Atlantik © 939 iktisadi buhranından sonra Av- #upa İle Amerika arasında gidip g*- enler azalmıştı. Bu yüzden posta va- 'purlarından büyük bir kısmı seferleri. ini tatil etmiş, bağlı oldukları Hman- larda demirlemişlerdi. Fakat bu hal Urun sürmedi. 932 senesinden sonra yeniden münakalât arttı. Bunun üze. rine mevcud vapurlar ihtiyaca kâfi başladı. Evvelâ Fransa 'Normandie vapurunu inşaya karar verdi. Bunu müteakip İngiltere pim Mary vapurunu inşaya başladı. vapuru 34 bin tonluk olduğu halde sü- vat ve ihtişam itibarile gerek Norman- On Mn ni | yeri süratli vapurlar Amerika seya- | hatini dört buçuk güne indirmişlerdir. taraftan geçen haftadan itiba- Ten İşlemeğe başlıyan yolcu tayyarele- Fİ Atlantiği iki günde katetmektedir. Yüz sene evvel Atlantiğin ancak yel- | kenle aşıldığı, bunun için seyahatin | rüzgârın keyfine tâbi olduğu düşünü- | lürse bir asır içinde vukua gelen te- | rakkiye şaşmamak kabil değildir. Gerçi buhar kuvvetini ilk keeşfeden ve bir buharlı vapur yapan Denis Pa- pin adındaki Fransızdır ve bu keşfin tarihi 1687 dir. Fakat bu keşif o za- manlar hiç bir netice vermemişti. Hat. Bun üzerine Papin İngiltereye kaç- .mağa mecbur olmuştu. Birkaç sene sonra İngiliz Jonathan seferleri 100 sene evvel Amerikaya ancak Yelkenli gemi ile gidilebilirdi - Bugün vapurlar Amerikaya dört #apyare iki günde gidiyor Yeni yapılan Mauretania vapuru buna mâni olmuştu. Bu tarihten an- cak 80 sene sonra İlk yandan çarklı vapur yapıldı ve tecrübeler bunların dalgalara mukavemet edebileceğini gösterdi. 1183 senesinde Marki Jouffray ilk buharlı vapuru inşa etti ve Amerika- lı Fulton hazir olduğu halde bunu Fransada Saone nehri üzerinde işlet. ti. Fakat parası tükendiğinden tec- rübelerine devam edemedi. Fulton Amerikaya dönünce birkaç vapur yaptırdı. Bunlar nehir üzerinde pek âlâ işliyorlardı. Fakat bütün âlim. ler bir vapurun Atlantiği katetmesi mümkün olmadığı hususunda ittifak ediyordu. Başlıca mahzur olarak va- purun kâfi miktarda kömür taşıyamı- yacağı ileri sürülüyordu. 1819 senesinde Savannah ismindeki ilk vapur atlantiği katetmeğe teşeb- büs etti. Fakat içinde ne yolcu, ne de eşya vardı. Vapurun kaptanma deli na. zarile bakılıyordu. Bizim Kadıköy va- purları kadar olan bu gemi Amerika- dan Avrupaya gelebildi Fakat buna ameli bir kıymet verilmedi. Ancak 19 sene sonra, yani 1838 de ciddi bir teşebbüs vukua geldi. Bir va- pur kumpanyası Sirius isminde 500 tonluk bir vapur yaptırıdı. Bu vapur Amerika seferine çıktı Rakip kun» panyada Great Western adındaki va- purunü yola çıkardı. Bu vapur üç gün sonra hareket ettiği halde rakibile bir. likte Nevyorka vasıl olabildi. Seyahat 20 gün sürmüştü. Nevyork şehri iki vapuru büyük merasimle karşılamış. tı. Bir kaç gün sonra Sirius ve Great Western avdet seyahatine çıktılar. Bu seyahat da salimen yapıldı. Bundan sonra Avrupa ile Amerika arasında va- pur seferleri başladı. Vapurların hac- mi büyüdü, süratleri arttı ve Atlantiği vaptrla aşmak tehlikeli bir iş olmak- tan çıktı. Nazilli Halkevinde resim sergisi Nazilli (Akşam) — Nazilli Halkevin- de bir ay devam etmek Üzere bir resim sergisi açılmıştır. Sergi, muhitte bü- yük bir alâka görmüş, pek çok ziya. i anavatana iltihakı Afyon mebusu B. Berç Türker'in beyanatı Hâlayın ana vatana itihakı münasebetile Af- yon mebusu B. sa hükümetinin, velevki geç olsun, Türkün hakkını teslim (ederek, sevgili Hatay meo- selesinin dostane surette ve kâmi- B. Berç Türker len bizim lehimize olarak haline karar vermesi 'Türk milletini sevindir- miş ve bütün memlekette milf bir bayram saadetini uyandırmıştır. Hatay meselesi için tek tük nahoş sesler işitildi, fakat hak ve adalet taşıyan Türk kervanı yürüdü. Bu sevinçli hadise, yüksek direk- tifleri ile daima memleketi parlak başarılara sevkeden, Milli Şefimiz İsmet İnönünün ve kurduğu Dr. Re- fik Saydam hükümetinin şanlı mu vaffakıyetidir. Bütün dünya Hatay zaferini alkışladı. Hatayın, anavatana kavuştuğu şu sırada, Atatürk'ün muazzez ve ebedi hatırası ruhlarımızda, kalblerimizde canlanıyor. İki sene evel, irad ettik- leri bir nutukta, ilk defa olarak Ha- tay meselesinden bahis buyurmuşlars dı. Şu en sevinçli dakikada, bize bu mesud günleri hazırlıyan, Büyük Türk dâhisi olan Ataürk'ün mukad- des adını şükran ve minnetle yad et- mek ve onun muazzez hatırası önün- de eğilmek hepimiz için ibadet mer- tebesinde mukaddes bir borçtur. Bugün hakkın ve adaletin zaferi olarak Hatay, ebediyyen anavatana kavtışurken, civanmerd Türk milleti, kahraman 'Türk ordusuna şu sözleri söylemekle iftihar ediyor: «Askerler, Hatay dağları üstünden kırk asır, sizi, aşkü hayranlıkla sey- rü temaşa etmiş ve ebediyyen ede | cektir. Türkiye Cümhuriyetinin şanlı bayrağı Hatayda dalgalanırken bü- tün Halaylıların kalbinde milli vah- det hisleri uyanmış ve «ne mullu bi- ze ki Türküz: sadaları göklere ka- ön çınlıyor, tanir taninendaz ndaz oluyor.» HAYATTAN LEVRALAR Baş tarafı 7 inci sahifede haneye gönderilmez. Umumi koğuş- lardan alınarak burada muhafaza edilir. Keza temas etmemesi icap edenleri ve azılıları buraya koyarlar. Bir de tevkifhanenin bodrum zin- danı vardır. Daha azılıları, yani di- #ipline riayet etmiyenleri, gardiyan döğmeğe kalkanları, cam kıranları ve saireyi burada zincire vururlar. Arasasırada, bu kısım sakinlerinin avaz avaz bağırdıkları duyulur. Lâmbalar yandığı zaman, herkes biribirine temenna edip: — Allah kurtarsın! - der. Muhakeme günleri, tecrübeliler, hâkim huzuruna çıkacaklara akıl öğretir. Hattâ, bir prova muhakeme- si kurulur. Müttehimin ne söyliye- ceği talim edilir. Katiller, tevkifha- nede, kabahatlarının iç yüzünü açık- ça anlatmakta mahzur görmezler. Tabit hâkim huzuruna çıkınca hi kâyeyi başka türlü naklederler. İşte mevkufiyet hayatı, böylece sü- rüp gider. Hüküm yenirse hapisha- neye geçilir. Beraet edilirse, sevinç içinde B. N, M. çıkar gider. Çıkmadan evvel fakir fukara etrafını alır, Oda cebindeki paraları seve seve dağıtır. Sik sık buraya gelip arkadaşlarını yoklayacağını söyler, Fakat bir daha Ancak yolda rasladığı sabık felâ- ket arkadaşlarını seneler geçse de ta- nır. Onlarla, mektep arkadaşı gibi konuşur, derüleşir... Sımi, derece farkına bakmadan, kendilerine kar- şi bir yakınlık duyar. Şu intibaı da hasıl eder: 'Tevkifhanedeki bedbahtlar içinde kalben çok İyi, zekâca çok yüksek kimseler de vardır. Hattâ buranın zekâ seviyesi haricinkine faiktir. He- Yürük Çelebi Trablusgarp muharebesi, devletin | hayatına dokunacak yeni büyük teh- Hikeler hazırlıyordu! Teessür ve yeis içinde Sultan Reşad Mabeyinde Per- şembeden başka her gün öğleden son- ra nöbet çalan Muzikai hümayunun yeni emir verilinciye kadar terennüm- lerini tatil etmesini irade eylemişti. Hakikaten yalnız matem havası ça- Unacak günlerdi! : Tarablusgarpte nevmidane, fakat kahramanca bir müdafaa ve muka- beleye maruz kalmış olması, İtalya- nın ettiği kolay hesapları şaşırtmıştı. Bundan dolayı İtalya hükümeti as- kerlikten ziyade siyaset düzenleri yo- Mile maksadına ermeği, askeri teşeb- büslerini bu siyaset oyununa göre ida- re eylemeği muvafık görmüştü: Avrupaya göz dağı ve heyecan ver- rerek, büyük devletleri Osmanlı hü- kümetini tazyik ile sulhe yanaştırma- ğa sevkeyliyecekti. Mademki Afrikada sahiden içeriye adım atamıyordu; O da harbi Asya ve Avrupadaki Osman- W topraklarına nhakledecek, Osmanlı devletinin başına başka gaileler aça- caktı. Yemende Zeydi imamları Osmanlı hükümdarını halife olarak tanımaz- lârdı; buna mezhebleri müsaid de- gildi, Bu yüzden Yemende isyan va- kaları hiç eksik olmazdı. Son zamanlarda gene büyük ve mühim bir kıyam vaki olmuş, Zeydi imamı Yahya askeri mevakie hücum ile (Sana) yı muhasara etmişti. Ye- mene kumandanlıkla gönderilen mü- şir İzzet paşa Sanayı muhasaradan kurtarmıştı. Ayni zamanda (Asir) de Seyyid İdris dahi kıyam eylemişti. İzzet pa- şa Ciddede de Mekke emiri ile görü- şerek ona yirmi beş bin altın vermiş, emir de Asir üzerine yürüyerek mu- hasara altında bulunan (Ebha) dan İdrisin kuvvetlerini defetmişti. Yemen vali ve fevkalâde kuman- danlığına tayin edilmiş olan İzret pasa, Yemende başka bir idare şekli kurmağı münasip bulmuş ve müta- Walarmı kabineye de kabul ettir- mişti. Bu bir iUlAf siyaseti idi. Bundan böyle imam Yahya ile hilâfet maka- mı arasında bir muhaleset devresi açılacaktı. İzzet paşa, imam Yahya İle görüş müştü. Bu mülâkat teşrinlevvel için- de (Amranın) dört saat kadar şima- linde (Daan) köyünde mutanfan merasimle ceeryan eylemişti. Tekarrür eden itilâf şartları İstan- bula gönderilmiş ve kabinece muva- fık görülmüştü. Bu şartlara göre imama tâbi şeyhlere (hükümetçe maâşlar tahsis olunmuştu Kanlı ihtilâf bu suretle bir hal suretine bağlanmıştı. İtalyanların 'Trablusa hücumu is- lâm âlemince büyük teessür ve he- yecanı mucip olduğu günlerde imam Yahya ile İdris padişaha telgraf çe- kerek işlâm ühuvvetinin metanetini teyid eylemişlerdi. İtalya her iki imamı yoklamış, imam Yahyadan yüz bulmamıştı. İmam Yahya ahdinde sebat ettiği halde Seyyid İdris İtalyanların «in'amına» dayanamamıştı. İtalya İdris ile onun başında top- Jananları silâh ve para Ile takviye edi- yordu. İtalyanların Seyyid İdris ile itlAf âkdetmelerinde bugünlerde Jön 'Türk- lerle arası hiç iyi gitmiyen Mur Hidivinin çok yardımı oldu. İtalyan ajanları bu sayede kolay- lıkla Seyyid İdris ile münasebele gi- rebilmiş idiler, İtalya hükümeti Ki- ml denizdeki gemilerle naklettiği on bin tüfek ve üç sahra bataryasını İdrise isal eylemekte hiç müşkülâta maruz kalmıştı. (1) İtalyan donan- ması Kızıl deniz sahillerini tarassud ediyordu; Hüdeydeyi de abluka et- mişti. İtalyadan gördüğü yardımla ra mukabil Seyyid İdris te Sünusl şeyhlerine İtalyaya karşı durmanın anlatmağa çalışıyordu. Beyrutta limanı ziyarete gelen ec- nebi gemilerile selâmlaşmak, sahli- MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tefrika No. 59 İtalya Trablusta uğradığı güçlük üzerine politika faaliyetini artırıyor de kaçakçıları takip etmek üzere kırk beş yaşında bir (Avriilâh) koörveti ile on sekiz yaşında Ankara torpidosu vardı. 1912 şubatının 24 üncü günü se bahleyin İtalyan donanmasından İki gemi Beyrut limanmda göründü. İtalyan amirali vali Hâzım beye gön- derdiği bir üllimatomla iki geminin teslimini istedi; ültimatomun müd. deti mektubun vüsülünden yirmi dakika sonra bitiyordu! Osmanlı gemileri vazifelerini yap- mağa hâzır oldular. Bombardıman başladı. İki gemi batlı. Bir yüzbaşı, bir mülâzım, iki çavuş, dört onbaşı, otuz dokuz nefer sehid, altı zabit, bir çavuş, dört onbaşı, on dört nefer mecruh düştü. Italyan donanması şehri de bom- bardıman etti. Ehaliden 52 kişi şe hid oldu; memurlardan ve halktan 56 kişi de yaralandı (2) Bu bombar- dıman dolayısile şehir ehalisi heye- cana oOkapıldı; redif (odebboyun- daki silâh ve cephane yağma edildi. Hapishanedeki mahpuslar tehiiye edilmek talebile gürültü çıkardılar. Ehaliden bir kısım Cebellünana, içerilere kaçlı. İtalyan zannile dört ecnebi öldürüldü Rus ve İngiltere viskonsülleri de 47 kaldı gene İttiyan zannile öldürüle. cekti, Vali ve kumandan derhal in- zıbat tedbirleri aldılar, Ecnebilere taarruzun, yağımagerliğin önüne geç- tiler. Şehride örfi idare ilân olundu. Vali, Lâhey konferansı mükarrera- tına muhalif olarak açık şehrin bom- bardıman edilmesini protesto etti. Beyrut bombardımanı Avrupada, İtalyanların istediği telâşı uyandırdı. İtalya donanması Osmanlı sahilleri, nin bombardıman edilmesinde deva eylerse bundan ecnebi tüccarı Ço sarar görebilirdi. İtalya yaptığı hareketin Avrupd, 5 daki tesirini ölçmek için bir müddef sabretti, Fakat Avrupnanın kendisinin iste diği gibi süratle yürümediğini gö- rünce makszd uğrunda daha mühim adımlar atmağa koyuldu. Avrupa kabineleri arasında hü- kümranlık hakkı padişahta kalmak üzere Trablusun İtalya idaresine Le” ki yolunda bazı müzakereler cereyi ediyor, bu yolda teklifler vaki olu- yordu. İtalya kabinesi bunun önüne geçmek, bir emrivaki yâpmak İstedi, Trablus ve Bingâzi üzerinde İtalya nın hükümranlığını ilân etti vek yolda tanzim eylediği kanunu pari mentoya da kabul ettirdi. j Bu teşebbüs ile İtalya Libya hükümranlık meselesini mili gur ve haysiyete bağlıyor, İtalyanın & işte sonuna kadar gideceğini, bu est sa zd müracaatların bir semeres görülemiyeceğini diğer devletlere ar latmak istiyordu. Fakat iş bununla bitmiyordu. © manlı devletini tedhiş etmek, devki leri Babıâliyi tazyike sevk eyleme icap ediyordu. Bu düşünce salkasile İtalya adak rın işgali, Akdeniz boğazının rozla; masi gibi siyasi ihtilâtlar doğurm ğa müsnid teşebbüsler ve tehdidlerle Osmanlı devletini sulh talebine icbar eylemeğe çalıştı. Her devlet muhaçiplere kendi ir yaşeti ve menafii n tav. yelerde bulunuyordu. j Avusturya, İtalyanın Rümelide hareket yapmasını ittifak mı sine mügayir buluyordu. Rusya, Osmanlı devletinin hayaf noktalarından birisie taarruz edi İtalyan boğazına taaTuz eylemesi meselesi nin intacını hizmle edeceğinden bahseylemişi. / (Arkası var) (1) Gialiti: Memotros de ma vie, ©. (3) A, Eni. Beyrut bombardımanı, i e