'Tevki'hane ve hapishane... Bun- kendi kendine An- karaya seyahat et- mesi... Salye işin- den dolayı muh- telif kimselerin tu- tulmuş olması... Geçen yazımda, kârilerime sultan sarayında bir mü- hayyel (o seyahat yaptırmıştım. BI düşmez kalkmaz bir Allah!.. Her zaman sarayda gezmek olmaz... Bu sefer de bir ada- mın tevkifinden tahliyesine kadar neler görebileceği- ni hikâye edeceğim. pi ” Sabahleyin evden çıkan bay N. M.'i tasavvur ediniz. Kapıdan görü- mür görünmez iki yanında iki kişi be- Miriyor. Adam zaten kuşkuludur. — Kimsiniz? Ne istiyorsunuz? - di- ye duralıyor. — Sivil memurlarız... Bizimle be- Taber karakola geleceksiniz... — Ne meselesi? — Orada anlarsınız. — Tevkif mi ediliyorum? — Galiba. — Falanca işten dolayı mı acaba? — Evet. İki memur fiskos ettiler. — Öyleyse karakola kadar yorul- Muıyalım. Doğruca müdüriyete gide- biliriz Müdüriyette alâkadar dairede bir Yıd... Sonra diğer bir polisle (ke- ti yahut kelepçesiz) adliyeye... Tevkif kararını vermiş olan bizzat, Müddekumumi ise, B.N.M onun “Sina çıkarılır. Yakta bir dakika konuşurlar: elinin meseleden dolayı sizi tevkif ya tanın gayri mevkuf cereyanı için mahkemeye istida vereceğim. > Verebilirsiniz. aa vhafazasındaki memurla birlikte, Do m Kâlemdeki kaydini de bitirir. ğu tevkiMmaneye. a Adliye sarayının arkasında- beyaz binanın koskoca- ip kapısı, Önünde jandarmalar. Pıcılık eden gardiyanla konuşan Po mevkufu teslim eder. Orada n ir, deftere kayıd düşer, » NM. artık tevkifhanenin ma- hıdır. Bi UMumiyetle tevkif edilme usu- böyledir. Katille maznun olan da, hırsız da. Matbuat cürmü işliyer de Yukari bu tarzda tutulur. An- evi sikan bolislerin mikdarı, mu- hafaz tertihatı ve muamele gradosu vaziyete Görk değişir. İstintak odil- mek için Serkes olaran gelen birine de tevkif Mükkeresi kesilebilir. O da takriben bü anlattığım ilerde kilit altına alını! en Ekseriya insan şaşırır. Kendisini götüren polis yah jandarma nefe- rini âdeta bir hâkm sanarak ona masumluğunu UzUluzun isbat için çene. yorar. O zanjı da; «Ha... Evet... Hakkın var... ah vah...» tar zında -dinler.... Tecrüei kimseler, böyle toylarla; p HAYATTAN LEVHALAR Bir insan nasıl tevkif edilir ? | Türk paviyonu hakkındaki intibalaı ? Tevkifhane nasıl yerdir ? Bir meydancı, imtiyazlı bir müdür gibidir. Maiyyeti erkânı vardır. Onlara emreder. - Işıklar yanınca mahkümlar biribirlerine: “Ali lah kurtarsın !,, derler m İstanbul tevkifhane kapısı — Jandarmaya iyice meram an- lattın mı?... Anlattınsa belki seni affeder! - diye alay ederler. “ b Bay N. M'in girdiği yer, yüksek tavanlı bir küçük iç avludur. Sağda- ki bir merdivenle tevkifhane müdü- rünün ve kâtiplerinin bulunduğu ta- rafa çıkılıyor. Hallice mevkufların misafirlerile bu üst odalarda, hattâ müdüriyet bürosunda bile konuşma- larına müsaade edilir. Bu üst oda- larda bir de küçük müzecik vardır. Cürüm vasıtaları, yakalanan esrar- lar, kokainler ve saire... Duvarlarda da cürüm mikdarına dair istatistik- ler... Fakat burası ancak bir resmi dai- redir, Asıl tevkifhaneye deminki med- halin karşısındaki kapıdan girilir. Burada, insanın üstünü ararlar. Hat- tâ bazılarının ayakkabılarına ve sair en gizli yerlerine kadar, Sebebi de esrar, içki, eğe, silâh, demir ve saire bulunmasın diye. Mevkuf, traş ola- cağı jileti de teslim etmeğe, izinle ve gözününde traş olmağa mecburdur. Anahtar dahi - demir olması yüzün- den - sahibinden alınır. Gelen hediyeler de muayene edi- lir. İçeriye girmek istiyen ziyaretçi- ler, keza... Tevkifhanede insan istediği kadar para sarfedebilirse de, içeri girerken fazla mikdarını muhafaza altına alırlar. Şimdi, üç tarafı çepeçevre yüksek bina ile kuşatılmış bir avludayız. Pencerelerde mevkufların oturdukla- rını görüyoruz. Yalnız denize nazır kısmında bina yok, yüksek bir duvar var. Bir de, nöbetçinin beklediği ku- le gibi bir yer. Avlunun bir tarafın- da bir imalâthane, bir çeşme, biraz çiçekli bir tarh... Mevkuflar işgal ettikleri katlara göre posta posta ayrılmışlardır. Mek- teplerde olduğu gibi bahçeye ancak teneffüs zamanı çıkılır. Bir postanın müddeti bitince o girer, ötekiler çı- kar. Bazan da avlu boş kalır. Arala- rında düşmanlığı olanlar ayrı âyrı postalara konulmuştur, * “ Yeni gelen, karantine denen bod- ruma alınır. Buranın penceresinden bakınca, avludakilerin ayağile içer- dekilerin göğüs yahut başı bir hiza- ya gelir. Karantine, sekiz on hücre- den mürekkeptir. Arkadan geçen bir koridora kapıları açılır. Karantine- dekilerin biribirlerile o konuşmaları, odalarını ziyaret etmeleri memnu değildir. Fakat derece farkı vardır. Parası olan karyolada yatar, Her koğuşun olduğu gibi buranın da bir meydancısı vardır, Yani mev- kuflar arasından teyin edilmiş bir müdürü. Bu, imtiyazlı bir makam- dır. Meydancı, yarı gardiyan gibidir. Öbürlerine tahakküm eder. Hattâ şunu bunu patakladığı vakidir. Ce- gası yüksek olanlardan seçilen meydan- a, gelenlerden para alır. (1) Yerleri de parasına göre tayin eder. Kat kat gilteleri vardır. İtibarlı «misafirine» bunlardan serer. Dahili ticaret yar par. Mahkümları maiyetinde kah- veci, uşak tarzında kullanır. Onlara divan bile durdurur. Meydancının esrar satarken yaka- lanmak gibi bir sürçmesi olursa mai- yetindekiler, onun suçunu üzerlerine | alırlar, Fakir, iradesiz, sefil mevkuflar, minimini odalarda sekiz on kişi tah- takurusu içinde yerde, yahut çuval- lar üzerinde yatarlarken, meydan- Ginın yahut münasip gördüğü adam- | Yarın aynalı, resimli husus! hücrele- | ri olur. Haşeralta karşı korunmak üzere, bunlar, ceplerinden para har- cayarak, odayı mevkuflara badana ettirebilirler, Her yemek zamanı dışarıdan bir ahçı gelip liste sunar. Tepsi ile ye- mek getirilir. Ekstra ekstra mevkuf- lara evlerinden hususi ahçılarımn yaptığı yemek gelir. Birinci sınıf olan- lar söylediğim (gibi ahçıdan yer- ler. İkinci derecedekiler kendileri pi- şirirler. Ahçılık eden maiyetlerini de bu tencereden beslerler. Fakirlere beyiikten tayın dağılır. Fakat bunlar daima yarı aç vaziyettedirler. | Tevkifhanede hizmet görerek, ha- | riç için elişleri yaparak, mevkuflara | istida yazarak, imalâthanede çalışa- rak para kazânanlar vardır. ” Fevkalâde itibarı olanlar karantine dairesinde yatmazlar, Doğrudan doğ- ruya mer'iyyülhatır koğuşlarına alı- nırlar, Bu isimdeki koğuşlar, bir kaç odadır. İkisinin Marmaraya mükem- mel nezareti vardır. Mektep yatak odaları temizliğindedir. Kiminde iki, kiminde dört, kiminde altı yatak bu- lunur, Kidemliler yenileri karşılar. İkramlar; şerefe ziyafetler; şarkılar; hikâyeler; hep birlikte diğer koğuş- ları ziyaretler... Meşhur simalarla tanışmalar.. Meselâ şöyle bir muhavere: — Ben gece hırsızı falancayım.., Müddeiumumi yirmi sene yememi istiyor... Meslekdaşlarımın en tanın- mışıyım. Şayet geceleyin gözünüzü açarsanız ve odanızda bir yabancının bulunduğunu görürseniz; ismimi söy- leyin. Arkadaşım olduğunuzu hırsıza haber verin. Göreceksiniz ki size bir şey yapmıyacaktır, Bir kahvenizi içer, gider. “ Merdiven sahanlıklarından her kata girmek yahut buradan dışarı çıkmak için bir demir parmaklığın kilidini nöbetçisine açtırmak lâzım- dır. Mer'iyyülhatır koğuşlarında bu kayıd yoktur, Diğerleri arasında şu koğuşlar dik- kati celbeder: Sıbyan koğusu — Pek genç mev- kufların yeri. Âdem babalar koğuşu — En fuka- ranın, yani çıplakların koğuşu. (Kırk elli kişi yatarlar.) Tecrid hücreleri — Adı üstünde... Fakat idam edilecek adam da hapis- Yürük Çelebi (Devamı 10 uncu sahifede) (1) 1831 senesindeki bin müşahedeye göre yazılmıştır. Operatör B.Eminin Nevyork sergisinde B. Emin, Amerikada iştirak ettiği kongrele anlatıyor. Kendisine fahri doktor ünvanil bir nişan ve madalya verildi 'Tıb mesleğini alâkadar eden bazı kongrelere iştirak etmek üzere bir müddet evvel Amerikaya giden ope- ıatör B. Emin şehrimize dönmüştür. Gerek hazır bulunduğu kongreler, ge- rek Nevyork sergisindeki Türk pâviyo- nu hakkında ihtisaslarını dinlemek üzele kendisini ziyaret eden bir mu- harririmize B, operatör Emin şu iza- hatı vermiştir; — Sergimiz hakkındaki kanaatim şudur: Sarfedilen az paraya mukabil elde edilen netice çok iyidir. Serginin açılma merasiminde hazır bulundum. 1000 kişiye yakın bir davetli kütlesi huzurunda yalnız sefirimizin irad et- tiği nutkun kıymet ve ehemmiyeti ya- pılan masrafa tekabül eder, Sergi bina itibarile çok cazib ve s8- vimlidir; tertibalı iyidir. Tenkid edi. lecek ufak tefek bazı kusurları bulu. nabilir. Fakat herşeyde iyi veya kö- tülüğün nisbet farkını aramak lâzım- gelir. Ben sergiyi ekseriyet itibarile iyi buldum, Sergi hakkında burada yazılanları bilmiyorum, fakat Ame- rika matbuatının sergimiz hakkında- ki neşriyatı gördüklerime tamamen mutabıktır. — Amerika balkı sergimize alâka gösteriyor mu? — Sergimiz biri Devlet paviyonu, diğeri Amerika hükümetinin her mil lete tahsis ettiği saha olmak üzere iki kısımdır. Memleketimizin (tarihi, coğrafyası, erkeolojisi ve bir çok ma- lümatı hakkında gösterilen resimler, eserler ve grafikler memleketimizi az çok tanıyanlar için iyi bir elüde im- kân veriyor, tanımıyanlarda ise hay- ret ve takdir hisleri uyandırıyor, Devlet paviyonuna gelince, burada alaturka yemek veren lokanta leba- leb dolmakta. Türk köylüsü kıyafe- tile dolaşan hanım kızları görmek, teşhir edilen sanayi eserlerini ted- kikten geçirmek, Türk şekerlerini, sigaralarını tatmak büyük bir rağ- bete sebeb oluyor. Hülâsa, sergi bir yabancıya Türki- ye hakkında iyi bir fikir verecek su- rette hazırlanmıştır. — Amerikaya yaptığınız seyahatin asıl maksadı ne idi? — Esas seyahatim, askeri tababet ve eczacılık onuncu beynelmilel koh- gresile, beynelmilel cerrahi kolleji köngresinde bulunmak ve orada İs- tiklâl mücadelemizin İnönü harple- rinde vesaitsizlik yüzünden icad ve istimal etmiş olduğum iptidai bir otgklav ile kol ve ayak kırıkları için ağaç dallarından yapılmış Ce- bire (Atel) ve makaraları teşhir için- di. Eski bir harp cerrahisi hocası si- fatile bir konferans vermeğe ve bun- dan başka beynelmilel turist kongre- sinde Turing klübü temsile gitmiş- tim lık kongresine gittim. Bu kongrede evvelâ ingilizce, sonra fransızca olmak üzere uzunca olan konferansımı verdim ve âletlerimi teşhir ettim. Kongrenin takdirine mazhar olan bu âletler tabbi müzeye resmen kabul edildi ve beni de «U, S. Surgeons association, yani Amerika Birleşik devletleri cerrahi teşekkülü fahri doktoru yaptıkları gibi bilâhare sefirimizin de hazır bulunduğu ve kongre relsi general Dr, Arnoldile diğer iki general ve beş albayın huzu- rile bir de nişan verildi. Sonra «İnternational College Of | dar bu teklifi kabul etmemektedir, surgeons» yani beynelmilel kollejinin Nevyorkta toplanan kongre | sa Hidiv köşkünü lüks bir otel he sinde bulundum. Orada da fahri aza- lık tevcih edilerek bir madalyâ ve dip- loma verildi. — Turist kongresinden de bahse- der misiniz? — Turist kongresi Vaşingtonda topandığı için Nevyorktan tekrar Va- şingtona gittim. Kongreye yirmi beş millet murahhasları iştirak etmişti. Dört gün süren kongre nam ve he- sabına Vaşingtondan hareketle Bir- r . . . Operatör B. Emin leşik Amerikanın birçok eyaletle rini, fabrika ve müzeleri gezdik. Dıtroit'te bulunduğumuz sıradi Kral da hemen karşımızda bulunar Kanadanm Vindsor şehrine gelmişti Biz buradan Kanadaya geçtik, büyük şehirleri ziyaret ettik, Sonra Hadsor nehri boyunca Niyicerzi'ye gittik ve burasını Nevyorka bağlıyan dünya nin en büyük asma köprüsünden ge çerek Nevyorka geldik. — Bu köprünün büyüklüğü hak: kında bir fikir verebilir misiniz? — Hatırımda kaldığına göre iki ay? ğinın yüksekliği altı yüz kademdir. Köprü gözünün yüksekliğini galiba 300 kadem olarak söylemişlerdi. Yel «ız hatırımda kalan birşey var ki askeri tababet kongresi sırasında et kânı harp mektebini gezmeğe gitti- ğimiz zaman bizi bir harp gemisine bindirmişlerdi. Harp gemisile bu * köprünün altından geçerken direği ile köprü arasında 10 - 15 metreden © fazla bir mesafe kaldığı göze çarpi- i yordu. — Amerikada en çok nazarı dikka 0 tinizi celbeden ne oldu? — Nevyorkun 103 katlı binalarını ben bir tarafa bırakıyorum, Ameri : kada en ziyade nazarı dikkatimi cek beden şeyler yollarla ormanların meb- » zuliyeti ve intizamı olmuştur. Bu or- manlarla «Meypıls denilen bir ağa cın (bu ağaç iyi kereste ve yeşillik | temin ettikten başka şekerli bir us&- re de veriyor) tohumlarından heğiyt olarak memlekte getirdim. Bu tohuük eweryullsu © , : j ları memleketimizde teksirine çalışıl- mak üzere mütehassıslara dağıtacar ğum, Ne yapayım, Amerikanın yollarını in getiremedim, hiç olmazsa Ağaçların Su dan bir hatıra getireyim, dedim. ki p Çubukludaki eski Hıdiv köş- künün bahçesi park oluyor | Çubukludaki eski Hidiv köşkü bah- çesinin bu ay içinde park olarak hak , # ka açılması Belediyece kararlaştırıl. “5 | mıştır. Vali doktor Lütfi Kırdar, köşl& teki bekçilerin artırılmasını emrels” miştir, € Yarın Vali doktor Lütfi Kırdar, r& l fakatinde Daimi encümen azasından © 'B. Selâmi Sedes olduğu halde koru- Yuğu gezecektir. Bazı makamlar, Hidiv köşkünde muallim kampı kurulmasını ve köğ- kün hemen bir otel haline ifrağını * teklif etmişlerdir. Doktor Lü Kır Belediye münasib bir sermaye bulur- Üniversite askerlik kampı Yedeksubay okulunda açıldi Üniversite askerlik kampi dünden itibaren yedek subay okulunda açıl. mıştır. Bu devre kampına üniversite- nin Iktisad, hukuk fakültelerile güzel sanatlar akademisi mimari şubesi ve yüksek ticaret, eczacı, dişçi mekteple- rinden 1600 kişi iştirak etmektedir.