16 Aralık 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

16 Aralık 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“AKŞAMDAN AKŞAMA Bir salon muhaveresi ve B. Saraçoğlunun nutka — Sizi pek sevdim, ma çhöre!.., — Mersi, hanımefendiciğim... © — Zaten daima uzaktan görür; şıklığınızı, güzelliğinizi, güler yüzü- nüzü zevkle seyreder: «Ah, tanış- Yiyecek maddeleri yükseliyor Çuval fiatlerinde de mühim bir tereffü var mühim surette piya sam!» derdim... Bugün prezante etii- Bon günlerde yiyecek ve çuval flatleri e yükselmiştir. Şehrimiz ler, cidden memnun oldum... Hemen kaynaştık... E, anlatınız kendinizi ba- kayım.... Size dair şimdilik bildiğim yalnız muhterem zevcinizin genel di- rektör olduğudur.., Genç kadın, Paristen kendisine yes ni hediye getirilen kübik altın taba kasından bir Yaka sigarası çıkardı; aynı madenden ve aynı üslüpdaki çakmağını cakasız çaktı. Bütün kuk landığı eşyanın içinde bu caka deni. Jen nesne zaten bol bol mevcut oldu- Zu için kendi pek mahviyetkâr ve mu- sasında evvelce tanesi 40 kuruş olan çu- yallar, sonraları 90 kuruşa kadar çıkmıştı, Bu flat, son günlerde 120 kuruşa yüksel- miştir, Çuvallardaki flat yüksekliği, gıda maddelerine tesir etmektedir. Gerek bu, gerekse diğer sebeplerden erzak flatlerin- Ge şimeien kilo başına vasati 2 kuruşluk kendini göstermektedir. Eylâl içinde kilosu 23 kuruşa satılan kuru fasulye bu ay için- de 28 kuruşa çıkmıştır. Kuru fasulyenin ihraş edildiği ileri sürülmektedir. Geçen sene de ihracat yapıldığı halde fintler 23 kuruşu geçmemişti. Teşrinisanide' kilosu 29 kuruşa satılan pilâvlık pirincin kilosu bu- günlerde 36 - 38, kilosu 30 kuruşa satı- Birçok Bakkaliye alize BED Birçok Bombay pirinci bulunmamaktadır. içinde kilosu 18 - 20 kuruşa sölilan çorbalık pi- rinç, şimdi 25 kuruşa zor bulunmaktadır. Urfa yağı birçok bakkal dükkünlarında 130, Trabeon yağı 120 ye, vejetalin ise 80 kuruşa satılmaktadır. Mahalle aralarında- ki bakkallarda $ kuruşluk kutu çaylarının 75, 10 kuruşluklarının 125 kuruşa satıl- dığı görülmektedir, Verdiğimiz flatler şeh- rimiz perakende piyasasının dünkü fiatle- ridir. Belediye sarayının ânı hazırlandı nis bir tavır takınmıştı. Cazibesinin | OVilâyet sarayı için de bir en büyük kuvvetini de bu tevazudan alıyordu. Bembeyaz — dişlerini güzel (o te bessümü arasından göstererek ân- Jattı: — Alâkumza teşekkür ederim; fa- kat tercümei halimi mi anlatayım, bilmem ki hanımefendiciğim?.. Ben Salih paşanın kızıyım... Çocukluğum» da mürebbiye ile büyüyerek ingilizce, İransızca ve almanca öğrendim... Li €yi bitirince üniversiteye girdim... Mezun oldum ve evlendim... Bunlara dair mi tafsilât oemrediyorsunuz?.. — Estağfurullah... Yok, yok, cicim... © kadar mazilere ne hacet?.. Şimdi ne yapıyorsunuz?... Meselâ sabahle- yin kalkarsınız... Kahvaltmızı yersi- niz... İşte bu silsileyle hikâye edin... Çünkü anlamak © istiyorum: Belki uyuşuruz, ogündelik programımızı birlikte çizeriz... Tatlı gözlerde bir yeis ifadesi gö- rüldü; — Ah, sormayın... Ben de bir sıkılı- yorum ki... İngilizlerin espleen» de dikleri bir sebepsiz bedbinlik vardır ya hani... İşte o, beni kemiriyor... Ko- cam giyinir, işine gider; ben bir tür- lü yataktan çıkamam... Sağa döne rim, gazeteyi evirir çeviririm; sola dönerim, bir roman okumak tecriibe- sinde bulunurum... Öğle olur.. Ye mekten sonra tuvalet; ya bir ahbap çayı, ya bizde briç toplantısı, ya ter- zi provası, ya bir sinema... Sonra ev... Kocam, pijamasını giyip oturmak taraflısıdır... Bazen onun dediği olur ve benim için bir siftinme faslı daha başlar... Bazen de, gene ikindi vakti- ne benziyen yeknasak bir dolaşış.. Hülâsa patlıyorum... — Ah, ma chöre!.. Ben de öyle... Benimki de aynı şey... Size hayatını- zı soruşumun sebebi, kendim için bir çare bulmak ümidiyleydi... Cidden bed- bahtım... Oo Halbuki, Oo akrabamdan evlenememiş ve zengin koca bekliyen kızlar vardır; size ve bana imreniyor. Jar; ne mesuğ olduğumuzu söylüyor- Jardı! — Uzaktan öyle görünürüz. — Fiirt filân?... Hmm?.. — Vallahi ne yapıyorsam hep va kit geçirmek için!... - Esaslı bir şey mevcud değil.. Korkuyorum da.. Çünkü kocani çok kıskançtır. Ağabey- $inin kafasında... — Ne yaptı ağabeysi? — Bilmiyor musunuz?... Eltimi, be- mimki gibi saçma sapan sebepten do- layı beraber gezdiği oğlanla yakala- mizi... — — Yılbaşı için çocuklara ufak te- fek hediyeler aldın bay Amca... proje yapıldı Bultanahmedde tramvay caddesinde inş edilecek Belediye sarayı için Belediye imar müdürlüğü bir proje hazırlarmağa başla- miştir. Şimdiden tesbit edilen şekle göre Belediye reisliği kısmı, bir riyaseş maka mw, bir salon, bir istirahat, bir de intizad Odası, yazı işleri müdürlüğü, kalemi, husu- si Ealem kızımlarını ihtiya edecek, reis muavini için de birer makam, birer de istirahat odası bulunacaktır, Diğer şubelerin de oda ihtiyaçları tesbit edildikten sonra proje kati şeklini alacak- tır. Yıktırıdan hapishane binası arsasında yapılacak adliye sarayının yanında birde vilâyet binası yapılması Prost plânı ili zasındandır. Vilâyet sarayı, şimdiki tapu dairesi bina- sınm arsasında yapılacaktır. Adliye sarayı plânini yapan mimar B, Asım Kömürcü, vilâyet saray! için de bir proje yaparak rilâyete vermiştir. İskenderun seferlerinin Hay- faya kadar uzatılması düşünülüyor Ankaradan gelen malümata göre, Müna- kalüt Vekâlesi İskendorun seferlerini Hay- faya kadar uzatmak tasayvurundadır. Ve- Kilet, eldeki vapurlarla bu tasavvurun tat- bik sahasını konulmasına imkân olup ol- madığını Denizyolları umum müdürlüğün- den sorulmuştur. Meseli incelenmektedir. 'Tedkirler, müsbet netice verirse Suriye, Fülstin, Mısır ve Yunanistana yapılan ih- racalımız kendi gemilerimizle sevkedile- ktir. Bu muhavereye içeriki salondan kulak misafiri olurken elimde bir ga- zete vardı, Hariciye Vekili Şükrü Sa- raçoğlunun şu satırlarını okuyor- dum: <Bizde alelümum aytıklı adamların ka- rıları İle şehir kadınları bütün ömürle- rinde; köylülerimizin erkek ve kadınları da kış günlerinde hiç bir şey istihsnl et- miyorlar denecek kadar az çalışıyorlar, İktisadi ve içtimai bünyemize tetabuk edecek işlerle bu kolları biran evvel süs- emek lâzımdır. Hep beraber bu işleri bul- Arkadaşlar, sizlere şen yuvalar ve v8- rimli işler diliyerek aözlerime nihayet ve- riyoruma “ — Şen yuvalar dilerim... - diye mi- rüdanarak içerdeki şeklen mesud, ruhan bedbaht kadınlara gözlerini Bu üç dört lisana âşinâ, üniversite mezunu sempatik münevver insan ki böyle bir çalışma idealinin mücahi- di, propagandacssı ve teşkilâtçısı ola- rak saadete kavuşabilirdi... Altın tabakasından can sıkıntısı ile bir Yaka sigarası daha çıkardı; — Ol... Bari bir poker çevirsek... (v4 -Na) Karilerimizin mektupları Aksaray - Harbiye tramvayları hakkında bir tavzih 13/12/9389 tarihli sayınızda ve FP, B. rümuzlu bir mektupta Harbiye « Ak- saray hattına işleyen tramvayların azlığından ve ancak 5 araba işletildi- inden şikâyet edilmektedir. Harbiye - Aksaray hattında pazar- dan başka günler için dalmi surette 8 araba çalıştırılmakta ve Aksaraydan Harbiyeye her 10 dakikadu bir ara- ba tabrik edilmektedir. Pazar günleri 1 baz Batlardaki daha &x İhtiyaca binaen tasarruf edi- len iki arabanın ilâveslle Aksaray - Harbiye hattında 10 araba çalıştırdı. wakladır. Bü sürede her 8 dakikada bir Aksarıydan Beyoğlu cihetine ara- ba gönderilmsei Unkâni hasıl olmak- tadır, Bu suretle tavzihini rica eder, say- Bılanmısi sunariz. Umum Müdür N. Germiyanoğlu Karaköy köprüsü Açılıp kapanma saatlerinin İran! otomobillerin köprünün her İki başında bek- lemek mecburiyetinde kaldıklarından ba- hisle belediyenin bu hususta bir çare dü- şünmesini temenni etmiştik. Neşriyatımız belediyece ehemmiyetle na- zarı dikkate alınmıştır. Ancak köprünün kapanma saatleri Heyeti Vekile ka- rarile tesbit edildiğinden belediye, bu ka- rarı birdenbire deği aalâhiyeti köprünün aşılıp Kupanına saatlerinde ta- dilât yapılmasını &stiyecektir, Fatihteki otomobil kazasi muhakemesi Kendi idare ettiği hususi otomobille Fa- tlhten Edirmekapıya giderken Malta çar- şt civarında Sıdıka adinda bir kadına çarparak ölümüne sebebiyet vermekten mazmun Dr, B, Orhan Ünalın muhakeme- sine dün asliye dördüncü ceza mahkeme- sinde baklımıştar. Bu celsede, kaza yerinde keşif yapan ehiivukuf heyetinin mahkemeye gönderdi- gi rapor okunmuştur. Bunda kazanın ka- dının ihtiyatsızlığı yüzünde vukubulduğu bildiriliyordu. Mahkeme, raporu Iddia makamının ted- kik etmesi ve şehir dahilinde motörlü ve- saltin nizamen Azami kaç kilometre süratle gitmek mecburiyetinde Oldüklarının ve havanın yağmurlu olmasına göte bu gsüra- tin değişip değişmiyeceğinin Belediye fen İşleri müdürlüğünden sorulmasına karar vererek muhakemeyi başka güne bırak- muştar. Nüfus sayımı hazırlığı Noksan numaralar ve levha- lar tamamlanacak Gelecek teşrin aylarında yapılacak umu- mİ nüfus sayımı münasebetile Bakırköyün- de bir tecrübe sayımı yapılacağını yazmış- tık. Bakırköyünde numarataj işlerine baş- lanmıştır. Evlerin, arsaların noksan olan numaraları tamamlanmaktadır, Bu iş bit- tikten sonra kânunusanl içinde Bakırkö- 'Toşrin Karalarında numarataj işleri tamamla nacaktır, Yalnız bu işler için şimdiki teş- kilât kâfi gelmiyeceğinden numarataj İş- lerinin devam ettiği müddetçe hâriçten memur alınacaklar, Bundan başka “şehrimizdeki sokakların noksan iâvhaları bir müteahhide ihale edilmis: Kıskançlık Bir kadın başka bir kadıni Hilal yay Galatada bir erkekle beraber yaşıyan İnolyo isminde k lardan birile münasebeti olduğu vehmine kapılmışır, Kıskançlığın verdiği evhamle gayri şuuri hareket eden madam İnolyo, evvelki gece, bu birahane hanendelerinden bayan yolunu beklemiş ve onunla karşılaşır karşılaşmaz, elinde sakladığı ji- let biçağile üzerine atılmış ve gelişi güzel sekiz on darbe . Bayan İrfan, bil- hassa yüzünden aldığı birçok yaralardan sızan kanları görünce bir tarafa yıkılmış kalmış, o sirada hüdiseri gören bir polis memuru madam İnolyoyu yakalamıştır. İrfan Beyoğlu hastanesine yatırılmıştır. Tahkikat, devam. etmektedir. Tayyare modelciliği müsa- bakası yapılacak Türkkuşu; şehrimizde bir tayyare mo- delciliği müsabakası yapınağa karar ver- miştir, Bu müsabaka; ikincikânunun ük pazarında Yeşilköyde yapılacak ve ama- törler arasında olacaktır. Türkkuşu; bu müsabaka için mükâfnilar da koymuştur. Bu müsabakaya İştirik etmek istiyenler; Hava kurumundaki Türkkuşu müfettişliği. ne müracaat edeceklerdir. . 4. : ami Bir çocuk cinnet alâimi gös- tererek babasını yaraladı Kasımpaşada oturan B. Oskan'ın oğlu İsak, evvelki gece birdenbire cinnet alâlmi göstererek evde sağu sola saldırmağa baş- lamış, bu sırada eline geçen birçok geyi kı- rıp devirdiği gibi bir arslık masa üzerinde duran ekmek bıçağını da alarak babasının üzerine hücum etmiştir. B. Oskan oğlunun bu savletinden kur- tulmak istemişse de muvaffak olamamış ve İsak elindeki bıçağı babasının muhtelif yerlerine sokup çıkarmıştır. İSTANBUL HAYATI Her memleketin bir argo dili var. dır. Bunda, ana lisanın kelimeleri mâmalarını tamamile değiştirerek acayip kılıklara girerler. İstanbulun argo dili bir hayli zen- gindir. e Konuşulurken © dinleyinee, birçok kelimeler ayrı ayrı anlaşılır. Ve lâkin, cümleden mâna çıkarmak pek zordur. Çünkü; bu dilde kelime lerin ifade ettiği mânalur bambaşka- dır. Ancak, argocular konuşurken çok jest yaptıkları cihetle fazla dikkat edilirse bir şeyler anlaşılabilir. Eskiden İstanbulun muayyen bazı semtlerinde argo dili kullanılırdı, Son zamanlarda birçok semtlerde argo meraklıları çoğalmağa başladı. Ekse- risi kıyafetinden belli olur. Şapka ve- ya kasketleri daima başın yan tarafı- na doğru çarpık durur. Yazın, yakası (kendilerinin gırgır (tabir ettikleri) Fermuvarlı gömlek, ekseriya siyah el- bise, altı gayet ince köseleli, ökçesi yüksek ayakkabı giyerler. Kışm da; dik, devrik yakalı yün kazaklarının göğsü gırgırlı ve paltolarının yakası daima kalkıktır, Biribirlerine hitap ederken aralarında yaş farkı gözet mezler, Büyük, küçük hepsi birbirinin ağabeysidir, oEkseriya kahkahalar atarak yüksek sesle (o konuşurlar, «Ra leri, <Z» leri bastırarak telâffuz ederler, — Abicim, Fin dedikleri şu hinoğla hinlerin dalgalarını dikiz ediyor mu- sun? — Sorma be abi!. Herif kıyıdan kerteriz edip de bir takınca avala çe viriyor adam evlâdını. Geçmiş bir şey anlatırken daima hâl sigası kullanırlar: — Aman be abicim. Dün akşam bizim çorbacıya bir katakulli kıvınp — Dalgaya gelir miyiz abicim? Ça- karsın ya numarayı!,, Dört gecedin harmanız. Nefes alınca kellenin çat- matiz oluyorum. Dayan bakalım ko- ya... İşte, Allah ne verdiyse zula edi- dede dün akşam iki çifçille üç manda gözü vardı. İki saate varmadı, erittim billâhi hepsini. Böyledir işte, kavanoz dipli dünyanın hali Omuz ver böyle şeylere. Tırıl da olsak bizin mekadirimizi bilen bilir. İçki âlemleri de pek neşelidir; — Haydi be abicim, gıdıkla şunu. Mahzun etme zavallı asma kızımı. Diye biribirlerine ikram ederler ve üstüste kahkahalar çınlatırlar, Cemal Refik 1 i amsik e Evdekilerin istimdadı üzerine yetlgem 22 | weorsmmssnnma1ısns10n n111 bıta memurları İsak'ı biçağile birlikte ya- kalıyarak müşahede altına alınmak Üzere Tbbındliye götürmüşlerdir. Yaralı baba, berayı tedari Beyoğlu hastanesine Kaldırıl- mıştır, ... Küçüğe de bir bebek!... B. A. — Yirminci asır çocukları bunları beğenmezler sanırım!... — Acaba?... 4 Kasımpaşada oturan Ömer iaminde biri, dön Yeniçeşme caddesinden geçerken bir duvurdan başına düşen tuğla İle yaram lanmış, polis tarafından berayı tedavi has- taneye kaldırılmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: