27 Temmuz 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
YURTTA OLUP BİTENLER Pire deve yapılarak iktidarların pa- yidar kılınmadığı açık bir ogerçek- tir. Ama develeri kuma gömerek de millete güven, havaya ferahlık, kalplere iyimserlik verildiği şimdi- ye kadar görülmüş değildir. XX. Asırda "Umumi Efkârla Mü- nasebet" bir hükümet etme sanatı olmuştur. Hatta, hükümet etmenin düpedüz ve ormazsa olmaz parçası!. Biz, topal eşekte yarış atı geçmeye çalışıyoruz. Ne o? Topal eşeğin jokeyi pek' mahirmiş! Hadi canım, sen de.. "Çanlar kimin için çalıyor?" Pazartesi günü ygpftanın başında, T.B.M.M. nin 106 numaralı o- dasında daktilo sesinden geçilmiyor- du. CHP. Genel Merkezi sekreteri Suna Ulusoy, o gün saat Il den be- rt 60 sayfalık bir raporu temize çek mekle meşguldü. Sekreterin (o başın- dan askın işinde iki de yardımcısı vardı: Ali Rıza Akbıyıkoğlu ile Mu- ammer Erten. C. H. P. içinde de- mokratik rejime zıt fikirler besleyen ve Partiyi bölmeye çalışanların odu- rumlarını tahkikle görevli komisyo- nun bu iki üyesi, el yazısıyla 60 say- fa tutan raporu sekreter Suna Ulu- soya okuyorlardı. 106 numaralı oda- daki daktilo Mk saat 14,30 'a kadar devam etti O gün Tahkikat Komisyonu tet- kikatını bitirmiş ve raporunu evvelâ CHP. Merkez Yönetim Kuruluna, sonra da CHP Müşterek (Meclis Grupları Yönetim Kurullarına sunul mak üzere daktilo ettirmeğe o başla- mıştı. Saat 14.30 da verilen kısa bir aradan sonra, rapor yazma faaliye- ti, ekip değiştirerek devam etti. Ak- bıyıkoğlu ve Ertenin yerini bu defa Hürrem Müftügil ve Asım Yılmaz Sekreter Suna Ulusoyun ta- kati de hesaba katıldı ve Grup kâ- tibi Ali Eraslan da ekibe dahil edil- di. Saat 17'ye doğru faaliyet sona ermiş, elyazısıyla 60 sayfa (tutan rapor, 20 daktilo sayfa halinde, ha- zır vaziyete getirilmişti. Saat 17'de foto muhabirleri sökün ettiler. Mil- liyetin foto muhabiri Asaf Uçar ile Akşamın foto muhabiri Hikmet Ta- nılkan içeri girmek ve resim o çek- mek istediler. Hürrem Müftügil "— Hayhay!.. Ancak, o arkadaş- lar içerde yoklar, isterseniz geldik- lerinde hep birlikte çekin" dedi. AKİS/8 Rüştü Özal - Vahap Dizdaroğlu Bir prestij meselesi Müftügilin "arkadaşlar", dediği, sa- at 18'de yapılacak müşterek toplan- tıda bulunacak olan CHP |İlerdi.' Ni- tekim saat 18 'de ilk olarak Çoşkun Kırca ile Ali İhsan Göğüş, birkaç dakika ara ile de diğerleri geldiler. Foto muhabirlerinin çalışmaları kı- sa sürdü. .Bu-sırada Orhan Eyüpoğ- lu koridorlarda ogeziniyor, Vahap Dizdaroğlu ise gazetecilere dert ya- nıyordu. Dizdaroğlu Almanyaya git- mek Üzereyken sırf bu toplantı için seyahatini tehir etmişti. o Cebinden çıkardığı dolar ve markları ogöste- Tere ". Bakın, her şeyim Oo hazırdı. Üstelik, keyfetmek için de gidecek değildim, eşimi tedavi ettirmek için gidiyordum. Kaldık iste" diyordu. Saat 18.80 'da CHP Senato ve Meclis Müşterek Grup Yönetim Ku- rulları ile Merkez Yönetim Kurulu bu hava içinde mühim toplantıları- na başladılar. Üyeler uzun bir masanın etrafı- na çepçevre oturdular ve müzakere açıldı. Tencere ve dibi... P Genel Sekreteri Kemal Satır toplantıya başkanlık (Oo etmektey- di. Tahkikat Komisyonu (o üyelerin- den Muammer Erten, önce, hazırla- dıkları raporu okumaya başladı. porun okunması onbeş (dakikadan fazla sürdü. Raporun okunması bi- tince ilk sözü CHP Grup Başkan Vekili Rüştü Özal aldı ve: " — Raporu dinledik, şimdi Ode cevapları dinleyelim." dedi. Cevaplar okunmağa Oo başlayınca konu oldukça dağıldı. Zira (üyeler içinde pek asabi mizaçlı olanlar va-dı ve sabırları pek çabuk taşı- veriyordu. Cevapların hemen hepsin- de CHP'ye plâtonik bağlılık ifade ediliyordu. Mestelâ Kasım (Gülek şöyle diyordu : "Ben, muvakkat o- larak ihraç edildiğim müddet için- de bile partime saygı o göstermişim- dir." Avni Doğanın okunan cevabı ise son derece kısaydı. Doğan, özetle, Komisyonun, peşin hükümlere bağ- landığını, üstelik, verilecek (o karar- ların açıklandığım ifade ediyor o ve "Siz, zaten kararıma verdiniz" di- yordu. Celâl Sungur ve Esenginin ifa- delerinde de pek elle tutulur (o bir şey yoktu. Sungur, partisine bağlılı- gından bahsediyordu. Esengin ise, atatürkçü bir parti kurma darecileri de şahit gösteriyordu. Kırca, raporun bu "cevap" kıs- mında dayanamadı ve : "— Atatürkçü bir parti kurma
