ceğini ilân ederken, diğer yandan Makarios da, önce türklere uygula- nan iktisadi ablukayı kaldırdıktan son ra, şimdi Adadaki türk birliğinin de- giştirilmesi konusunda takındığı laşmaz tutumu bir tarafa bırakımıştı. Öyle anlaşılıyor ki, Makarios, Yunan Kralının odüğünü vesilesiyle gittiği atinada Papandreu ile yaptığı görüş- melerde Yunan Başbakanından bu konuda kesin talimat almıştır. Ger- çekten, Yunan Hükümeti, Türkiyeye milletlerarası (oandlaşmalarla mış bir hakkın esirgenmesi yüzünden iki ülke arasında silâhlı bir çatışma çıkmasını hiç istememektedir. eo Hele Türk Başbakanı Kıbrıs yüzünden Tür kiye ile Yunanistan arasında çıkacak bir savaşın Kıbrısta kalmayacağını kesin olarak açıkladıktan sonra, Yu- ükümetinin çekingenliği bir kat daha artmıştır. Şimdi Yunan Hükü- meti, meden, fakat görünüşü de kurtararak çıkmak gayreti içindedir. Rumların Adadaki türk değiştir- me birliği işinde görünüşü kurtarmak için buldukları yol, bir zamanlar U Thant tarafından öne atılan bir tor müle sarılmak olmuştur. Hatırlarda olduğu üzere, Birleşmiş Milletler Ge- nel Sekreteri Adaya barış gücü derildiği zaman o Kıbrıstaki yunan biriliklerinin de bu güce katıl- masını öne sürmüştü. Genel Sekre- tere göre, böylece hem barış gücü daha kuvvetlenmiş olacak, hem de kıbrıslı ramların üzerinde (Ooo kadar önemle durdukları bir mesele, türk birliğinin Girne yolundan çekilerek barakaları na dönmesi meselesi kendiliğinden cö zülecekti. Fakat Türkiye, daha o Zza- mandan, bu teklifi ancak iki şartla kabul edebileceğini bildirmiştir. Bun- ların birincisi türk birliğinin Girne yo lunda girdiği mevziden (çekilmemesi, ikincisi milli menfaatler gerektirdiği zaman birliğin kendi başına hareket serbestisinin korunmasıydı. Tabii, esaslı bir başka mesele Bir- leşmiş Milletler Kuvvetlerinin Ada- da bulunmasının o hukuki temeli ile türk ve yunan birliklerinin Adada bu Ummasının hukuki temelinin aynı ol- mamasıdır. Birleşmiş Milletler Kuv- vetlerinin mevcudiyeti Güvenlik Kon seyinin bir kararının icabıdır Türk ve yunan birlikleri ise mer'i Zürih ve Londra Andlaşmalarının neticesi Kıb rıstadırlar. oYani Birleşmiş Milletler Kuvvetleri çekilirse, onlara bağlıdırlar diye türk ve yunan birliklerinin de A- dayı terketmesi bahis konusu değil- dir ve zaten bunu, yeni bir şey keş fetmiş edasıyla propaganda konusu ya AKİS, 25 Eylül 1964 Kıbrıs işinden bir tarafı incin-. pan AP aslanlarından o Seyfi Kurt- bekten başka kimse düşünmemektedir. Adadaki birliğin değiştirilmesi ba- his konusu olunca şimdi bir kere da ha ortaya çıkan bu teklif, türk hükü- meti tarafından gene aynı şartlarla kabul edilebilir. Bundan başka, türk birliğinin değiştirilmesiyle Barış Gü- cüne bağlanması işi, türk hükümetin ce birbirinden tamamen ayrı öd me- sele olarak kabul edilmektedir. Ada- daki türk birliğinin Oo değiştirilmesi başka iş, birliğin Barış Gücüne bağ- lanması başka iştir. Türk hükümetti, A Gücüne bağlansa da bağlanma- a da, Adadaki birliğini değiştirmeye kararlıdır ve buna kuwetle karşı koy mak isteyenler aynı şekilde mukabele göreceklerdir. C.H.P. Reform Kurultayına doğru Öpümüzdeki Ekim ayının , 16. günü bağlıyacak olan CHP Ku- rultayına üç hafta kala, Eski Parti- de durum sakin ve sessiz görünmek- tedir. Evvelki yıllarda, bilhassa Kasım Gülek kazanın içindeyken CHP Kurul tay hazırlıkları olarak alışılmış şen likli, çamurlu, ithhamlı mücadele kam panyalarına, heyecanlı polemiklere rastlanmamaktadır. Bugünlerde OKa- ranfil sokaktaki Genel Merkez bina- sına. Kurultay havası koklamak için gidenler hayal kırıklığı içinde (o geri YURTTA OLUP BİTENLER dönmektedirler. Genel Merkezdeki manzara : Her gün sabah gelip akşam ayrılan bir Genel Sekreter Yardımcısı, rutin işlerle uğraşan memurlar ve nöbet sırası ile üst kat- taki odalarda çalışan Merkez idare Kurulu üyeleri. Bir de şahsi işi için Başkente gelmiş bol miktarda partili vatandaşa. Rakıp partide Büyük Kongre mü cadelesi vurdulu kırdılı bir (o polisiye film halinde devam ederken, CHP nin gömüldüğü bu aşırı sükünet dik- katlerden kaçmamaktadır. — Fırtına- lardan önceki duruma dahi benzeti- lemeyecek olan bu sükünet, rekabet eksikliğine, tansiyon düşüklüğüne veya heyecan yokluğuna (o bağlanma- malıdır. Tam tersine olarak işin ne- denleri ' araştırıldığında bütün bu un surların Oomevcut Bulunduğu (o farke- dilmekte, bugünkü manzaranın o bir nevi, şartların zorladığı durum halin de ortaya çıktığı görülmektedir. B kanın tarihi şahsiyetinden doğan hi- yerarşi anlayışı ile bu parti, harareti li ve bereketli bir kulis (o faaliyetinin peşinden gürültüye getirilecek (o bir seçimle ele geçirilecek bir kolay lok- ma değildir. Bundan önceki o yıllar- da Kasım Gülek ve benzerleri bu gerçeğe kafalarını vurmuşlardır. C.H.P. Genel Merkezi Kurultay o arefesinde