Dil kongresine bütün türk vatandaşları davet- AKŞAM Alman notası Fransada büyük bir hiddet ve asa- İidir. biyet uyandırdı. Sene 14 — No: 4993 — fiatı her yerde: 5 kuruş CUMARTESİ — 3 Eylül 1932 Telefonlar: Tahrir 21686 — Idare 21434 — Klişe 20113 Uzaklaşan kanaatlar Türkiye semalarında, nadir ve fevkalâde bir hadise gibi, yalnız hususi merasim ve bayram günleri Seyrettiğimiz O tayyare, (o bütün dünya memleketlerinde otomobil kadar basit, vapur ve şimendifer derecesinde alışılmış bir münakale vasıtası oldu. Son asrın bu en harikulâde icadından, bu en süratli posta ve seyahat vasıtasından hâlâ mahrum kalan memleket - Balkanlarda dahil olmak üzere bütün Avrupa- da- yalnız Türkiyedir. Tayyareyi sadece, istikbalin en mühim harp ve müdafaa silâhı olarak tasavvur ettiğimiz zaman bile, bunun temeli, her şeyden evvel sivil tayyareciliğin inkişafı oldu- gunu artık herkes biliyor. Bu mahrumiyetin iktisadi zarar- ları da vardır. Bir memleketin, büyük yollar üstünde, uzun seyahatlerin mecburi geçit yeri olması, o memleket için iktisaden ne derece faidelidir, bunu da bilmeyen kalmadı. Her memleket ister ki limanlarına mümkün olduğu kadar çok vapur uğrasın, istasyonları beynelmilel yolcu trenlerinin güzergâhı olsun.. Bu mücadele şimdi, hava yolunda başladı. Çünkü istikbalin en büyük mürakale vasıtası tayyaredir. I tanbul, coğrafi vaziyeti itibarile Avrupadan Asyaya ve Afrikaya gidecek beynelmilel hava postala- rının en tabii uğrağıdır. Londradan Hindistana, Avrupanın her nokta- sından, Mısır tarikiyle Afrikaya, hattâ Aksayı Şarka gitmek isteyen tayyare (postaları (o İstanbuldan geçeceklerdi. Halbuki, birkaç sene içinde ne oldu? Hava postaları yollarını değiştirdiler. En kısa, en kolay olan İstanbul tarikini bırakmaya mecbur oldular. Hepsi Yunanis- tanı, Atina ve Pireyi tercih ettiler. Beynelmilel (O hava yollarının haritasına bakarsanız, Yunanis- tanı, etrafa kol budak salmış bir örümcek ağının merkezi gibi görürsünüz. Eskiden Paris ile Istanbul ara* sında her gün sefer yapan tayyare postaları haftada iki güne indi. Brendizi hava postaları Roma- Atina hattını tercih ettiler. Eski- den Sofyadan Istanbula tayyare işleterek Avrupa hattını şehrimize kadar uzatan şirket bu sefer- leri ilga etti. Hülâsa, iki seneden beri, hava postaları, dünyanın her tarafında olduğu gibi artacak yerde, mütemadiyen azaldı. Bütün bu şirketler, şarka, Afrika ve Asyaya doğru giden tayyare postalarına merkez ola- rak Atinayı veya Selâniği tercih ediyorlar . (Meselâ, Berlinden hareket eden tayyareler, Belgrad Sofyadan sonra, Istanbula değil, Atinaya gidiyorlar. Bunun sebebi, tayyare ile Istan- bula giden yolcuların azlığı de- ğildir, çünki, Balkan şehirle- rinden (hiçbiri, ne Istanbul, ne Sofya, ne Atina, ne de Selânik , bir oOtayyare Opos- tasına intiha teşkil oedemez. Avrupalılar, Londradan, Paristen, Berlinden . tayyare ile Istanbula (Devamı ikinci sahifede ) Necmeddin Sadık Yukarıda Fenerbahçe stadında yapılan Balkan tenis turnuasından bir manzara, aşağıda dabi müsabakasından evvel Zeki, Karakaş, Suruciyef ve Yordanof (Tenis maçları hakkında malümat spor kısmımızda| Yıldız ve Çırağan | Çocuk kavgasının sarayları Belediye bunlardan nasıl istifade edecek? Yıldız gazinosu kapatıldıktan sonra defterdarlıkla belediye ara- sındaki (Okira (o mukavelenamesi feshedilmişti. Bir müddet sonra Yıldız sarayı ve müştemilâtının, merasim dairesi hariç olmak üzere münasip bir bedelle tekrar bele- diyeye icarı kararlaştırılmıştı. Bu hususta belediye ile defter- darlık arasında müzakere cereyan ederken defterdarlık yeni muka- vele yapılmadığı için seneliği 30 bin lira olan eski konturat muci- bince belediyeden para istemiş ve otuz “bin liraya mahsuben bele- diyenin (defterdarlık (emrinde bulunan 29 bin lirasını tevkif etmişti. Belediye şimdi mukaveleyi kabil olduğu kadar çabuk aktetmek istiyor. Ancak ortada bir mesele var: Belediye Yıldız sarayını baş- kasına kiraya vermek hakkına malik! olmadığından burasını ne suretle kullanacaktır?.. Yıldızdaki merasim dairesi şeh- rimizde toplanâcak beynelmilel mühim konferanslara tahsis edil- miştir. Fakat yanmış Çırağan sarayıda belediyeye geçmektedir. Bu saraydan nasıl istifade edi- lecektir? Yıldız ve Çırağan saraylarını bugünkü vaziyetinde muhafazanın şehre fayda temin etmek şöyle dursun masrafı mucip olacağı anlaşılmaktadır. Yıldız bahçesini, eğlence tertibatı yaparak umumi bir park haline koymak semtin uzaklığı itibarile muvafık görül- miyor. Belediye bunun için Yıldız ve Çırağan saraylarını başka bir talibe odevretmek (müsaadesini ( Devamı ikinci sahifede ) neticesi Topuğa atılan taş bir çocuğun ölümüne sebep oldu.. Zabıta karışık bir vakanın tahkikatına (o başlamıştır. | Vaka şudur : Kınalıandada kunduracı Nişan efendinin oğlu 11 yaşlarında Za- ven ile aynı mahallede oturan dülger Koçonun oğlu Dimston bundan on beş gün evvel kavga etmişler, (okavgada (Dimsoten bir taşla Zavdenin topuğuna vura- rak yara açmış ve sonrada bu yaranın üzerine bir kaç tekme vurmuştur. Mecruh çocuk bu vakayı anne- sine babasına haber vermemiştir. Fakat bu müddet zarfında yara gittikçe fenalaşmış ve nihayet zaten acıya tahammül edemiyerek hadiseyi annesine anlatmıştır. Çocuk derhal adada hususi doktor tarafından tedavi altına alınmış ve bir kaç gün bu şekilde tedavi (o edilmek istenilmişse de kabil olamamıştır. Doktor yaranın ( fenalaştığını görünce çocuğu | Yedikule Ermeni hastanesine Sevketmiştir. Hasta- nede yapılan muayenede ame- liyata lüzum görülmüş ve çocuğun ayağına ameliyat yapılmıştır. Fakat ameliyattan iki gün sonra Zaven hastanede ölmüştür. Çocuğun annesi madam Agavni polise müracaatla vakayı anlatmış ve çocuğun neden öldüğünün tesbitini istemiştir. Çocuğun cesedi morga kaldırıl- mıştır. Bu garip vakanın tahkika- tına başlanmıştır. Çocuğu gerek adada tedavi eden ve gerekse hastanede ameliyat yapan doktor- ların ifadeleri alınmıştır. Tahkikal devam ediyor. Keriman hanımın evinde.. “Müsabakadan çıkarken hışımla yanıma yaklaştı..,, “Burada yangın söndürme aletlerine hiç ehemmiyet verilmiyor...,, Dünya güzeli: — Size lâyık değil ammal.. diyerek elindeki küçük not defteri ile içeriye girdi... (Babasının istilosunu alarak not defterinin kabını imzaladı: — Buyurun.. Bu da sizin Paris hediyeniz... Pariste Louvre mağa- zasını gezerken aklıma geldi, size bir not defteri aldım. Dünya misinin imzaladığı zarif defteri alarak teşekkür ettim...Bu içi bloknotlu küçük bir not def- teri, Kabındaki imzanın üstünde: “Grands magasins du Louvre - Paris,, yazıyor... Ve defterime not almağa başladım. Odadakilerden biri sordu: — Gelecek senede müsabakaya girmek niyetinde misiniz? Kraliçe derin bir hayretle omuz- larını kaldırdı: — Ne münasebet?. Bir daha hiç bir güzellik müsabakasına girmek niyetinde değilim... Bir müddet durdu. Sonra: — Inşaallab, inşaallah gelecek sene de dünya güzeli bizden çıka- cak... Gülerek sordum: — Fatoşu gelecek sene mi mü- Keriman hanım ve Fatoş sabakaya sokacaksınız?. cevapları — Yani bizim güzel dünya gü- e E Ni zeli olacak demek istiyorum. ? Reisicumhur Hz:, dünya mz varim güzellik (kraliçesi (o Keriman Halis (Ohanımın okendilerine |) — Hem de pek çok.. Eskiden bir lâf vardı “ Türk kadar kuv- vetli,, derlerdi.. Bunu, “Türk kadar güzel,, cüm- lesine çevirmek te kabildir... Bizim kadınlarımız, genç kızlarımız içinde güzellik itibarile bütün dünyaya parmak ısırtacaklar pek çoktur... Bilhassa göz güzelliği.. Şu fatoşun göylerine bakın... Odadakilerden biri Halis beye: — Halis bey, dedi, bu sene Ostend, Baule, Deuvile, Parisi mütemadiyen dolaştın.. Fatoş seni buralara 14-15 sene sonra sürük- leyecek.. İhtiyarlık zamanında ne yapacaksınız ununun unun gönderdiği tel yazısına âtideki | cevabı göndermişlerdir: h Kerimun Halis Hanımefendiye Temiz duygularınızı bildiren $ tel yazınızı aldım. Mazbariye- ( tiniz münasebetile memleketi- $ miz ve türk kadınlığı hakkın- daki saygılı intibalarırızdan ve şahsıma dair kalbi sözle- |) rinizden mütehassis oldum. Mütehalli olduğunuz maddi ve manevi kıymet ve fazilet içinde mesut olmanızı dilerim kızım. ( GAZi M. KEMAL Halis bey omuz silkti: ( Devamı ikinci sahifede ) anna Eğer Mazhar biraz daha methederse bu kavun, karpuz kabukları da bize kalmıyacak |... öp te başına koyl... vitamini — Neye beğenmiyorsun, Osman bey meyvalardaki e