© MM, 25 Teşrinieveel 1932. Akşam GÜNÜN HABERLERİ Hangi sokaktı? 100 sene evvel ticaret merkezi ikago sergisinde küçük bir modeli gösterilecek Beynelmilel Şikago sergisine İştirak edeceğimizden bahsetmiştik. Şikago sergisinde her memleke- tin 100 sene evvelki o başlıca ticaret sokağı da gösterilecektir. Istanbul ticaret odı hakkında tetkikata başlamıştır. Istanbulda 1832-1833 senelerinde ticaret hayatının en kaynaklı yer- t odası tetkikat şubesi müdürü Hakkı Nezihi bey 100 sene evvelki ticaret sokağın araş- tanyor. Bu sokak anlaşıldıktan sonra Şikago sergisinde, Türk pavyonunda | sokağın ufak bir modeli yapılacaktır. Bir cinayet Antepte bir genç iki kadını öldürdü Şehrimizde müthiş işlenmiştir. Bu kanlı Memik ağa bir müddetten beri Sabiha isminde bir kadına karşı alâka duymuş, fakat bir aralık beraber bulan dukları bu kadın son. günlerde | Memikten yüz çevirmiştir. yarısı Sabihanın iş, duvardan atlıyarak içeriye girmiş ve karşısına çıkan Sabihayı “tabanca ile derhal kaçacağı. sırada Sabihanın arkadaşı Güllüye tesa- düf etmiş ve tabancasında kalan 8on kurşunları da | bu kadına atmıştır. Ağır surette yaralanan Güllü hastaneye kaldırılmış, fakat biraz sonra ölmüştür. Katil yakalanmıştır. ihracat vaziyeti Üzüm, incir, fındık ihracatı ne halde? yyAlakadar © eki dairelerden iri, hakkında şayanı dikkat bir rapor hazırlamıştır. Bu raporun ehem- iyetli noktalarını kısaca aşağıya İman vet sene Üzüm ihracatı, senelere nazaran daha iyi yz Şimdiye, imi ahısuldn yarısı ihraç En ziyade İngilereye ibracat yaalablştr. Denilebil ki bu oene Tagltereye €n çok ihracat yapılan bir senedir. İncir ihracat vaziyeti, üzüm gibi bu derece iyi izah edilemez. bu mala eskisi gibi iler. Fındık vaziyetinin, gün geçtikçe dağa DME çan ümit edilmektedir. Bu sene, ber tarafta fazla mahsul olduğu için fındık fiatleri düşmüştü. Son gür lerde Hamburgda | büyük fındık müessesesi fi mek için spekülâsiyon yapmıştır. Arpa ihracatı diğer senelere hazaran daha iyidir. Üz Izmir, 23 — Vali Kâzm paşa, resmi yazılarda öz türkçenin kuk- anılması için daire müdürlerine lâzım gelen emirleri vermiştir. Dairelerce hazırlanan müsvedde- leri tetkik eden vali paşa türkçe mukabili olan arapça ve acemce kelimeleri silerek yerlerine türke gelerini koymakta ve bu suretle memurları ikaz eylemektedir. Yerli mahsüller Üzüm, fındık kullanan es- nafa ikramiyeler verilecek Milli iktisat ve tasarruf cemiyeti fındık, üzüm, ceviz gibi mahsulâtın memleketimizde sarfiyatını artır mağa çalışmaktadır. — Aldığımız malümata göre, cemiyet, helvasına ceviz, fındık, üzüm gibi yerli mahsulât kanştıran belvacılara ikramiyeler vermesini 'düşünmek- tedir. Bundan başka, şekercilerin, yaptıkları şekerlere fındık ceviz karıştırmaları temin edilecektir. Fındık, ceviz sarfiyatında, çıku- bir. tanesi, karıştırmaktadır. üzümlü çıkulata yapmıştır. Mili iktisat ve tasarruf cemiyeti, fab» çıkul Bir fabrikada, yahsulleri fişle- Mektepli talebesi için de fındık, ceviz gibi, türk mahsulâtı bulunan çıkulataları satın almağı tercih edecel Ok atmak merakı Son zamanlarda bilhassa İngil- tere ve Amerikada kadınlar ara” sinda ok atmak merakının çok ilerlediğini yazmıştık. Bu merak ibtiyar kadınlara kadar sirayet etmiştir. Resmimizde ihtiyar bir kadın ok atarken görülüyor. Şeker bolluğu Her sene ihtiyactan 2 milyon ton fazla şeker yapılıyor Son yapılan istatastiklere göre, İsim. Gönyeler 30” rilyon tani şeker çıkmaktadır. Dünya sarfi- yatı ise 28 milyon tondur, ber sene) 2 milyon ton stok kalmak- tadır. Amerika şeker birinci mevki işgal ediyor. Ame- rikanın 932 şeker istihsalâtı 19 milyon 780 bin tondur. Demek oluyor ki, Amerika dünya şeker. kini yörünliğık “flimer yapı maktadır, Büyük şeker trostları, stokları sarfetmek ve şeker miktarmi azaltmak o maksadile, Brükselde bir şeker konferansı toplamışlardı. Konferans kararı mucibince, fabrikalar bu sene az şeker imal edeceklerdir. istihsalditınıda 'Cenubi Amerikada Paraguay-Bolivya muharebesi Paraguaylılar 4 bolivya alayını mahvettiler Londra, 24 (Husasi ) — Cenubi Amerikadan gelen haberlere göre Paraguaylılarla ve Bolivyalılar ara- sinda harp bütün şiddetile devam ediyor. Paraguaylılar mütemadiyen taaruzda bulunmakta ve ay evvel kayıpettikleri ik ları birerbirer geri almaktadırlar. Son haberlere göre bu ist kâmlar civarında şiddetli meydan muharebesi olm Bolivya alayı mahvedilmiştir. gok esir ve malzeme alınmıştır. Kaçabilen Bolivyalılar Arce islih- kâmine iltica etmişlerdir. Para- guaylılar bu istihkâmı sarmışlardır. Paraguaylılar, Amerikalıları kâ- milen koğuncaya kadar harbin devam edeceğini söylüyorlar, Dünya sulhü Amerika âyanından M. Borahın yeni bir nutku Londra, 23 — Amerika âya- mından, hariciye “encümen reisi M. Borah mühim bir nutuk irat : M. Borah mutkunda Al ır hususunda müsavat tamamen hakkı oldu- gumu » ve devletler arasında mlsavat tesis edilmedikçe hakiki sulh temin edilemiyeceğini söyle- miştir. M. Boral Avrupa devletlerinin askeri masraflarma tekrar şiddetle hücum — etmiş, bu masraflar indirilmedikçe” harp borçlarında tenzilât” yapılmiyacağını — söyle- miştir, Bir çocuk kuyuya düşerek öldü Tepebaşında 6 yaşında Moiz isminde bir çocuk o civarda bu- lunan bir kuyun düşerek ölmüştür. Yeni tayyareler Motör yerine hava fişeğile hareket ediyor Berlin, 23 (Hususi) — Bugün Berlin civarında Tempelhof tay- bir dört Bir İİ yare meydanında mühim tayyare tecrübeleri yapılmıştır. Hava fişe- ğile hareket eden bir tayyare üçmuş ve 800 metreye kadar çık- muştır. Buradan sonra vel plane denilen tarzda aşağıya inmiştir. Gelecek pazar bu tarzda 10 tayyare uçacak, bunlar daha ıklardır. Bu suretle harıcına çıkarak orada uçuşlar yapılması tecrübe edilecektir. Bu tecrübelere çok ehemmiyet veriliyor. Yeni tayyare- ler saatte 200 kilometro suratle gitmektedir M. Horiotun yeni bir nutku Lens Pas de Galais, 2 (A.A) — Hastanenin küşat resminin icrası arasında M. Heriot, ticari müva- zenenin ıslahı meselesini dikkatle edeceğini söylemi 'M. Heriot nufusu 1914 senesinde 580.000 kişiden ibaret iken şimdi 767.000 kişiye baliğ olan harap olmuş ve bilâhara (kurtarılmış taprakların yeniden ihya edilmiş | olduğundan hararetle bahsetmiştir. Bir bomba atılmış , Algesiras 23 (A.A) — Meçhul kım şahıslar, sosyalist ku- lübüne bir bomba atmışlardır. Âza, kulüpten çıkmış bulunuyordu. Yalnız, kâtiplerden biri bir taş atılmış olduğu zannile bombaya yaklaşmış olduğundan ağır surette yaralanmıştır. Harp zengininin Gelini Büyük milli roman lerken Viyolet birden- bire durdu. —Çok yüreğim yanıyoğ bir so> ğuk su içeceğiml Diye kenara doğru mahbu- bunu çekti. Bir dükkânn önünde, Madam su istedi... Ağza alırken: — Bu su sıcak, Sizde soğuk bira yok mu? Diyerek bir şişe emretti. Bir derken üç şişe birayı de virdiler, Cevdet efendinin gene kanı kaynamağa başlamıştı. — Battı balık; oldu olacak, kırıldı nacak, Iki kadeh de ilâç gakayım! — diyerek bir kaç ta konyak parlattı ve tekrar islimi tutturdu. “Geceyi - apartmanda, — sevgili madamının aguşunda geçirmiş, şafak atarken yatağından fırlayıp, giyinerek ve, — Evdekilerin çenesine, Kan- dilzadeye