ğ l ii Sirke, limon Yalnız mutfakta değil, tuvalet işlerinde de bunlar- dan istifa edilebilir Mutfakta bulunan sirke, zeytinya- ği, tuz, limon gibi şeyler yalnız ye- mekte ve salatada kullanılmaz. Bun- lardan, ev işlerinde ve temizlikte, bâ- zan da tuvalet yaparken çok istifade edilir. Sirke ile yıkanan bütün sırça kap- lar gayet iyi temizlenir. Çamur lekesi olan yağmurluklar sirkeli su ile sili- nirse gayet iyi temizlenir. (Kaynamış yarım bardak suya on damla sirke akıtmalı.) Yünlü sveterler, ipek çoraplar, yı- kandıktan sonra dört bardak su içi- ne iki çorba kaşığı sirke karıştırılmış su ile çalkanırsa rengini muhafaza eder, Halıların parlak olması için bir ko- va su içerisine iki bardak sirke atıp o su ile silinmelidir. Saçlar yıkandıktan sonra hafif sir- keli su ile çalkanırsa parlak ve yumu- şak olur. (Limon da ayni vazifeyi gö- rür.) Umon suyu kirlenmiş bakır ve bronzu gayet iyi temizler, Fildişini ve hasırı beyazlatır. Kirli süngerleri te- mizler. Eldeki meyva lekelerini, ve başka kirleri limon çok iyi temizler, Nezle olacağı hissedilince bir bar- dak kaynamış su içerisine yarım tatlı kaşığı tuz ve bir kaç damla limon su- yu karıştırmalı. Avuç içerisine bu su- dan alarak önce bir, sonra diğer ta- raftan yavaşça buruna çekmeli. Sa- bah, öğle, akşam yapılırsa 24 saatte nezleden eser kalmaz, Tuzlu su içeri- sine bikarbonat karıştırıp bakır ten- cereler uvulursa piril piril olur. Sıcak tuzlu su ile el ve ayak banyo edilince mayasil geçer. Zeytinyağı sabahları aç karnına bir kahve kaşığı içilirse laksatif vazifesi- ni görür. Çabuk kırılan tırnakları bain mari- de ısıtılmış ılık zeytinyağ ile on daki- ka banyo yapmak tarnakları kuvvet- lendirir. Gece yatarken yüzdeki maki- yajı çikarmak için bir parça pamuk Üzerine bir kaç damla zeytinyağı akıt- malı, yüzü silmeli, (Cilt hem temizle- nir, hem de beslenir.) Sonra ılık su le güzelce yıkanmalı, Saçlar yıkanmazdan evvel zeytin- yağı ile masaj yapılır ve iki saat son- ra yıkanırsa saçlar kuvvetlenir ve #pek gibi yumuşak olur, Yerdeki muşambalar ayda bir hafif geytinyağlı bir bezle silinir. Sonra parlatılırsa katiyen çatlamaz. Nakleden: (Vâ — Nü) Bir şişe ısmarladılar. Fasulye pilâ- kisi, midye tavası, salata, filân, meze- ler tahta masa üzerine sıralandıktan sonra, Mümtaz sordu: — E, nasılsın bakalım?... İşler ne un ğer m ep vr bir sesle; — Adımın sanımın ortada olma ması daha iyi... Nüfusta ben ölü bili- »iyorum... Senden ne gizliyeyim, ak- raba... Bundan bir kaç sene evvel bir cinayet meselesi olmuştu. Ben de işin içine karışmıştım.., Arab saçı gibi me- #eleler.. Benim nüfus kâgıdımı bir öldüm diye kütüğe geçirmişler... Şim- &i sana bunları ne diye tafsilâtile an- tatayım... Kısacası ben resmen cen- — Şimdi ne yapıyorsun? — Rustan dönen Hidayetle ticaret! «— Oh kârlı ortağı bulmuşsun. — Ne yapalım... Geçim dünyası... At satıyoruz. NX — Yalnız satmak mı, yoksa almak N A mere Me NN Aşk ve macera romanı 'Bu sene moda olan kumaşlar ve bi- çimler hakkında bir fikir verebilmek için resimde görülen modelleri neşre- diyorüz: 1 — Çizgili kumaştan manto çok giyilecektir. Bunlar kruaze giyilmi- yor. 2 — Plise elbiselerin ne kadar rağ- O) il bette olduğunu bir çok defa yazmış- tık, Düz ve açık renk kumaştan yapı- zim eş — Küçük çiçekli emprime elbise- ler üzerine uzun ve düz renk manto giyilecektir. Ayni çiçekli kumaştan kısa kazaklıdır. Eteğinde ve bluzunda plise İ RM 4 — Klasik tayör. Palto yakalı, cep- li ve üç düğme ile iliklenmektedir. 5 — Büyük çiçekli emprimeler ise gayet kısa ve düz kumaştan bolero ile giyilecektir. le üzün kazak en çok beğenilen ve gi- yilen kıyafet olacaktır. Eldivenleri nasıl muhafaza etmeli? Eldivenlerin uzun müddet yeni gibi dayanması için bir az itina etmek kâ- fidir. Elden çıkan eldivenleri hiç bir za- man içiçe koyarak yuvarlamamalı, yağmurda ıslanan eldivenleri elden çıkarmazdan evvel ince bir havlu ile silmeli, parmakları birer birer kurula- malıdır. Elden çıkardıktan sonra âs- malı, ve tamamile kurumağa bırakma- hdır. Eller terlerde eve geldikçe eldiven- leri ters çevirerek tebeşir tozu serp- melidir. Güvelere karşı Dolapta ve sandıktaki elbiseleri gü- veden muhafaza etmek için iri ve ka- rine yanyana ve sıkı olarak diş ka- ranfli saplamalı. Bu karanfilli porta- kal kokusundan güveler hoşlanma- dıkları için dolaba ve sandığa gelmez- ler, Eğer karanfillerin sapları dibine kadar portakala saplanırsa az müddet zarfında portakal kurur ve senelerce olduğu gibi kal Tefrika No. ta var mi? Herif güldü, Omuz silkerek: — Oralarını pek karıştırma, akra- bal - dedi. — Fakat Hasan ağabey... Sen evli değli miydin kuzum ?., Benim aklım- da kaldığına göre başından nikâh geçmişti Ot, ot. Zaten içimi yiyip duruyor bu hikâye... Haydi anlatayım da yüreğim boşalsın... 'Tokuşturup birer kadeh içtikten sonra: — .. O zamanlar gençtim... Böyle değildim... Adapazardan yeni gelmiş- tim... Kemerim altın doluydu... Müna- sebetsiz bir evde Atiye isimli bir kıza rasladım. İstanbullu yaman ve güzel tam, paralar suyunu çekmek üzerey- ken kaçırmamak için nikâhladım ki- n!,, Fakat meteliksiz kalınca nikâh mikâh para etmedi.. Buş kafesten uçup gitti, KULIÇ Rusların paskalya çöreği olan ku- iç memleketimizde de taammüm et- miştir, ekser pastacılarda bulunuyor. Bunu evde yapmak kolaydır. On gram ekmek mayasını yarım bardak sütle ezmeli. İçerisine 350 gram elenmiş un, bir yumurta, 50 gram ince şeker, 40 gram erimiş tere- yağ, 60 gram çekirdeksiz 'Tahta kaşıkla karıştırmalı ve on dâ- kika kadar çırpmalı, kalıp içerisine boşallarak yarısına kadar doldurmalı, Temiz bir peçete İle örterek sıcak bir yerde üç saat bırak- mali, Hamur kabarır ve kalıbı doldu- Tür. O zaman kızgın fırında oluz beş | Kırk dakika pişirmelidir. un kabuklu bir portakal almalı, üze | Rugan ayakkabılar nasıl muhafaza edilir? Rugan ayakkabılarının çatlama- | ması ve dalma parlak durması için ara sıra bir bez üzerine bir kaç damla gli- serin damlatarak ayakkabıları silmek ve parlatmak kâfidir. «Bir gün Afsırdan mektub aldım. «Atiye bana yalvarıyordu: «— Aman beni boşa... Zengin bir adam büldüm, evleneyim! - diyordu. «Kanunu medeni var... Tabii uzun işler... Şuna şu iyiliği yapacaktım, çünkü aşkımın harareti de geçmişti... Yüreğimde intikam hissi kalmamıştı... Fakat boşanmak kolay mı?.. O sırada da nüfus karışıklığı yüzünden ölü ta- nınmıştım, Karıya bu meseleyi oldu- ğu gibi yazdım. Odadul olduğunu ispat ederek evlendi. Gayri bu işi kurcalamıyorum... Çünkü yol vergisi vermekten kurtuluyorum. — Peki, sonra o Atiye ne oldu? — Masırlı ölmüş... Dul kalmış, İs- tanbula dönmüş... Fakat sonra ne ol- muş, bilmiyorum, Çünkü o taraflara uğramıyorum. Onunla da bir alâkam kalmadı. Birdenbire sustu. Çerkesin gözleri- nin içine baktıktan sonra; — Atiyeyi tekrar görmek ister mi- sin? - diye sordu. — Yok yok! Allah belâsını versin... Başımı yeniden derde sokmak İste- mem, Hasan da Mümtazı süzdü: — Yoksa aranızda bir şey mi var?.. Dostu musun? — 'Tanıyorum, fakat dostu deği- Mm... Şey... Sana her şeyi söyllyeyim, madem bana akraba diyorsun... Akra- ba da sayılırız saten... Onunla bir işim üzüm, bir | tutam tuz ve bir tutam safran almah. | Yağlanmış bir | Pirelere karşı tedbir almak zamanı geldi Baharla beraber toz toprak ve pire mevsimi geliyor. Evlerde pirelerden kurtulmak için yerleri sık sık sildir- mek başlıca çaredir. Su içerisine bir miktar förmol konulursa pirelerden eser kalmaz. Bazan pireler yataklara kadar gi- İ rer. Karyola somyası ile şilteler ara- sına nane yaprakları konulursa pire- ler kaçarlar. Pireler nane kokusundan hoşlan- madıkları için kollar ve bacaklar na- | ne ruhu damlatılmış su ile yıkanırsa pire ısırmasından kurtulmak kabil 0- lur. Rimeli nasıl çıkarmalı? Gözlerdeki rimeli temizlemeden yatmak büyük bir hâtadır. Bu, kirpik- lerin dökülmesine, ve gözlerin kan- İ lanmasına sebep olur. Yatmazdan evvel tatlı bademi yağına yahut zey- tinyağına hafifçe batırılan bir pamuk- la kirpikler silinirse hem rimel tama- miyle çıkar, hem kirpikler sıklaşır ve uzar, var... Sen para kazanmak ister misin? — Neden istemiyeylim?.. Bol bol ra- kı içerim... Kaç para kazandıracak- sın bakayım? — ENİ lira... — Yoo... Azizim!,. Heveslendirdik- ten sonra elli lira demek olmaz... Şu- nun üstüne iki yüz ilâve eder misin? — O kadar çıkma... İşte yüz liraya bu işi yapalım... Zaten Jstiyeceğim zahmetli bir şey değil. Atiyeye bir görüneceksin, İşte bitti. — Ne âlemde Atiye?.. İhtiyarladı mi? — Hayır, bilâkis gençleşti. — Hususi olarak mı görüşeceğim onunla? — Hayır. Nikâh günü belediyede... Çünkü gene evleniyor, — Ama üstüm başım yok.. Bana temiz bir elbise lâzım. Mümtaz herife bir temiz elbise ver- meği vaadetti, Sonra sokularak, usul- ia bir şeyler anlattı, Ondan beklediği hizmetleri izah etti. Uzun uzadıya hi- kâyeleri bittiği zaman, Çerkes Hasan, masanın Üstüne dayanarak sızmiş, çocuk gibi uyuyordu. —Ii7— Atiyenin nikâh günü artık karar- "laşmıştı. Pek yakın ve pek samimi in- sanlardan başka davetli yoktu. Buna rağmen genç kadın, yüreğindeki ha- At korkuyu yenememişti. Mümtaz'ın kendisine bir oyun oynamak ihtima- 6 — Koyu renk kumaştan plise etek- Moda haberleri Etekleri plise elbiseler yazın çok giyilecektir. #4 Emprime elbiseler üzerine kolsuz düz kumaştan bolero giy- mek rağbettedir. * Yünlü ve ipekli jerseyden sonra bu yaz keten jerseyden sa- de elbiseler çok giyilecektir. İnce keten tiresi ile örülmüş beyaz dantel bluzlar yazın tayör içine giyilecektir. Lâcivert tayör ile leylâki bluz Şarabi tayörle mavi bluz, yeşil ta- yörle sarı bluz giymek modadır, * Kaplin denilen büyük şap- Kalar gayet ince, şeffaf gibi hasır- dan yapılacaktır. Tayörle giyilen bluzlar kazak gibi kalçalara kadar uzun yahut tamamile etek içine giyilmektedir. Boğaza sarılan eşarpla çan- tadaki büyük mendil ayni çiçekli muslinden olmalıdır. MUŞKUL! CEV, Yenilen çiçekler Pangaltı, No: 123 M. 'T.: 1 — Menekşeden maada yenilen daha bir çok çiçekler v dır. Gül reçeli ve şurubu herkesçe m inden, Akasya çiçeği ile yapı- tez şeker serpilerek Tâtin çiçeğinin yaprak» ları her hangi bir salataya karıştır. tere gibi yakarlık verir, Japonlar krizan- tem çiçeğinin yapraklarını ayıklar ve sü“ Ista halinde yerlermiş. Bunlardan başka hemen her çiçekten Yikör yapılabilir. 2 — Paskalya çöreği şöyle yapılır: Bir » 8 yumurta, 5 kuruş- , bir kahve kaşığı mu bir kahve kaşığı bikarbonat, bir t tuz. Bira mayası içine 3 çorba kaşığı tn, bir çay kaşığı şeker, üç çorba kaşığı sa koyup yoğurmalı v& bir saat kadar ka- barmağa bırakmalı, Bu kabarmış ha- murun içine birer biter yumurtaları, sans ra sütü ve teryağın yarısını koymalı, unu elekten geçirmeli, şeker, mahlep v8 turla karıştırıp yukarıki hamurla yoğurmalı. Bunla» ballolunca kalan y Bı azar azar katarak yoğurmağa devsm etmeli. Bir müddet daha yoğurduktan sonra örterek ılık bir yerde 10 sant kabarmağa birakmalı. On saat çe- çince hamuru çörek şeklinde hazırlamalı, ık bir yerde tekrar bir sent kabarma- #n bırakmalı. Sonra üzerlerine yumurta sürüp ve âlş badem dizip fırına gönder- meli, | dinden ürküyordu. Fakat gün yâklaş İ tağı halde ses sada çıkmayınca biraz rahat etti. *Nikâh sabahı büyük bir itina ile giyindi. Vahid bey ölmüş ka- rısının elmaslarını kızlarına vereceği» ne ona hediye etmişti. Taktı, takıştır- dı. Doktor Rahmi kadının şahidi olu- yordu. Kapıda Vahid beyin yeni aldı- ğı güzel bir otomobil duruyordu. Üçü birden buna bindiler ve belediyeye geldiler. Diğer bir iki ahbab orada bekliyordu. Memur, Vahid beye dönerek malüm suali sordu, Vahid Atiyeyi zevce ola- Tak kabul ettiğini söyledi, Sıra Atiye- ye geldiği vakit, boğuk bir ses: — (Evet) diyemez! Bu iş olamaz! - diye yükseldi. Ve bir adam gizlendiği köşeden, nikâhlanmağa hazırlanan çiftin ya- nına yaklaştı. Bu, Çerkes Hasan'dı. Üstü başı temizdi, halinde ciddiyet vardı, z Herkesi büyük bir hayret sardı. Ni- kâh memuru kendini toplıyarak sor- du: — Siz kimsiniz? Muameleyi niçin sekteye uğratıyorsunuz? Şimdi sizi dışarı attırırım. Adam hiç istifini bozmadan, lâkayd bir eda ile: — Bu izdivac olamaz diyorum. Çünkü Atiye evlidir ve ben, Çerkes Hasan, onun kocasıyım. (Arkası var) gi ği İs EBERE, EBE E Bp. PESSEEE,. SE» FESB' SELEBES PHaŞYESEŞ /y