YINRTTA OlLUP BİTENLER Millet Geçen hnftamn son günü, öğıedcııl dı erken saaııe hafıf ha.fır cm.led manzaranın pek ya: günlerde lsumbulda da tekrarlanma- e mıştır. bile. Bu yıl kış, Türkiyeye er- Ben gelmiştir. K girerken yurtta büyük küt- leler mevsimin — zorluklarıyla nasıl başa çıkacaklarını düşünmektedirler. Bu hafta, evlerde konuşulan mevzuu budur. Refah, bolluk ve daha rahat bir hayat vaadleri -beklenileceği veç- hile- bir defa daha boşa şehirler gene çim sıkıntısı her zamankmden ziyado şiddetle kendisini hissettirmektedir. u aâilevi dertlerden başlarını kaldı- ranlar rejim buhranı içinde kıvranan Ve pırtınnhk mıkrobunu pençesine manzarasının tek ışığı iht mali beH ren yeni T huzuru erkasında saklıyan dağın da bu secim- ler olduğunu bilmiyen artık pek az kimse kalmıştır. Gazeteciler İnsan inanmca (Ösün, takvimlerin Üzerindeki ta- Tih 19 Kasım 1958 idi. Öğleden sanra, saat 14.30'da kalabalık bir ka- file Ankara Cezaevinin önüne geldi. Aralarında uzun boylu, esmer, zayı(- ca, gözlüklü genç bir » Bütün gözler bu yakışıklı delmanlıva Ççevrikti. Onun ariç, herkesin çeh- tesinde derin blr Üzüntünün ifadesi okunuyordu. Genç adam, nııanlısı da- hil, kendisini oraya k olanlarla ved Bonra, metin adımlarla demir kapıya yaklaştı. Kapının kanadı aralanmış, bir iki gardiyan dışarı çıkmışlı. U- zum boylu delikanlı bir an durup ar- kasına baktı. Kafileden biri elini sal- ladı ve neşeli olmaya calışan bir ses- “— Tam bir sene sonra, 19 Kasım 1959 günü seni almaya gene böyle ge- leceğiz Ülkü” diye seslendi. Ulus gazetesinin yazı işleri müdü- rü Ülkü Arman acı bir şekilde gü- Hümsedi. Kapıdan içeri girdi ve göz- den kayboklu. Gec haftanın ortasında, Ama Anka- e kimse gelmedi. Zaten kimsenin gelmesıne de lüzum kü n taş duvar- artık 18 Mart 1961 de HBavanda su mu döğüyor?... terkedebilecekti. O da, kılıç başına bir defa daha inmediği takdirde. Aynı gün, Ulus gazetesinin yazı işle- Tti müdürü on günlük açlık grevine başladı. Adllye Koridorlarının Gediklisi ' lkü Arman İstanbulun eski Valt- si, terbiyeci ve g Müm Tarhan tarafından Bınent Ecevitin yazdığı bir yazı dolayısiyle acçılan da- vada Ankara Toplu Basın Mahkeme- since verilen bir yıllık hapis cezası- nın Temyizde tasdiki Üzerine tevkif edilmiş, cezaevine gönderilmişti. U- lus gazetesi yazı işleri müdürü mah- pusıugunun ilk aylarımı gene Adlıye— e gıdip gelmekle geçirdi. rşam leri -Ankara Toplu Ba- ve Cuma gün! sın Mahkemesi o günler toplanır- jandarma — refakatinde cezaevinin köhne, kırmızı kamyonuna bindirili- yor, mahkeme huzuruna cıkarılıyor- du. Aleyhinde açılmış daha davalar, cezalandırılması için savcılığa mu- akat vermiş dalıa davacılar var- dı. Bu davacılardan biri Başbakan Adnan Menderes, dava meşhur “Pul- Ham Davası” idi. “Pulliam Davası”, basın tarihimi- Zin unutulmayacak bir davasıdır. A- merikalı bir gazeteci olan Mr. Pul- lism 1958 yazında eşiyle birlikte Tür- kiyeye gelmiş, Başbakanla görüşmek m.ş, randevu verilerek Başbaka- nın refakatine alınıp İzmire götürül- müÜş, fakat kendisiyle temns ettınlme miştir. Mr. iam eri a dön- düğünde maruf İndianapolis Star Bga- zetesinde Türk'vedeki rejimi ve bu rejimin kurucusu olarak gösterdiği Adnan Menderesi çok şiddetli şekil- de tenkid eden bir makale yayınla- muğüur. Yazı evvelâ bir İstanbul ga- zetesi tarafından iktibas edilmiş, da- tuş etmişlerdir. Fakat bu gayretler, savcılıklar — tarafından 11 9. kan Menderesin vermemesini sağla- yamamıştır. Süratli İşleyen Mekanizma U lkü Armanın, Pullla_m ıin yazısın: a To ayrıca 4000- | cekti. Temyiz yolu açıktı. Ülk anın avukatı derhal temyiz etti. sya temyizin basın davalarına bakan Ücüncü Ceza Dairesine gönderildi. Ankara Toplu Basın Mahkemesinin — mahkumiyet Ünü — vermesinden — sadece 2 ay sonra Temyiz dairesi kararı doğ- ry ve kan uygun buldu. Te myizm tasdiki haberinin o ta- rihlerde uyandırdığı alâka ve ba.zı basın çevrelerinde yol açtığı tela: Ülkü Arman tarafından Ankara H.ıl- tonun duvarları arkasında üm- hkumiyet kararlarıy- la deği şecek bir husus değildi. şte, “Pulllam Davası” kadar mewhur “Pazarlık” bu sıraya tesadüf etti. Dalma mütebessim, daima sakin, 25 yaşında olmasına rağmen -gönül işleri hariç- inanılmaz derecede ol- gun anı arkadaşları ilk de- fa o zaman sinirli gördüler. Hareke- ti hiç bir zaman tasvip etmedi. Hele kendisi hakkm kl kararın bir Da- mokles kılhe geçmesini derin bir uzumnyıe harşıla.dı Üzüntüyle ve istihzayla Bir sene sonra x ylar ayları takip etti. İlk baharın ilik günleri yerlerini yazın cehen- nem sıcaklarına, yazın cehennem sı- cakları na, sonbaharın serin akşamları kış baslangıcının ayazlarına bıraktılar. kü Arman bir yandan Basın hürri- yetinin yediği darbeleri, diğer taraf- tan adaletin tecelii tarzını köşesinden seyretti. Hapsedilen her gazeteci O- nun merhamet dolu kalbinde bir ya- ra açtı. Fakat bazen de derin bir 4KİS, 25 KASIM 1959 -— - N 0 -