YURTTA OLUP BİTENLER kınızda ne kadar müsbet şeyler düşün düğümü bilirsiniz.” Seçim anına kadar adaylığını mu- afaza eden v sonra Koral an lehi- özleri n Yam ı'mllet vokmm bir hayli sesle güldürdü. Şöyle ce- erdi: “Politik sahada ne zaman benden bir hareket sndır olsa daima sizi menfi olarak karş m. Üs- tat'ne çabuk -unuttunuz. 946 da DP yi kurmak Üzere Balıkes're geldiğinizde ilk konuşmayı benimle ve Esat beyle yanmiştınız. Sonra milletvekili olup Ankaraya gelince aleyhimdeki kam- panyayı yine siz açmıştınız.. Ama mağlüp oldunuz.” Yırcalının yüksek sesle söylediği bu sözler bir çok milletvekilini etmf— larına toplamıstı. Yaman sara: sinirli oldusfu her halinden belli ol- makteaydı. Bu iyi niyetli rakip cevan vermemeyi tercih edere ceri girdi ve Ağaoğluyla Sarolun başbaşa otur- dukları masaya ilişiverdi. Sonuna kudar iltifat... ahı, Yırcalı kücük tarafından m fatı- b'vmı du Eîqbıkan tarafın- ı dâ ad'an Yırcalıya Koraltanm pe k ı'azla mültoefit olma- diği milletvekillerinin gözlüürden kaç- mamı"tı. Yırcalı salona girdiği za- man, meclis baskanı başını cevirmiş ve bi mil'etvakiliyle kon"smağa dal- mıstı Yırcalı salonu terkadinceye ka- * öneml nhbetın daha ntere: lattığı bu mlletvekm tarafından a- çıkl Politikacılar Acı haber tez duyulur.. ı nce uzun boylu, topuzlu sarışı genç kadın postacmm elinden bıı' deste telgraf a ve —makbuzlar'nı imza'ama Sa baqladı Adını tam 170 defa yazmasşı icap etti. Mahzun ba- kışlı ge'ıc kadın - İsşmet İnönü'nün elini Engin İnönü. bunda hiç bir fevkalâdelık görmedi, zira iki P Taşlıktaki evine gelen telg- ruflarm sayısı hic bir zaman elliden m ha- berini bittün yurda bildirmişti. Ba bakan Adnan Menderes bir toplantı- da olduğu için haberi geç öğrenmiş fakat duyar duymaz bir telgraf çe- kerek, baş sağlığı dilemişti. Bu telg- raf, gece yarısı Taşlığa vasıl oldu. Üç hur baş Celâl Bayardan taziyetlerini bildiren bir tel geldi. İnönü her ikisine de derhal cevap vererek. teşekkürlerini — ifüde etti. Muhter e muhterem Menderes aılelerlne uzun Ömürler te- mennisinde Jundu. Bunları dığer devlet, hükümet ve siyasi parti bü- yüklerinân, Rum ve Ermeni Patrikle- 'rimn ve Elçilerin taziyetleri takip et- Temlı bir ömür uhterem Cevriye Temelli -soyadı kanunu kabul edilince Atatürk el yazısı ile İsme n soyadının İnönü olacağını ve bu ismin onur başlıyacağını kendisine — bildirm şti. Bu arzuya uyarak İsmet Paşa İnönü soyadını aldı. Annesi ve kardeşleri işe eski aile lâkapları olan Temelli ismi- ni devam ettirdiler.- 93 yaşındaydı ve bımm ömrunu oğlu İsmet'in ya- işti. Bu sene İnönüler Cankayada i evlerînin kendıler*ne &r- oda var mı?” olmuştu. Ayten sokak- taki evi bu yüzden pek beğenmişti. “Çabuk yerleşelim, hemen — annem! gidip alırız” diyordu. Son seneler bü— yük hanımefendi yazlarını niha Okatanın Frenköydeki ovmde geririvordu. Kışları ige — Ankaraya avdet ediyordu. Yalnız İnönü kızının evinde kaldığı için an- nesini ortanca kardeşi Hasan Faza Temelli, İstanbuldan — bırakmamıştı. Bu yüzden İsmet İnönü bir an evvel annesini yanına alabilmek icin sahır- sızlanıyordu. Son defa İstanbuldan ayrılırken annesine veda etmeğe gidince. büyük hanım efendi oğlunu yanına oturt- mruş, “Oğlum ben artık yı leşeyim diyorum” demişti. Paşa, çok zayıflamaş olmasına rağmen hâlâ yu- olur mu?” diye takılmıştı şeli görünmesine rağmen yüreği sız- lamıstı l dinin aklı başında, hafızası yerindey- di. Ayrıca bütün melekelerire sahiv- ti. Halâ memleket meseleleriyle alâ- kalanır, kendisine gazete okunmısı— nı ister, yakınları arasında meşhi olan aklı selimi ve tok s&lulüğü lle hadiselere en doğru teşhisi koym tan geri kalmazdı. Bambaşka bir de- virde yetismiş olmasma rağmen dü- şÜncelerini zamanının İcaplarına tıy- durmasını bilen cok geniş fikirli bir ndı. 1888 da doğmuş. 14 yaşında evlen- miş, 16 yasında anne olmuş Cevriye hanımefendi bütün ömrünü cocukla- rm'na vakfetmişti. Herbirinin Üzerin- de ayrı ayrı titrerdi. Büyük oğlu Ah- med Mithat Temellinin başına cok büyük felâketler gelmişti. -Hanımını ve bir oğlunu İzmirde bir sinema yan- Bgininda Kaybetmiş, senelerce Sonra sağ kalan diğer oğlu da tifodan öl- mü oğlu Hayri 1937 senesinde vefat et- miş ve bu Cevriye hanım için çok büyük bir darbe olmuştu. Fa- kat hepsinden fazla, başında bü- inci — oğ- düşkündü. — O- ol masına — rağmen bir çocuk gibi S lesuu illnege çallışğır, az yemek yiyor diye lizülür, Üşüyecek, yorulacak di- ye aklı giderdi. Onun için haksız bir söz söylenmesine tahammül edemez. herkese yerinde bir cevap verrnesini pek iyi bilirdi. Riyakârlıktan son derece si'nirlenir ve böylelerinin yap— tıklarını yüzlerine vurmaktan hiç kinm zd z İsmet İnönü Amerika Buyük Elçılığine giderken bir ara- Z tarafından yanlışlıkla ıslanmıştı. Bu hâdise nakledilirken büyük h&nım- endi “Paşa ıslandı” yı “Paşa dı” şeklinde anlamış ve pek ıevdlğı bir tabın kullanarak “maskaralar, be: oğlum doğduğu günden uslu- dur. Onun şimdi uslandığını aöyle- meğe kim cüret ediyor” diye pek öf- keleninişti. ise sevgili olan düşkünlüğü gbruıecek bir. şey- K di. 26 Ekim pazartesi öğleye doğru Seniha Okatan Ankaraya telefon et- ti ve Bayan İnönüye, büyük hanım- efendinin Perşembeden beri birez Z rR- akşam ve ertesi günü için işleri olan İnönü der- hal bütün randevularını iptâl ederek zevcesi ile beraber İstanbula hareket etti. O gece huıtamn hali birden ağır- laştı ve tedavisini yapan f. Mü- fide Küley zııtürrie teşhisini kovdu. duydıizu hissediliyordu fakat artık konuşacak, kımıldayacak hali kı;! A.xKİS, $ KASIM 1959