11 Eylal 1834 AKŞAM Yeni ders yılı başladı, kadro hazırlandı Orta tedrisat muallimlerimiz. den bir şehirden diğer bir şehre pakledilenlerin © kararnameleri tebliğ edilmiştir. Bu nakiller in- Zibat komisyonu kararına, sıhbi Zaruri sebepler dolayısile al darların isteklerine bırakılarak yapılmıştır. Bu suretle nakledilen muallim- lerin adedi 47 dir. Bu nakillerden başka büyük şehirler dahilinde- ki mektepler maullimleri arasın- da, açılmış yeni sınıflar dolayı le bir kısım değişiklikler yapıl mıştır, Mülga darülfünundan açıkta bulunan profesörlerden Halil Ni- metullah bey İstanbul erkek lise- si felsefe, Azmi Asaf bey Afyon imya, Tevfik bey Kandilli lisesi fizik, Hüsnü Hâmit bey Haydarpaşa lisesi riyaziye, İlha- oni bey Haydarpaşa lisesi fizik, Şerif bey Galatasaray lisesi fran- sızca tercüme, Malik bey Haydar- paşa lisesi tabii ticaret kusma ti- earet tarihi, Vehbi bey Kabataş İisesi tabii ilimler muallimlikleri- pe tayin edilmişlerdir. Ankara 10 — Maarif vekâleti mühim bir tebliğ neşretmiştir. Bu göre 1934-1935 senesi ders li eylülde başlamıştır. Bu ay inde ikmal, meccani leyli, Av- rupada tahsil imtihanları yapıla- caktır. Lise ve orta mekteplerde ders okutulacaktır. Dersler beş saattir. Haydarpaşa lisesi müdürlüğüne Diyarıbekir ve Amasya liseleri eski müdürü Saffet, Istanbul mu- ellim mektebi müdürlüğüne Tr: zon muallim « mektebi müdürü Hamdi beyler tayin edilmişlerdir. ır bazı ise ve orta mektep #aüdürleri arasında da değişiklik yapılmıştır... Afyon ın satışı Pariste müzakereler devam ediyor Tisesi Pariste uyuşturucu maddeler inhisarı heyetile afyon karteli ara- sındaki müzakerat devam etmek- tedir. Müzakeratın ne safhada ol- 'duğuna dair henüz haber alına- mamıştır. Müzakere piyasada bi yük alâka ile takip edilmektedir. Diğer taraftan çıkan bir habere öre Türkiye - Yugoslavya müş terek afyon bürosu uzak şarka af- yon satacaktır. Bu satışa dair mü- zakerelere başlanmıştır. Geçen hafta içinde Anadoludan şehrimize 700 sandık afyon gel miştir. Izmirde çalışma saatleri İzmirde şiddetli sıcakların ha- fiflemesi üzerine hükümet daire- lerinde, tatbik edilmekte olan yaz çalışma saatleri değiştirilmiştir. Dünden itibaren İzmirde hükümet memurları sabah saat dokuzdan on ikiye kadar ve 13 ten on yedi buçuğa kadar çalışıyorlar, ödemişe şiddetli yağmur yağdı Ödemiş 8 — Bugün öğleden sonra saat on raddelerinde 10 dakika devam eden şiddetli bir yağmur yağmıştır. Hava bulutlu olduğundan müstahsiller telâş ve endişe içindedirler. — Yağmurun incir mahsulüne mü- him zarar verdiği temin olunuyor. "GUNUN HABERLERİ | Dünkü sağnak bir çok yerleri göl haline getirdi Bu sene İstanbulda hava çok kurak gitti, aylarca yağmur yağ- madı. Bazan hava kapandığı, her tarafı kara bulutlar kapladığı hal- de gene yağmur yağmıyordu. Dün saat ikide birdenbire bar- daktan boşanırcasına yağmur baş- ladı. ler arasında yağmur yirmi daki- Gök gürültüleri ve şimşel ka kadar sürdü. Yağmur o kadar şiddetli idi ki her tarafta derhal seller husu- le geldi, bir çok binalar aktı, baz Zi çukur yerler bir göl halini ald Yağmur en ziyade Şişli, Beyoj lu ve Beşiktaş cihetinde şiddetli idi. Halbuki Samatyadan ilerisi ne, Bakırköy, ve Yeşilköye ancak bir kaç damla yağmur yağmıştır. Boğazın yukarı kısmına ise hiç yağmur yağmamıştır. Dün yağmurun şiddetinden Şişlide bir çok yerlerde caddeler kâmilen su altında kalmıştır. Ni- şantaşında Meşrutiyt mahallesin- 'de üç ev yıkılma tehlikesi göster 'diğinden boşaltılmıştır. Beşiktaş ta Köyiçini su basmış, bir çok evlerin bodrumları su dolmuş- tur. İtfaiye bu suları boşaltmı Fındıklıdan Tophaneye kadar cadde, sellerin getirdiği kumlarla dolmuş, bir müddet tramvay yememi Kasımpaşa deresi taşmış, fakat bir zarar vermemiştir. Karaköy meydanı bir göl hali- ni almış, uzun müddet buradan güçlükle geçilebilmiştir. Dün yağmur esnasında Beşik- taşta Serencebey yokuşunda Ab- di beyin evi bahçesindeki çınar ağacına yıldırım düşmüş, evde- kiler büyük korku geçirmişlerdir. Ağaç parçalanmıştır. Başka ka za yoktur. Bir yıldırım da denize düşmi Bağcılığı teşvik Ziraat müdürlüğü köylüleri teşvik ediyor Astanbul ziraat müdüriyeti, ü ve bahçe sahipleri ga teşvik etmektedir. Bunun her köye resimli bir beyanname | dağıtmıştır. Bu beyannamede de- niliyor ki «Arkadaş! Bağ yapmalı, üzüm yetiştirmelisin, çünkü üzüm çok kuvvetli bir gıda ve emsalsiz bir deva olduğunu bilmiyen yok bidir.» Beyannamelerde üzümden ne- ler yapıldı ına dair izahat veril ul vilâyeti ikliminin bağ yetiştirmeğe en müsait bir ik- lim olduğu yazılmaktadır. Nite- | kim 5060 sene evvel pek çok bağ | vardı. Filoksera denilen hastalık | memleketimize girdikten sonra bağlar kurumuş ve bozulmuştur. Filoksera Amerikan asmalarına bir şey yapamıyor, bu asmalar saye. sinde tekrar bağcılığı yaşatabi ii Beyannamede, bağ y rirmek, bağda haşeratla nasıl mücadele lümat verilmektedir. Diğer tarafta, ta göre, ziraat len malüma- lüriyeti fen me- murları, bağcılığa müsait olan köy- lerde, köylülerle temas ederek bağcılık hakkında izahat yermek- | ) ileceğine dair açık lisanla ma- tedir, GUNUN MESELELERİ Silâhları bırakma konferansı Bütün dünyayı iki senedenberi meş- gul ettiği halde son zamanlarda unu. ulan bir mesele. vardır: Silâklerı bi rakıma Silihları bırakına konferansi şim ye kadar Cenevrede bir çok toplan lar yaplı, verilen projeleri tetkik eti, hararetli konuşmalar oldu. Fakat hiç bir netice elede edilemedi. İki sene müzakereden sonra geriye bakınca bir iğne boyu kadar bile ileri gidem. olduğu Almanyanın Milletler cemiyetinden ve konferanstan çekilmesi işleri bi tün kanştırdı. Bir aralık konferans ba. vicinde devletler arasnda hususi ko” nuşmalarla bir anlaşma temini dü müldü, Fakat buna da imkân olmadığı müddet tatil edildi. iyeti müsait gördü heyeti toplanmaya çağıracak, gene mü- zakereye başlanacaktı, Konferans tatil kararı verdiği z- mandanberi aylar geçtiği halde ortada hiç bir hareket görülmediğinden silâh ları bırakma işi âdeta unutulmuştur. Dün Londradan gelen bir telgraf or- tada böyle bir konferans olduğunu tek- var hatırlattı Londradan gelen telgrafa göre Tühları bırakma konferansı yeli M. Henderson Londradan e Cenevreye ha- yeket etmiştir. Cenevrede siyasi rical ile görüşecektir... Bu haber silâhları br takma konferansının yeniden top- lanacağına dair ümitler vermiştir. Fakat OM. Henderson bu ümit. lerin doğra olmadığını kendisi söyle. miştir, Kenferan; reisi demiştir ki? « Silühuzlanma kferansı bürosu: nu yakında toplamak fikrinde deği Tim, Böyle bir toplantının faydalı ola- vak yapılabilmesi için selenin hal yoluna girmesi lâzımdır. Bu. meselelerin biri Sovyet Rusyanın Mil. etler cemiyetine kabulü ve diğeri de şarki Avrupa mütekabil münvenet ve ademi tecavüz mitakıdır. “Cenevreye gitmemin sebebi bugün kü vaziyet hakkında muhtelif heyeti murahhasaların moktai mazarımı anla. maktır. - Silâhsızlanma © konferansının mesaisine teşrinievvelden evvel. başlar nabileceğini zannetmiyorum.» Görülüyor ki silâhları bırakma kon- feransının yalanda toplanması bellene- mez. Konferansın toplanması için da- ha bir müddet beklemek lâzımdır. Bu defa anack bir anlaşma imlâ hazır. landıktan sonra konferans toplan. ecektir. Amerikada yanan yolcu vapuru Son malümata göre 171 şi ölmüştür Nev Yark 10 (A.A.) — Mor. rokastl vapuru faciası hakkın- da hükümet tahkikatına bugün başlanacaktır. Bu tahkikat, faci- esrarını aydınlatmıya yangının meydana çıktığı manla imdat gemilerinin gelme- si rasında. cereyan eden hadi- mühim me anın ve ortaya çıkarmıya çalışa- caktır, Kast ve sönmemiş sigara atık ması gibi ileri sürülen şayialar mevcuttur. Fakat yangının sebe- bi henüz tesbit edilmemiştir. Söylendiğine / göre, yangının meydana çıkması ile imdat işa- retinin gönderilmesi arasında 45 dakika geçmiştir. Sahile kadar yüzen bazı yol .cular, tahlisiye sandallarının im- dat taleplerine lerinden acı acı şikâyet etmişler. dir. Bu sandallarda bulunan ge- mi tayfaları dat seslerine ku- lak asmamışlardır. Kaza kurbanları hakkında son rakkam şunlardır: 560 kişiden 220 yolcu ve 169 tayfa kurtarılmıştır. Ölenlerin veya kayıpların sayısı 171 dir. aldırış etmeme- | «Morg sokağındaki çifte cinayete, TÜTARADA SIRADA Hırsız polis romanları Şarlok Holmesi yaratan Conan Doyle Biguell Wood'dakt vıllasında çay içiyor. Zabıta romani, cinayet romani, hırsız polis romani deyip dudak bükülen, okumamış olmakla if! “har edilen eserler, zannedildi; kadar «yeni» değildir. Hattâ çok €skidir. İlk hırsız polis romani- nı Özop yazdı diyebiliriz. Öze- pun, aslanla tilki masalıni bilmez misiniz?. Aslan sorar: — Neden inime misafir gelmi- yorsun? Tilki cevap veri — Beni mazur görünüz. Sizi ininizde ziyaret eden bütün hay- vanların ayak izlerine baktım. Bütün bu izler, ininize doğru gi- iyor, fakat hiç geri dönen yok. Üstat bir taharri memuru mü- gahedesi değil mi? Meşhur Lan- drüyü — hatırlarsınız. Ona gi- den kadınların hepsi, gidiş bi- İleti almışlar, fakat dönüş. bileti almamışlardı. Cinayetlerinin bundan meydana çıktı, Landrü'- Dün kafasını kestiler. ve Fransizlar; Alfred de Müsse'- nin «Graziyella» sıni okumıyan- lar, fransızca bilmiyorlar demek- ir, derler. Ben de, Edgar Poe'nin hikâyelerini okumıyanların oku- maları yok demektir desem, kim itiraz edebilir? Edgar Poe, hir. sz polis hikâyeleri yazmıştır, amma beynelmilel bir. ediptir. «Çalınan mektup», «Mari Rog: nin esrarın, «Altın hamam böce- Bin, «Ecce Homo» maceralari ver şaheserdir. ... Edgar Poc'nln hikâyeleri, fran- sizcaya 1850 de tercüme edilme- ğe başlandı. Bu tercümelerin bir de güzel macerası vardır. Gaboriau isminde bir noter kâ- #ibi, bu hikâyelere bayılıyor. Gece gündüz oluyor ve bir gün işini rakıp maceraya atılıyor. Afrik; ya gidiyor. Bir kaç sene dolaşıp köyüne dönüyor. Amma bitkin bir halde... Aç ve sefil 1864 te, Edgar Poe'nin son bi kâyeleri tercüme ediliyor. Gaho- riau bunları da okuyor ve bir na- zire yazıyor: Löraj Meselesi. Bu, o zaman katledilen bir kadının macerasıdır. Gaboriau bu mace- rayı takip ve tahkik ediyor, gaze- #elerden birine veriyor. Bu yazılar fevkalâde rağbet görüyor. Gaze- teler bu muharriri paylaşamıyor. lar, kısa bir zamanda meşhur ve Journal zengin oluyor. «Le P; gazete; gazete iken, Gaboriau'nun, Arse- sönük ve sürümsüz bir alin cinayeti eserile, dört yüz bin üsha satmağa başlamıştır. Hırsız polis romanını ihya eden. Gaboriau'dur. Tekniğini şöyle izah eder: «Okuyanın vazifesi ka- tili keşfetmek, müellifin vazife: | ilede Edgar Poe (1809-1849) okuyanı şaşırtmaktır. Conan Doyle onun Hepi- miz şapkamızı çıkarıp Gaboriau- yu hürmetle selâmlamalıyız» de: Macera eserlerini okumamakla iftihar edenler yalnız bizde var. dır sanmıyalım. M. «Locog» «Fantomas» 1, seParis esrarı» ni hangi edebiyat münekkidi oku- muştur?.. Fakat bu, meşhur mace- ra romanları müellifi öjen Sü'nün Paris mebusluğuna intihap edil. mesine mâni teşkil etme: Fransız edebiyatından kadro ha rici edilen öjen Sü'yü, parlâmentosu içine almistir. Hırsız polis romanı okumamak- la iftihar edenler olduğu gibi, hır- sız polis romanı okuduklarını söy- liyen tanınmış insanlar da vardır. Hem bunların bir çoğu, devlet ida- re etmiş insanlardır. Meselâ: AB- dülhamit, Bismark, Romanya krs- lı Şarl, Aristide Briand hirsiz po- lis romanı karileridir. Sourustre, © Gaston | Leroux, Georges Simenon, Edgar Wak lence, Maurice Leblane, bugün bü Fransız tün dünyanın sevdiği ve saydığı | isimlerdir. Simenon bir bahse girmiş ve bir sü bir kafes içinde, halkın gözü önünde bir romana başlamış, akşama bitirmiştir. Edgar Wallace'nin. etrafında bir daktilo ordusu vardır. Günde iki eser neşrettiği olmuştur. Fakat hiç şüphe yok, ki hirsiz polis romanları, Arsen Lüpenle kütüphanelerde yer almıştır. Bugün, yalnız Fransada değil, bütün dünyada Maurice Leblanc bir şahsiyettir, hem de edebi bir gahsiyet... Arsen Lüpen kendini Sirf palavrası ile değil, üslübile, karihasile ve terbiyevi teknüj , bunun için beynelmilel sevdirmi olmuştur. i İngiltere, Şekispirle iftihar et tiği kadar Amerika Edgar Poe ile iftihar eder ve Fransa Moliğre ile övündüğü kadar Maurice Leblanc Selâmi İzzet | |