25 Teşrinievvel 1293 “AKŞAMDAN AKŞAMA A Çorapsız talebe Gazetelerden birinde okudum: Kız Mualim mektebi talebesine eibi ey uygun yerli çorap almaları tembih. ükten bir kap gün sonra yapılanı #oftiş necosinde talabeden otuz kadarının önlüklerle bir örnek çorap almadıkları görülmüş ve kandileri çorap tedarik dinciya kadar dersten © menedilerek evlerine gönderilmiştir. Mektebin. iste diği bu Orak ll çoraplar çok vor bulunduğundan şimdi buotaz talebe evlerinde oturmakta ye, iki tiç gönden beri do derslerini takip edememektedirler. Ve refikimiz, gayet haklı ola- rak ilâve ediyor: Kıyafetteki ben- Zerlik ve intizam, belki tabur ha- leki yürüyüşler için lâzımdır. uygun çorabı olmayanlar, oha tabur yürüyşlerins bikmet ne olabilir? "Ben, arkadaşımızın yerinde ol- saydım, dahada fazla bir şeyler söyler; derdim ki demokrat bir mektep, bu devirde | bütün talebesinin — yeknesak © çorap aldırabilmek amile değil hatla yalın ayak, başı kabak ço” cukları bile da barın dırmakla iftihar etmelidir... Zira, - maalesef - bu henüz binlerce yalın aş kabak çocuk var... Bir mektepte yalnız munti şık ve sam balıklı talebe bulunsun demek, sade hal ve vaktı yerinde- aileler mektir, çocukların ise, ber sınıf ahaliniş okuyabilir İkincisi, rejimimizin. zihniyetine elbette daha uygundur. wi imi Bir noktaya daha, nazari dikkatı çocukları okusunlar de- künlüğü yoktu, Zengin insanlı bile gözleri, moda sabifelerinin yapraklarında değildi. Hele orta balie,* miztanın yaka “bir tarafta, sakal bir karış uzamış dolaşırlardı. Babalarımızın nesli perşembeden perşembeye tıraşı olurdu. En şık insanlar haftada iki kerre usturayı ele alırdı üç beş senede bir mahsus bir “kıyafeti ihmal, dik- kate çarpardı, O zamanlar, mek- teplerde, zarif giyinmek telkini elbette doğruydu. Halbuki, vaziyet şimdi, taban tabana değişmiştir. Yeni neslin esasen lüzumundan pek aşın derecede şıklığa düşkün olduğu cümlemizin tenkidini celb ediyor. Imkânın fevkinde zarif yinmek yüzünden ailelerin #emellerinden sarsıldığını görüyor ruz, Yetmiş liralık bir memurun karısı, iki yüz liralık manto i Falih Rıfkı bey, geçen- ıklık zibniyetile mücadele üzumundan bahisle pek haklı olarak bir makale yazmıştı. Zaten mektep haricindeki ha) Yeni nesli şıklığa sevkettiği bir de, mektep dahilinde gençliğin bu meylini arttırmağa lüzum yoktur. Bilâkis, pek mütevazı geyinmenin “zarfa değil mazrufa , ehemmiyet vermenin telkin edilmemesi fay- dalı olduğu bir devirde bulunu- yoruz itfaiye Dün 26 parça yeni makine ve âlet geldi Belediye, © itfaiyeyi © kuvvete lendirmek için yeni itfaiye vası- tası sipariş etmişti. Bir ay evvel bunlardan dört köprü cihazı ile Yirmi kadar gaz maskesi ve kâfi miktarda hortum gelmi Sipariş edilen diğer vesait te dün şehrimize gelmiştir. Bu yeni vesait, 7 arazöz, 3 klavuz arabası, A efrat taşımağa mahsus kamyon, 12 motopomdan ibaret olarak 26 parçadır. Bunlar, bugün gümrük- ten çıkarılarak © tecrübelerine baslanacaktır. Tecrübe neticesinde Şartnameye muvafık © oldukları anlaşıldığı takdirde kabul muame- leleri yapılacaktır. Bunlardan başka şimdi mevcut makinelerin de esaslı sörette tamiri kararlaştırılmış ve nümun. olarak bir arazöz tamir edilmişti Bu arazözün de tamiri muvafık görülürse diğer eski arazözler de tamir edilecek ve bu suretle itfa iye on dört kazanmış olacaktır. Yeni vesai rinin tamiri ile İstanbul ir kat daha kuvvetlenece Ayni zamanda iki yangın çık- tığı zaman kuvvetleri ikiye ayır mak ve her iki yangına yetişmek zarureti hasıl