davetli olduğumu bas- tırdım mi akar sular durur! diye- rek, Kroker otelinin önünden, ilk tramvaylardan birine atlamış. Işte, madam Viyoletin, yatak içinde keyif çaltığı, o gecenin ertesi sababiydi. Kapının çıngırağı, üstüste öyle bir çevriliyordu ki.. Madam, ya- tağından sığrayıp anasından evvel, kapıya koşmağa mecbur kaldı. Karşısında, müteheyyiç, asabi bir halde Suadı görünce şaşaladı ve derhal içeri aldı. Doğru yatak odasına girdiler. Madam, annesinin girip çıkmasına mani olmak için kilidi kilitledi. Suat, minelbap ilelmibrap, va- kayı anlattı. Bazı yerlerde gözle- rinden yaşlar boşanarak, icap eden noktalarda gülerek, hepsini bertafsil hikâye etti, Kucak kucağa gibi bir koltuğa A e emo Suat, iki dirseğini madamın dizlerine dayamış, ara sıra omu- zuna başını sallandırıyor, olarak, yavaş yavaş, sessiz sadasız anlatıyord. Madam Viyolet, meseleyi kemali dikkat ve itina ile dinlemiş, niha- yet, en mühim noktaya sıra gel işti. Ecmel Vamık beye müracaat keyfiyeti | mevzuu | bahsolacaktı. Suadın bir türlü dili söylemeğe varmıyor, meseleye nereden gire ceğini kestiremiyordu. Bir müddet, gözleri daldı ve sustular; birbirine bakıyorl Suat de, madam Viyolet de dü Büyorlardı. Madam, bu kabil maceralarda- ki aşmazların künbüne vakıflar- | dan ve ele başılardan değil miya? Derde dermanı, o bulmasin da kim bulsun ? Baş parmağını, şakağına koydu; öbür elini kalçasına dayadı; gayet vakur ve ciddi bir tavır takıma rak reyini verdi: — Pamuk bey diyoğsun, ne madamının aguşunda manda, sevgili irmişti.... diyoğsun, © sivilize mösyö ila Connaissance den başka yol gör- miyorum. e Consfatinople içinde, en ( eclaire ), en ( noble) bir erkek. (Antorite) si var; (, maniöres ) bilir, kibar yaşar, balam ki emk era hem (cordialement) seviyoğ; blöt yapmayoğ. Doğru söyle, ni pis evin içinde, o budala koca ile oturacaksın? Niçin, o senin (aventarier) kuzene inanacaksın? Mösyö Lebipte | güzellik yok; Surat fena, (position) çirkin, cebinde para Zavallı kaz, sana yazık değil? Madam Viyoletin kalpgâhtakini anlamasma diyecek yoktu. Çok şükür, fikrini söylemiş, iki kerre iki dört gibi, akıbeti kesip atmıştı. Buraya kadar âlâ, Suadın plâ- m tıpına mutabık; ya alt taralı... Suat, cevap vermiyor, madamı daha söyletmek istiyordu, Belki medet umulacak çareyi kendi kendine teklif ediverecek... Madam, Suadın bu mütereddit vaziyeti karşısında, devam edi- yardı — O pamuk beyi ben yüzden bilmiyoğ amma amma çok eşitlim. Jourmal d'Orient, Osmaniseher Lloyd gazatelerinde çok okudum. O bey Istanbul mösyüsü değil, bir 1 dir; ber sene, , ,, büyük (Capitale) tere (Voyağe)ler ya par; en lüks bir (Vie) ge pardon, parsupposilin söyliyo- rum; Senin yerinde olsam, yanı çok değil, sekiz sene daha küçük, bu mösyüye dans oynaya oynaya giderdim. Bana inan; Je 045 Jura Suat — Peki amma madamcığım! Dedi, ha; yim; kolaycacık nasıl gidebilirim? Ayıp olmaz mı? Kadınlık (amour propreji yok mu? Madam Viyolet, o anda yerinden saçradı. — Suat, sen çocuk oldun? demiyoğum ki, büremu de plar- ement ) ten gelen bir ( servante gibi gideceksin. Yüksek (gualite) bir. hanımefendi alacaksın. En birinci tuvalet; (ölögante) kostümler; bütün senin elmaslar, (brillant)lar; ipek çama- şırlar, dantelâlı kombinezonlar; (Gelle frere eraillon), (rouge), » (Pemu de Suede) voile ) çoraplar; (âla Cebinde para (ondulation. eldivenler; ienmoise) botlar... | var. Ne zaman bir fukara beşkuruş isteyoğ, aç senin şık çanta, çıkar beş lira; küçük para yok, büyük para var söyle, (Arkası var) © iliği el e ea ye EE EEE