek idealinin - si- nonimi olan şef tarafından ve- rilmiş en şerefi en büyük ve mı n.uhllııı'dı SEŞA ç%l Bai%hn ticaret âlemimiz şükranlarla ve çok derin bir huzur içinde kar- şılamıştır. Kamâlist rejim mülkiyet, ferdi mesâi ve çalışma kıymetini eko- nomik politikasının esası olarak almaktadır. Kamâlist rejim eko- nomiyi bir teknik diye kabul etmektedir. Fakat Kamiâlist re- jim milli menfaate uymıyan bir şahsi menfaat kabul etmemek- tedir. Ve etmiyecektir. Bu içti. maf ve milli benlik duygusu daima şahsi benlik duygusunu yenmiş olan büyüc Türk mille- tinin ruhundan ve engin tarihin- den fışkıran — milli karakterdir. Bu ruhun ve bu tarihin sembolü olan Şef bize bunu kelime ve cümle halinde veriyor. Bu mem- lekette herkes çalışmalarının her şeyden önce daima daha kuv- vetli daima daha refahlı Türkiye idealine ne derecelerde hizmet etmekte olduğunu düşünmeğe ve hamlelerini ona göre ayar etmeğe mecburdur. Bir tüccarın yalnız şahsi men> faatlerini düşünmesi demek ist> fade ettiği menba kurutması de- mektir. Bu ancak kendisini bir ko'onide farzeden adam tarafın- dan düşünülebilir. Türkiye böyle olmadıği için bu tarzda çalış- mak - istiyenlerin hareketlerine mani olacak tedbirleri almakta gecikmiyeceğiz. Milli tüccar demek, memba: olan milli istihsali daima feyizli tutmağa ve ayni zamanda onun piyasa kalite ve miktar bakım- larından - inkişafını her şeyden önce düşünmeği vazife edinmiş adam demektir. Milli tüccar demek büyük kal- kınma savaşında rol almış adam demektir. Milli tüccar demek, bu milletin temiz, dürüst ahlâkının, sözlerine ve imzalarına sadakaticin, temiz çalışmasının modeli ve mümessili demektir. Hiç bir kimse, hiç birtüccar kadar memleketi için iyi veya propagada, iyi veya fena bir fi- kir vasıtası olmak imkân ve mevkiinde değildir. Şefin Türk tüccara hitabının ihtiva ettiği bu yüksek ideoloji- nin muhafaza ve inkişafına bik hassa ehemmiyet verilecektir? Piyasalara kesin ihtiyaç olm: dıkça müdahale etmemek ve başıboşsa bı akmamak bu direk- tifin istihsale kadar uzanan cep- he üzerinde ehemm yetle tatbik ve takibi lâzım vazileler de ver- mekte olduğu meydandadır. Müstahsil nasıl çalış nalı? Müstahsilin rasyonal çalışması lâzımdır. Bildiğimiz gibi müstahsilin ras- yönel çalışmısı demek - istihsal edilebilen şeyi istihlâk etmesi demek değildir. Piyasanın iste- diği şeyi istediği miktar ve şe- killerde vücude getirmec ve de- ğişmiyen vasıflarla vaktinde pi- yasada hazır bulunmaktadır. Her- hangi malı dünyada rakipsiz san- mak hatadır. Sureti umumiyede toprak mahsullerimizin ve sanayi iptidat maddelerimizin maliyet- lerini rakip memleketler fiatine behemehal serbesiçe rekabete imkân verecek seviyede tutmak bu direktiften ayni zamanda çı- kan manadır. Bu mülâhazalarla- dır ki, süreti umum yede rasyo- nal çalışmıya Şelin işaret ettiği teşkilâtlanma ve teşkilâtlandır. ma, tip üzerine çalışma mesai- sine hususi ehemmiyet vereceğiz. “ Teşkilâtlandırma ve teşk lât- lanma keimelerile kastedilen hareketin rasyonalleşme ve ras- yonalleştirme gayeleri ve mün- feriden ticari hedelli -bilümum kurum şekilleri olduğunu tasrih etmemize lüzum yoktur. Kooperatifler: Gene bu maksadla ve ayni karakterde olmak üzere hükü- metin yakın kontrolu altında sa- tış kooperatifleri teşkiline ehem- miyet vereceğiz. 1937 plâni bunlardan Iğdırda, Karsta, İz- mirde, Trakyada tesis edilecek ilk “dördünü' ihtiva odiyordu. Bunların teşkil ve fanliyete ge- tirildikleri malümmuzdur. —Önü- müzdeki yıl, fındıktan başlıya- rak diğer belli başlı mahsulle- rimize &it teşkilât mesaisile ge- çecektir. Bu meyanda birlik teş- kili fikrin? tamamen muvazi bir inkişaf göstermesi lâzımgelen tarım kredi kooperatiflerinin de tevessüü ve taaddüdü ve mev- cudlarından icab edenlerin tan. zim ve ıslahi. için tedbirler alı- nacaktır. Standardizasyon: Ciddi ve sebatlı bir standar- dizasyon politikası, ciddi veras. yönel — çalışmanın bir zaruret olarek — üzerinde ehemmiyetle durduğumuz ve duracağımız bir mevzudur. Murakabe nizamnamesine bağ- lanmak namı - altında bugün yapmakta olduğumuz hareketle. rin ancak bu istikamette atılmış birer adım olduğunu ve hakiki standardizasyonun ne gibi başa- rmlara da ihtiyaç gösterdiğini bilmiyor değiliz. Bunları da bir an evel temine ehemmiyetle ça- lışıyoruz. Bugün y_lplı_ğıımı) şey- ler bugünkü vaziyetin ticaret bakımından zaruri ve bugünkü şartların tahakkuku bakımından mümkün gösterdiği işlerdir. Müstahsil arasında bu tarzda çalışmaların icabetlireceği fazla itinalardan ve tüccar arasında alışılmış yolun değişt rilmesinde- ki zorluklardan bahsedenler ol- muştur. Ve biz. bu istikamelte ilerledikçe daha bahsedecekler de olacaktır. Bunlara karşı şim- diden söyliyeceğimiz - şey stan- dardizasyon işinin milli mahi- yeti ve milii işlerde hiç bir te- reddüd ve müşkülâtın mevzuu bahsolamıyacağıdır. Bir malın üzerinde Türkiye menşeinin gö- rülmesini hariç nazarında o ma- lin kalites nin teminatı haline getrmek milli davadır. Bu ba> kımdan kanuni müeyyideleri ve kontrol teşkilâtımızı kuvvetlen- direceğiz. Endüstrileşme dava- miz: Şimdi endüstrileşme kısmına geliyorum. Şef dıyor ki: Endüstrileşmek en büyük milli davalarımız arasında yer almak- tadır. Çalışması ve yaşıması için ekonomik elemanları mem- leketimizde mevcut olan büyük küçük her çeşit sanayii kuraca- ğız ve işleteceğiz. En başta vatan müdafaası olmak üzere mahsullerimizi kıymetlendirmek; en kısa yoldan en ileri ve refahlı Türkiye idealine ulaşa- bilmek için bu bir zarurettir. Arkadaşlar, Büyük sanayi hareketinin 18nci)| asırda nasıl başladığını ve © tarihlerde Avrupanın her hangi köşesinden daha ileri olmak şartile mevcut ve bugün eser- lerine aid nümuneler müzemizde mahfuz Türk tezgâh sanayiinin makineleştirilmediği — kapitülâs- yonlar yüzünden — müdafaa da edilemed ği için büyük endüstri mamulâtı seli karşısında nasıl bilirsiniz. âlini temin, sos- 1 bünyesine ait in- kılâplarını ikmal ve bu bakım- lardan dünyada pek az memle- kete nasip olan istikrar ve em- niyet durumunu tesis etmiş olan Türkiye, Lozanda yırttığı — ka- pitülâsyonların Türk toprakla- rına dalmış son meşum zisi de kökünden söküp atmak istiyor. Milli dava, bu kat'i tasfiyenin de bir an evel başırılarak Tür- kyenin lâyık olduğu refah ve emniyeti bulması Türk çiftçisinin mahsulünü dahilde kıymetlendi- rebilmesi, Türk — müs'ehlikin mümkün olanı dahilde bulması imkânının temin edilmesidir. Biz otarşist değiliz. Fakat Türkiyede ekonomik - şartları mevcut ve milli ekonomi bakımından ya- pılması kabil veya zaruri her şeyi yapmak ve yaptırmak az- mindeyiz. Fert tarafından yapr labilecek işlerin fertlerce yapıl- masını himâye ve teşvik ede- ceğiz. . Fakat ferdi mesai veya ser- ma'enin bugün için yetmediği veya gidemedği işlerde milli korunmanın gerektirdiği husus- larda milli emniyeti ve umumi menfaati teminetmek, ferdi me- sai ve sermayenin çeşitlenip büyümesni kolaylaştırmak için devlet iş başına geçecektir. Bu bakımdan Kamiâlist rejimin ka- râkteri yapıcı ve yaptırıcı olması ve bazı memleketlerde olduğu gibi mevdud çeşitli sınıflar men- faati Aarasındaki — mücadeleleri uzlaştırmak değil, umumi ve ferdi çalışmaya ve — menfaate hizmet gayesini gütmesidir. Te- meli Türk milletinin umumi menfaati Türkiyenin ekonomik kabiliyeti ve imkânları ahenkli milli bir ekonomi manzume ve cihazlanmasının Türk vatan nda doğup serpilmesi milli idea'dir. Şefin bize verdiği (ksir) ve ideoloji budur. Bildiğiniz gibi ilk beş yıllık sanayileşme plânı- mız 1934 de neşredilmiştir. Geniş manasile en rasyonel çalışma esasnı da ihtiva eden bu ilk plân hazırlıkları bitmiş Ve önlerın'da" iaşabirina” geçik mesi haline gelmiş bir iki fab- rika istisna edilirse tamamen ve şimdiden realize edilmiştir deni- lebilir. Bunların milli ekonomi bakımından temsil ettiği kudret hakkında bir fikir vermek için ve organize ettiğimiz Bakırköy bez ve inşaatı ve plân dahilin- de ilerlemekte olan Karabük demir ve çelenk fabrikaları da dahil edilmek suretile gayri safi imalât kıymetlerinin 150 milyon, safi istihsal kıymetlerinin 129 milyon, kullandıkları ham madde kıymetlerinin 21 milyon, tahsis olunmuş sermaye yekünunun 60 milyon Türk lirası olduğunu ifade edebiliriz. Fabrikalarımızdan bazıları Birinci beş senelik program harici olarak demir ve çelik fabri- kaları grubuna — şehrlerimizin muayyen devre zarfında — içme suyu tesisatına malik olmaları bakkındaki kanunu nazara ala- rak bir çelik boru fabrikası da ilâve edilmiştir. Gene ilk beşsenelik program harici olarak sun'i gübre imali dolayısile memleketin zirai kal- kınmasile alâkalı bir hamızı azot fabrikası, doğu ve orta Anadolu çimento ihtiyaçlarını karşılamak üzere 60,000,000 ton istihsal kudretinde bir çimento fabrika- sı, doğuda 10,000 iğlik bir ip- Tik fabrikası kurulması hakkın- daki mesaimiz hayli ilerlemiştir. Şefin emrettiği ikinci endüs- trileşme plânı için hazırız. Büdce imkânlarını temin ettikten ve tali tetkikler'ni de tamamladık- tan sonra huzurunuza geleceğiz. Küçük sanayi ile el sanayüne, turistik sanayii ile büyük endüstri hamlemize muvazi bir. ehemmi- yet vereceğiz. Bu zaten büyük sanayi karekterimizin — kendili- ginden de doğurub inkişafa gö- türeceği bir netice olacaktır. Bu bapta bir kanun lâyihası takdim edilmek üzeredir. Şimdi Şefin işaret ettiği maden politikamıza geliyorum. Maden politikası: Şef diyor ki: Türkiyede devlet madenciliği milli kalkınma ha- reketile yakından alâkalı mühim mevzulardan biridir. Umumi en- dütstrileşme telâkkimizden baş- ka maden arama ve işletme işini herşeyden önce harici tediye vasıtalarını döviz gelirimizi ar- tırabilmek için devama ve bu- susi bir ehemmiyet vermeğe mecburuz. Maden tetkik ve arar ma dairesinin çalışmalarına aza: mi inkişaf vermesini ve buluna- cak madenlerin rantabilite he- sapları yapıldıktan 'sonra plânlı şekilde hemen işletmeğe | -. masını temin etmemiz lâ Elde bulunan madenlerin cn mühimleri için yıllık bir plân yapılmalıdır. Tetkikata ve vesaika dayana- rak vardığımız kanaat Türkiye- nin bugünün en mühim maden sanayiini tesise imkân verecek ham maddelere ve sınai ihtiyaç- larımız için ayni zamanda dış ticaretimiz için mühim toprak- altı servetine malik olduğudur. Şefin emrettiği üç senelik plân derhal yapılacak ve gene bu kürsüden emrettikleri kömür is- thsalâtımızın üç senelik plân devresinde en az bir misli artı- rılması ve Div ikte bulunmuş olan y ksek tenorlu demir ma- deninin Karabüt plân haricinde kalacak m ktasının — ihracı işine başlanacaktır. Türkiyeyi saha, saha ve bir plân dahilinde ara- mak vazifesile maden te'kik ve arama enstitüsünü ve bulacağı maden'erden rantabilite hesap- ları müsaid olanları işletmek vazifesile Etibankı teşkil — olun- muştur. — Bunların mesailerinin şelin irşıd ve işareti - istikame- tinde ilerleyiş tarzını muhtasa- — ran arzetmeme müsaade edece- ğinizi ümid ederim. Memleketi- mizde mevcud maden servetleri hakkında her gün bir gün evele nazaran daha etraflı malümata malik bulunuyoruz. Krom madeni: Bu suretle geçmiş olan kısa — müddet zarfında Bulamanda buk — duğumuz — ölçüde kıymeti haiz Krom madenile Kuvarshan ba- kır madenini ve ehemmiyeti her kesçe malüm olan Ereğli kö- mürleri — işletmesini ele aldık. Senelerdenberi muattal duran Erganideki zengin bakır maden- lerimizin — tesisatını ikmal için ciddi faaliyete geçtik. Elde edil- miş neticeler arama ve - işletme- işlerimize yepyeni br hız. vers Memizi teşvik edecek mahiyet- tedir. Bu hızı da verdik ve ve. receğiz. Kömür madenimiz: Şef, elde bulunan madenlerin en mühimleri için üç yıllık bir plân işareti verdiler. Şiphe yok ki kömür, Türkiyenin çeşitli ba- kımlarından bu maksatla gözö- nüne alacağı madenlerin başın« dadır. Ereğli kömür fabrikamızın taş kömürü istihsalâtı Türkiye Cumhuriyetinin teessüsü tarihine den itibaren 418,000 ton yıkan. miş kömürden başlıyarak 1936 senes nde bir milyon beş yüzelli sekiz bin tona baliğ olduğunu bilirsiniz. ğ Bu devamlı artma bizi mem- nun edec:k bir netice olmakla beraber memleketin günden gü- ne artan sanayi nakliyat ve mah- rukatı ihtiyaçlarımı önlemek — ve gene dış piyasalardan artan ta. lepleri karşılamak maksadile kö- mür istihsalimizi daha geniş bir mikyasta artırmak İüzumu aşi. kârdır. Esasen kömür madenle- rimizin devamlı ist hsal imkân- larını korumak için kömür havza» mıza rasyonal istihsal usullerinin sökulması da bugünkü —dünya tekniğinin kat'i icaplarındandır. Bunun - için iptidai bir halde - kalmış olan maden techizatımızı yenilemek ve maden işçilerimize daha mükemmel çalışma ve ya- şama şeraiti temin etmek madenciliği sevdirmek lâzım gel mektedir. Programımıza göre büyük kömür âmillerimizin iş- tihsalâtı 1936 senesine nazaran 1938 senesinde yüzde 55 1939 senesinde yüzde 75, 1940 sene- sinde yüzde yüz artmış olacak- tır. 1941 senesinde bu artış nis- beti yüzde yüz yirmiyi bulacak- tır. Bunun rakam halinde ifadesi 2,700,000 — ton yıkanmış — kö- mürdür. Biz küçük âmillere de vazile vereceğiz. — Maamafih — küçük âmillerin istihsalleri bu müddet * Deuamı 8 inci sahifede - ğe e di e ÜÜÜ l - üDi | ) di