Kontraâkt briç Meşhar eller Her iki taraf birinei manşda, Kâğıd vw ren: Cenub. , Deklârasyor Cenub o Garb (o Şimal (o Şark Sistem pas opas (İG 3 Sıtu (a) ivell pes opas © Pas Kontr (b) 3 Stu 1. pas ps 1 NU ps 2 | pas ve lll pas © pas || pas Deklârasyon hakkında notlar 4) Şark, elinde 24 sayın onor leveleri ve sanzatuya elverişli ve her rengi, bil- hassa . şimalin. söylediği kozu, Iki defa tutucu kâğıdin kupa (üzerine birden 3 sanzatu diyecek kuvveti vardır. $). Negatif künirden (buna Shbati kontr dahi diyebilirin) maksad ortağının #lini anlıyarak şilem deklirasşonuna gi- Gebilmek içindir. Eğer şimalin iki pastan sonraki deklârasyonu zayıf ise şilem İm- 1 olabilir. Oyun Müzayede: 3 sanzatu — Sanzatucu: Şark Birçok Omasalarda ocenubda oturan Oyuncular kupa ikilisi ile oyunu aştılir. Buna sebeb olarak yürütülen muhakeme ii an damı oynamak sanza- üzami iki defa tutmak 1 vermiş olur. Çünkü muhasım tarafın koru üzerine şarkın birden üç Sanzalı demesi kupayı iki defa tuttuğunu katiyetle gösterir ve şarkın elinde ku- padan R-V-x veya A-V-x bulunduğu neticesine varılır. İ İşte bu muhakemeye binaen cenub da- | mı değil, kupa iziisini çıktı. Eğer cenub | damı çıksaydı, şimal, boş versin veya as bassın, aradaki farka dikkat ediniz. Bu çükş şarka kupayı iki'defa tutmak im- kânmmı verecek ve elindeki son alıcı ku- pa düşmeden evvel sineklerini yapmakta müşkülüta uğramıyacak, hulâsa kolazlık- la oyunu yapmış olacaktır. Kupa ikilisinin çıkışı vaziyeti maddeten değiştirdi. Şimal ası bastı, şark ta dokur- luyu verdi. İkinci elde şimal kupa altı- kasını Oynadı ve birçok mazilar da gan- zatucu kupa damını şimaide tahmin et- tiğinden valeyi koydu. Cenub damla aldı ve üçüncü kupasını oynadı. Şark rua ile aldı. Oyunu çıkarabilmek için sinekle- rini yapmalıdır. Fakat birinci sineği aynayışta şimal asla tuttu ve iki sağ ku- pasını daha yaptı. Dört kupa ve bir si. | bek alarak oyunu kurtardı, | Ortağın O kozundan elde A-x-Xx, R-x-x veya D-x-x bulunduğu tak- dirde muhasım tarafın o sanstusuna karşı umumi kaide hilâfına istisnaen kü- çükten çıkılmasının ne kadar doğru ve mantıki olduğuna bu el, parlak bir mi- saldır. Maamafih koza karşı bittabi en büyüğünü çıkmak Yizımdır. Başka Hoktadan muhakeme Şimal birinci le kupa asile alıp ikinelde altııyı oynadığı zaman sanza! tu keskin bir muhakeme yürütecek va: yettedir. Eğer şimalin deklârasyonu beşli kupadan (se, cenubun ikiliyi çıkması elin- de onludan büyük bir onor bülunduğu- na delâlet eder, Eğer cenubda ortağının kozundan üç boş kâğıdı varsa en büyüğü- nü çıkardı, İkilinin çıkışı, dört boş ku- panın kuvvet itibarile dördürcüsü de ola- bilir. Bu takdirde şimalin as damdan başlıyan dörtlü kupa ile koz söylemiş ol- | ması lâzimgelirdi, Şark bütün ihtimalleri tartmalıdır; eğer şimalde beş ve cenubda üç küpa bulunduğu esasına göre oyna- mak lâzumgelirse ikinel elde kupa ruası- ni koymalı ve müteakiben sinek runsini oynamalıdır. Şimal sinek asile tutunca bir üçüncü kupa daha gelecek ve bu defa el cenuba geçecektir. Cenub ne oynarsa oynasın üç sinek, üç pika ve bir de aldığı kupa ile yedi eve tutmuş olacaktır. Bun- dan sonra yapılacak olan hareket kupa" damının' pasıdır. Pas geçince üç sanza- tuyu yapmış olur. Bursada ( Akşam ) ın satış yeri sAKŞAM53 gazetesi ve «AKŞAM neş- riyatı> Bursada münhasiran Atatürk caddesi Okullar Pazarında satılmak» tadır. «AKŞAM» tengijât yapılır. Sahibi Ray Ezada müracaat, DİNLENMEK SANATİ Bizde dinlenmesini bilen adam parmakla gösterilecek kadar azdır Amerika Reisicamhuru B. Ruzvelt dünyada dinlenmek sanatini 'B. Ruzvelt dinlenme zamanında balık avlıyor İster vücudile, ister kafasile olsun çalışan bir insan için dinlenmek bir ihtiyaçtır. Vücud yorgunluğu uyku ile giderilebilir, Fakat kafa ile çalışan insanlara dinlenmek için uyku kâfi değildir. Her fırsatta zihni meşguli- yetlerinden kurtararak tam bir sükü- nete terketmek icab eder, Kafasile ça- lışan bir adam zihni faaliyetini bu nevi istirahatle ayar etmez, yani di- mağını dinlendire, dinlendire çalışma- sını bilmezse bir müddet sonra buna. ıp kalır, Fakat dinlenmek kolay bir şeydir zannedilmesin; bilâkis herkesin boce- remiyeceği kadar'irice bir sanattır. Hele bizde dinlenmek sanatine hak- kile vâkıf olanlar pek azdır. İş arasın- da değil, tatil günlerinde bile dinlen- mesini bilmiyoruz. Dinlenmek sanatini bilen milletle- rin başında İngilizler gelir. En yük- sek devlet adamından halk tabakala- rına kadar her İngiliz dinlenme fır- satını katiyen kaçırmaz ve ondan tam mânasile istifade eder. Hâdiseler ne kadar karışık olursa olsun bir İngiliz devlet adamı haftalık veya senelik ta- Onlar bu kısa istirahat zamanında reisicumhurun en yakın ahbablarıdır- lar, İ OB. Ruzvelt 15 gün evvel Warm - Springsse hareket ederken gazetecile- | re verdiği beyanatta: «Uyumağa gidi- | yorum, dedi, Hâkikaten reisicumhur İ burada gece saat ondan sabah saat ona kadar uyur. Lüksten tamamen uzak fakat konforu yerinde mütevazı bir evde oturur. İki misafir odasi Yar- dır, Kâtibleri bile başka”yerde otur- mak mecburiyetinde kalırlar, Ameri- kalıların «küçük beyaz saray» adını verdikleri bu evin, duvarı resimlerle süslü geniş salonu reisicumhurun dinlenme yeridir. Üzeri kitablarla do- Tu masalar, rahat koltuklar, süs ve ziynetten âri Amerikan üslübu mo- bilyalar bu salonun mütevazı dekoru- nu teşkil ederler. Evin bahçesi baş- tan başa çiçeklerle doludur. B, Ruzvelt Warm - Springsde siya- setle katiyen meşgul olmaz. Ancak Vaşingtondaki nazırları telefonu açıp kendisine bir şey sordukları zaman pek kısa cevablar verir. Amerika rel- tili başar başlamaz resmi vezifelerins| sicumhuru bütün hayatında çalışma nihayet verir ve tamamen başka bir adam halinde şehirden uzaklaşarak sakin bir yere gider. Kırlarda dolaşır, #for yapar, Vazifesine avdet ettiği za- man yorgunlukları tamamen silinmiş, zineeleşmiştir. se Bugün dünyada dinlenmek sanati- ni en iyi bilen ve eniyi tatbik eden insanların başında B, Ruzvelt gelmek- tedir. Hakikaten B, Ruzvelt dünyanın en çok çalışan kafalarından biri ol- makla beraber dinlenmek sanatının da bütün inceliklerine vâkıf bir şahsi- yettir. Onua mesai hayatını tedkik etmek, bu ince sanatin sırlarını öğ- renmek için yegâne çare gibi görü- nüyor. B. Ruzvelt her sene bahar yakla- şinca Wârm - Springsse giderek orada sıcak memleket nebatlarının gümrah- lığı içinde, çamlar ve çiçekler arasın- da vazifesinin ezici yükünü, siyaset entrikaların ünutmuya çalışır. Warm- Springs çocuk felelne pek iyi gelen sıcak su membalarının bulunduğu küçük bir şehirdir, Reisicumhur, bir zamanlar. çocuk felci geçirdiği için bu şehre devam etmeğe başlamış ve bu münasebetle küçük şehir meşhur oluvermiştir. Burada B. Ruzveltin mali yardımlarile kurulan küçük bir hastanede yüz kadar meflâc çocuk tedavi edilir, Kendisi şehre geldiği zaman çocuklar - arabaları ve koltuk değneklerile onun etrafını alarak bü- yük. dostlarile Hatlı tatlı konuşurlar. ile istirahati tam bir ahenk içinde idame ettirmesini bilir... B. Ruzvelt hattâ Vaşingtonda, yazi- fesinin başında olduğu zamanlar bile günde bir kaç defa gailelerinden sıy- nlp zihnini yorucu meselelerin taz- Doğum ev bakım evinin en iyi bilen adam olarak kabul ediliyor yiklerinden kurtarmak için fırsatlar icad eder, sas B, Ruzvelt sabahleyin pek erken kalkmaz. 8,30 da uyanır, yataktan çıkmadan kahvaltısını eder, Kahvaltı portakal suyu, kahve ve kızarmış ek- mekten mürekkebdir, Kalktıktan son- ra saat ona kadar gazeleleri okumak- la vakit geçirir. Sant onda beyaz sü- rayın alt katındaki mesai odasina gi- derek masasına oturur, Saat bire-ka- dar nazırları, sefirleri, iş adamlarını ve büyük sanayi mümesslilerini ka- bul eder, Saat bire doğru sabah kah- valtısından daha hafit bir öğle yeme- ği tepsi içinde olduğu. halde gelmiş bulunur, Bu sade yemeği ekseriya bir ahbabı veyâ bir nazırı ile beraber yer. “Bundan sonra gene çalışmıya başlar. Fakat bu sefer muhtelif fasılalar ve- Terek... — B, Ruzvelt haftada iki defa öğleden sonra gazetecileri kabul eder. Bu onun için bir dinlenme fırsatıdır, Ga. zetecilerin hepsini şahsen tanır, onla- ra isimlerile hitab eder ve şakalaşır. Gazeteciler kendisine istedikleri sunli gorabilirler. O bunlardan bazılarına cevab verir, pazilarınâ da ceveb veri- yormuş gibi yaparak büsbütün başka şeylerden bahsedip işi lâtifeye döker. Saat 5,30 da reisicumhurun çalış ma saati bitmiştir, Beyaz sarayın bah- çesine çıkarak yaptırdığı Havuzla meğ- gul olur, Ayağının sakât olmasına rağ- men iyi bir yüzücü olan B. Ruzvelt burada banyosunu yapar. Akşam olmuştur. Günlük program- da bir ziyafet veya kabul resmi varsa onları da gâyet kisa ve alâyişsiz ola- rak bitirir. Bir kaç dostile yemeğini yer. Pek sevdiği iki torunile beraber bir filim seyreder, Ve ekseriya sevdiği kitablardan birini açıp okur. Saat 10,30 olunca B. Ruzvelt muhakkak odasına çekilmiş bulunur, Fakat B. Ruvzelt Vaşlgtonda uzun müddet oturmaz, Kışın, sicak güneş- li Florida sahillerine balık avlamıya gider. Yatında tam bir balıkçı kıyafe- tindedir, İstediği yerlerde durarak ol- tasını denize bırakıp balık avlar. İlkbaharda hafta tatillerini Vaşing- tona bir kaç kilometre mesafede bu- Yunan sayfiye yerlerinde veya Hudson sahillerinde bulunan baba evinde ge- çirir. Komşularını ziyaret eder. B. Ruzvelt tatilden sonra kendisini bekliyen mücadeleye bu istirahatler- de topladığı taze kuvvetlerle atılır. “. Yukarıda kaydettiğim gibi biz umu- miyetle çok çalışırız. Dinlenmeyi pek az aklımıza getiririz. Vücud ve kafa zindeliği için dinlenmek lâzım geldiği- ne göre bu sanati öğrenmeliyiz. Ş. H.R. Balıkesirde ikinci doğumevi temeli atılırken - — Bahkesir (Akşam) — Balıkesir doğlum ve çocuk bakım evi, hayırlı çalış- masına rağmen şehir ve mülhakatın ih tiyacını tamamen karşılayamamakta idi, Bunu gözönüne alan vilâyet yeni bir çocuk doğum ve bakım evi yaptırma- ğa karar vermiş ve binanın temeli atılmıştır. 105 bin liraya çıkacak olan bina muazzam bir şekilde ve modern tesisatı ihtiva edecektir. Eskişehirde Kızılay gençlik derneği balosu Eskişehir (Akşam) — Şehrimiz de "yoksul çocukları korumak, giy* dirmek ve yedirmek için çalışan kus rumlardan biri de Kızılay gençlik dermeğidir. Bu uğurda çalışan gençliğin 23 ni- san çocuk bayramında yoksul çoculs ları sevindirmek Üzere geçen cumarf- tesl akşamı verdiği balo, pek samimi Ve neşeli geçmiş ve sabaha kadar eğ” denilmiştir. Yukarıdaki klişede, soldan sağ& doğru balo komiseri müddelimumi bay Ragıb Can, ortada kültür direk- törü Hamdi Akman ve onun yanım da da Kızılay gençlik derneği başkar ni B. Necmi Omaçer bulunmaktadır. Bu baloya iştirâk etmek üzere yar“ dımda bulunanlara yoksul çocuklar nâminâ teşekkür ederken bu yoldâ çalışan Kızılay gençlik demeğini de gösterdiği . muvaffakıyetten dolayi tebrik ederiz. Malatyada sigara fabrikası Malatya (Akşam) — Şehrimizde kurulacak İnhisarlar sigara fabrikasi için temelatma merasimi yapılmıştır. Bu fabrika geniş bir sahada ve hüküs metin yakınında bulvara nazır bir met kide olup memlekete pek faydalı ola caktır. Oldukça nefis tütün yetiştir- meğe müsald bulunan Malatya da bu sayede hem tütünün cinsi ıslah edilecek ve hem de çifçi istifade ede- cektir. Merasimde davetlilere İnhisaf” Jar idaresi tarafından bisküi, limona” ta vesaire ikram edilmiştir. Divrik suya kavuşuyor Sivas (Akşam) — Hemşerimiz B. Naci Demirağ Divrikte Taşbaşı mev kiinde bir hastane yaptırmağa karaf vermiş ve bunun için icab eden arsaları da satın almıştı, Fakat yakın da Demirdağ madeni işlemeğe açıldı ğı zaman Divrikte büyük bir hastane - yapılacağından B. Naci Demirağ, ikinci bir hastane yaptırmaktan vaz geçmiş ve Divriğin içme su ihtiyacını temin için en uzak yerlerde. mevcud en iyi suyu kasabaya getirtmeğe, has“ tane inşası için satın aldığı Taşbaşi mevkiindeki geniş arsaları da büyük bir çocuk bahçesi haline ifrağa karaf vermiştir, Trova harabelerinde çalışmalar Çanakkale (Akşam) — Her yıl nfs san İptidasında hafriyata başlamak üzere Amerikadan gelen Cincinatti Üniversitesi Arkeoloji profesörü B. Karliblegen ve kendisile beraber çalı“ şan gene Cincinatti Üniversitesi pro- fesör muavinlerinden bayan Marion, Dorothyravson ve B. J, Caskey bu yıl âa Trova harabelerine gelerek hafri- yat ameliyatına başlamışlardır, Bu ayın 14 üncü günü Yunan ban- dıralı Hellas vapuru İle 150 seyyah gelecek ve bunlar da Trova harabele- rini ziyaret edeceklerdir. Bu kafilenin ekseriyetini İngiliz seyyahları teşkil etmektedir, Seyyahların harabelere intizamla gidebilmelerini temin içini şimdiden icabeden tertibat alınmış» tır. İnsan duyyularının en latlı ve en yücesi şefkattir. Çocuk, şefka- tin yeryüzünde örneğidir.