Paristeki b Kn AKŞAM bombalı suikasd N re eyi Fatronlar ittihadı binasının yıkılan kısmından iki görünüş Ge Kapıcı kadın odasında eşyasını arıyor, sağda binanm içinden bir görünüş | Perşembe müsahabeleri | İngiliz ediblerinden Burton ve terbiye 1577 - 1639 Yazan: Selim Sırrı Tarcan (Robert Burton) un bütün hayatı bir köyde yalnızlık içinde geçmiştir. Çok titiz, çok meraklı bir adamdı. Tet- kik ve tetebbüleri sayesinde geniş ma- lümat sahibi idi. Eserlerinde kılı kırk yarardı. (Anatomle de Ja melancolie) (Malihulyanın teşrihi) adlı eserini tam yirmi senede yazabildi. Bu büyük sebat ve sây dolayısile ona İngilizlerin (Montaigne) i diyorlardı. Filhakika o da Fransızların meşhur (Mantalg- ne) gibi biran kendini tahlil etmek- ten, kemale ermek için yükseltmek- ten hali kalmadı. Hayatı daimi bir sây içinde geçti; Malihulyanın teşrihi! Bu kitap ha- Kikaten ruhu, ilmi bir şekilde tahlil ve teşrih eden bir eserdir. Fakat buna malihulyâdan çok beşerin öinnetleri demek daha doğru olur. (Burton) çok merdümgiriz idi. İn- sanlardan kaçardı. Onun en büyük dostları kitapları idi. Bütün hayatı okumak ve yazmakla geçmiştir. Dü- şünmeli bir kere altı yüz büyük sahife | tutan (Malihulyanın teşrihi) eserinde temas etmediği bahis yok gibidir. Be- şerin bütün zaafları, batıl itikatları, mecnunlukları, münasebetsizlikleri, ihtirasları hepsini, hepsini tetkik ve teşrih etmiştir. Bu büyük şairin terbiye işlerinde düşünüş, görüş, anlayış tarzını İfade eden bir yazısı az çok (Montaigne) in düşüncelerini andırıyor. Bakınız ne diyor: | <Malihulyanım bir çok sebepleri sıra- sında terbiyeye de bir pay ayırmak lâ- zımdır, Fena bir şütnineden kurtulan bir beşer yavrusu, fena terbiye yüzün- den bütün hayatında zahmet çekebi- | lir. Bedbin, kederli, nevmid olabilir. (Yason Pratensis) buna çok ehem- miyet veriyor ve ebeveyn analar, vasi- | ler, muallimler bazan çok sert bazan da çok mülâyim muameleleri il8 bir takım zararli huyların vicdanlarda İ kök salmasına sebep olurlar. l Bazı ana, baba, akrabalar veya mü- rebbiler çocuğu adam etmek kastile hiç yüz vermezler, dalma şiddet gös- terirler, bağınırlar, çağırırlar, hattâ arasıra döverler. Tabii böyle yetişen çocuklar beceriksiz, korkak, sümsük, riyakâr“uldukları gibi * hayatlarında neşenin zevkinden mahrum olurlar. Dalma mahzun dalma kederli ve me- | Mânkolik olurlar, ! Bu sertlik ve şiddetin türlü şekilleri vardır, Daha pek küçük yaşta çocuğa dehşet ve korku veren dev, cin ve pe- ri masalları söylerler. Çocuk biraz ağ- lasa onu karanlığa hapsederler veya polisle jandarma ile tehdid ederler, Bu korku çocuklarda türlü hastalıklara 'da yol açar. Uykuda koöfkuhç vakalar görürler. Bağırarak, ağlıyarak uyarır lar. Uyanıkken karanlık odada gözleri- | ne hayalât görünür, sinirli, yehimli olurlar. Ebeveyinden başka bazı zalim, gad- dar, merhametsiz, çocuk halinden an- lamıyan muallimleri de unutmamak lâzımdır. Bunlar mürebbi değil, birer cellâddırlar. Çocukları terbiye etmek kastile türlü işkenceler ederler ve ne- | ticede hem sıhhatlerini, hem karak- terlerini bozarlar. Medeni insanlarda esaret yoktur denilir. Bu gibi merha- metsiz muallimlerin talebeye bir esir- den fena muamele ettiklerini ve hid- detlerine, hislerine mağlfip olarak on- ların canlarım fena halde yaktıklarını düşünsünler. Yalnız bu işkencelerin kulak çek- mek, tokat atmak, değnekle vurmak gibi cezalardan ibaret olmadığını bil- melidir. Bazan bunlar kadar fena ve haysiyet kırıcı ağır sözlerle talebele- rini hasta eden mânen öldüren mual- Umler de vardır. Bunun bir de tamamile aksini dü- şünelim. Bazı evlâtlarına çok düşkün, onlara delicesine bağlı ebeveyn var- dır. Bunlar ise çocuk üzülmesin, ağ- lamasin, dalma" memnun olsun diye ir dediğini iki etmezler, ona hiç bir terbiye vermezler, Her arzusu makul gayrimakut dâima yerine getirilen ço- cuk tabiatil& tembel, uyuşuk, şımarık kıskanç, ayâre hattâ zalim olur. Ta- bil çalışmaktan zevk almıyan bu gibi- lerin akıbeti sarhoş, serseri, kumar- baz, olmaktır, Garibi kendilerine kar- şı bu kadar yumuşak davranan ana babalarına, Karşı da büyüdükleri vaki" itaatsiz, merhametsiz, serkeş ve Han- kör olurlar. Görülüyor ki çok fena muamele gi- bi fazla iyi muamelenin de zararlı ne ticeleri vardır, (Cardan)' bu gibi analardan bah- sederken: uKylâdlarını delicesine se- ven ve onların fazla üzerine titriyen anaların bu'aşkı onların gözlerini kör eder, Artık âylâdlarının her yaptığın hoş görürler. “Tabil hiç bir kontrola tâbi olmıyan gocük bir küçük hayvar gibi büyür, Eline göçen her şeyi kırar döker, Hayvanlara eziyet eder. Can yakar, her fenalığı yapmakta beis gör- mez ve büyüdüğü vakit artık fenalık yapmak kendisi için bir zevk olur. Fazla sert veya fazla yumuşak ana, babanın veyâ, muallimin terbiye et- mek kastile çocuğu karşı zalim veya son derece mülâyim davranmasından hasıl olacak netice ikiden biridir. Zalimin elinde çocuk korkak, iki yüzlü, riyakâr, melankolik olur. Paz- la şefkatli ananın elinde ise merha- metsiz, ârsız, şımarık, tembel, ziyan- kâr bir mahlük olur. Ananın, babanın, muallimin veya mürebbinin çocuğa evvelâ iyi bir ör- nek olmaları, onu hayat mücadelesine hazırlamak için zâafa kapılmaktan kendini koruması, icabına göre bazan okşaması, bazan sesini yükseltmesi fakat hiç bir vakit itidali elden bırak- maması ve hissiyatına mağlüp olma- ması şartlar. Çocuk hir hamurdur. Her sanatkâr kendi iktidarı nisbetinde ondan bir eser vücüde getirir. Selim Sırrı Tarcan Muğla Atatürk anıtı Muğla 15 (A.A) — Şehrimizde ya- pılmakta olan Atatürk anıtının kal- desi tamamile bitmiştir. Heykel İstan- bulda yapılmaktadır. Cumburiyet bayramına * yetiştirilmesine o çalışıl- maktadır. Manisa kız enstitüsü Manisa. (Akşam) — Vilâyetimiz merkezinde açılacak kız enstitüsünün bir teşrinlevvelde tedrisata başlaması tamamen tökarrür etmiş ve tedrisata müteallik bir kısım eşya gönderilmiş- tir. Binanın bitmesi için geceli gün- düyzlü çalışılmaktadır. Halk bu kül tür müessesesini kazandığından bü- yük bir sevinç içindedir. Erzurumda bir toplantı Erzurum 15 (A.A) — Erzurum, Kars ve Ağrı valileri umumi müfet- tiş Tahsin Uzerin başkanlığında top- lanmıştır. Toplantıda genel kalkın- | ma işleri gözden geçirilmiştir. Kırıkkalede bir kâdın ile iki çocuğu boğüldu Kırıkkâle' (Akşam) — Burada bir hafta süren bol yağmurlar yağmış ve bazı yerlerde mühim hasarat yapmıştı. Kazıklı köyünde sağnaktan kurtul- mak için Bir ağacın altina sığınan bir kadın ile iki çocuğu birdenbire bastıran sellere kapılarak boğulmuş- lardır. Zayailıların cesedleri Kizir. mak kenarında bulunmuşlardır. Çorlu ehli hayvan sergisi Çorlu (Akşam) —26 eylül pazar günü Çorlu merkezinde bir ehli hay» van sergisi açılacak ve beğenilen hay» vanlara (1400) liralık mükâfat dağı- tılacaktır, Çorlu sergisi, at şubesinden. taylar, saf, yarımkan Arap ve Nenyüs yarım kanlarla, sığır şubesinden boz ırka mensup hayvanlara mahsustur. Bu hayvan sergisinde kısraklar için 14, taylar için 13, boğalar için 6, inek- ler için 14 mükâfat ayrılmıştır. Sergi de derece kazanan hayvanlar sergi ye» rinde üç gün halka teşhir edilecektir. İsteynler sergiden damızlık hayvan mübayaasında bulunabileceklerdir, KR | aşar a 5 nil