YAYINLAR DELİ FİLOZOF (Hüseyin Rahmi Gürpınarın romanı, Pınar Yayınları Gürpınar Külliyatı 6, İstanbnl 1964, İsmet Matbaası, 293 say fa 750 kuruş, adresi: Ankara Cad. Ankara Han Kat4, No. 46 - İst) Tük soebiyatmmda bir kuşak, daha doğrusu (o birkaç kuşak vardır ki, bunlar edebiyat tariflerimize geçmiş- lerdir. Bunların, ölüm yıllarından do- gum yıllarına, bütün hayat hikâyeleri öğrencilere adeta metazori (o öğretilir. Ziya Paşalardan, Şinasilerden başla- yan bu kuşaklar, Faruk Nafizlere, Or- han Seyfilere kadar gelir. Gerçi hiç birisi dünya çapında, hattâ bırakın dünyayı, Türkiye çapında şöhret de- ğildir ama içlerinde, belirli bir orta- mın üstüne çıkmış, yaşadıkları çağın Türkiyesinde önemli rol oynamışları, ileri kıpırdanışlar göstermişleri var- dır. Romancılardan Halit Ziya Uşaklı- gil, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kad- ri; şairlerden Tevfik Fikret, Yahya Kemal bu seriden olanlardır. Üstelik de, kolay eskimeyen ve çokça okuyucu bulanlar, üç aşağı-beş yukarı, bunlar- dır. Bir de, bunlardan da geride kal- mış olanlar vardır: Ahmet Mithat E- fendi, Mehmet Emin Yurdakul, Cenap Sahabettin vs. gibi. Bunlar artık he- men hiç okuyucu bulamayan ve ede- biyat tarihlerimizde küflenen şöhret- lerdir. e Zaten bu İkinci sınıftakiler, doğrusunu söylemek gerekirse, şöhret- leri ölçüsünde kaabiliyetli kimseler de Dergiler: TÜRK DİLİ — Eylül 1964 sayısı Türk Dili dergisinin bu sayısında, değillerdir.Şöhretlerini günün şartları, yaşadıkları cağdaki ortamlarının se- viyesizliği yaratmıştır. İşte bu, adı sadece edebiyat tarih- leri karıştırıldıkçta hatırlanan roman cılarımızdan biri de Hüseyin Rahmi Gürpınardır. Hüseyin Rahmi, dünyada olduğu gibi, Türkiyede de zevklerin sü ratle değiştiği bir devrede yazı ha- yatına girmiş, büyük bir verimlilik 1- çinde ardı ardına romanlar kaleme almış, gerçekçi, ea içinde hal- ka en yakın ve ona en iyi şekilde hi- tabetmesini bilen bir yazardır. Onun bütün talihsizliği, (içinde bulunduğu kuşağın çabuk eskiyen ve unutulan bir kuşak olmasıdır Pınar Yayınevi, oHüseyin Rahmi Gürpınarın doğumunun yüzüncü yıl- dönümü dolayısıyla, onun vaktiyle ga- zetelerde tefrika edilip, sonra da ki- tap halinde yayınlanan eserlerini bir kere daha yeni baştan yayımlamak- tadır. Edebiyatımızın gündengüne u- nutulan bu eski şöhretini bir kere da- ha, dilini de bir belirli ölçüde günü- müz diline uydurarak, okuyucu önü- ne çıkarmaktadır. Hüseyin Rahminin romanları için- de, sağlığında kitap haline getirilme- miş olanları da var. Pınar Yayınevi- nin yöneticilerinden Abdullah Tarın- kulu bunları da ele almış. Yazarın doğumunun yüzüncü yıldönümü dola- yısıyla yayınlanan romanları arasın- da yer elan "Dell Filozof" bunlardan biridir. Üstelik, yazanın oldukça uğ- raştıran biri.., ilk okunduğunda insanın dilinde bir lezzet bırakan, okuyanı bir süre oyalayan, ama kısa bir süre sonra hemen unutulan iki-üç şiir ile, Oktay Akbalın orta halli bir hikâyesi yar. Edebiyatla yakından ilgisi bulunanları çekebilecek bir- iki de düz yazı bu sayıda yer alınış. Ama bizce derginin bu sayısının en önemli yazısı, başlıklı yazısı. Orhan Hançerlioğlunun "Toplumculuk üstüne" Hançerlioğlu bu önemli konuyu, düşünce tarihinin başlangıcın- dan bu yana ele almış, üç-beş sayfanın içinde özetlemiş ve vardığı sonuçlan ortaya koymaya çalışmış. Toplumculuk nedir? Niye çağı- mızda, sanattan bilime kadar her alanda, “oplumculuğa doğru bir yöneliş vardır ve bundan niye kaçınılamaz Hançerlioğlu bu sorula- rın cevaplarını vermeğe çalışmış. Çelişebileceğimiz çok yerleri olsa bile nn incelemesini saygıyla karşıladığımızı belirt- mek lâzım. Yazısı gerçekten ilginç, hem de çok ilginç bir yazı. Türk Dili gibi "Soğunlukla buz üstüne yazı yazar gibi çıkarılan bir dergide böylesine bir yazıyı görmek ise daha da sevindirici. İ. S. AKİS, 20 Eylül 1964 Hüseyin Rahminin "Deli Filozof" ta ele aldığı konu şudur: Felsefe meselelerine düşkün, hali- vakti yerinde, güçlü-kuvvetü bir zâtın acuze bir kaynanası, halim-selta bir karısı, o güne e modem şartlarla yetişmiş bir oğlu ile bir de kızı var- dır. Filozofu mahallenin gençleri tut- maktadırlar, fakat yobaz takımı adam cağızın aleyhindedir. Filozofun oğlu, evli bir kadına âşık olur, kadınla se- vişmeye başlar, kadım kocasından ayı rır. Fakat kadım kaçırırlar. Kadın bir süre dağda bayırda sermaye olarak kullanılır, neticede bulunur ve Filozo- fun oğluyla evlenir. Filozofun kızı ise bir ipsiz-sapsıza gönlünü kaptırır. Ça- resiz onu da, sevdiği adama verirler. Bir süre sonra Filozofun gelini ile da- madı sevişirler, oğlu ile kızını bıra- karak kaçmak isterler. Oğlanla kız ise bunları zehirlerler. Aile dramdan dra ma sürüklenir, u-komşu, bütün kabahati Fliozofa yüklerler. o Zira o dinsizdir, amansızdır, Tanrıya isyan etmiş bir insandır, Neticede, Filozof evine kitaplarına kapanır. Oğluyla kı- zı bedbahttırlar, vicdan azabı içinde- dirler vs... Arada, hemen Cumhuriyet istanbu lunun kenar mahallelerinin hayatini da pek canlı tablolar halinde ortaya koyan Hüseyin Rahmi, bütün eserle- rinde olduğu gibi bu romanında da modem roman tekniğinden oldukça uzaktır. Hocası Ahmet Mithat Efendi modern bir romanda olmaması gere- ken uzun tafsilâta girmekte, ya kah- ramanlarının ağzından, ya da kendi ağzından nutuklar atmaktadır, Hüseyin Rahminin öteki romanları gibi “Deli Filozofa da mükemmel bir roman demeğe imkân yoktur. Ama bundan kısa bir süre önceki edebiya- tımızın tipik örneklerinden biri oldu- gunu da inkar mümkün değildir, İlhami SOYSAL Dr. Muzaffer Argon Doğum ve Kadın hastaları Müth Meşrutiyet Cad. No. 1 Tel : 127943 (AKİS — 1218)