30 Mart 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

30 Mart 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l AKŞAM Mart 1937 Bir adam âni tecavüzlere karşı “kendisini nasıl müdafaa edebilir? Aşağıda tarif ettiğimiz şekilde süratle hareket eder ve soğukkanlılığınızı muhafaza ederseniz âni tecavüzlerden korkmağa sebep yoktur Kavgacı bir adam olmıyabilirsiniz, ötekine berikine çatmaktan ve döğüş- mekten nefret edebilirsiniz. Kendi ha- Minizde ve sakin bir adam olabilirsiniz. Fakat insanın hayatında öyle dakika- lar gelir ki, ani bir tecavüze uğrar ve kendisini müdafaa etmek mecburiye- inde kalır. İşte bu yazımızda bir insanın böy- le taarruzlara karşı kendisini nasıl müdafaa edeceğini, mütecavizin elin- den silâhını nasıl alabileceğini, resim- lerile beraber izah edeceğiz. Karmanyolacı göğsünüze ansızın tabancasını dayarsa Geceleri evinize giderken karanlık bir köşe başında ansızın tabancasını göğsünüze veya şakağınıza dayadığı zaman, yapacağınız en fkıllıca hare- ket, soğuk kanlılığınızı muhafaza ede- » Tek ellerinizi yukarıya kaldırmak ve cüzdanınızı almasına müsaade etmek- tir. Fakat şayed karmanyolacının elin- den silâhını alabileceğinizi kestiriyor- sanız ve kendinize bir zarar gelmesine mâni olacağınızdan emin iseniz aşa- ğda tarif ettiğimiz şekilde hareket et- tiğiniz takdirde kârlı çıkarsınız. Bu usul Amerikada polislere öğretilmek- tedir, Herkesten fazla böyle hâdiseler karşısında kalan polisler tarafından tatbik edilen bu usulün kıymetsiz bir şey olmayıp çok pratik olduğu, bu su-' rTetle meydana çıkar. Bir saniye için mütearrizin gözlerini sizden ayırmağa çalışın, meselâ omu- zunun üstünden sanki arkasından bi- Tİ geliyormuş gibi bakın. Tabancayı sağ eli tie tutuyorsa ani bir hareketle sola çekilin. Ayni zamanda 8ol eliniz- le çabucak sağ bileğini kavrayın ve namlıyı kendinizden uzağa çevirir. Bileği yukarı kaldırın. Sağ elinizle yumruğunun üst kısmını tutun ve bi- eği geriye doğru bükün. Bu suretle artık namlı size doğru değil müteca- vize doğru müteveccih olacaktır. Şa- yed mütecaviz, tetiği çekmek ihtiyat- sizlığında bulunursa yaralanan o ola- caktır. Bileğini kâfi derecede kıırdi- Eınız takdirde iztirabı o kadar büyük olacak ki, tabancayı bırakacaktır. İşte © zaman yere düşmeden sağ elinizle tabancayı alabilirsiniz. Siz bileğini bökerken o, muvazene- sini temin etmek için sağ ayağını öne doğru atmak mecburiyetinde kalacak, ,bütün ağırlığı sağ ayağına yüklene- "cektir. İşte o zamansol ayağımzla karmanyolacının sağ ayağına bir çel me takabilirsiniz. Muvazenesi bozu- Tunca tabii yere düşecektir, Tabanca elinizde o yerde polis gelinceye kadar omu tutabilirsiniz, Fakat bütün bu hareketlerin 5-10 saniye içinde yapılması lâzım gelir, Çabuk, şimşek kadar süratli hareket etmelisiniz. Bıcakla yapılan tecavüzlere karşi Şayed biri elinde bıçakla size hücum ederse ve bıçğaı karnınıza saplamak isterse ayni metodla onun elinden be çağını alabilirsiniz. Hem bıçağı elin- den almak daha kolaydır. Çünkü kur- şun korkusu mevcud değildir, Şayed bıçağı yukarı kaldırmış ve si- xi göğsünüzden aşağıya doğru yara- Jamak istiyorsa bilek makası namı ve- rilen ve resimde gösterilen hareketle kolayca bıçağı elinden alabilir ve onu yere yalırabilirsiniz. “ Daha kolu yukarda iken ona doğru bir adım atın. Şayed bıçak sağ elinde ,ise sağ bileğini sol elinizle kavrayın ve Arkaya doğru itin. Ayni zamanda sağ kolunuzun ön kısmını onun sağ kolu- nun