DÜNYADA OLUP BİTENLER B. Amerika Başkan ile Vali Geride bıraktığımız hafta koca Bir- leşik Amerika ülkesinin ufacık Selma kasabasında olup bitenler, bü- tün dünyayı bir kere daha şaşkınlık lar içinde bırakmıştır. Selma kasaba- sı. Birleşik Amerikanın en az önemli eyaletlerinden biri olan Alabama'nın ufak kasabalarından biridir. (Fakat zenciler, Alabama eyaletinde kendile- rine oy hakkı tanınmamasını protesto etmek için bu kasabadan başlayacak bir yürüyüşe geçmeye karar vermiş- ler ve ondan sonra da, Selma'nın adı bütün dünyada duyulmuştur. Selma kasabasının- irikıyım şerifi, bir kere kafasına "pis siyahlar"ı yü- rüyüşe çıkarmamayı koymuştur ve Başkan Johnson'ın çağrısına, federal mahkeme kararlarına ve dünya kamu oyunun tepkisine rağmen, Nuh deyip ünlü valisi Wallace vardır. Hatırlana- cağı gibi. Kennedy'nin başkan olduğu sıralarda bu vali bir zenci genci üni- versiteye yazdırmamak için üniversite kapısına dikilecek kadar ileri gitmiş, fakat Başkan Kennedy'nin Alabama'- ya federal kuvvetler göndermesi üze- rine, arkasına bile bakamadan, geri çekilmek zorunda kalmıştı. Şimdi, teksaslı çiftlik sahibi Johnson'ın baş- kanlık devrinde, istediği gibi at oynat- maktadır. Geçen hafta, zenci lider Martin Luther King'in başkanlığında Selma' dan Montgomery'ye yürümek isteyen- lerin başına gelmeyenler kalmamıştır. Yürüyücülerin üzerine köpekler salın mış, a eyalet kuwvetleri çı- kartılm Luther oKing'le alin ei bile çıkarılmamışlar- dır. Bu da yetmiyormuş, gibi yürüyüş dağıtıldıktan sonra buna katılmak ü- zere Selma'ya gelen üç beyaz din ada- mı zencilere mahsus bir lokantada ye mek yedikleri için, dışarıda da bir te- miz dayak yemişler, bunlardan bir ta- nesi aldığı yaraların etkisiyle ölmüş- "Davacı ola kadı.." Bütün bu olayların karşısında Baş- kan Johnson'ın yaptığı, bir nevi oyalamacadan başka birşey ( değildir. Söylenilenlere bakılırsa, Johnson Ala- bama'ya federal kuvvetler yollamanın Güneyde şiddetli tepkiler (o yaratma- sından korktuğu için tarafları güzel- likle yola getirmek taraflısıdır. Nite- AKİS, 19 MART 1965 Lyndon Johnson Başında dert olunca... kim geçen hafta sonunda (o Wallace'ı Beyaz Saraya davet ederek kendisiyle uzun bir süre görüşmüştür. Fakat bu görüşmenin başarısızlıkla sonuçlandı- ğını kimse gizlememektedir. Nitekim,şu satırların yazıldığı sırada gelen haber lere göre, bu sefer de m yapılan bir yürüyüş denemesinde yi köpekler saldırtılmış, ocoplar e atlı polisler yürüyüşe katılanları ez- mekten bile çekinmemişlerdir. Başkan Johnson'ın beyazların tep kisinden çekindiği yolundaki sözlerini akla yakın bulmaya imkân yoktur. Gü neyli beyazlar, nasıl olsa, ırk ayrılığı- na kendi rızalarıyla son verecek değil Fakat Başkan Johnson, söylemek gerekirse, ırk ayrımına gi- derilmesinden çok seçimlerde alacağı oylarla ilgilenmektedir. Zaten ırk ay- rılığı meselesine de bunun kaldırılma sına yürekten inandığı için değil, De- mokrat Parti geleneğinden ve Başkan Kennedy'den devir aldığı bir siyasi liklerinde siyah insan o çalıştıran bir, güneyli toprak sahibi olarak siyahla- rın dâvalarına sahip çıkmasına imkân yoktur. Anlaşılan, amerikalı siyahların çi- leşi daha uzun bir süre dolmayacaktır. Fransa Minyatür seçim Geride bıraktığımız o Pazar diler. Gerçi o gün yapılan genel seçim değil, belediye seçimleriydi ama, bu yılın sonlarına doğru yapılacak genel seçimlerin, bir minyatürü olarak gö- rüldüğü için bütün Fransa bundan a- (AKİS: 184) 19