SİNEMA hi cezbediyor ve halkın sİinema Zevhi- ni glabildiğine körletiyordu. 1933 Bon- larında “Aşkın Gözyaşları” İstambul- aa oynatılırken sinemanın kapıları kı- rılıyor. Şehzadebaşında trafik kapanı- yor ve müstakbe! seyircisiyle. muüls- takbel rejisör ve ptodüktöriyle geniş bir kÜtlenin melodrâm zevki gelişiyor- 1. ÂZ sonra savaşın patlaması. Avru- sazariarının kapanması, bu Arap mın.e.ı Akınını daha da hızlarıdıracak, bunun yanında hemen tek rakip ola- rak Amerikan filmleri ortaya çıka- caktı. Bundan dolayı blr ya.ndan rekabet, öte yandan harp içi malzeme elde etmenin güçlukleri Tüıkiyenin sava- rmemiş bir memleketin sinema sahasında sağtı:yacağı avantajları el- de etmesine engel oldu Altıng hücum Ürk sineması. gelişmesi icin ikin- ci büyük fırsatı harbin sonund. buldu. Film malzemesi yeniden bollaşmış — ve ucuzlamıştı. Harpten üyük Zzarar! gören ç Av- rTupa memloketle, bile millft si- nemalarını sağlam — temeller Ü- zerine kurmaya başlamışlardı. Sine- ma, İkinci Dünva Harbindeki imtiha- nını başanyıe vermiş, ha sonunda n canlı ve yaygın bir sanat kolu haline gelm!şti. Büyuk bir propaganda vasıtası olduğu kadar zengin b!r gelir aynağı da olan sinema, hemen her mcmlekette devlet hımayesine alın- mıştı 'I“ürki)e, harb sonrasına degişik arında iken, harp- 40-50 ye yükseldi Her yu blrkıc yeni film şirketi faaliyete geç yıllık kısa bir devre lci.nde T'.ırk ıılne- ması endüstri olarak dikkate değer bir gelişnie gösterdi. Faxat filmlerin kalitesinde he meydana Ö- tü tesirier, bu sefer kolay kazanç el- de etinek hirsinm da bırleşmeaiyle, korkunç bir istismar mevzuu e geldi. Bunun kanun eliyle himayesi, işi büsbütün çığırından çıkardı. Ger- çekten de, 1948 de yabancı filmler a- leyhine ve yerli filmler lehine yapı- lan vergi indirimi, bu istismarı hız- landırmaktan başka bir işe yarama- dı. Sinema pek az para karşılığı bü- yük kazanç sağlıyan cazip bir ticaret sahası oldu aşka sahalarda dikiş tuttummıyan yahut da sinemayı daha elverişli bir kazanç sahası bulan kim- seler, sinemayla en küçlük bir ilgileri olmadığı halde, film piyasasını ele ge- çirdiler. 1958 de başlıyan bu “altına ücum”, hızını her yıl biraz daha art- ftırarak geçen yıla kadar sürdü. Malzeme sağlanmasında büyük güçlüklerle karşılaşılmasına, film ma- llyctinin gıttıkc yükselmesine rağ- sinema endüstrisinin bu gelış mesi dıkkate değ(r Bunu Türki- ye nüfusupun hızla makta oluşu, buna paralel olarak sine'ma seyircisin- de meydana gelen büyük artış, niha- yet sinemanın, bu pahalılık devrinde gittikçe en ucüz eğlence vasıtası ha- milyon olan nüfus 1958-59 da 26 mil- yona yaklaşmıştır. sinema salonları 1380 dan 650 ye çıkmıştır. Sinema se- “Kalpaklılar”da Sadri Alışık BIil3 Milcadele modam 2 milyondan 60 milyona çık- maştır. 1946 da bütün Türkiyedeki se. yirci sayısı 25 milyon iken, geçen yıl yalnız İstanbul'daki seyirci sayısı 28 milyonu aşmaktaydı. Bunun yanı sıra, 1953 teki 47, 1955 teki 48 filmlik ya- pım bir yana bırakılırsa, 1952 den itl. baren film sayısı dama ellinin Üstün:. e kalmıştır. Gecen yıl ise Türk sine- ması 108 film ile, dünyada sekizinci sırada yer ıy l Anarşi içinde bir endüs akat 108 film Türk sinema endüst- inin aynı zamanda bir anarşi İ- çinde bulunduğunu da ortaya koyan en iyi delildi. Fılm malzemesı ortadan k de kotalar yoluyla tahsisi, bu sahada da darlık yaratınca, yabancı filmlerin kendiliğinden tahdit edileceği, kuvvet- li bir rakibin zayıflayacağı ümitleri belirtmişti. Ellerinde ham madde bu- böylelikle ortaya çıktı ve beklenen ne- ticeyi vermekte gecikmedi, zira u film]er arasında “iyi iş yapanlar,” bu fi lmm ıncak sekizıydı Geri ka- lanı b lukla masraflarını kurtarabildıler büyük ir kısmı İse, piyasan “yattı.” Bu fıyas- konun ceşıtlt sebeplerl vardı. Hergey— den önce 108 film, endüstri ve pi- yasanın bugünkü durumuna göre nor» mal bir rakam sayılamazdı. Yabancı filmlerin kotadan tahsisi, beklenildiği gibi bunların kendnığmden tahdidiyle neticelenmemişti, lonlar tarafından kaldırılamazdı. Nit kim bunlardan çoğu perdeye bile ula» şamadan rafa konuldu)ar Fakat perr Seyirci, artık ha öncesinin, hatta harp bitiminin seyir- cisi değildi. İki Üç yıldır vittikce ke- sifleşen bir sinema tenkidinin günde- lik gazetelerde veya yaygın haftalık ücretin karşılığını daha yerinde kul- Ianmak İste birleşmesiyle, film seçer hale gelmişti. Son yıllarda sinemamızdaki en mühim ise, hiç ona yakın filminden ancak biri. '“T filmle ikindi 4WİZ. 87 BRİN 1958 r *