üst kısmından içeri doğru sokun ve sağ elinizle bileğini kavrayın, Sağ kolunuza istinad ederek kolunü aşa- Kıya doğru alın. Gittikçe alçaltın. Mu- Yazenesini kaybedecek ve iztırap için- olursa kolu kırlacaktır, Yukarıdan aşağıya doğru: Tayyare oyunu, bıçaklı bir mütearrızın bileği ni kilitleme hareketi otururken yapı lan hücuma mukabele, bir sarhoş nasıl götürülür? Japon kilidi Cim Landos bu harekete Japon ki- idi ismini vermişti. Şişe ile yahud re- simde görüldüğü veçhile elinde sopa Ve hücum edene karşı kullanılabilir. Hattâ mütearrızın elinde silâh ol- madığı zaman bile kullanabilirsiniz. Nitekim Cim Londos bir çok güreşle- rinde bu çareye baş vurmuştu. Fakat esas mesele mütecavizin kolunu kapıp o geri çekmeden kilidliyebilmektir, Mütearrız sizi arkadan yakalarsa ne yapacaksınız? & Şayed müteamız sizi arkadan çen& den yakalar ve boğmak isterse resim» pia ve Pi sergisinde kazananlar “Antep > (Akiam) — Ankarada açılmış olan elişi gisine buradan da bazı esnaf iştirik etmişlerdi. Bunlar arasında on birinin de görüldüğü şekilde kolunu yakala- yın ve hızla öne doğru eğilin, Mütear- nz müvazenesini kaybeder onu arka- mıza alır ve yere savurabilirsiniz. Kâ- fi derecede kuvvetle hâreket edecek olursanız onu o kadar hizla yere vu- rTursunuz ki, sersemler ve daha ayağa kalkmadan üstüne çullanabilirsiniz. Mütearrızın cepheden hucumları Mütearrız önünüzde ise ve hücuma | Bazırlanıyorsa iki elinizle bir bileğini "akalayın, kuvvetle kendinize doğru çekin ve ayni zamanda eğilip arkanızı dönerek kolunu omuzunuza âlın, Vü- cudünüzü düzeltin, Hasmınız arkanız- dadır. Bu harekete Cim Londos «Tay- yar ehareketi> ismini vermişti .Çünkü arkanızda olan muhasımla hızlı hızlı dönebilir ve sonra onu yere çarparsı- nız. Bu o kadar güç bir hareket değil- dir. Bir kere hasım arkanızda olunca ne kadar ağır olsa siz dene kadar kuwvwetsiz olsanız onu kolayca kaldı- Tabilirsiniz. Otururken yapılan hücumlar Şayed biri size otururken hücum €- | vübekzedi Z a | si her sene vasati olarak lehi- ermenin KACAK BAY ES KOMAYA zen iyon irelik bir fazlalık gös” dır. Eğilin ve yumruğundan kaçının. Ondan sonra ileri doğru hareket ede- rek omuzunuzla bâcağına bir darbe indirin ayni zamanda ayni bacağı ki- Mali ellerinizle kavrıyarak ileri doğru çekin, Bakın ne oluyor? Mütearrız yer- | dedir. Resimde bu hareketin ne kadar kolay olduğunu görüyorsunuz. Sarhoşları nasıl götürmeli? Bazan sarhoş bir arkadaşınızı evine götürmekte zorluk çekersiniz. Bunun için gayet basit bir usul vardır. Tarife hacet yok resme bakın. Kolunu kıvır- masına katiyen müsaade etmeyin. O- muzunu koltuğunuza dayamış olsun. Yumruklarına güvenen haydudlar Bazı haydudlar yumruklarına pek güvenirler, Hiç korkmayın Japonların icad etmiş oldukları kolay bir usul vardır. Elinizi düz tutarak boğazına bir darbe indirirseniz yumruğunu na- sil kullanacağını çabuk unutur. Fakat unutmayın ki, bülün bu ha- reketleri yapmak ve muvaffak olmak Için gayet soğukkanlı (davranmak icabeder, ve küçük sanatlar ser- madalya ve Zeynep adını taşıyan bir kadının da yirmi lira kazandığı ikti- sad vekâletinden bildirilmiş ve mükâfafları ticaret odasında ali tarafından merasimle dağıtılmıştır Vali, bu yıl açılacak sergiye daha çok kimsenin iştirâk edeceğini umdu- ğunu söylemiş ve İzmir fuarında bir paviyon yapılmasının Antep ticaret ve sanayli için pek faydalı olacağını söylemiştir. Valinin sözleri ehemmi- yetle nazarı dikkate alınmış ve böylebir paviyon için lüzumlu parayı top- lamak üzere tilecar ve esnaftan bir heyet teşekkül etmiştir. Faaliyete geçen heyetin üç ay içinde beş bin lim toplıyacağı ve 997 İzmir (de yere yuvarlanacaktır. İsrar edecek | sergisine paviyonun yetiştirileceği kutvetle ümit edilmektedir, — Yukanki sk Ga ee yöre ük sak e | türmek lâzımdır. | 936 3 | yekün: | | | | i | (936 Yılında bir yıl evveline nisbetle 2 milyon lira fazla mal ihrac ettik Dış ticaret müvazenemiz, seneden seneye lehimizde bir fazlalık gösteriyor ve hangi mem- k? Bu mevzua ımızın ve dahâ doğrusu ticaret hacminin diğer sene- lere nisbetle genişlediğini tebarüz el- İstatistiklere göre, sinde hariçle mal mübadelesi 210 milyon 264 bin lirayı bul- muştur. Bu miktar 935 senesine na- zaran yüzde 19, 934 senesine göre yüz- de 22 nisbetinde bir artış gösteriyor. Buhran senelerinden sonra son bir İki senedenberi dış ticaretimizde eskisine nisbetle bir ferahlık göze çarpıyor. 923 senesinden 929 senesine kadar dış ticaretimiz müvâazenesinde memle- ketimiz aleyhine 6 milyon liralık bir açık görülüyordu. 930 senesinden son- ra hükümet iktisadi tedbirler almağa mecbur kalmıştır. Bilhassa bu yıllar- da yerli malların korunması etrafında şuurlu bir propaganda başlamış, di- ğer taraftan hariçten gelen mallara karşı gümrük tahdidati vazedilmiştir, Bugün bunların tesirile, dış ticareti- mizde bir müvazene temin etmek ka- bil olmuştur. Bu senelerden sonra, yalnız dış ticaret bilânçomuz, bir mü- vazene göstermekle kalmamış, ayni Geçen yıl ne kad İ zamanda her sene lehimize olarak ka- İ panmıştır. Yapılan bir hesaba göre, 930-936 seneleri arasında ticaret mü- termiş; nihayet 936 senesinde, Tehi- mizdeki bu artış 25 milyon Jirayı bul- muştur, 936 senesindeki idhalât ve ihracatımız Son istatistiklere göre, 936 senesin- deki ihracatımız 117 milyon 733 bin lira tutmuştur. Halbuki 935 senesin- de 95 miyon 861 bin liradan ibaretti. lehimize olan fark,yukarıda yazdığımız gibi 25 milyon liradır. 986 senesinde .en ziyade ihracat yaptığımız memleket Almanyadır. Bundan muhtelf vesilelerle - bahset- miştik; şimdi, herkesin bildiği bu umumi malümatı rakamlarla dâha kati bir surelte izah edelim; 938 senesinde Almanyaya 60 milyon 42 bin liralık ihracat yapılmıştır. Bu yekün, umum ihracatımızın yüzde el- lisi demektir. Bu miktar 935 senesin- de 39 milyon 201 bin lira idi. 934 se- nesinde 34 milyon, 933 senesinde ise 18 milyon liradan ibaretti. Daha ev- velki senelerin istatistiklerine baka- cak olursak, rakamlı küçüldüğünü görürüz. Meselâ: 1932 senesinde Almanyi olan ihracatı- mız 13 milyon lira tutuyordu. Demek oluyor ki 936 senesinde, 932 senesine nisbetle Almanyaya olan i atımız beş misli artım; Bu artış neden ileri geldi? Bunu da şu suretle izahı edebiliriz; “Türki Almanya arasındaki ticaret münase- betleri, Klering esasları üzerinde ce- reyan etmektedir. Almanya mal al- mak için, dışarıya döviz verecek va; yette değildir. Bu itibarla Klering si temi, Almanyaya en uygun gelen bir sistemdir. Türkiye - Almanya arasın- daki Klering muahedesi yüzünden, Türkiye ihracat malları Alman fir- maları tarafından büyük talebler kar- şısında kalmıştır. Diğer memleketlere ne kadar mal sattık? Dış ticaretimizde, Almanyadan son- Ta, ikinci dereceyi Amerika işgal ct- mektedir. 936 senesinde Amerikaya yaplığımız ihracat 13 milyon 419 bin liradır. 935 senesindeki ihracatımız 9 milyon 653 bin liradan ibaretti, Dış tlearetimizde, üçüncü derecede gelen İngüteredir. Bu memlekete sat- tığımız malın kıymeti de 6 milyon 350 bin lira tutmaktadır. İtalyaya yaptığımız ihracat 4 milyon 343 bin lira, Çekoslovakyaya da 4 milyon li- rayı bulmaktadır. 935 senesinde Sovyet Rusyaya 4 mil yon 150 bin liralık mal satımıştık. 936 senesinde ise ihracatımız 3 milyon 828 bin lirayı bulmuştur. Yunanistana olan ihracatımızda, diğer semelere nisbetle bir fark yoktur. İhracat bir- kaç senedenberi 2 buçuk milyon lira ile 2 milyon lira arasında bulunmak- tadır. Belçika, Suriye, Avusturya, Holan- da, İsviçre, Hindistan, Mısıd, İspanya gibi memleketlere olan ihracatımız bir milyon küsur liradan fazla değil- dir, Yalnız Japonyaya 935 senesine nisbetle ihracatımız iki misli artmış, yani 1 milyon 472 bin liraya yüksel- miştir. ı Türkiye ile en az ticari münasebet- te bulunan memleketler de şunlardır: İrak, Estonya, Liluanya, Danimarka, Yugoslavya... Bunların 'arâsında İraka yapılan ihracat 50 bin lirayı bulmak- tadır. Maamafih 935 senesindeki ih- ın daha ziyade Galatada Pandispanyan adında bir tacirin kasasını soymaktan suçlu sa- bıkalı kasa hırsızı Fanloma Mehmç- din muhakemesine dün üçüncü ceza mahkemesinde devam edilmiştir. Ge- çen celsede suçlu Mehmed, Pandis- panyanm odasında masanın camı Ü- zerinde bulunan parmak izinin kendi- sine aid olmadığını ve birçok parmak izleri biribirlerine benzediklerinden parmak izi ile hakiki suç sahibinin tesbiti kabil olamıyacağını iddia et- Bu iddia üzerine mahkeme, Fanto- ma Mehmedle diğer iki suçlunun par- mak izlerini aldırarak bunların sahip- ierinin teşhis edilip edilemiyeceğinin tesbiti için izleri Ankara Emniyet umu- miye müdürlüğü teknik bürosuna Teknik büro İzler üzerinde tedki- katını yapmış ve tanzim»ettiği rapo- runu mahkemeye göndermiştir. Dün mahkemede okunan bu - raporda, muhtelif kimselere ald parmak izleri- nin biribirlerine benzemediği bilhassa avuç içindeki ince çizgilerle parmağın birinci boğumundan tırnak ucuna ka- dar uzanan hatların herkeste ayrı şe- Klide olduğu ve biribirlerine bitişik o- larak doğan çocukların parmak izle- riniri dahi biribirine benzemediği, par- mak izlerinin, çocuğun kiişemiz elişleri sergisinde mükâfat kAwnanları yali ile bir arada gösteriyor. | başlıyarak ölüp cesedi tefessüh edine rTaçat 88 bin lira idi. A, Fantoma Mehmed 4 sene 10 ay hapse mahküm oldu ceye kadar muayyen bir nisbet dahi- linde büyümekle beraber değişemiye- ceği bildiriliyor ve 1910 senesinden be- Tİ Türk zabıtasının parmak izi tedki- katını tatbik ederek birçok meçhul vakaların faillerini meydana çıkardı- ğı, bu defa büröya gönderilen üç par- mak izinden «Il» numaralı izin (buiz Fantoma Mehmede aitlir) kasa soyu- lan dükkânda masanın camı üzerinde bülunup fotoğrafı çıkanlan parmak izinin ayni olduğu kaydediliyordu. | ! Suçlu Fanloma Mehmed bu rapora da itiraz ederek: — Rapor doğru değildir. Parmak izi” tedkiki, kan tahliline benzemez. Bir tek parmak, budanmış bir insan cese- dine benzer. Diğer parmaklar bunu takviye ederler. Binaenaleyh iz ted- kikinde yalniz bir parmağa bakmama“ lıdır. ş Demiş ve Pandispanyanin masa ca“ munda bulunan parmak izi her nö ka» dar kendi parmak izine benziyorsa da ai ald olmadığını iddiş — Mahkeme kısa bir müzakereden sonrâ kararını vererek Pandispanya- nım kasasını soyduğu sabit olduğun- dan Fantoma Mehmedin dört sene 10 ay müddetle hapse ve 38 lira muhake- me masrafı ödemeğe mahküm edildi ğini bildirdi. e

Bu sayıdan diğer sayfalar: