AKİS HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI Yıl: 11 Sayı: 561 19 Mart 1965 Cilt: XXXII YURTTA OLUP BİTENLER Millet Yeni moda Zonguldak Hadiselerinin çıkmasın- dan sonra çok kimse, yayınlanan bir tebliğ ve (Başbakan Suat Ha Ürgüplünün (o Meclisteki (o sözlerinin bir kısmı karşısında hayrete düşmek- halefetin (o liderlerini davet ederek meseleyi anlatmıştır. İşin buraya kadar olanı normal- dir ve Başbakanın bu zahmeti ihtiyar etmesi memnunluk vericidir. eo Ancak görüşmelerden sonra, liderlerin alınan tedbirleri tasvip ettiği bildirilmiştir. Halbuki OMuhalefet Lideri bir gün sonra yaptığı açıklamada, nazik bir şekilde, bir tasvibin veya tasvipsizli- ğin bahis konusu olmadığını, toplan- tının bir "bilgi verme toplantısı" ma- hiyeti taşıdığını bildirmiştir. Bu, ha- reketi normal hudutları içine sokmak- tır. Gerçekten de bir Başbakanın siyasi parti liderlerine bilgi vermesinde şa- -ılacak bir taraf yoksa da onların tas- vibini bövle bir zabıta meselesinde al- mak istemesi kendine güvensizliğin ve daha fenası devlet idaresine yeni bir moda getirmek istenmesinin deli- lidir. Koalisyon partileri, liderlerinden müteşekkil, yani Bakanların üstünde bir süper komite okurmuşlardır. Bir çok meselenin bu komitede o görüşül- kararlaştırmışlardır. . Şüphe yok ki Bakanlar bu süper komiteye dahil olan liderlerinin etkisini daima üzerlerinde hissedeceklerdir. Eğer li- derlerin tamamı Hükümet üyesi bu- lunsaydı kuruluşun garipsenecek ta- rafı olmazdı. Ama sayın büyüklerin üç tanesi, hem de Ahmet Oğuz istisna edilirse en konuşkanları Kabinenin dışındadırlar. OO itibarla otamamili sorumsuz bir mevki işgal etmektedir- ler. Bunların bir nevi denetleme ve direktif o verme yapmaları hemen herkes tarafından Anayasaya aykırı bulunmuştur. 4 Suat Hayri Ürgüplü Vay benim köse sakalım Zonguldak Hadiselerinden sonra Başbakan" Ürgüplü ve Koalisyon li- derleri bu komiteye Muhalefet Lideri İsmet İnönüyü de dahil etmeye kalkış mışlardır. Bunun hiç bir mânası ,yok- tur ve nitekim daima "nizamcı" ol- muş bulunan İsmet İnönü de tertibi garipsediğini beyanatıyla ortaya koy muştur. Bugün, Meclis karşısında sorumlu bir Hükümet vardır. Bu Hükümet her hangi bir meselede karar almak ve bunu tatbik etmek yetkisine sahiptir. Hükümetin icraatı Meclisce denetle- necektir. Bunun dışında bir başka denetleme organının kurulmasına ve sorumluluğun paylaşılmasına masına Anayasa cevaz vermemektedir. Bir noktayı tekrar etmekte belki fay- da vardır: Başbakanın siyasi partile- rin liderlerine önemli meseleler hak- kında bilgi vermesi de onların fikir- lerini sorması da iyidir. - Tuhaf olan bu toplantıların tasvipten veya ademi tasvipten bahseden tebliğlerle sonuç- lanmasıdır. Hükümet, icraatın sorum luluğunu taşımakla omükelleftir. Her halde istişari toplantılarla bu sorum luluğun ortadan kalktığını kimse ka- bul etmeyecektir. ıklık ile alaturka Okumazlığın birbirinden ayrılmasında zaruret var- dır. işçiler Anlıyana sivrisinek saz (Kavaktaki olay) Geçen hafta Salıyı Çarşambaya bag- lıyan gece, Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanı Mehmet Turgutun te- lefonu çaldı. Arayan, Zonguldak Va- lisi Fuat Kadıoğlu idi. Sesi heyecan- dan titreyen Vali Ereğli Kömürleri İş letmesinin bağlı bulunduğu Bakanlığın başındaki bu genç politikacıya durumu anlattı: Karadon bölgesinde başhyan kanunsuz grev bütün havzaya yayılma istidadı gösteriyordu. o Zonguldaktaki Emniyet kuvvetlerinin yetmemesi ihti mali çok kuvvetliydi. Hükümetin sü ratle meseleye el koymasının zamanı gelmişti. Eğer tedbir gecikirse olay- lar çok vahim bir istikamet alacaktı. Vali sözlerini şöyle tamamladı: Emniyet o tedbirlerinden ayrı olmak, psikolojik tedbirler de faydalı olacaktır. (Meselâ, eğer mümkünse, sayın Genel Kurmay Başkanı ve yük sek rütbeli subaylarla mesele ile ilgili birkaç Bakan bölgeye gelirler, işçi- lerin dertlerini dinleyip, nasihat eder lerse mesele daha da süratle halledi- lebilir." Bu izahat ve taleplere, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Tur gut, incecik sesi ve müstehzi edasıyla şu cevabı verdi: — Bir kanunsuz grev için bu kadar alâyiş fazla değil mi?" AKİS, 19 MART 1965