TELEVİZYON Tesisler Bir açık oturum B' undan bir süre önce -Haziran baş larında- Ankara Radyosunda bir açık oturum tertiplenmişti. Açık otu- ruma katılanlar halk oyunun tanıdığı kişilerdi. Basın-Yayın Bakanlığı mü- şaviri Altemur Kılıç, Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Nermin Aba- dan ile bir de Devlet Plânlama Teşki- lâtı Müsteşarı Ziya Müezzinoğlu fikir- lerini, görüşlerini halk oyuna radyo yardımıyla açıkladılar. Bu, demokra- sinin hâkim olduğu ülkelerde pek nor mal sayılan bir tartışma şekliydi ve oturuma katılanlar samimi (olarak, inandıkları o fikirleri savunmaktan başka birşey yapmadılar. Bununla be raber, açık oturum önemli hiçbir so nuç getirmedi, sadece katılanlardan biri -Altemur Kılıç- savunduğu fikir- ler yüzünden, günlük bir gazratenir yazarı tarafından ağır bir (o sekilde. şahsi hücumlara uğradı, aralarındaki sütun tartışması, sonunda adalete ka- dar intikal' etti. Konunun başlangıcı Beş (o Yıllık Plânın hazırlandığı günlere kadar u- zanmaktadır. 1960 yılının son ayla- rında Devlet Plânlama Teşkilâtının kurulup çalışmağa başlamasıyla bir- likte bütün devlet daireleriyle iktisa- di devlet teşekküllerine ve (yurdun aklı başında düşünürlerine bir çağrı yollanarak, her branşta çalışan kişi' lenin DPT'nin Beş Yıllık Plân konu- sundaki çalışmalarına yardımcı ol- maları istenilmişti. Plâncıların desteği İste bu çağrı üzerine seferber hâ- le gelen bütün devlet mekanizma- sı, araya giren 1961 yazının sıcakla- rına aldırmayarak, canla başla ça- lıştı ve Plâncıların güvenle kullana- bilecekleri bilgileri bütün ayrınyıla- rıyla hazırlayarak Eylül ayından önce Teşkilâta sundu. Bu açıdan bakılırsa 'Beş Yıllık Plânın hazırlanmasında -derece derece- bütün devlet mekaniz- masında çalışan uzmanların payları vardır. Plânın sadece üç-beş kişi tara- fından hazırlanmış olduğunu sanmak yanlıştır. Birçok dairelerin, çok de- gerli çalışmalarla değerlendirdikleri yurdun, ekonomik, teknik ve sosyal yönlerini belirten raporlar, sonradan Beş Yıllık Plânı hazırlayanlara kuv- vetli bir temel teşkil etmiştir. Oysa ki Basın-Yayın teşkilâtının sunduğu raporun durumu böyle olmaktan çok uzaktı. . Basın-Yayın temsilcilerinin ve ö- zellikle teknik okonularla uğraşan personelinin güçlerini daha çok "Rad yo"ya yönelttikleri, hattâ Radyo ko- nusunda bile hesap ve kitaba, etüde dayanan rakamlarla gelmedikleri he- men görülüyordu. Bu durumda, aşağı yukarı diğer bütün sektörlerden etüd- lere dayanan, müsbet ve inandırıcı rakamlar almış bulunan DPT uzman- ları Basın-Yayının global, daha çok indi ve şahsi tahminlere dayanan ra- kamları karşısında önce düşündüler, sonra bunları kendi açılarından de- gerlendirmek lüzumunu hissettiler. Öte yandan, Basın-Yayının rapo- runda Televizyon konusu üzerinde hemen hiç durulmamıştı. Türkiye gi- bi kalkınmakta ve ileri uygarlık yo- lundabulunan bir ülkede hâlen mev- cut bulunmayan bu medeni aracın fayda ve .mahzunları, kuruluş mali- yeti, kurulduğu takdirde yurdun eko- nomik dengesine. yapması beklenen etkileri, sosyal önemi vs. hiç incelen- memişti. Hissi yargılar u durumda, aslında teknik ve eko- nomik birçok güçlükleri de bulu- nan televizyon şebekesinin kurulması konusunda yeteri kadar aydınlatılma yan DPT uzmanları menfi bir kanaa- te kapıldılar. Ancak, derin hesapların sonuçlarına inanmaya alışmış müsbet bilim adamlarının zaten başka türlü inandırılabilmesine ihtimâl verilemez- di!... Nitekim öyle oldu. Yüksek Plân- lama Kuruluna sunulan "Beş Yıllık Plân» taslağında Televizyon (o konu- sunda aynen şunlar yazılıydı: o "Bu- günkü milli gelir seviyesi ve elir dağılışı gözönünde tutulunca televiz- yon yayınlarının asıl eğitilmeğe muh- taç kütlelere ulaşamıyacaği bir ger- çektir. Bu bakımdan, Plân dönemi i- çinde televizyon istasyonları kurul- ması düşünülmemektedir." İlk yargının bu kadar kesin olma- sına rağmen sonradan Yüksek Plân- lama Kurulunda kaleme alınan met- ne biraz daha elastikiyet verildi. "i- leride teknik techizatın temini imkân- larının geliştirilmesine göre yeniden gözden geçirilmek üzere" iş askıda bırakıldı. Bu arada Basın- Yayına hâ- kim olan yeni bir hava Üzerine, "son pişmanlık" kabilinden, bazı çalışma- lara girişildi. Önce, işin başında ya- pılrnası gerektiği halde yapılmamış o- lan bir etüdün elde hazır bulunması- nın şart olduğu düşünüldü ve bu a- maçla, içinde bir iktisatçı ve bir mü- Altemur Kılıç "Vah benim emeklerim..." hendisin bulunduğu bir etüd grupu teşkil edildi. Öte yandan da vasıtalı bir şekil- de ve Beş Yıllık bir külfet yüklemi- yecek tarzda Televizyonun gerçekleş- tirilmesine imkân sağlayacak yollar aranmağa başlandı. Bu arada Türki- yeyi ziyarete gelen yabancı devlet a- damlarının "himmetlerinden'de fayda lanma yoluna gidildi. Bunların en ve- rimlisi Alman Basın-Yayın Müsteşarı oldu. Bu zatın yardımıyla Alman hü- kümeti sırf teknik bir eğitim aracı olarak 3 kameralı bir televizyon stüd- yosu, bir frekans modülasyonlu -veya —çok yüksek fre- kanslı dedikleri cinsten- verici pos- tayla personeli eğitmek amacıyla de- vamlı kalacak 3 alman eksper verme- ği kabul etti. Bu amaçla bir de an- laşma imzalandı. Bu anlaşma gere- levizyon postalarına 10 ay bir eğitime gönderildi: o Önümüzdeki Ekim ayında da yeniden 4 tane pro- gramcı yine 10 ay süreyle staj yap- mak üzere Almanyaya gidecektir. Böylece gelecekteki Türk televiz- yonunu işletecek nüve kurulmuş o- lacaktır. İlk yayınlar "Closed circuit kapalı devre" denilen şekilde ve an- tenden herhangi bir yayın yapılmak- sızın gerçekleştirilecek, sonra da yine İstanbul Teknik Üniversitesinin yap- tığı gibi "deneme © yayınları"na aŞ- lanacaktır.