Haftanın Portresi EMİN HAFIZ A? âleminde 52 yaşında, beyaz saçlı, çok konuşmayan, kurnaz bakışlı, inatçı ve pervasız, ama hesaplı bir adam, Suriye Gene- rali Emin Hafız bir Kuvvetli Adam olarak ortaya çıkmış bulunuyor. Hafız, Halepte fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Meslek olarak daha küçük yaşta askerliği seçmiş, bir piyade subayı ola- rak Orduda görev almıştır. Sonra 1957'de Alay Komutanlığına yüksel- di. 1958'de Suriye ile Mısır birleştiğinde bu görevini muhafaza etti. Müteakiben Kuzey' Suriyenin Komutan Muavinliğine atandı. Bir rivayet, Hafızın 1959 'da General Kasıma karşı Musulda girişi- len harekâta katılmış ve asilere yardım etmiş olduğudur. Ayaklanma. Baas'cı gayelerle tertiplenmişti. Bu, Hafızın Baas ile temasının ve ona bağlantısının iyeni olmadığını göstermektedir. Ancak Musulda oynadığı rolün ne olduğu tam olarak bilinmemektedir. Zaten Suriyenin yeni Kuvvetli Adamının esrarlı bir tarafı vardır. Büyük hususiyeti fazla konuşmamasıdır. Kendisiyle görüşmek fırsatı bulanların intiba şudur: "Oturur, konuşursunuz. Sonra bir de bakarsı-. nız ki, butun söylediği kelimelerin adedi, onu bulmamaktadır." Bundan dolayı Hafızın gerçek niyetleri, kimlerle müşterek hareket ettiği nasıl bir Suriye düşündüğü hâlâ meçhul bir taraf muhafaza etmektedir. Emin Hafız, Musul ayaklanmasından sonra Sovyetler Birliğine gön- derilmiş ve oradaki bir kurmay okulunda Öğrenim görmüştür. Suriye Nasırdan ayrılınca Hafız, Ordu Eğitim Başkanı olmuş, ancak bir süre sonra gözden düşerek Moskova ve Buenos Ayres ataşemiliterlikleri- ne sürgün olarak gönderilmiştir. Hafız buralardan Baas ile münase- betini devam ettirmiştir. Nitekim 8 Mart ihtilâli başarı kazanınca Ha- fız derhal memlekete geri getirilmiş ve Milli İhtilâl Konseyinin üyesi yapılmıştır. Burada General Hariri ile mücadeleye girişmiş ve omüca- deleyi kazanarak genç rakibini Parise sürdürtmüstür. Şimdi Hafız, henüz büyük bir şöhrete malik olmamakla beraber Su- riyenin bir kollektif idareciler tabakası içinde Kuvvetli Adamı olarak görülmektedir. Afilere karşı giriştiği hareket, kend'i hakkındaki "mer- hametsiz, soğuk, katı, hesaplı" teşhisini doğrulamıştır. Kuvvetini, ken- disine bağlı birliklerden aldığı için henüz popüler olmak yolunda bir gayret sarfına lüzum görmemektedir. Ama Nasırın kesif propagandası karşısında kendisine bir de siyasi hüviyet vermek için tedbir almasını beklemek lâzımdır. Her halde bu hüviyet, Baas partisinin sosyalist gö- rüşlerine uygun olacaktır. birlikte Irakın- bazı es/ki askerler e- liyle Mısırın kucağına, itilmesi. Suri- ye böyle bir tecrübeden geçmiştir ve bir süre Mısırla aynı idare altında kalmıştır. Bu, Suriyeliler için bir tat- lı hatıra olmaktan uzaktır. Ama o devrede iktidarın tadını tadıma bulu- nanlar veya bir iktidarın tadının has- retini çekenler ümitlerini kesmemiş-. ler, Ordu içinde tahrik yoluyla ken- dilerine taraftar bulmaya çalışmış- lardır. Bu cereyanın temsilcisi olan bir genç general Hariri-, Milli Savun- ma Bakanlığı ve Genel Kurmay Baş- kanlığı görevlerinden alınarak Av- rupaya sevkedilmiş, onun yerine öte- ki cereyanın temsilcisi olan 52 yaşın- daki bir general, Emin Hafız kudreti eline geçirmiştir. Ordudan, Nâsırcıhk- la fazla belli bir takım hareketli su- baylar tasfiye (oOolunmuşlar ve Baas Partisinin prensipleri tatbik mevkii- ne konmuştur. 8 Marttaki Baascı darbeden bu yana Suriyedeki deği- şiklik bu olmuş, Arap Federasyonu gayretleri fazla s i S nasebetler İdamesini tercih etmiştir. Harekât başlıyor ça haftanın sonunda) bir sabah vakti Nâsırcılar Orta Doğudaki klâsik ihtilal metoduyla harekete geç tiler. Gayeleri Radyoyu ve askeri merkezleri ele geçirmek, yüksek ko- mutanları bertaraf etmek, bir radyo ilanıyla memlekete kendilerini kabul ettirtmekti. Beyannameleri hazırdı ve Mısırla birleşmenin, Haririnin ge- ri getirilmesinin şampiyonluğunu ya- pacaklardı. Başlarında Ordudan çıka- rılmış bir kaç eski subayla bunlara akıl veren sivil şahsiyetler vardı. EI- lerindeki kuvvet, daha ziyade silâh- lı sivillerden teşekkül ediyordu. An- cak darbe teşebbüsü bâşarı kazanma- dı. Bunun iki sebebi vardır, Birincisi, Emin Hafız böyle bir teşebbüsü bek- liyordu ve hazırlıklıydı. Güvenlik ted- birlerini almıştı. İkincisi, darbeciler hayal içindeydiler. mamışlar, kendi kendilerine gelin gü- vey olmuşlardı. Hafızın bu iki avan- tajı, Radyonun kısa bir süre sessiz kalmasından sonra başarıyı (o Hükü- met kuvvetlerine kazandırdı. Duru- ma Ordu Çabuk hâkim oldu. Darbe teşebbüsünün ilk neticesi: Hafızın derhal kurduğu ve olmayan askeri güvenlik mahkeme- pi ilk partide 20, ikinci partide 7 kişiyi muhakeme edip kurşuna dizi- verdi.