oluyordu. Halbuki ten sonra her grupta, tiyat, makineler. bulunacak ve i bir yangın çıkarsa yangın e bunlar gidecektir? arazöz kabulu ve eskile- Mekteplerdeki terbiye, devrin ihtiyacına göre tanzim edilmeli Meselâ, bizim devrimi uyuşuk, © sünepeydi. leyh, “ sağlam insan sağlam vücutta bulunur! , diyerek, spor, mekteplerde "son derece teşvik edilmeliydi. Halbuki, şimdi, #por, mektep haricinde, kendili ğinden alıp yürüyor. Hattâ, yeni neslin bütün zamanın işgal ederek haylazlaşmasına sebebiyet veriyor. Onun için, düstürü aksine çevirmeli: “ Sağlam vücut, ancak sağlam dimağlı insanda bulunur. ,, fikrini telkin etmeli, Hülâsa, mektep, devrin icaba- tina göre terbiye hocası olmalı, Gençlikte ne noksansa onu teşvik © etmelidir. Kendi. ken- dine zaten alıp yürüyen ka- biliyetleri bir an için mesküt geçmelidir; onlarıda nahak yere teşvik ederek, gençl el gözel abu mülmel, yabut kollar adeleli beyni mercimek kadar yelişmesine mani olmalıdı Mektep, bütün hisletlerin tevazin olması için, bi nazımı olmalıdır. Bugü, sporu da, şıklığı da ikinci plâna atmaktır; münhasıran fikri ve rahi meziyetleri teşviktir. Zira, bunların dumurunu görüyoruz. - Na) mü- in şanı, terbiye | Heroin satanlar Zabıtace büyük bir şebeke meydana çıkarıldı Son zamanlarda şehrin muh telif semtlerinde heroin kaçakçı- ları meydana çıkarılmakta ve bu beroinlerin nereden tedarik edil- diği bir türlü anlaşılmamakta İ Polis 2 inci şube müdüriyeti tarafından bu mesle etrafında bir müddettenberi yapılmakta olan tahkikat bitmiştir. Yapılan ilk tahkikat neticesinde zabıtaca çok mühim bir heroin depo ve imalâthanesi meydana çıkarmıştır. Bu depo Beyoğlu | dadır. Kaçakçılıkla! alâkadar bir şebeke vardır. Şebeke © mensuplarından bir kısmı zabıta tarafından isticvap, altına alınmışlardır. Bunlar sında kadınlar da bulunmakta. Bu şebekenin bir müddetten beri faaliyette bulunarak müte- madiyen heroin satmakta olduğu ve paketlerle bir çok heroin de harice kaçırmakta olduğu anlaşıl- makta Benların depo olarak kullan- dıkları yerler meydana çıkarı miştir. şube müdiriyeti tahkikata devam Palamut azaldı Et fiatleri hafifçe yükseldi Bir kaç gündenberi palamut bolluğu kalmamıştır. Eskiden bir günde, balıkhaneye en aşağı 30-40 palamut kayığı gelirdi, Bu günlerde ancak beş on kayık gelmektedir. Bu yüzden palamut fiatleri yüksek mektedir. Asmaltı kasapları, palamut fat- leridin bu suretle yiikselmesinden memnun olmaktadırlar. Vaktile palamutun çifti 5 kuruşa satıldığı zaman, etin okkası 35 kuruşa kadar düşmüştü, palamulun azal- dığı ve fiatinin arttığını gören saplar et fiatlerini bir kaç kuruş arttırmışlardır. ABONE Ücretleri Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 İzuruş GAYLIK 750 31450 > 3AYLIK 400 » 800 JAYLIK 150 » o — gr Abons Geretleri doğrudan doğruya AKŞAM idare ana gönderilmelidir. Adres tebdili için. yirmi baş ke raşlk pul göndermek Iüzamdır. Cemazilahır Di — Kuzuhnr 178 5. İsük Güneş Öğle İkindi Akşam Yata Va, SAD GAZ 1S JA YDK 1darehane: Babıali civarı Acımusluk soka; Konservatuvar Inşaat için bütçeye tahsisat konuyor Belediyece konservatuvar bina: sının Şehzadebaşında yaptırılma- sına karar verilmiş, bunun Kalenderhane medresesi a1 istimlâkine başlanmıştı muamelesi bitmek ü Belediye evvelce Şeh ile konsevatuvarı aynı bina dahi- linde toplamak fikrinde idi. Fakat konservatuvarın bir musiki mektebi mahiyetinde olması itibarile tiyat- 10 binasının ayrı olarak yaptırılması muvafık görülmüştür, Tiyatronun ne zaman ve nerede