Geegi 22 Kânunusani 1938 AKŞAN AKŞAMDAN AKŞAMA» Necaşi, şefkat ianesine muhtaç, sulh mükâfatına lâyik değildir! İstihzaya, hezele benziyen bir haber intişar etti: Habeş İmparatoruna «Nobel sulh mükâfatı» verilecekmiş. Bir an düşünün. Şayoğ reyiniz 80 rulsa «verilmelidir, hakketti!e doğrusu... Zavallı Halle Selâsi'ye ac mama rağmen... ) ... Necaşi'nin çoluk çocuğu, sisli İngil- terede Afrika güneşinin hasretini çe- kiyormuş; hattâ soğuk malikânede tifreşiyorlarmış. Tabak çanaklarını da salmışlar. Karikatüristlerin eğlen- c#si oldular biçareler... Lâkin onlarla istihza, biraz da alillerle alay etmeğe benzemez mi? Cidden merhamete muhtaçtır Necaşi... İktidar mevkiinde bulunan hanedan aileleri niçin sine inne göndermiyorlar, böyle âdeti - ne olur ne olmaz - Ihdas etmi. Gerçi o buna karşı açıkca sitem €t- miyor. Fakat zımnen telmihte bulu- Müyor... Blussolini'ye vaktile ceddi alâ- SI Süleyman Peygamberin «Emsal» in- den şu vecizeyi söylemişti; — İnsan, dilini ağımın içinde yeği Bu tavsiyeye şimdi kendi riayet ede- rek dilini damağına sürtmekle meş- Eüldür. Ve ateşsiz şöminesinin, gü- Müşsüz sofrasının resmini, havadisini Sâzelelere koydurarak lisanı hal ile vaziyetini anlatıyor: Yardım! Otobüs işi Dün bir çok kimseler yeniden dinlendi Otobüs işlerini yeniden tedkik ve tahkike başlıyan dahiliye teftiş he- yeti reisi B. Tevfik Talâtın reisliği altındaki mülkiye müfettişleri dün- den itibaren çalışmalarına hiz ver mişlerdir. Evvelce malümatlarına müracaat edilen ve şikâyetleri dinlenen şikâ- lerden bir kısmı dün müfettişler tarafından yeni baştan dinlenmişler. kendi, | dir. Evvelce verdikleri Hadelerde tav- hip | he mühtaç görülen noktalar hak- kında kendilerinden mütemmim mar lümat alınmıştır. gönderilecektir. —— —— Eski karmanyolacı Bir sarhoşun 380 lirasile altın saat ve kordonunu aşırmış Polis, Zeki adında eski bir karman- yolacıyı yakalamıştır. Zeki; son zaman- Makkı var: Yardım edilmelidir, | larda nane şekeri, esans gibi şeyler Haile Selâsi hakikaten yüksek bir şef- satmakta, bu vesile ile birahane, gazi- kat ianesine muhtaçtır. Fakat sulh | no ve emsali içkili yerlere girip çıkmak- mükâfatına?... Hayır! Necaşi şahsen tatlı yüzlü, mübarek ta idi. Buralarda gözüne yağlı bir av kes- tavırlı bir insan olabilir, Amma şura- | tirmek için uğraşan Zeki, nihayet eme- si da var: Onun memleketinde, - ka- | iline muvaffak olmuş ve üzerinde beş Şacağı güne kadar, - prangalı köleler | yüz liradan fazla parası, altın saat ve Ye cariyeler yaşamış, parayla alınıp | kösteği bulunan Mehmed İzzet ismin- satılmıştır. Milletler arasındaki sulhe | de birile bir birahanede alışveriş mü- milletin içinde sulh tekaddiim eder, | nasebetile tanışmıştır. Zekinin tatlı Bu da tegallübün kalkmasile meşrut- | diline kapılan Mehmed İzzet, bir aralık tur. Böyle bir rejimin bülkümdarına | kehdisini sofrasına, oturtmuş ve içki Nobel mükâfatı verilir mi? Diyeceksiniz kiz ikram etmiştir. İzzetle esanscı az zamanda bahsi ko- — Göreneklere bağlıydı. Eski det- | yulaştırmışlar, içki faslın bir haylt iler Yerden Asırlık ananelerine letmişlerdir. Bir aralık ikisi otomobille bebeğe kadar bir gezinti yapmışlardır. karışmıyoruz! # şemsiyesi olacağına daha fazla ol | Bu gezinti esnasında, çok sarhoş olan Sandu varsın! Fakat ya urun boylu | Mehmed İzretin cebinden 380 lirasile Şemsiyecisini bırakıp kaçtığı; biçare- | allın saat ve kösteği ortadan sır ol Din idamına sebebiyet verdiği?... Ana. | muştur. we bumıydı?... İşte itirazımız!... O, mii- Sabahleyin kendine gelen İzzet, 80- etini de, üçte ikisi IstilA edilmemiş vatamnı da öylece yüzüstü koyup gfö- | osanscıyı ismen bilmediği için ancak 8... Sulhperverlik, harbi böyle isteme- | eşkülini tarif edebilmiştir. Polis bu eş- mek midir?... «Kurtulmak» , yolcuları | kâl üzerine Zekiği yakalamış, saatle Mrakıp kaptanın ilk önce sıvışmas kösteği ve paranın da ancak 45 lirası- İse, evet, ... İyi adam, merhamete lâyık, inneye muhtaç adami... Lâkin sulh mükâfa- nu bulabilmiştir. Zeki, bu hal karşısında herşeyi itirat etmiş, paranın mütebakisini harcamış tt mevrunbahs olumen, o, munis bir | Olduğunu ilâve eylemiştir. Bugün adi beyaz güvercin değil, ürkek bir kara | Ye7e teslim edilecektir kargadır... Yok, hayır; Sulh mefhumunu dg, | Otobüslerin önlerine tabelâ bu kadar alaya almak olmazı İdeni Sulh kahramanı, âciz Necaşi değildir. Otobüslerin önlerinde başlangıç ve Harbin bile yanaşmaktarı ödü patiş | son istasyonları gösteren tabelâlar ol Yacağı kuvvetli, hakkaniyetli bir ara | duğu halde Boğaziçine ve Maçkaya 1ş- ulusal anlaşmayı temin gerektir... No- bel mükâfatına lâyık olanlar da, be geriyeti bu yüksek gayeye yaklaştıran önderlerdir... (VA - Nü) — Uzuh zamanlardanberi, pehlivan / Çoban Mehmede bir ev alabilmek ar- Zusu' vardı bay Amca... leyen otobüslerin önlerinde bu levha- Jar yoktur. Bunların da bu levhaları koymaları mal sahiplerine tebliğ edil miştir. ... Bir türlü" yapılamıyan bu işi başarabilmek için 8 Şubat salı gecesi Hâzım, Vasfi, Behzad ve Naşit gibi büyük sanatkârlar tarafından biş oyun verilecekmiş... Bay Amcaya göre.. Haklı şikâyetler Biletçiler kaba midir? Hayır! Fakat kapılar nezaketsizdir!... Elimde . paketler olduğu halde, binmek istedim. Biletgi hareketsiz duruyordu. Niçin açmadı- Banı sordum. vazge, şak değilim! — osrabın Tramvayın da, kondüktörün de numaralarını gönderiyorum. Fakat dercetmeyiniz ki adamcağıza sarar olmasın. Buna rağmen biletçiler daha nazik davranmalıdırlar. Lütfen ikaz eğin. N. AKŞAM: Biletçilerin bu tarz muamelesi pek nadirdir. Ekseriyetle, bütün İstanbul hemşehrileri gibi, biletçiler do nasik- türler. Pakat ikinc mevkide daha ax nesnketie, birinelde daha fazla ne- sâkelle hareket eder ki, bu huyların- vazgeçmeleri eder. dan da icab Kesilen ağaçlara dair bir tavzih Dünkü sayımızda, bir karilmiz. Be- şiktaşta, Thlamurdâ bir çok ağaçların kesilmekte olduğundan şikâyet et- kat sonunda, kesilen muş ve devrilmeğe yüz butmuş olan ağaçlar olduğunu öğrendik. Bu ağaç- Mülliyenin arsasındaki Mimar Sedad Çetintaş ne diyor? Yenicami önündeki meydan açılır. mevzu varsa şayanı hayrettir, zira or- taya atılan öyle bir kıymettir ki, söz götürmez; eğer ben şimdi ortaya çı- kıp da: (Bu kemeri ipka edelim de ca- miyi yıkalım) diye bir teklif yapsam birincisinden daha çok garip bir mevzu icad etmiş İstanbul raya kalır, kompozisyonunda hiç bir hususiyet yoktur, merkezi kubbeli ca- milerimizin de en küçüğüdür, faka) sahil inşaati olmak itibarile sarayda yabancı kadınların entrikaları ihti- ras ve boğuşmaları esnasında milletin. inlediği ve klâsik sanatin de can çe- kiştiği bir devirde (60) yıllık sürüklen- meden sonra nihayet medeniyet tari- himize bir abide olarak ilâve edile bilmiş olması bu abidemize bir husu- siyet kazandırmaktadır. Meselâ bir Sultanahmed veya Süleymaniyeyi ay« larca görmiyen hemşehrilerimiz var- dır. Fakat Yenicami herzaman yolü- muzun üstünde gözümüzün önünde olduğu için bu da binaya ikinci bir hu» .. Hattâ «Bay Amcasda sahnede görünecek diyorlari... Pis fırınlar Üç fırın 9 gün müddetle kapatıldı Eminönü mıntakasındaki bazı f- bir kısmızın kuyu suyu, bir kısmının deniz suyu kullanarak ekmek yuğu- rup yaptıkları anlaşılmıştır. Dünden itibaren üç fırın 9 gün müddetle kar patılmış ve bulunan ekmekler imha edilmek üzere müsadere edilmiştir. Ekmek gibi fakir halkın başlıca gıdası olan bir madde hakkında bö lediyenin aldığı bu tedbir çok yerin- dedir. Ancak Beyoğlunda, bilhassa Pangaltı, Nişantaşı, Maçka tarafla Fenerler idaresi Devir muamelesi dün bitti Fenerler idaresinin tahlisiyeye devri muamelesi bitahiştir. Muhasebe ve ida- ri kısımlardan sonra malzemenin tes- bit ve tesellümü dedün bitirilmiştir. Yakında bir heyet fenerler idaresinin. dini arttıracak, her sene yeni fenerler yapılacaktır. Bu sene iki fener yapıla- caktır. Diğer taraftan fenerler idaresi tah- Jisiyeye geçlikten sonra muhasebe, idare ve teknik kısımlarının birleşti- rilmesi suretile tasarruf temin edilmiş- tir. Basın Birliği balosu Her sene İstanbulda kışın en mü» him hâdiselerinden biri matbuat ba- Josudur. Haber aldığımıza göre bu Te ise diğer camilerimizde bulunmü- yan bir servettir. Bu daire doğrudan doğruya sivil mi- mari tarihimizin kıymetli bir örneği. dir. Tarihte adını işitip de zerresini bulamadığımız için bağrımızı dövdüğü- müz saraylarımızın, oköşklerimizin bir tanesi işte bu caminin köşesine sığınmış olduğu için elimizde kalabil. miştir, eğer camiden ayrı olsaydı şim. di bunun da yerinde yeller esiyordu. Bana kalsa bu kemerin ve bu daj- renin yıkılacağı hakkındaki hassasi- yet yanlış bir haberden doğma olsa gerektir, ben müsterihim cümhuriyefi kültürü artik böyle fâclalara, mü. saade etmiyecektir. ii ; Ni ii ii i W HE ii bin ii B. A. — Ben de pek seviniyorum/? — Bunun için mi? . B. A. — Hayır, bazu kuvvetile kaza nılamıyan refah sahne ve kalem kuye , vetile kazanılacak diyel ....