Me e ii re “ai Sahife 6 2 Eylül 1932 —— KÖYLERDE BİR TETKİK Köy muhiti ve köy lisanı Kastamonu, 27 ( Hususi) — Köy uzun senelerdenberi kozmopolit mubite, kendisini hiç sayan ve kiymet vermeyen sarayla ve onun bendegânile temas etmediği, ken- di halinde yaşadığı ve yabancı tesirlerden uzak kaldığı için Türk- lük bütün mezayasını muhafaza etmiştir. Köyde hâkim olan kültür, milli kültürdir. Lisanda sadelik, konuş- mada vecizlik husuusnda köy en ileri bir yer alıyor. (Köyde hâkim olan lisan Osmanlıca değil, sadece Türkçedir. Enderon ve divan edebiyatının memleket içine sokmağa muvaffak olduğu uslüp köye girmemiştir. Kazara giren arap ve acem kelimeleri derhal Türkçeleştirilmiş ve köyi muştur. Buna bir çok misal getirmek mümkündür. Benim do- laştığım köylerin bir çoklarının isimleri bu esas üzerine değiştiril- miş ve köyün, köylünün taktığı isim alem olmuştur. Meselâ, debbağ Ishak, ismi ( Tabasak ) olmuştur. Kastamonu köylerinde obuna benzer binlerce ismi köyün isteğine göre değiştirildiğini gör- mek mümkündür. Köylü, lüzumsuz kıyafetli insan- lara, füzuli yapılmış büyük bina- lara vermediği ehemmiyet kadar, lüzumsuz ve zait kelimeleri de beğenmiyor ve derhal onda da ibtisar yapıyor. Kurt oğlu kelimesi Kurdo şek- linde ihtisar edilmiştir. Sonlarında (oğlu) olan kelimeler sadece bir (o) ile nihayetlenmek suretile ihtisar edilmiştir. Bir (ondan kerücüme) kelime- sinin öyle şumullü bir manası var ki... Köylünün yarattığı bu kelimelerin nasıl olup da şimdiye kadar milli lisanımızda yer bula- madığına insanın hayret etmemek mümkün olmıyor. Bir kaç günlük köy seyahatimde size duyduğum kelime ve darbı- mesellerden bir kaçını yazacağım. Öyle zannediyorum ki, dilimizi tespit edecek olan yeni heyet mesaisine devam ederken köy ve köy hayatının içerilerine kadar girerek bu öz lisanı tetkik etmek fırsatını kaçırmayarak dilimizin çok zenginleşmesine hizmet etmiş olacaktır: Yatak kısa yorgan kısa, Bereket versin Hacer kıza Düğe besledim danaya uydu Dana besledim düğeye uydu. Ekmeğe kuru, ayrana duru denmez. Odunun iyisi meşe, kadının iyisi Ayşe Tarlada darım yok, serçe ile zorum yok Kıyısında kazığı, evinde azığı yok Haftada bir deri gelir, her; şeye yeri gelir, sat demiri, Bizim oğlan ne gemiri Oturum - kaide, Çorallaşmak - sonradan pişmek, Dikme - fidan, Yapı - bina, Cereme - fiat, Yalak - köpeklerin yedikleri yer, Ekleş- mek - el şakası yapmak, Suluk - sulu arazi, Öteyüz - karşılıklı iki tepenin mukabilindeki taraf, Di- zeme - çamları bir yere dikmek, Öz - dere, Ayaksınmak - yürümek, Öğürsek - kısrakların beygir iste- mesi, Dalapsak - dişi merkeplerin erkek istemesi, Gövsemek - inek için dana istemek, Sanraç - Al demiri, —— ——— a — Marmaris, 28 (Hususi) — Mar- maris, kendi na- mwındaki koyun tam dibine ku- rulmuştur. oHa- vası ve suyu cı- var sahillerdeki Fethiye, Köyce- ğiz, Milas gibi yerlerden o çok iyi bir kasabadır. m, Halk umumiyetle süngerci ve ge- micidir. o Ziraat E ve sanayile uğra- şanlar pek azdır. Gıdaları | balık, bal ve darıdan ibarettir. Bu üç madde bu şehir < halkına hayatın en kıymetli ve en mümtaz bir vasfını obahşetmiştir ki bu da enerjik, cesur, mütehammil ve mebzül çocuk yetiştirmek kabili- yetidir. Tevlit kabiliyetinin derecesini anlamak için şu izahata dikkat etmek kâfidir. Şehir 542 hanedir. Kadın ve erkek nüfus adedi nüfus kaydına göre (2726) dır. Bu adedin 650 si kadın 676 sı erkektir. 