16 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

16 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 12 O O BÜKREŞ DÖNÜŞÜ Yolda bir macera - Müsabakalara üstten bir bakış - Mesafeler kısa mıydı ?. - Aldığımız neticeler normal mıdır ? Bükreş kahramanı Melih futbulü bırakmalı mı?... Melih 400 seçmesinde ikinci gelirken Yolda bir macera Balkan atletizm şampiyonasının s€- kizincisi de bitti. Size bu müsabaka- ların kfokisini çizmeden evvel yolda birkaç atletimizin başına gelen ve ilk gün müsabakalarında mühim rol oy- nıyar bir hâdiseyi anlatacağım. Karadenizde on iki saat, bilâfasıla sallandıktan sonra Köstenceye âdeta hasta bir halde vardık; Köstencede Ri- ga Maksud, Raif, Rasim ve Recep pos- | taya kart vermek için izin aldılar, Ken-| dilerine saat iki buçukta garda bulun- malrı söylenmişti. Halbüki onların bil- diği gar rıhtımda ilk önce eşyalarımı- zı yerleştirdiğimiz gardı. Tfen ise ora- dan bir buçukta hareket etmiş bula- nuyordu. İki buçukta hareket Kösten- cerin şehir garından fâi; “Çocuklara izek edilmediği için onlar dâ iki buçuk- ta Jenandaki gara gitiiişlet, tabil bi- zim trene yetişemediler. Üç saat son- Taki gece yarısı trenile geldiler. Dİ bil. mez, yol bilmez çocukları böyle başı: boş bırakinca tabil böyle netice alınır. Aksi gibi bu atletlerin hemen hepsi de ertesi gün yarışacak arkadaşlardı. Trende sarsıla sarsıla Bükreşe gider- ken arkamda iki”kişi konuşuyordu: Daha karaya ayak basar basmaz reisin kuvvetli idaresi semerelerini vermeğe başladı!.. Müsabakâlar Balkanların en kuvvetli atletleri Yu- nanlılardır, bunu bu sene.bir daha gördük ve anladık. Müsabakalarda ka- zamanlara Finlândiya usulü puan ve- rilmeyip ekip puanı verildiği şampi- yonanın en parlak derecesini tesbit etmek kabil olamadı. Fakat bence en kıymetli derece Balkanlarda ilk defa olarak yapılan 400 rekorudur.. | Bu sene ilk defa olarak Yunanlılar da 100 metrede mevcudiyet göstere- cek bir koşucu çıkmadı. 200. metrede ise Sakalarin gibi tecrübeli ve Pilairdig gibi isitdadlı iki genç sayesinde derece alabildiler. Rumenler ise bu sene sürat koşularında büyük muvaffakiyetler gösterdiler. Rumenlerin bu muvaffa- kıyetlerinde Starter'in de mühim rolü olduysa da bilhassa Yardak tam bir klas atletidir ve girdiği her müsaba- kada kolayca derece alabilir. Yugoslav takımında gene eski Baver'le Katali- viç'i gördük, bunlar her zamanki gibi vasat bir koşu çıkardılar, Bulgarlarda birşey yoktu... Biz de ise Balkanların en kabiliyet- | li sprinteri olan Raif asker olduğu için | son güne kadar çalışamadı. Çalışmak imkânı bulduğu takdirde bugün Bal- kanlarda kimsenin yapmadığı fakat kendisinin evvelce yapmış olduğu de- receleri tekrar elde edeceğinden biran bile şüphe etmiyoruz. Bu sene en parlak koşu dört yüz ol- ji du, Rumen Yordak, Melih ve Yugös- | lav Despot üçü birden meşhur Yunan | atleti Mandikasa aid olan rekoru kır- | dılar, böyle üç kişinin birden rekor kır-| ması Balkanlarda ilk defa olan bir | hâdisedir. 800 ve 1500 en fazla göze çarpan | koşucu Yugoslav atleti Gorşek idi. Gü- | Balkan bayrak yarışı başlarken, bizden Galip çok heyecanlı zel stili ve enerjik, mücadeleci koşu tarzile herkesin takdirini kazanan Yur goslav her iki koşuda da Balkan reko- ru yaptı. Bu mesafelerde bazı anlar Yü. nan favorisi Yorgokoplos Yugoslavı omuzundan tutarak geri çekti, Yugos- lavlar itiraz etmemiş olsalardı 800 met rede bariz favorileri görmemiş “olan Rumenler 1500 dekileri de görmiyecek! ler ve Yunanlı birinci sddedilecekti. Bizden Galiple Recep bu mesafelerde çoktanberi tutamadığımız derecelere ulaştılar, fakat ilk beş arasına girmek kabil olamadı. Galip bilhassa Balkan bayrak yarışında 800 metreyi çok gü- zel ve iki dakikadan, az bir zamanda koştu. Uzün koşularda enziyade Rumen ve Yunan atletleri temayüz ettiler. Ru- men Kristea çok güzel tatkik kullanan bir mukavemetçidir. Bizim Artin 5000 de en iyi derecesini çıkarmakla bera- ber ancak dördüncü oldu. Rıza ise has- ta idi, ondan bir şey