—Ki — Si —e a O A Ç MUSİKİ (Savcılik eliyle aldığımız tekziptir.) s ayın Başvekn'mmn oğlu Yüksel Sendeten'in ariciye — Vekâleti Ba—ıkanpuk ımtlh ına kanuni müd- ğetinden önce girdiği yolundu Akis'in bir kaç hafta evvelki bir nüshasın çıkan yazı me..net.skzdır Her şey ka- nun ve nizâmlara uygun şekilde cere- yan etmiştir. Vekâ.letımlzin bilhassa harîçtekl teşkilâtında başkâtiplere duyulan şid- Hariciye Vckaleti Umumi Kaâtip İdari İşler Muavi nnls Tuıınııziı du. Beyhk sözleri solak süküt! n gekl. ğınde bozuk ol- amiri için biraz va- yükünü daha iyı hısset.mış olan Co- lumbia pmfesö derin bir nefes Rostropoviç'in konseri merika ile Rusya arasındaki kül- tür karar vermeleriydi. Bi gö bi n birkaç — profesör Armerikaya gelecek, buna sŞı dâa Tezahürler arasmda. Sovyet mu- ı.vaıelanm Am :ıa ve'ec ği konserler de vardı. Oc DAŞIN: da Mos'towa Devlet Sen!onl 0-kest- da gene konserler vermesi beklen- mektedir. Bundan başka çellist Mstis- lav Rostropoviç gecçen hafta Carna- gie Hali'da blr resltal vetiniştir. “Viyolonae strah'ı” dlvo ta- tutılan Roatrovovicin Ünlü kemancı- tın gölgez aşamıya Vâyıiz bir i adığını, kendi doker— lenyle, ken bı.—s.rılarıyıa mes bayatını sürdürime hakkını kunnmıg mukemıne! bir musikişinas olluğunu anlammc için. Rostropoviçten tek bir eserin tek bır bollmünü dinlemek kâ- fidir, 34 yaşı: a Oystrahın, KRost viçin Ssanatkâr şahsiyeti vanın: uar - m ğretmeni olarak kaldığı söyle- nebilir. Sovyet kişi çoğu gibi Rostropoviç de sikivi romantikleştirmek temayülünü göstermekte, programında modern e- kaçınmakta- dır. Bu anlayışla Bach'ın cello silit çalmak, kalem efendisine “bliue jeans” giydirmek gibi brşeydi ama, Brahms, aninofa sıra geldiğinde Rostropoviçın tefsir tarzına söz söy- lenemezdi. İcra hızı, çok notalı ge- ç.t!enn temizliği ve çevikliği ,bakım- larından Rostropoviçle kı, ya.shınnbue- cek birkaç viyolonselci gösterebilir- Ro—zt.rop oviçin Carnegie Hall prog- ramında Şaporinin kısacık scer- zosunö:m başka Sovyet eseri çalma- undan aşka, ev sahiplerine bir mtufta bulunmak istermiş gıbi ek parça olarak Gershwin'in piyanı prelüdlerinden birinin viyolonsel du- Zenlemesini çalmak incelifini de gösterdi. Salondan sahneyo C eçen hafta bir akşam Metropoli- - h ope 'asında, Mozart'ın “Figya- ronun Düğünü” nün birinci periesi oynanmaktayken iki tenor, biri 80- yunma fasında gazete Öbürü salonda operayı seyretmekle, ka ygısızca vakit — geçirmekteydiler. Bir Üücüncü tenor, kuliste sırasının gelmeılm bekliyordu. Az sonra Char- les Ku'lmann, Don Basilio rolünde, sahreye cıkaeaktı Bir ara Kull- mann, bir in farkına va ve denşet iclnde kaldı. Sesi kısılmıştı. Zâten glinlerdir soğuk al:x '.ğ yü- yi- Jeşmişti. Doktorlar sahneye cıkubiıe- ceğimi söylemişlerdi. Zaten o da ken- dini iyi hlasetmekteydi. Sesi yerin- deydi, kezâ formu da... ma işte, tam sahneye cıkacağına blrk-u: da- kika kala sesi gene kısılıvermişsti. ha mma odasına koştu. Orada meslekdaşı Gabor Carelli ga- Zetesini okumıya devam ediyordu. Carelli'nin sahneye cıkmasınn daha vakit vardı. Ovnıyaonğı n Curzio rolüne sıra ancak u peniede geliyordu. Kullmann, fısıldıyarak. bo- azını gösteı'er(-k. durumu anlattı. ? Bir iki dakika B0 çıkacaksın. Haydi git kulise, yerini a81” dedi. Ama Kullmann şakasında 18rar ediyordu. Careili nihayet işin eiddiyetini anlıyabildi. Don Basilio lmarnn'ın Üstünden swtına geçirdi ve ııhneye fırladı. Kullmannın yerine Ca- rellinin çıktığını gören seyirci te- tor Robert Nagy derhal ıahnc geri- sine koştu. Don Curzio rolü için bir tenora muhtac bulunulduğunu anla- mMmişti, relk “Viyanadan beri Don Basilio rolünu söylemedim Ne yapa- Robert lememiş olduğu bir rolü söylemesi- ne imkân olmadığı icin Carelli hafı- zasına güvenip rolü devam ettirece Nagvle Don Curzioyu oynıyacaktı. Temsil hâdisesiz cereyan etti belâsız hâdiseyi —atlatmış iki tenor beraberce halkı — selâmladılar. Eve dönerken Carelli Gdostlarına “İyi ki şu son gune e, Don Basilio rolün- de kaydetmiş olduğum plâğı sık sık dmlemlgtim" diyordu. Callas özür diliyor... N w York Metropolitan operasının genel direktörünün telefonu çaldı. Dünyamn bu en büyük operasındaki rduğu düzenle şöhret yapmış ola.n genel direktör Rudo. oltuğundan — kımılda madan elini u zattı. Ahizeyi kulağına gutürdu Teıe- fonun öbür ucundan dir! zamandır duymadığı tanıd k bır ses konuşuyordu. —“Anlaşmazlıkları ar- tık hallede lım Gene Metropoli söylemek istiyorum..” Rudolf Bin; g Ka ranosu y ptgı şımanklıkla n azabı Sçlndeydı “Peki” İtalyada kocasında'n ayrılmak İ- re tün mesc]eyi halletmiş olac. operusıyla yaptığı anlaşm.ı nctîf'esi “Sevi erberi” operasında oynaması gere n boşanma davâ- sı Üzerine İtaıyaya ha'reket etmek zo- runda kalınca Dallas opera idaresi yerine Scala'nın sopranosu Eugenai Ratti'i angaje etmişti. Bu defaki ay- rılığı gerek opera idarecileri gerek operaecverler tarafından aniayışla karşılanmışt faria Callasm Metropolitan ope- rası ile bu kadar kolayca an!'aşabile- eğine ve yeni mcxslme saşnede gi rü!ebileceğme ihtimal verilmemekte- u Mmevzuda bir açıklama yapan M tropol'tan operası sözcüsü “Misa Callas'ın 1960 - 61 mevsiminde ope- ramızda söüyliyebileceğini pek san- mıyorum. Bu sâdece belki misafir san'atkâr olarak mümkün cektir. Çünkü 1960