3-7 yaşındaki çocukların adedi 400, 7-12 yaşındakilerin 600 12-17 yaşındakiler 400 dür. 1400 çocuktan 690nı kız ve 710 nu erkektir. Bu miktarın içinde kenüz nü- Balıkçılık Balıkçı gemisi ile tetkikat yapılıyor Izmir 1 — Iktisat vekâleti ba- lıkçılık mütehassısı M. Simson ile balıkçılık müfettişi Şevket bey bir müddettenberi balıkçı gemi- sile Izmirde bulunuyorlar. Bunlar "Izmir körfezinde ve sahillerde dolaşarak tetkikatta bulunmuş- lardır. Tetkikat daha on gün kadar sürecektir. Balıkçılık gemisi ile açık deniz da tetkikatta bulunulacaktır. Ispartada fırka binası Isparta 1 — Ispartada yanmış olan fırka binası yerine yeni bir bina yapılmış ve küşat resmi icra edilmiştir. Bu münasebetle nutuk- lar irat işti mevki, Mertek - kalınağa küntü - enkaz, Çoral - birleşik, Kıdık - yeni doğmuş merkep yav- rusu, Kodak - bir yaşında merkep yavrusu, Yaşıt - yaş birliği, Çıltak - ince ve balta ile yarılan tahta, Apra - muvazeneci, Alak - bostan bekleme mahalli, Ardık-sert ağaç. Bu kelimeler, topladığım yüzlerce kelimeden şöylece alınmış O bir kaçıdır. Eğer, esaslı bir tetkikat ve araştırma yapılacak olsa, her muhitte ele geçecek bu kabil kelimeler lehçeler (e adetleri pek fazla ciltleri dolduracaktır. Milli kültür sahasında bizim gibi mü- nevver geçinen her ferde düşen vazifenin birside bunları tedvindir. “Xx 2 balıkçılığı ve süngercilik hakkında Marmariste çocnklardan bir grup fusa kaydedilmiyen beşikte ve kucakta yüzlerce çocuk vardır. Marmariste kaza itibarile 3 senede (850) doğum ve (25-30) ölüm vakası olduğuna göre Memleket haberleri Çocukları bol bir şehir Marmaris halkı bunlar için mektep ve terbiye müessesesi istiyor çağındaki 400- 500 kadar güzel ve dinç yavrular açık baş ve çıplak ayak so- kakları, meydan- ları deniz kenar- larını istilâ et- mişlerdir. Gön- derdiğim resim yalnız bir ma- hallenin (o davul sesine toplanan bir alayını gös- teriyor. Memleketin en kıymetli mahsu- latı olan bu yav- rucuklar mektep- sizlikten (o ötede beride geziyor- lar. Dört beş ya- şındaki kız ve erkek çocukların yaramazlıkları bütün şehir sakinlerini rahatsız etmektedir. Böyle velüt bir şehrin mebzul ve kudretli unsurlarını ihmal etmek büyük bir günahtır.