beklemiyorduk. Aaraton koşusu bizim için en mu- vaffakıyetli koşulardan biri olmuştur. Stada altıncı giren Şevki ve onu ta- kip eden İbrahim böyle yorucu ve ağır bir koşuyu büyük bir muvaffakıyetle İ bitirerek arkalarında 23 yarışçı bırak- tılar, Konkurlar'da alınan derecelere ko- Bükreş kahramanı Melih şulara nazaran düşüktür; Yalnız yük“ sek 'atlamada senelerdenberi görme- diğimiz bir irtifadan aşıldı: 1:87: Bu dereceyi tutan Pantaziz genç ol- duğu kadar istidadlıdır da. Cirid atmada yerlerin yağan yağ- murdan kaygın olması dereceleri çok düşürdü. Bayrak yarışlarının her birini bir millet kazandı. Biz bu yarışların iki- sinde Türkiye rekoru yeniledik, diğe- rinde de altı senedenberi yapamadığı» mız bir derece yaptık 43.6. Netice: Balkanlarda bir millet atle- tizimde büyük adımlarla ilerilemiştir; Romanya, Yunanistan yerinde sayıyor, Yugos- lavlar da öyle gibi, biz de ise Balkan» ların terakki ve tekâmül temposuna 'uyamıyan bir değişiklik görülüyor. Fa- kat bundan çok daha iyisini yapabili- riz. Neticeler normaldir?.. Bükreşte aldığımız neticenin nor mal olduğunu ve bugünkü şeraitte bun- * dan iyisini yapmanın kabil olamıyaca. gani kabul etmek lâzımdır. Ancak şu- nu da ilâye edelim ki, iki senedenberi iş başnıda bulunan Vildan Aşir müs- mir bir çalışma gösterememiştir. O za- Balkanların en yüksek atlıyan üç atleti bir arada, Lekças, Pulat, Pantoriz mandanberi yeni bir elemanın yetiş- memiş olması ve Veysi, İrfan, gibi Avrüpanın sayılı atletleri arasında yer alabilecek kabiliyette olan arkadaşla- rın normal derecelerini tutamamala- rı bunun en aşikâr bir delilidir. Fede- rasyon başkanının bu hususta en bü- yük hatası geçen sene Berlin ölim- piyadları esnasında atletleri ihmal et- mesi olmuştur. Yoksa elimizdeki ele- | manlardan ve yeni yeni görünen genç| istidadlardan hakkile isitftade edil- seydi, Balkan komşularımızın yanın- da muhakkak çok daha parlak dere- celer alabilirdik. Mesafeler kısa miydi?. Bükreş oyunlarında hemen bütün koşularda rekorlar kırılması alâkadar- ların nazarı dikkatini celbetmiş ve haklı bir endişe uyandırmıştır. Me- selâ Yunan sprinterleri 100 metreyi 11 de koşamazken 4X100 42 küsürle Balkan rekoru yapıyorlar!.. Bu vazi- yet üzerine pist tekrar ölçülmektedir. Mesafelerin neticesini herkes gibi biz de merakla bekliyoruz. Bükreş kahramanı Melih | Bükreşte 400 metreyi 49.9 gibi fov- | kaide güzel bir zamanda koşan Me- ih sekizinci Balkan oyunlarında en parlak derecemizi yaptı. Bu Sabah bir arkadâşim bâna: — Melih atlet olduğu için mi fut- bolcüdür, futbolcü olduğü için mi at- lettir?.. diye sormuştu. Ona şu ceva- bi verdim: — Melih 'muvafakıyetini * futbole medyundur. Çünkü bütün sene futbol oynamak suretile spor yapan ve sup- leksini muhafaza eden yegâne atlet Melihtir, Melih futbolü bırakırsa da- ha parlak dereceler yapacağını iddia ediyorlar, katiyyen... Şayet Melih diğer atlet arkadaşları' gibi bütün se- nenin işini alelâcele bir aya sığdırma- Za kalksaydı imkân yok derece ala- mazdı Melihi futbolden ayırmak değil ko- layını bulsakta diğer atletlerimize ds futbol oynatsak... Atlet Amerika tenis şampiyonluğu Tek (erkek finali Budge ile Von Cramm arasında Nevyörkta Fonest Hil kortlarımda 15 -20bin seyirci önünde “cumartesi günü oynanmış tır. Maç Davis kupası maçı idi, Se- yirciler bu maçı bir revanş mahiye- tinde olduğundan sabursuzlukla. bek- liyorlardı. Maça 20,30 da başlanmış ve Budge ilk Seti 6/1 gibi büyük farkla kolay- ca kazanmıştır. İkinci Set de iki taraf çok çekişmişler ve nihayet Von Cramm Seti 9/7 almıştır. Fakat üçüncü Seti Budge tekrar 6/1 kazanmıştır. Dördüncü Set de Von Cramm bü- tün gayretini sarfederek Seti:6/3-al: mış ve beraberliği temin etmiştir. Budge final Set de Von Crammın her vuruşunu kolaylıkla çevirmiş Seti 6/1 alarak 1937 Amerikan tenis şampiyonu olmuştur. Gelecek seneki cyunları yapacak olan Yugoslavlara teslim edilen Balkan bayrağı İstanbulda iken 16 Eylâl 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: