nun için C.H.P. nin laf makineleri pek müdahele etmediler. Fakih Öz- fakih sözlerine: "— lik defa C.H.P. ile A.P. yi ay- nı fikirde görüyoruz" diyerek alay- la başladı. Sonra meselenin etrafında dolaşarak pek insicamlı olmayan bir konuşma yaptı. Nitekim bazı C.H.P. liler "keşke bir Baykam konuşsay- dı" diye hayıflandılar. Fakat OÖzfa- kih sonunda toparlandı ve: "— Böyle âdi bir zabıta vakasını bahane ederek Atatürk savunuculu- ğu yapılmaz. Ki olmak onun fikirlerini obenimsemekle omümkün- dür" diyerek ana “ükri özetledi. A.P. li sıralardan yaygara o yükseldi ama aldırış eden olmadı. Özfakihden son- ra ise, Bağcıoğlu söz istedi. cede 68'e karşı 64 oyla Bağcıoğlunun bir kere daha kürsüde boy göster- mek isteği reddedildi. Zira Anaya- sa, adalete intikal etmiş hadiselerin Meclis kürsülerinde söz konusu edil- mesini men etmektedir. İşin esası EE son derece trajik bir hava içinde Meclis kürsüsüne çı- karttığı Kulu olayı aslında âdi bir zabıta vakasından öteye geçmemek- tedir. Nitekim bitirdiğimiz haftanın sonunda C.H.P. li Zeki Baltacıoğlu, İbrahim Sıtkı Hatipoğlu ve Fakih Özfakihden ibaret bir inceleme kuru- lu Kurula gidip me yerinde e etmiş ve raporunu .P. Ge- Merkezine vermiştir. Hadise, Eylül ayının 9. günü Ku- Kemal Bağcıoğlu Bardakfırtınacısı lu Kaymakam vekilinin bahçesinde, cereyan etmiştir. Acaip kaymakam vekili o gün -kendi ifadesine göre- 9.30 da bahçesinde bazı gürültüler duymuş ve kapısının anahtar deliğin- den bahçeye bakınca dr. büst kırma olayının zanlısı (oAbdullah Peki bir başka bisikletli şahısla münakaşa e- derken görmüştür. Dışardakiler u- Muadeleti Tastikli özel İKİZLER AM ve İLKOKULU I — Kaloriferli hertürlü konforu haiz yeni öğrencilere tam bilgiyi veren, II — İngilizceyi kolej programına ayran olarak binamızda, selahi- yetli öğretmenler tarafından öğreten, MI — Müsbet çalışmalariyle maarifin ve mezunlarımızın gittiği okullarda takdirini kazanan İKİZLER ANA VE İLKO- KULU'na kayıtlarınızı yaptırmakta acele ediniz. IWV — Az öğrenci alınacaktır. Aylık 70 lira V — Yemekler maarifin kontrolü ile kalori esasına uygun olarak verilir. VI — Her semtten yeni arabalarımızla öğrenci alınır. Adres 1: 133186 -131310, AKİS, 17 EYLÜL 1962 : Bahçelievler III ncü cadde No. 23 AKİS — 505 YURTTA OLUP BİTENLER zaklaşınca Kaymakam vekili bahçe- ye fırlamış ve bahçesinde kğ par- çaları ve mahut mektupla -"Siz Men- deresi öldürdünüz, biz de İnönüyü öldüreceğiz" edebiyatı- karşılaşmış- tır. Tedbirli Kaymakam, evinde bir müddet düşünmüş ve ancak saat 14 de meseleyi zabıtaya intikal ettire- rek Pekin tevkifini istemiştir! Kay- makamın ie o derece ileri gitmiştir ki saat 9.30 da cereyan e- den bir olayın Zanlısı hakkındaki ih- bar, savcılığa ancak o gece saat 22 de Sepilabilmiti. 22 de yapılan sor- guda, ise Peke sorulan "Kim yaptı bu işi?" suali cevapsız kalmıştır. Ni- tekim bir müddet sonra da Abdul- lah. Pek, delil kifayetsizliği sebebiy- le serbest bırakılmıştır. Kaymakam vekili ise hemen er- tesi günü rapor alarak Kia terk etmiştir. Nitekim, Kuluy: den A.P. heyeti de Kaymakam “eki li Erol Gökbörk ile konulmak imka- nı bulamamış, fakat onun yakın dost- ları bulunan A.P. li Baran ailesinden malümat almıştır. C.H.P. li inceleme kurulunun ilk dikkatini çeken Kaymakam vekili- nin mantığa pek uygun olmayan ifa- oldu. Kaymakam o vekilinin evi bir “bahçe içindedir ve her Yarafa pen- ceresi bulunmaktadır. Görüş sahası böyle geniş olan bir binadan dışarıyı görmek için anahtar deliğinden bak- mağa ne lüzum vardır? Bu, anlaşıla- madı. Sonra, Kaymakam vekili Gök- börk bu derece mühim bir olayı ne- den hemen savcılığa ( intikal ettir- çocukça sahneye konduğunu ortaya çıkarmaktadır. Kala kala, rin bir iddiası kalmaktadır. Abdul- lah Pekin, H. P. ilçe teşkilâtında vazifeli olduğu iddiası. Halbuki Pek, e mıştır. Üstelik şahitler, Pekin kay. makamın ifade ettiği saatlerde hadi. se mahalline pek yakın bir kahvede oturmakta oldu. ifade etmişler- dir. Bilinen, Kaymakam ile Pek ara- sında şahsi husumetten ibarettir. Haftanın sonunda ilgili (Bakan- lıklar meselenin her bakımdan üzeri- ne eğildiler. Fakat bu arada partiyi kaybeden A.P. ve onun Anayasa hükmünü unutmuş talihsiz sözcüsü Kemal Bağcıoğlu oldu. Şimdi Kuluda herkes bu garip oyunun altında ya- tan maksadı bilmekte ve için için gülmektedir. Kaymakam vekilinden ise tek bir ses, tek bir nefes yok- tur... 17