“Mektep çocuklardaki veffiyat nisbeti yüzde |isteriz, bakım isteriz,,diye feryat eden üçü bile bulmamaktadır. Hiç çocuğu olmıyan 45 aile ile dul kadın ve bekâr erkeklerin teşkil ettiği 120 hane istisna edi- lirse beher haneye 4 çocuk isabet etmektedir. Yapılan tetkike göre 3-4 çocuklu 220, beş çocuklu 127, 6-10 çocuklu 30 aile vardır. Kazada tam sınıflı bir mektep vardır. Bu mektepte ancak 250- 300 çocuk okumaktadır. Tahsil Cinayet mi? Bir çocuğun cesedi Adana civarında nehirden çıkarıldı Adana 2 — Muhasebeci husu- siye ( tahsildarlarından Mehmet Ali efendi oğlu on üç yaşlarında Nuri bundan bir kaç gün evvel Kız itahta köyüne gitmiş ve orada yıkanmak için nehre girmiştir. Nurinin sudan çıkmıyarak bo- ğulmuş olduğu bir müddet sonra haber alınmıştır. Bunun üzerine vaka mahaline müddei umumi muavinlerinden Mürüvvet. hanımla hükümet tabibi Hâmit bey hare- ket etmişlerdir. Ceset sudan çıkarıldığı vakıt yüzü yaralı ve kanlı olarak görül- müştür. Çocuğun nehirde boğul- duğunu iki köylü çocuğundan başka gören kimse yoktur. Ölünün bir kaza eseri olmadığı ve öldürülmeden evvel bir hadiseye kurban gitmiş olduğu anlaşılmak- tadır. Ceset köyden şehire getirilmiş- tir. Tahkikata devam edilmektedir. Zonguldakta amele birliği bütçesi Zonguldak (Hususi) — Amele- birliği ve dispanserler ve deniz işleri . 932 bütçeleri iktisat vekâ- letinden vilâyete geri gönderilmiş ve yeniden yapılıp faal heyete veril- miş olan bütçeler geçen hafta zar- fında faal heyet ve idare heyeti tarafından tetkik ve tadilâtla kabul edilmiştir. Amele birliği teşkilât cihazına kuvvet verilmiştir. Bütçeler, iktisat vekâletine gönderilmiştir. Ispartada yağmurlar Isparta, 1 — Isparta havalisine bol ve faydalı yağmurlar yağ- mıştır. şu küçük cemaatin seslerini bu suretle maarif vekâletine ve yük- sek makamata yüselte bilirseniz en büyük vatani ve milli bir vazifeyi yapmış olursunuz. Altı çocuğu olan 22 aile reisi ile görüştüm. Dediler ki: Biz yol paralarını tamam verelim fakat ikiden fazla çocuklarımızın yetiş- tirilmesine hükümet yardım etsin: Ve bizden mütemadiyen çocuk istesin | Avni Körfez vapurları Izmir için sipariş edilen vapurlar ne olacak?. Izmir, 1 — Körfez vapur şirketi Ingiltrede Gloskov tezgâhlarına iki vapur şipariş etmişti. Bu vapurlar; lüks ve seri hareket eden, Karşıyaka ve İzmir halk- kının her çihetçe memnuniyetini temin edecek olan modern birer nakil vasıtası olacaktı. Körfez şirketi; bu vapurları takas suretile almak için mutabık kalmış ise de bazı müşkülât zuhur etmiştir. Şirket; şehrimizde maruf bir ihracat ticarethanesinin Ingiltereye yapacagı yüz elli bin lira kıymetindeki - ihracata mu- kabil bu iki vapurun takas suretile mübayaasını kararlaştırmıştır. Fa- kat iktisat vekâletince bu şekil- de takas muamelesine müsaade olunmamıştı. Ihracat tesbit kararnamesi mu- cibince bu vapurların mübayeası kabil olacağı tahmin edilmektedir. Vapurlar 150 şer bin liraya satın alınaçaktır. Izmirde Gazi meydanı Izmir | — izmirde Gazi mey- danı genişletilmekte ve arkasın- daki yanık binaların enkazı kal- dırılmaktadır. Burada 16 bin metre murabbai genişliğinde bir saha geniş bir park haline konacaktır. Bundan sonra da muhtelif mera- sim ve bayramlar daima Gazi meydanında tesit (o edilecektir. Meydan yüz bin kişi alabilecektir. DÜNYA POSTASI Az kârla satışın mesut neticesi Ticarette en büyük muvaffa- kıyet sırrı, az kârla çok satış yapmaktır. Avrupada, Amerikada büyük ( ticarethanelerin (o şayanı hayret terakkileri, bu esaslı pren- sibin tatbikinden ileri geliyor. Maalesef Obizde (tacirler (o ve esnaf, bunun aksine hareket ediyorlar ve büyük kârlar temin eden az satışile zengin olacakları hülyasına kapılıyorlar. Halbuki, harbı umumi zamanında ihtikâr- dan başka bu sakim sistem ile temin edilen servetlerin ne kadar az bir zamanda eriyip gittiğini gördük. Az kârla çok satışın, ne muaz- zam servetlerin idharını temin ede- ceğini New - Yorla kâin Klein ticarethanesinin bugünkü müreffeh vaziyeti pek iyi bir surette gös- terir, Bu mağazanın tatbik ettiği ticaret sistemi, yalnız bizim için değil, bütün dünya için de büyük bir ders teşkil eder. Klein aslen rustur. Dört yaşında iken ailesile, Rusyadan New- Yorka hicret etmiş ve orada terzilik öğrenmiştir. Bidayette Klein küçük bir terzi dükkânı açmış, sonra işlerini tevsi ederek milyoner olmuştur. Terzi dükkânını açtığı zaman sermayesi 600 dolar yani bizim paramızla 1300 liradan ibaretti. Bugün ise senevi safi kârı üç milyon dolar yani bizim para- mızla altı milyon türk lirasından fazladır. > Klenin bugün Nev Yorktaki mağazası, büyük bir bonmarşa addedilebilir. Orada her nevi eşya mevcuttur, halkın bu mağazaya bu kadar büyük bir rağbet gös- terişi de ucuzluğundandır. Mev- simin en pahalı ve en kıymettar tuvaletinden de en ucuz tuvaletine kadar her şey mevçuttur. Bu mağazada) 4 dolardan yani sekiz Türk lirasından bir dolara yani iki türk lirasına kadar giyin- mek kabil ve mâmkündür. Amerikanın bütün tuhafiyeci- leri, bütün tuvalet müesseseleri, hattâ lüks eşya ticarethanelerini kendilerine lâzım olar eşyayı bu büyük bonmarşadan satın alıyorlar. Amerikada bu müthiş. iktisadi buhran devresinde binlerce tica- rethaneler iflâs ettikleri halde Klein ticarethanesinin işleri daha ziyade büyümüş, ticareti, eskisin- den daha çok artmıştır. Bunun muvaffakıyet sırrı, yuka- rıda söylediğimiz veçhile ticareti demokratlaştırılması, yani az kârla herkesin kesesine uygun satışı, prensip ittihaz etmesidir. Bunun neticesi de Nev Yorkun en maruf ticarethaneleri, malla- rını ve eşyalarını altı senede dört defa devrederek elden çıkardık- ları halde Kleni ticarethanesi senede otuz beş defa eşyalarını satarak (yenileştirmeğe mecbur kalmasıdır. Bartın - Safranbolu yolu Zonguldak (Hususi) — Dahiliye vekili Şükrü Kaya bey, Bartından Safranboluya giderken yer yer çöküp akan, baştanbaşa acıklı bir hal alan Safranbolu - Bartın yolunun vaziyetinden çok müte- essir olmuşlar ve yolun süratle tamir ve ıslâhını emir buyurmuş- lardır. Vekil bey, Bartın kaymakamı Tevfik beyi gerek Bartın ve gerek Safranbolu kısımlarında derhal faaliyete. başlanmak üzere yola memur etmişlerdir. Başmühendis vekili Atıf beyle birlikte ohemen yola hareket etmiştir. Yol, bir kaç gün içinde geçide elverişli bir hale getiril miştir. Faaliyet hummalı bir surette devam etmektedir.