Sahife 4 AKŞAM EO) - Üsküdar tramvayında,. “Cayır cayır yazıyor... Neler de neler yazıyor!. yazıyor efendim cayır cayırl.. » Tramvay, kutuptan dönen kahramanlarla bir vapur azametile geçiyor.. dolu Kadıköy tramvaylarına alt bir kaç itiba Eskiden Bostanci otobüslerinin yanyana durdukları yerde şimdi Kadıköy - Üsküdar tramvayları sı- ralanmış... Otobüsler öteki tara- fa atılmış... Vapur boşalınca tramvaya bir Koşuşmadır oldu. Bir yer kapma fasladır başladı. Ekseriyet Kadı- “köylülerdez — Kes oğlum. Bir Altıyol ağzi.. — Bir Kuşdil — iki Mesirhoğhu. Kaç para. — Bir Yeldeğirmeni. Benim gibi ilk defa Kadıköy tramvaylarına binenler: — Siftahı benden... Bereketi Ak Tahtan... diyorlar. Hat açılalı şü- mun şurasında bir kaç gün olduğu için biç kimse bilei paralarını bil. miyor. Zavallı kondüktör her 50- rulan sale cevap vermekten kan: ter içinde. i Bir düdük sesile yola koyu duk... Arkamda ilk defa bu tram. yaylara binen zat yükrek sesle — Haydi Allah selâmet versin? diye bağırdı. Herkeste garip bir meşe var. Yeni alınan bir oyunca. Zin karşısında çocuklar masıl se- vinirlerse ilk defa bu yollardan iramvayla geçmek insana tuhaf run dükkânı önünde inseydik.. — Yana... Bende pamukaki alacaktım. — Acaba Altıyol ağzında dur. maz mı? Durursa oradan döneriz. Altıyol ağzıma gelince tramvay arabasına saçları, kaşları, bıyığı, kirpikleri her tarafı bembeyaz bir ihtiyar daldı. Koltuğunun altında bir tomar gazete: — Haydi... Cayır cayır yaziyor. Neler de neler yazıyor... Akşam, Akşam... Cayır cayır yazıyor. Yazıyor efendim... Neler yazıyor... Bu da Kadıköyün meşhur gaze- te müvezzii Akbaba diye maruf Suat beydir. Suat bey Türk edebi yatına girmiş bir tiptir. Üstat Ah. met Rasim birçok yazılarında Su- «t beyden uzun uzum baheşimiştir. Kadıköyün yerlisi olup ta Suat beyi tanımamağa imkân yoktur. Bunun için tremvaydaki eski Ka- dıköylüler ak saçlı gazeteciyi ken- di ismile çağırıyorlar: — Suat bey bir Akşam. — Suat bey.. Baya da, Biraz sonra iramvaydan atlıyan Suat beyin sesi gittikçe uzakla- siye Cayir cayir yaziyor. ” Arkada iki eski Kadıköylü ko- muşuyorlar: — Haydi Kayirlısi birader... Belki tramvay filân derken Kadı- in yıldızı gene parlar... — Ah birader ah. Nerede o ©s- ki Kadıköy?.. Nerede o eski Ka- dıköy?.. İşte yıldız parlaklığı o za- andı... Daha ne Ayaspaşanın, ne Maçkanın, ne Taksimin ismi kibar âleminde anılmazken Kadı- köy parmakla gösterilirdi.. Biri sines — Kadıköyünde oturuyorum!... dedin mi adeta insana itibar eder. erdi yahu. O Mühürdar ne idi.. Gece yari- larma kadar az mı piyasa eder- dik... Şu traravayın yüzü suyu hür- metine bari Kadıköy eski Kadı- köy değilse bile ona yaklaşsa.. Şimdi oldukça dar sokaklardan, tahta evlerin önünden geçiyoruz.. Tramvay bu semtte pek yeni oldu- Zu için bütün halk pencerelerde. Tekmil camlar açılmış, herkes ye- mi çıkan bu eğlenceyi, tramvayi penceresinden keyifli | keyifli seyrediyorlar. Tramvay köşe ba- şından görünür görünmez semtin bütün çocukları: — Geliyor! © - İ — Geliyoooor!. k — Geliyoooor!., diye haykir- mağ başlıyorlar, hattâ ilk defa buradan tramvay geçiyormuş gibi alkışlıyanlar bile var. Ve vay bu coskun tezahürat karşısın- 'da kutuptan dönen kahramanlar. la dolu bir vapur gibi kemali matle geçip gidiyor... Mısırloğluna gelince karşıdan zayıf bir hamım vatmana işaret edip bağırmağa başladı: — Durt,, Dart. Kadıköyün gene en eski sima- larından Kınar hanım... Tiyatro- dan