yapılacağı he- nüz kati olarak kararlaştırılmamıştır. Konservatuvar için tahsisat bu sene bütçesine konacaktır. Belediye, konservatuarın yanında 16 mart günü şehit düşen Meh- metciklerimizin şehit edildikleri Şehzadebaşı karakolu arsasında bir âbide yaptıracaktır. Bu hu susta yeni sene bütçesine tahsi- sat konacaktır Yankesici kadın Kaş, göz arasında Beyoğlu polis merkezi gece bir kadın yankesi meşhut halinde yakala Vaka şudur. Valter adam evvelki gece Beyoğlunda ir kadına (tesadüf etmiş ve tanışmıştır. Sokakta bir müddet görüştükten sonra kadın daha iyi konuşmak: bahanesile M. Valteri yan sokaklardan birine sokmuş” tur, Sokak içinde de biraz ko- nuşup, ayrılmışlardır. MM. Valter ayrılıp caddeye çıkınca olduğunu görmüştür. Bunun üzerine M. Volter der bal polise gitmiş ve konuştuğu kadının. eşkâlini tarif etmişti Zabıtanın tahkikatı neticesinde bu kadının Angeliki isminde bir sabıkalı olduğu anlaşılmıştır. Angeliki derhal yakalanmış ve ardığı kiymettar saat üzerinde bulunmuştur. Angeliki adliyeye teslim edilecektir. Hohut fiatleri artıyor Bugünlerde nohut fiatleri art- maktadır. Toptan iş yapan tacir. ler, Bia, Balıkesir civarında 5 kuruşa kadar, köylüden nohut toplamışlardı. Müstahsilin elinde mal kalmadığı için fiatler artmak- tadır. Son günlerde toptan bir okka nohut 15 kuruşa kadar çıkmıştır. Bakkallarda nohut 30-35 kuruştur. Dostlarımdan birinin pek çar garon bir papağanı var. Dün dostumun ziyaretine gittim... Bir aralık odada yalnız kaldım. Pa- Sonra müddet geçti, ıslıkla her zaman söylediği Miltonun şarkılarından birini çal- mağa başladı... Şarkı bi — Aaa. Sen Yo - Yo bilmez misin?. diye tutturdu. Bu sırada arkadaşım elinde Yo - Yosu içeri girdi.. Papağan: — Yo- Yo. Yo - Yo, diye başladı... Arkadaşım) Amerikan oyuncağını çevirirken | hatalar yaptıkça papağan : — Olmadı. Olmadı. marifetler gösterdikçe: — Bravo., Bravo,. diye haykı nyyor.... Geveze mablük evin ha- pımı kapıdan içeriye girip çıktıkça kırmızılı, sarılı, yeşilli, boynunu ileri uzatıyor — Kız beye likör versene. diye uzun uzun sesleniyor. Bir aralık arkadaşımın bir alay misafiri geldi. Kimi erkek kimi kadın. Hepsi de şık insanlar.. Yani papağan da amma geveze şeymiş ha., Misafir beylerden biri nin yüzüne haykırdı; diyor, Misafir hanımlardan birine: — Bonjurl. dedi Ötekini de: — Marlen Ditrikl, diye çağırdı. Evden ayrılmak için kalktım. Odadan çıkarken renkli kuş ar kamdan seslendi: — Baybay.. Düşündüm. Kuşun bildiği şeye lere bakın bir kere... Çarliston. Miltonun şarkıları, Yo - Yo, lil Moris Şövalye, Baby, Marlene Ditrih... Gördünüz mü siz asri papağanı. eski zaman vükelâsi gibi terkiplerle arabi farisi ıstıla- larla konuşan meşrutiyetten evvelkd Gelsinler şimdi Insanlar gibi papağanlar, hayvan lar arasında bile nesil farkı vardır. “Hikmet Feridun Münhal muallimlikler Istanbul mekteplerile köy mekteplerindeki münhal bulun: muallimliklere bu sene muallim mekteplerinden mezun olan genç- lerden bir kısmı tayin edilmiş- lerdir. Bu suretle mekteplerde münhal kalm Hali müfettişleri Maliye n rinden müreke kep bir Da Trakya mıntaka- sına hareket etmiştir. Iki maliye müfettişi de, bundan bir iki gün evvel Karadeniz. vilâyetleri tiye çıkmıştır. Ev sahibi — Sizin şerefinize bu gece Istanbul radyosunu dinli- yeceğiz Amca bey. ede — Ah, aman, ah, aman, abi, Oooo of, ah ah asabi, Medet bey, ah ah aaaaahl.. A.B. — Mederslniz, bu radyo faj turdan yendr? "Na münasebet? A.B. — Ne bileyim birader, dokündum bin ah çıktı! dir