kan “sahte demokrasi havarileri”n!in ıktıdardan düşme — korkusuyla nasıl çırcbındıklarını anlattı. “Mahdut ve imtiyazlı haht yarlar" nin işci meselçleıı karşısınlaki tutu- munu belirtti: D. P. için, isçi dâvaları sadece bir "rey toplama" mevzuuydu. Sayısız misalierin -ki en son Zongul- dakta bunun varlak bir Örneği veril- mişti, -Gösterdiği gibi, D. P. bu mev- Zuda en ufak samimıyetten mahrunmi- du. C. H. P. nin işci meselelerinde yap- tıkları -ki bütün işci mevzuatı C. H. P nin eseridir- ve yapacakları, onun bu dÂAvayı samimiyetle benimsediği- nin deliliydi onuşma uzun alkışlarla sona er- di Üc günlük sezi son derece başarı- h olmuş ve senci Sekreter Aksal, ka- fa ile ayağın nasıl birlikte çalışacağı- nın Küzel bir örneğini vermişti Zabıta Bruno hârikalar diyarında! A lman Büyük Elçiliğinin yüksek memurları müteşebbis vatandaşla- rı Bruno Przetack'ın 1,5 milyar liralık muazam bir yatırım projesiyle rk halk efkârının gözünü kamaştırdığım rindeki bu beklenmedik inkişafa sevi- necekleri yerde, “Eyvah, şimdi biz ne yapacağız' diye dertlendiler. Arala- rında uzun İstişareler başladı. Netice- de, Hukuk Müşavirinin Türk makam- larımın dikkatini çekmesine karar ver- diler. Zira milyarlık yatırımda Alman vatandaşı Bruno Przetack, aslında, Berlin ve Hamburg polisi tarafından aranan yam kârdı. “O fabrikaları açacağım, Tür! yarlar dökeceğim” diye palavralar a- rak basını ve halk efkârını kandır- ması karşısında, Alman Büyük Elçili- ğinin hareketsiz kalması mümkün de gildi Elçilik Hukuk Müşaviri önce tele- fonla mnniyet G(-nel Mudürü Cemal ktanı ulamayınca Ge- nel Müdür Muavinl ıle görüştü ve Za- fer gazetesinde resmini gördüğü Bru- no Przetack'ın Alman polisi tarafın- dan aranan bir sabıkalı olduğunu, ge- reken teâğbirler alınmazsa Bruno'nun Türk polisinin başına da dertler aca- bileceğini bildirdi. Emniyet Genel Mil- dür Muavini, telefonu kapar kavamaz mahalif polisten Bruro Przetack hak- Alman yatırımcısının kalmak &u Grand Otel Balinin hususi dedekti- fine dikkatli davranrması bildirildi. O- tel personeli, birkaç gün evvel berabe- Tenue Utto h'.oessler ve Avukat Yılmaz Başar oldutu halde gelen ve 510 nu- maralı odaya yerleştirilen bu şişman şa çıkan bu misafirlerden şişmanı sık Bık şehir içi ve şehirlerarası koruşma- wet enzg AFİS 97 YURTTA OLUP BİTENLER to ve bu olan bir Türk Devlet adamına lâyı 1940 ta Roosvolt ile Kahirede aflış masıyla iki miDet arasındaki nin vuku bulduğu harp günlerini nız, bu mülâkatın Türkiye ların sergi ko kının hissiyatından çok daha ehem sİ ikinci tarafa ağır basmaktadır... lanır bir füttursuzluk örneğldir. Ti lar tnra.fından rif edilmiş ve noksan ıe dır. Aksi hal S Fütursuzlukl! X' eni AnPara Orduevi binasının salonlarında açılan “150 senelik Türk- Arnetlkan Dostluğu Sergisi”, maksadının tam aksi bir netice vermek- Neklee sergiyi ziynret edenlerin sayısının azlığından ve nasılsa ziyaret edenlerin de yüzlerinin ifadesinden açıkça anlaşılmak tadır. Demokrat olsun, Halkçı olsun Türk vatandaşları 150 sene Arnerikan dostuğu sergisinde, bu dostluğun teşekkülünde büyük hissesi ık olduğu yerin verilmesini arzu etmek- te ve bu yerin esirgenmesinden dolayı ciddi üzüntü duymaktadırlar. görü ve çok s.kı lşblrllğınl kuran İsmet İnönü- nün reauıl doslluk sergisinde nn.mex cu(tur' Hul ve Amerlkan Devlet defa karşı karşıya gelmesini temin etmek gibi müstesna bir münası vardır. