YURTTA OLUP BİTENLER nun toplantısından ibaret kalmadı. Meclisin tatilinden faydalanarak a fena halde mani olduğunu gö- rüp anladılar. Deresi olmayan o böl- geye köprü vaad etmek bir yana, halk bir şey istediğinde (o"Derhal! Ankaraya gider gitmez Bakanı gö- rür, bunu temin ederim.. Benim ka- dar kudretli bir temsilciniz varken sizin sırtınız mı yere gelir?" demek bile kabil olmuyordu. Zira Plân, o bölgeye milletvekili ve Oo senatörden çok önce gitmişti ve bölge halkı, is- tediği şeyin hangi yılın plânında bu- lunduğunu bile öğrenmişti. Bu, tem- ile ihracatın arasındaki ouçurumun büyüme istidadı göstermesidir. Plan- lı bir ekonominin ilk devresi, odün- yanın her tarafında bir "kemer sık- ma devri" iken bizde istihlâk mad- deleri ve lüks eşyanın. satışı gittikçe artmakta, bunlar ithalâttan o karşı- lanmakta, bir tedbir günün politik şenliği arasında pek az o kimsenin hatırına gelmektedir. Hele mahalli seçimlerin arefesinde halkı sıkıntı- ya düşürecek çareler çok politikacı- ya kezzap gibi gelmektedir. e Halbu- ki bol olacağı sanılan mahsulün be- deli müstahsilin ve komisyoncusu- nun celbine girdikten sonra mala ta- lep büsbütün artacak, bir enflasyon gelmesin. Burada iş mi yapacağız, yoksa eş dost tayinleriyle mi uğra- şacağız? Anlıyamadım. Oysa, topu topu 44 dış görev var" dedi. Olay haftanın başlarında Turizm ve Tanıtma Bakanlığının ikinci ka- tındaki duvarları ses geçirmez plâs- tik kaplamalı geniş Bakan odasında geçti. Orta boylu, zayıf yüzlü adam Turizm ve Tanıtma Bakanı Nured" din Ardıçoğlu idi. Ardıçoğlu Bakan olur olmaz kolları sıvayarak işe gi- denilen yeni teşkilât kanununun bir an önce Meclisten geçmesi için ouğ- raşırken öte yandan da bakanlığın Yüksek Plânlama Kurulu İnönü nün başkanlığında yaptığı top lantıda silcilerde Plâna karşı yeni bir anti- pati ve allerjinin doğmasına yol aç- 1. Bu hissin tepkileri, Meclis açıl- dığında ve bilhassa yeni Plân gö- rüşmeleri başladığında (o kendisini mutlaka hissettirecek ve bindiği dal kesilmiş olan bir çok milletvekili ve senatör Plân üzerinde tadilât için gayretlerini geçen yıla nazaran da- ha da kesifleştireceklerdir. Daha ciddi tehlikeler ncak Plânı tehdit eden tehlike bu kadar değildir. Hatta bu tehlike, asıl tehlikenin önünde hiç omesabe- sindedir. Büyük dert, Ticaret Müvaze nesinde gider ile gelirin, yani ithalât AKİS/14 aça oıslanmadan sıvanmalıdır! tehlikesi kendisimi Oo hissettirecektir. Buna karşı fedakârlıktan başka bir tedbir mevcut değildir. Halbuki Maliyenin kasasına, ek gelir bir yana, normal gelir girme- mektedir ve bir takım "mali cam- bazdık" lara başvurmak zarureti ha- sil olmaktadır. Tanıtma Altına hücum, rta boylu, saçları hayli dökülmüş olan zayıf yüzlü adam, üzgün bir tavırla başını iki yana sallıyarak: — Kardeşim, beni en çok yılda» n in tavsiye mektupları. Dakika geçmiyor ki bir mektup, bir telefon ana kademesini teşkil eden personel- le birlikte girişeceği yeni hamleleri plânlamıştı. Nihayet Kanun Meclis- ten çıktı. Daha evvelce kâğıda dökü- len fikirler teker teker ele alınarak tatbik mevkiine konmağa Oo başladı Bakanlığa yeni bir hava, bir hare- Ancak sıra (o personel tayinlere gelince işin rengi birden değişiverdi İkinci kat koridorlarım salkım sal- kım iş isteyenler doldurdu. Tavsiye metup ve telefonları birbirini takip etmeğe başladı. Bir karambol her geçen gün biraz daha yoğunlaşarak bitirdiğimiz hafta boyunca (devam etti.