Dostlarımdan birisi, elbiselik kumaş almak için beni İrfan Hazar ehemmiyetle Sür Morbabka çağırdı. Kumaştan anlıyan bir adam değilim amma, ackadaçımın batırım kıramadım. İstediği saatte Kemeraltında buluşarak mafazadan içeri- YE girdik. Satış memuru bizi, büyük bir alâka Ve nezaketle karşıladı. Çünkü Ş Muayondsine giden yakmız Arkadaşımla ben değildim. Arkadaşımın 1 ürerine dairelerinden koşarak — bize iltihak eden tamımadığım dört sima ile yeküaumuz oldukça kabatmıştı. Bilemiyorum, kaç büyük top — örtü karttık, Sâde gözlerimizle, gönlümüzle bakmıya kanmıy: #özü İle do onları uğüştura üğuştüra köütrol — odiyördü! kütaş ustam, cebindeki dolu kibtli ku- mlarından boyuna iplik çekiyor, onları ya. Taştriyorduk. İçimizdeki e& mahlı tosunu üdeta yarıladı: Kum, k, parmaklari burünlüritmzi yük. kıyor, koklıyor, sonra ince bir üfürükle küllerin bavalanmasını harikülüde bir dikkatle temaşa ediyordu. Zannederim yetmiş dakika kadar bir zaman geçti. Arkama, çöyle çevrilip — bakayım dedim. Bakmamla birlikte çekilmeni bir oldu. Meğer Yamanlardağı yarım saattenberi bizi seyrediyormuş! Kulağıma iğildi. O meşhur acı gölüşü Âle ecı acı güldü; — Moşallah, dedi; bir kat elbiselik kumaş için gösterdiğiniz bu teza- “hürat ne de yerindel Doğrusu, parmaklarınızın arasında kumaş olmak ihtiya. , Cani düydam! Dasilarımızı da, düşmanlarımızı da, kendilerine büyük — merte beler verdiğimir İnsanları ve bizzat kendi şahsiyetlerimizi de şu kumaşa gös — terdiğiniz itina misillâ bir itina ile muayene ve koatrol etsek! Cilllarımızı — turmaklarımızla kazısak! Hakiki hüviyetlerimizi ortaya çıkarsak. Maskelerimizi atsak! Demin; arkadaşınızın iplikleri yakarak kokladığı gibi, bizlim iç ku- maşlarımızın iplikle: — Öyle ihtiyaç var kil İstad, azıcık surat etliği de yakarak bizim asıl seciyemizi kokabilen burunlara hi bulsam, öperim böyle burunların ucundan! gördü. Lâkin aldırmadan devam etti: — Tasanın hakiki hüviyetini kontrol etmenin azameti yamında, kumaş —» kontrolüne verdiğiniz ebemmiyet ne zavallı! Bir kat elbiselik kumaş için... — Diplomalar mı dediniz? Onlar hakiki varlığımım göstermekten çok uzak tırlar, Diplomalar, bafızalarımızın şahsiyetlerini gösterirler; acıl çahsaiyetimizi, “ insanlığımızı değili Hem bafız olmak, bilirsin ki yarı yarıya hayattan el çek- /— mektir. Her ne ise allahaınmarladık! Muhteremelbiselik kumaşımızı saygı ile — wevgi ile selâmlarım! - Ermeni şairin macerası! — Hayalperverliği haddinden faz. | la olan bir Ermeni şairi, Os- -| manlı hükümeti aleyhindeki me- © saisi hasebile Ermenistan hükü- /— Metine ilticaya mecbur kalmıştı. Şair, büyük Ermeni impara- — torluğunun çekirdeği demek olan | bu memleketi baştanbaşa gez * mek hevesine düşmüştür. Pek fakir de olduğu için bu sayede, Hydeıı köye ağırlanmak, kar- ıi doyurmak da istemişti. Bizim şair, kışın çok şiddetli *Mhııun bir köye var. . mış, fakat