uY SİNEMA Nuri Altınok ile Tijoıı Par “K.ıracao;,lan"da “Alageyik'in önünde mi, ardında mı?f gelen Nejat Saydamın ancak “Şahin- ler diyarı” iş yapabildi. Sevircinin, kö- tü film meydana getireı.eklerl şüphe- siz olan şipşakçılara değil, ruda”. doğruya kötü filmin kendîsıne tepki gözterdikleri, “büyük prodüktörler”- den bazılarının da fiyaskoy]a karşılaş malarından anlaşılabilirdi. Turgut De- mlragın Mari Blanchar*'lı Eva Pal- er'li, IJsarco Ravaloli'li, Manfred Schuster li, Freddie Ford'lu filmleri- -“Bir kadın tuzağı,” “Karasu” -Akıbetı veya romanlarım — perdede seyretmek gibi kendisine çok pahalı bir oyalanma şekli seçen İhsan “Günahkârlar cenneti”nin âkıbeti, bu- nu açıkça ortaya koymaktaydı. Seyir- cinin tepkisi o kadar'şiddetliydi ki, İ- pekçiler yerli film imalâtından Ücün- eli defa olarak çekilmeği kararlaştır- dılar. Yeni mevsimin başında ecçen mevsimin gösterdiği bu son derece karışık durumun, aynı za- manda, hâdiselerden ders almak kabi- liyetinde olarlara faydası dokunacağı umulur. Geçen yılın “iş yapan” film- mevsim raslanan bir “vurgun filmi” olan — “Fosforlu vriye,” henüz modası gecmıyen Ze- kl Mü'—enh “Gurbet” bir yana bırakı- . ŞU veya bu bakımdan uıcrınde utl._llkle durulmuş filmler geliyordu. Bu yı!'ki film yapımının da, arada yi- ne birkaç “vurgun' filmi” bulunması- & rağmen seyircinin son yıllardaki tepkisi göz önüne alınarak daha ti- 4KİZ, *? EKİM , 3a 7#kle çalışılmış filmlere doğru bir temayül gösterdiği göze çarpmakta: dır. Üstelik bu durum, film maliyeti nin yüz bin liranın Üstüne kmasma. rayı da aşma 5: heda bu artışın belirli bir nisbeti, u- murmt fiyat artışının sinemadaki ak- sinden başka birşey değildir. Bu,; kü 110-120 bin liralık maliyet, 1940 -4T nin 20-3) n, 1954-55 in 60-70 1956-57 nin ı0—80 bin liralık ortalama maliyetinin karşılığıdır. Fakat ne de olsa, bil filme 150-200 bin lira yatır- mak, bugünkü şartlar içinde bir cesa- Tet meselesidir. Yeni mevsimin dikkati ceken eser- leri arasında, İpekçilerin “son” t!lmi “Yalnızlar rıhtımı,” Erman Kardeş: lerin “karacanglaııın kara sevdası rı kes- 1l şten Damld"sı Bırsel Filmin “Kalpaklılar”ı almaktadır. Bunlardan son Ü “mım mücadele"” devri filmlerindendir. senaryosundan Osman P. n çevirdiği “Düş- man yolları kesti”de Nurhan Nur, Sadri Alışık ve Eşref Kolcak oyna- mekta, kameracılığını Kriton İlyadis yapmaktadır. Memduh Ünün çevirdi- ği “Atesten damla,” Mükerrem Kâ- mil Sunun romanından rejisör Atıf Yılmaz tarafından senaryo haline ge- tirilm'ştir. Başrollerinde Muhterem Nur ve Kenan Artun oynamaktadır. Çolpan İlhan ile Sadri Alışıkın oyna- dıkları “Kalpaklılar," Samim Koca- gözün Vautan gazetesinde tefrika edi len romanından Nejat Saydam tara- fırklan perdeye aktarılmuştır. Atıf Yılmaz Batıbekinin, Yaşar Kermnalin Cumhuriyette tefrika edie len rormanından perdeye ek- tarbığı “Karac lanın kara sevda: s1,” adından da anlaşılacağı gibi, e lü halk şâ&irinin bir aşk macerasını an- latmaktadır. Devlet Tiyatrosundan Tijen Par ve Nuri Altınok ile iki yar- dımcı oyuncu, Kadir Savun ve Talât Gözbakın oyra,dıklan filmin müzikle- ri Ankara Devlet Operası orkestra sefi Sabahattin Kalender tarafından hazırlanmış ve aynı okestra tarafın- dan icra edilmiştir. Türküler de yine Devlet Tiyatrosu eski s:matı(ârlarm— an Ruhi Su tarafından okunm. d Attıilâ İlhanın senaryosundan ah- nan "Yalnızlar rıhtımı,” bir çevresinde geçen bir aşk maceıasmı anlatmakta ve başrollerinde Çolpan İlhan ile Sadri Alışıkın oynadıklan bu film, Lütfü Ö. Akadın imzasını ta- şımaktadır. Bunların dışmda kalan blrkac film daha var ki, dah k “iş yapmak” bakımından ne gıbl netıce ılac:ıklan merak edilmektedir. Mcselâ senaryo- su yine Attilâ İlhan tarafından yazı- lan “Şoför Nebahat” -rejisörü: Me- tin Erksan- geçen yıl “Fosforlu Cev- riye” ile açılan cığırın bu yıl da devam etmesini sağlıyac, mı? enin bu mevsim hazırladığı lkincl filmi, “Kırık plâk” öbür “Zeki Mürenll bir kadın ses sa.natkan ile -Gönül Ya- ar - giriştiği * bebek” alaturka şarkıcıların perdede kullanılmasının her vakit kârlı olduğunu bir kere da- ha ortaya koyacak mı? Atlascıların bir zamanlar moda olan tarihi filmle- ri seyircinin hâlâ seyretmeğe taham- mülü olkdluğunu mu, yoksa aksini mi gösterecek? Sinemamızın kendisine biraz daha çeki düzen verebilmesi, a- narşinin biraz daha azalması, bu s0- ruların cevabına bağlıdır. Sinemacıların durumua B u çeki düzen verme, anarşiden kur- tulma, sinema endüstrisinde çalı- şanlar için de lüzumludur. Zira şim- diki durumda, bu endüstride çalışan- ları “bir gün ac bir gün tok” bir gün zengin erlesi gün cepleri bomboş ola- k görülmektedirler. ELç olmazsa en- düstridekilerin büyük çoğunluğu bu durumdadır. Zira Ücretlerde, çalışm şartlarında, film maliyetlerinde hiçbir istıkrar yokt. gö re bir Türk fılm(- nin ortalama. maliyetı 100-120 bin radır. Bu rakam, şıipşakoı fılmlerde 70-75 bine inmekte, biraz titizce ha- Zırlanmış filmlerde 1 —0- 200 bi selme çoı( değişiktir. 5 bin liradan başlıyan rejisör Ücreti, piyasanın “iyl rejisör”- lerinde iki misline kadar çıkabilir. “İ.