TARİH Führer, bununla da kalmadı. Par- tisi içinde bir Gençlik ve Kadın Teş- kilâtı kurdu. Her meslek erbabını ayrı kısımlar içinde topladı. Öğren- locaları içinde geliştiler, Hitleri ikti- m getirmeye ( çalıştılar. Böylece liderinin arzuladığı o şekilde, İle içinde bir devlet haline geldi. Daha a iktidarı alıp ta Almanyaya ha olduğunda Hitler buna niçin üzüm. gördüğünü anlattı. 9 Kasım darbesinin 1936'da kutlanan yıldönümünde -Hitler bu yıldönümü- nü bir büyük hadise olarak daima kutlatmıştır- Führer o zamanki ga- yesini şöyle açıkladı: Eski devleti Mn kâfi gelmeyeci ; ni. yerine yeni devleti de kurmamız gerekeceğini " düşündük. Bu bakımdan yeni devlet her şeyiyle elde hazır bulunmalı ve eskisinin ye- rine hemen konulabilmeliydi." Gerçekten de Hitler, bunu kolay- lıkla, kendi ifadesiyle (o "birkaç saat içinde" başardı. İç mücadeleler eresmann ile Hitler bu şekilde, frenklerin tabiriyle o bir ni karşı yarış"a girişmişlerken Führe parti içinde de rekabet hevesleri karşılaştı, fakat bunları yenmesi bildi. Almanyada ne kadar düşük karakterli adam varsa bunlar b saflarım doldurmuşlar, ha- kimiyet kurmuşlardı. Fakat parti gelişip te daha ciddi ve uygun n kim - seler bunlara katıldıklarında Hitle- rin başı ağrımaya başladı. Zira ikin- ciler, birincilerle bir arada çalışıla- mayacağına samimiyetle (o kanidiler. Bunlar tipik eşkiyaydı. Maazallah, Almanyaya bunlar hakim olurlarsa ne olmazdı ki.. İşin garip tarafı şu- dur ki Hitler iki tarafı meharetle i- dare etmesini bildi, herkesi yerinde kullandı, öyle bir durum ha- sıl oldu n kerli ferli, (o efendiden m Saka hallerde elini sıkma- yacakları bir t Ü ü ki dehâsının korkunç neticesidir. Parti içinde, bu şahsi çekişmele- rin yanında iki büyük cereyan Hit- lerin karşısına dikildi. Bir cereyanı, S.A.'larn kurucusu Roehm temsil ediyordu. Roehmv meşruiyet kisvesi- ne bürünülmesine bile tahammül e- demiyor, darbelerin devam etmesini istiyor, hadise çıkarmaya çalışıyor, ışık günlerin alışılmış adetlerini sürdürüyordu. Roehm'ün adamları sokaklarda yahudileri dövüyor, o ça- 28 Hitler iktidar arefesinde Sabreden derviş pulculuk ediyor, o soygunlara girişi- yor, kendi aralarında cümbüşler ter- tipliyordu. Hitler, o gruba uymadı. Onları kullandı, fakat partinin poli- tikasını onların arzuladıkları istika- mete çevirmedi, Roehm, görevinden ayrıldı. Onun yerine Goering S.A.'- ların başına geçti. İkinci cereyanı yenmek, daha zor oldu. Hitler hapisteyken Führerin di, biri, Gregor Strasser miş, kendini belli etmişti. Ya Bi Strasser kardeşi Otto ve yar- dımcısı Joseph Goebels ile birlikte, güneyde tuttuğu yoldan bambaşka bir yol tuttu. Strasser grubu, partinin adındaki sosyalist kelimesi üzerinde durdu, ona bel bağ- ladı. Devleti, sosyalist bir devlet ha- line getirmek istiyorlardı. e Böylece, nazizmin Sol kanadım onlar teşkil kam ele yahudi ve marksizm düşmanlığını ikinci plâna itti. Asıl, e ve batı kapitalizmine karşı savaşmak lâzımdı. Naziler, sos yal bir ihtilâli, gerekirse kuvvet kul- lanarak gerçekleştirmeliydiler. 1926 yılı, parti içindeki bu çekişmeyle geç- ti. Hitler, partinin adındaki "Nasyo- nal", Strasser ise "Sosyalist" keli- melerine (o yapışmıştılar. Bu sırada, Goebels Strasser'den ayrıldı ve Hit- lerin tarafını tuttu. Bu, "kuzey gru- bu"nda dağınıklığa yol açtı. m fırsattan o faydalanmasını bil Ku- zeydeki naziler üzerinde, Münihteki partinin hakimiyeti gittikçe kuvvet- lenerek kendini göstermeye başladı. Nihayet, 1926'da Weimar Kongre- sinde bu son isyan hareketi de ber- taraf edildi ve nazizm, führeri Hit- lerin gösterdiği istikameti hem fikir olarak, hem de taktik itibariyle aldı. Kaderin rolü 929 yılının sonbaharına, Almanya > bu hava içinde geldi. Her şey, alman milleti için demokratik düzen içinde mutlu ve hür bir hayat vadedi- yora benziyordu. Hitler, karanlıktaki bir umacıdan, cermenlerin ruhuna iş- lemiş bile olsa modası geçmiş, onun için yeni yetişen kütleler üzerinde artık tesirsiz köklerin, fikirlerin tem- silcisi olmaktan başka e sahip zak ekeni Taze güçlü bir rüzgâr, Almanyada giyerdi Steresmann ekseri. siyasi olmak- tan çok fazla iktisadi ve sosyal oldu- gunu görüp anlamış, cesaretli ve ba- cı sermaye akın halinde, istikrar ka- zanan Almanyaya koşmuş, değirme - m su emi etmiş, çarkları çevirmiş- Hürriyet de refahla birlikte her- ke hakkı haline gelmiş, bundan devleti ve rejimi yıkmak için fayda- landıkları aşikâr zümreler dahi ö- nemlerini (okaybetmişlerdi. £ Ufukta, mutlu bir istikbal görünüyordu." 1929 yılının o sonbaharında, Eki- min 3 .ünde Steresmann öldü. Onun ölümünden tam 21 gün sonra, Al- manyadan çok uzak bir noktada, New York'un Wall Street'inde bir hâdise cereyan etti. O perşembe sa- bahı, üç günden beri kendini hisset- tiren bir cereyan setlerini yıkan sel gibi Borsayı iyiye altına aldı. beri altı milyon kadar lundu. F e di e” çıkarılınca New York Bor- sası on Ü Gel azim "1929 Dünya Buh- ranı" di iye bilinen hadisedir. New York'ta setlerini yıkan seldir ki, Al- manyada Hitleri İktidara taşıdı. (Gelecek yaz : Yeni şartlar - İflâs eden alman ekonomisi ve deni- ze düşenin aradığı yılan) AKİS, 17 EYLÜL 1962