ayrılmış bir Komedi Fransez artisti gibi kelimelerin bütün hak- kını verereler — Kondüktör bey. — Oğlum. Heyhat ki koşarken elirmdeki gük paket düşmü Kondüktör fena halde şaşı Bu hatta 28 türlü bilet varmış. Halbuki İstanbul tramvaylarında topu topu 3-4 türlü bilet.. Zavallı sdamcağızlar ne yapacaklarını bik. miyorlar.. Şair ruhlu bir Kadıköylü. yaz mındaki arkadaşı Gürültü namına yalnız Kurbağalı- 'deredeki kurbağaların viyaklama- larını dinlerdik. O zaman elektrik te yoktu. Havagazlarımın. loşluğu içinde Kadıköy efsanevi bir di- yar tesirini yapardı. Ehlikeyif bir Kadıkö; — Alemde ik yaptılar, bari tamanı olsun... Şu tramvay yolunu bakla tarlasına kadar uzat- salardı. Akşam üstü bir kaç arka- daş söyle tramvaya atlasak, sale- tacıklarımızı, elli dirhemcikler mizi cebimize sıkıştırıversek tram- vaya atlasak, çan çan da çan çan... Bakla tarlası... Sofrayr denize karşı kor... Cacığı, salatayı yap- tır.. Buzlu anzorotu karşına al. Ovooh.. Beyim. Ondan sonra da gene atla tramvaya ver elini Yel- değirmeni... Sonra efendim İstanbulun en iyi mehtabı Kalamış koyundadır. Ehli keyif için buraya da bir hat ,apmalıdır canım. Değil mi efen- dim?. Hikmet Feridun BU PERDENİ SUMER (Beki Artistik ) sinanasi İlk küşat programı olarak : LILI DAMITA ve HENRi GARAT tarafından bir sureti fevkalâdede! temsil edilen ÇALINAN ADAM Babhrisefit sevahilinin feğrik muh tindo ceroyan eden bir aşk romanı musavver. filmini takdim ediyor. Fiyatlardaki tenzili Için gişelero mıhracaat olunması, SİNEMA MEVSİMİNE HARARETLİ | HAZIRLIKLAR Ananesine dekma sadık olan SÜMER - Eski Artimik — sineması, 1934 - 35 mevsimi için, geçen senelerden daha fazla bir geyret ve fedakârlık ihtiya ile, sene içinde, bütür piyas sanada yapılan. filimler nüken mel ve en fevkalâdelerin rek çek nefis ve muhteşem bir prog” yarn hazırlaıştır. Bunlar meyanında; Marie Bell tara- fından temsil edilen (Büyük oyun). (Poke), (Prensesin çılemlıklan). (Fe era), Ani Ondranın (Kaferte apk). (Aşılar oteli), Jorges Miltonun (Kont Ohlişado) si, © Marcelle Chantalın (mek). w, Gaby Merleyin İskandal - Rezalet) ve (Lübnan snelikesi), ne Prentempsnin (La Dam O meha) «, Manha Eçderin Viyana sonlonik ojkestran - Viyana çocuklar korosu - Viyana operası korosu çizen © orkestrasının. istrak ettikleri | Byemut bestekâr Franz Sehubertin (Bitmemiş senfoni)si, Joseph Cehmidtin (İlk bahar şarkısı), Lian Hlatdin (dsk tan korkmam) filimi ih İstanbulun en zarif ve kibar halkının mecmal ve bize bu mevsim gek kıy- westli ve zeykli gün ve geceler geçirle- cek olan SÜMER sinemasını bu intiha- bindan dolayı tebrik ve kendine muz vaffakıyetler temenni ederiz, BORSA | istanbul 10 Eyloi 1934 ( Alışam kapamış fintleri) Esham ve Tahvitâi Ist, dahli © Si İş B Hamiline o 10) Kupamsuz 1888 | 2 Müemin 106 isükra © S1— | 1. Merkez ÜnitörkT 28,40) Bankası 55 MS) Armdalubikse 4760 2 nr 2740) Tekfon 1 Mümessil Io 43,ö5| Terkos 18 ME Ara) Çimenic © 1230 ». —| irühat değir. 1350) İş Bankas 10) Şark > 6 Para (Çek fiatleri) Paris 1306) Sofya © ebed 1omdn za) Fa Yer Ya vasana| din 582,13) Mümo SAT Maker Gezin Ama ESASİ zi eze Ölen: BİRMS| Piege © EL Broksel 3885! Bükreş © TOZA Arteria 11791) Monkora 305020 YENİ NEŞRİYAT YOLLARIN SESİ Yolların Sesi meemuasmın 21 inci sayısı dolgun mündericmila intisar et miş HOLLİVUT. Hollivutun İZ eylül nüzhası bu hafta açılacak sinemaların Alim mevzul bir çek sinema haberlerini ve çak zel arist vesimlerini havi olarak intisar nda münaseka Cemil bey tara uk Fakülkesi neşriyatı arasında çıkmış ir. Okuyuculanmıza tavsiye ederiz. Tepebaşı telediye Lahçesindo Bo akşam sani 18 - 90,308 kader Sehir bamlaru, san 21: 24e karlar Ca, Müzik, Date, Zeybek oyunu, Lükas Hayat, Karagöz, Hazim bey taranan duhulye 5 kr Meşrubat 25 Kuruş. N ARKASINDA BÜYÜK POLİS ROMANI Yeni çıktı Büyük formada 182 sahife Fiyeti : 40 kuruş AKŞAM KİTAPHANESİ ından telif edilen bu eser Ankara hu. | Su meselesi (Baş tarafı 1 inci sahifede) Halbuki eskiden Bakırköye çok susuz bir yer nazarile bakılmakta idi, Hattâ buranın susuzluğundan kinaye bir zaman isminin Kerbelâ olduğunu bile söylerler. Çünkü burada yer kireçli kayalardan mü- teşekkildir. Bu kireçli kayalar sa- tahta su bu sızar. İşte böyle bir arteziyen açı- lınca su fışkırır. Şimdi Bakırkö- yünde su 67 metreden yukarı fış- kırmaktadır. Biz suyun üstüne 10 metrelik yerde boru koyduk. Su bu 10 metrelik boruyu da aşarak dökülüyor. — Buradan çıkan su içilebilir mi? — Diyebilirim ki bu su İstanbu. lum en temiz, en emniyetli suyu- dur. Çünkü birçok yeralı mınta- kalarından geçerek süzülmüştür. Bu süzülme onu temizlemiştir. Fa- kat bazan suyun böyle rmuhtelif yerlerden geçmesi fena netice de verebilir. Su fena yerlerden geçe- bilir. O zaman bu gibi suları islah etmek lâzımdı Şehrin birçok yerlerinde böyle yeraltı sularından istifade etmek mümkündür. Fakat bunun için şehrin her tarafını bilmek lâzım- dır. İstanbulun her şeyden evvel bir jeolojik haritasının yapılması elzemdir. Bu harita yapılmadan, şehrin yeraltı vaziyeti bilinmeden. evvel nerede su olduğu, nerede ol. madığı tahmin edilemez. Meselâ: şimdi Pendik belediyesi benden soruyor: Pendikte yeraltı suyu var mı?, Bunu nasıl atabilirim?.. Çünkü Pendi düğin arazisini bilmiyorum ki... Tekrar edeyim, memlekete her seyden evvel jeolojik harita lâ- zımdır. Yalnız İstanbulda değil, bütün Anadolu ve Trakyada Bu jeolojik harita . yapıldıktan Sonra nerelerde su olduğu kati su- ekte anlaşılır ve su meselesi kö- künden halledilmiş olur. Çifçi de bu suretle susuzluktan kurtulur. Jeolojik harita yerin alt vaziye- tini bize göstermekle yalnız su me- selesini halletmiş olmaz. İstanbul belediyesine lâzım olan taşları bi- le yerin altında bulmak kabildir.' — istanbulda başka ne gibi yere" lerde yeraltında su bulmak kam bildir? — Maalesef İstanbulu tanimi- yoruz. Fakat surların haricinde Bakırköy, Yeşilköy civarında ve kurumuş dere yatakları olan yer- lerde pekâlâ arteziyen vantasile su bulunabilir. Başka yerlerde baş- ka yera ada bulunabilir. Meselâ biz Haliçte aradık. Haliç sahillerinde arteziyen suretile sz bulunamamışsa da diğer yeraltı suları vardır. — Ada ile meşgul oldunuz mmu2 — Evet oldum. Adadan da yeraltı sularından istifade etmek kabildir. Memlekette umumi bir jeolojik harita yapılırsa her şeh- Tin, her kasabanın, hattâ ber kö- yün su meselesi halledilmiş olur Halkevi dil e £ şubesi Halkevi dil, edebiyat ve tarihi şubesi dün akşam saat 17 de mer- kez binasında bir heyeti umumiye toplanması yapmıştır. Bu toplan- kmazlar. Su içeriye tıda yeni senenin fa: mı üzerinde görüşülmüştür. Yeni program hakkında özanın naktai nazarı ahınmıştır. Altay, Ankara gücünü 3 - 2 yendi Izmir 10 (A.A) — Ankara gücü ikinci maçını dün İzmir şampiyonu Altay ile yapı, Müsa- baka baştan nihayete kadar he- yecanlı oldu. Neticede Altay 3—2 galip geldi,