bu köyün halkı bir Bürü hirsea ve soyguncudan mik tekkep olduğu için müthiş bir tte soyulmuştur. Bu yetmis ’m-ıı gibi, haydatlar adam- — cağımın üzerine bir de azgın kö- pek saldırmışlardır. - Şair kendini müdafaa için yer- “den bir taş almak - istemiş, lar — kat taşın don hasebile yere yar pışmış olduğunu görünce: — — Amma köy ha. Köpek- | İeri saldımyorlar da taşları bağ- hıyorlar. Demiş; bu söz köy Muhtarının hoşuna gitmiş bu — sayede şair de hem çalınan eş- yasına kavuşmuş hem de bir -kaç gün karmı doyurulmuştur! lık ve bazı azalarımız Dahili azalarımızdan bir çoğu ilerledikçe sikletini kaybe- ler, Normal bir karaciğerin genç- “lerde 1500 gram olduğu halde — ihtiyarlarda ancak 800-900 gram- — dır. Dimağda gençliğe nisbetle ihtiyarlıkta 150 gram hafifleşir. Böbrekler gençlerde 170, ihti- /— garlarda 100 gramdır. — Kalb bunların aksine olarak | yaşla beraber mütemadiyen ağır- laşır. | Pilotluk yapan bir rahibe Tayyarecilik — kadınların en sevdiği bir meslek oldu. Büyük — rekorlar vücude - getiren kadın- — ları biliyoruz. Fakat bir rahibe- — minde pilot olduğunu tabii hiç birimiz bilmiyoruz. Sanfransiskoda bir rahibe pi- lotluk tahsil etmiş ve papadan da bu hususta husasi bir mü- | saadename almıştır. Tuhaf bir meGburiyet! Montekarloda epeyce zaman- nberi Andre Pelington adlı dam yaşamaktaydı. Bu ıdımcığızııı sırtında kos- koca bir kamburu vardı. Gören- ler kendisine bu kambur yüzün- den acıyıp dururlardı. Adamcağız genç ve yüz itiba. rile de oldukça yakışıklıydı. Ge- çenlerde bu adamcağız bir kaza geçirmiş ve hastaneye kaldırıl- mıştır. Hastanede bu adamın kambu- runun sahte bir kambur olduğu görülmüştür. Bu adamm böyle sahte bir kamburla yaşamaktan ne kas- dettiği anlaşılmamıştır. En uzun adam Arzın en uzun adamı Konfolu bir zencidir. Bu adamın boyu tam 2 metre 62 santimetredir. 1882 de Londrada teşh r edilmiş olan 18 yaşında bir delikanlının boyu ancak iki metre 45 santi- metre idi. Hasan Ali isminde Mısırlı ve- ya Hindli ve 16 yaşında bulu- nan bir çocuk, günde 3 kilo et yirdi, boyu ise sadece 2 metre idi. En talihli ve en talihsiz adam Mısırda bir delikanlı hem ta- lihli ve hem de en talihsiz bir insan olmuştur. 10bin iralık bir piyanko ikramiyesi kazan- mak ile en talihli adamlar sıra- sına geçen bu. Mısırlı, bu ikra- miyeyi kazanmış olan bileti es- kiciye sattığı bir caketin cebin- unutmakla da en talihsiz. bir adam olmuştur. Akıllılara iş çokl! Akıllı adam işsiz, işi olan adam da tabi aç kalmaz. [talyı sahillerinde balıkçılık ile geçinen yüz Iıunuce İtalyan vardır; bun- âdeta yarı aç, yarı ü balıkçılık, nedense İlâhi bir ses... Hazineye aid Göçmenlere arazi - tevzil ve köylüleri toprak sahibi yapmak için İzmir vilâyeti dahilinde ha- zineye aid kıiymetli arazinin mevki ve cesametlerini tetkik ve muhtelif mıntakalardaki araziyi tahdid ve tesbit ederek tevziata başlamayı temin hususunda lâ- zimgelen tedbirleri almak üzere kadastro fen müşaviri B. Halid Ziya sureti mahsusada Ankara- dan şehrimize gelmiştir. 'V Teşrinisani kiymetli arazi tevzi edilecek ' |Göçmenlere ve yerli halka dağıtılacak arazinin tesbitine başlanıyor. T B Halid Ziya; Dikili; Ağl. memnuün, Selçuk istikâmetlerin: den tetkikata başlıyacaktır. Hususi surette aldığımız ma- lümata göre, hazine ve efradın hukukunu en seri bir şekilde temin için İzmir havalisi — için bışta bir hâkim olmak üzere seyyar bir kadastro heyetinin ilâveten İzmire verilmesi düşü- nıılmv.ktcdır Tütün pıyasası durdu Ihtimal vermek istemedi- ğimiz bazı şayialar var Tütün kumpanyaları, fiatleri düşür- mek için aralarında anlaşmışlar Tütün mıntakasının her ya- madan aldığımız mektuplar; acı şikâyetlerle doludur. Bu - şikâ- yetlerden — çıkardığımız netice şudur: Kumpanyalar; aralarında bir anlaşma yapmışlar ve en nefis tütünleri - hem de vasat denecek bir fiat üzerinden - kapatlıktan ve kendi eksperlerinin, kendi nam ve hesaplarına ortaklık sı- retile köylüye ekdirdikleri mah- sulü aldıktan sonra, birinci de- recedeki tütünleri kâh ikinci ad- dederek düşük fiat vermekte ve kâh ta müstağni kalarak fiatleri düşürmek istemek istemekfe ve da bulunan mutavassıt bir takım alıcılara bırakmak yolunu takip eylemektedirler. Biz, yıllardanberi memleketi- mizde iş yapan ecnebi kumpan- yalarının en değerli bir mahsu- lümüz üzerinde böyle nahoş ha- reketlere tevessül edeceklerine ve müstahsili ezmek istiyecekle- rine ihtimal Vveremiyoruz. Zira müstahsili ezmek, ayni zamanda milli istihsal kudretinin muhas- salasını darbelemek demek olur ki, buna kimsenin cüret göste- remiyeceğini ümid etmek isteriz. Maahaza, şumu w ki, i HİN piyasasının bir £ l Şehır #Li baberlerf' ” | Vapur acenta- liği binasi ——m 0 a— Kordonda büyük ve güzel bir bina inşa edilecek Denizyölları işletme müdürlü: ğü tarafından İzmirde büyük bir acenta binası inşa edilecek- tir, Gelen bir mektubda, İzmir acentalığı binasının plân vesai- resinin tamamen- hazırlandığı ve 938 senesi büdcesine tahsisatı konduğu, fatr açılmadan evel inşaatın bitirilmiş olacağı bildi- dilmektedir. Bina, birinc.kordon- da inşa edilecektir. İncir ambalâjı Zembillerin ihraç müddeti uzatıldı İncir ambalâjında kullamlan ve muvakkat kabul suretile mem- lekete ithal edilen zembillerden 935 yılının son atı ayı zafında ithal edilmiş olanların ihraç müd- detlerinin. 31-12-937 tarihine ka- dar uzatıldığı İktısad Vekâletin- den şehrimizdeki alâkadarlara na çare düşünmek ve müstahsili korumak — için âcil tedbirler al- mak, alâkadarlara döüşen en mü- him bir vazifedir. Bu tedbirleri, memleket ve müstahsil namma beklemekteyiz. Muğla, 7 (AA.) — Tütün Piyasası eski hararetini kaybet- miştir. Alış veriş devam ediyor. Bodrumda pek az tütün kal- mıştır. Milâsta daha satılmadık üç, dört yüzbin kilo tütün vardır. Fethiyede henüz piyasa açıl- mamıştır. Şimdiye kadar vifâvet piyasayı gene kendi elleri altın- | ki hııaretı. alc aait ae ha böz bi bağikla Ânne, istediğin ibikr, Hâdise, kasabalardan bicinde ve eski zamanlarda geçiyor: Kızcağızın biri, evlenememiş gitmiş. Sarışın, zayıf, hastaca bir kızmış. Malüm ya, o devirlerde böyle kızlara iltifat yoktu. Kaşlar koyu, yanakları kırmızı GÜT RAE BU 0 EADTURA A LEER erbabını mesud etmiyen bir mes- lektir. Bizde “Balığı yiyen doymaz, tutan onmaz!, Diye bir darbı- mesel vardır ya... Ne ise. Balıkçılık ede, ede ihtiyarlamış iki ihtiyar İtalyan, bu işe bir son vermek istemiş- ler ve balıklardan bir eksir is- tihsal etmişlerdir. Bu eksiri içen için krallık bile mukaddermiş; fakat zenginlik muhakkak imiş! Fakat.. Hayatlarının mühim bir kısmını yokluk içinde geçiren bu iki emekli ve ihtiyar balıkçı bu eksir. ticarelile zengin olmuş- lardır. ve dolgun, gerdanları Iöp löp, ten palâze olmak gerekti. Hat buki bu kızcağızda, o çeşid gü- zelliklerden eser yokmuş. Gö- rücüler gider ve kapıdan çıkıncar — A, üstümüze iyilik sağlık, çiroz balığı gibi bir şey.. Ne eti var, ne de budu. Bu kızca- gız kadıı nn olur hiç! Derlermiş. Annesi de, kızımn, evde - kocayıp — iht.yarlıyacığını anlarmış ve, kıizı hesabına mü> teessir olurmuş. Bir gün onu çağırmış: — Gel kizim - -demiş- şöyle karşıma otur, beni iyi dinle... Bu gidişle, kısmetin büsbütün kapanacak, diye korkuyorum. Pek de zayıf, pek de (nahilsin.. Yanakların, yüzün sapsarı.. Ben bir şey düşündüm: Bir görücü daha gelirse, sen odaya kapanır, yanaklarını man- gal ateşinin üstüne yaklaştırır, iyice kızartırsın.. Ben seni çağır- dım mi, çıkar gelirsin. . . geleyim mi? Kızcağız; ne yapsın: — Peki - demiş - anneciğim, peki.. Günlerden br gün; tak tak, kapı. Bir görücü gelmiş hele şükür. — Buyursunlar hanımım. Hoş- geldiniz, salalar getirdin z.. Kızcağız,: vatiyeti kavsamış. ve haydi mangal başına.. Başlamış yanaklarını — kızartıp — isıtmağa.. Bir müddet. geçmiş, ne çağıran var, ne birşey,. Galiba kızıı annesi de, gelen, görücü de çe nesi düşüklerden — imişler ki, lâ- kırdıya daldırınca, asıl maksadı unutuvermiş!er.. Kızcağızın — yanakları da, kıp- kızıl mangal ateşinin üstünde domates gibi bir şekil almış.. Nihayet, kızcağız dayanamamış ve bulunduğu yerden seslenmiş: — Annel. Anne.. — Ne var kızıml, — Kızardı, istediğin gibi o- du. Celeyim mi? — Fıkracı Cazib bir mevzu... Musiki filimlerinin en güzeli... Dekor... İhtişam... Artist ve Temsil itibarile düoya filimlerine örnek bir harika... sucön TAYYARE SINEMASINDA SEVİMLİ ve DİLBER MACAR YILDIZI İlk defa Fransızca temsil ettiği MARTHA EGGERTH'in SARAY KONSERİ Filiminde sonsuz zevk ve heyecanlâ görülecektir. Bu filimde MARTHA EGGERTH tarafından söylenmesi için hazırlanan HATIRA ŞARKISI muhterem müdavim!erimizde cbedi bir hatıra bıraka, caktır. 4IRICA: PARAMOUNT JURNAL - MİKİ ve ÖĞREDİCİFİLİM Senns saatlerik 3 — 5 — 7 — 9,15 de, Ka FİATLER: 30 - 40 - 50 Kın Cumartesi - Pazar: 1 — 3 — 5 — 7 — 9,5 dedir. İzmir şehri Xğa ati güüü Sıtma mücadele mın- takası içine alınıyor Karşiyaka nahiyesinin - sıtma mücadele mıntakası dahil.ne alın- dığını yazmıştık. Memnuniyetle haber aldığırmza yöre 1938 yılı içinde İzdüir şebri da mücadele mıntakası içine alınacaktır. Bu sayede İzmir Glvarındaki büyük bâtaklıklar dövlet büteesiden Ayrılacak para ile — kuürütülacak ve İzm'e balkı sitmadan, — sivris sinekten kurtarılacaklır. Karşır yakada Bugünlerde mücadeleye başlanacaktır. Mücadele Bostan kdan Bayraklıya kadar olan sa- bada ve Çiğlide yapılacaktır. Parti Ocak köngreleri Birinci, ikinci, Süleymaniye Ocakları heyetleri seçildi C. H. Partisi Eşrefpaşa ka- munu — Ocak kongrelerine baş- lanmıştır. - Birinci Sü eymaniye Ocağı kongresinde Nusret Er- kipzan, Mehmet Yurderi, Şev« ket Genç, Nuri Sipahi, Meh- Öntürk idare heyetine seçilmiş- lerdir. Nasret, Nari ve Şevket kamun kongresine murahhas ola- rak gideceklerdir. İkinci Süleymaniye Ocağı kon- gresinde de yeni idare heyetine Halim Yelken, Ba. Makbule, Akif Yılmaz, Mehmed Akis, Feyzullah Şenalp. Kamun köngresi “ deleğeliğine Ahmed Özgirgin, Fazlı Tanay, Mehmed Akis seçihmişlerdir. * .. Evelki gece Karantina ocağı kongresi parti ilyönkurul üye- sinden B. Mehmet Aldemirin riyasetinde toplanmış, semt hal- kının dilekleri tesbit edilmiş ve Yıllık iş raporü okunarak tasvib olunduktan sonra yeni ocak yön- kurul! seçimi yapılmıştır. Yönkur rul — üyeliklerine B. Haysi Pu- yan, Remzi Tatari, Sabit Aytaş, Zıya Sökmen, Vetik Düzkan se- çilmişlerdir. Kamun koöngresi - delegelikle- rine de Avukat B. Mustafa Enver ve Remzi Tatari intihab edilmişlerdir. Yeni idare heye- tine muvaflakıyetler dileriz Vali İstanbula gilti. Vali Bay Fazlı Güleç, dün. İzmir vapur ile İstanbula g tmiştir. Seyahat bir halta sürecek ve vai, belki Ankı dâ geçe- cektir. Vali vazifesini vekâleten vali muavini Bay Cavit Ünver gör mektedir. Cevdet Saracağla Bir ay izinle İstanbulda bu- lunan İzmr Sıhhat müdürü B. Cevdet Saracoğlu — şehrimize dönmüş, dünden itibaren vazife- sine başlamıştır. Cezaevi doktoru İzmir Cezaevi doktoru Bay İsmetin maaşı 40 liraya çıkanlı mıştır. » . Halkevi köşesi AAT e ÜARİMARAKT ISCMAE ” a GS 1 — Fazla mektep kitabi is- teği karşısında kalan Sosyal Yardım komitesi- Ortamektebin birinci sınıllarından Lise son se nıfa kadar olan bütün sınıfların kitaplarından bir kaç takım sa- tın almağa ve Halkevinde ay- rıca bir mütalca salonu açmağa karar vermiştir. 2 — Tarih Kurualtayı konfe- ranslarını seri ve projüksiyonla konferans halinde verecek olan Bay Hüznünüan konferansı 10- 11-937 Çarşamba günü saat 18 dedir. Bu faydalı konferansa bütün vatandaşlar gelebilirler. 3 — Bugün saat 17 de müze ve sergi komitesinin haftalık ko- mite toplantısı vardır.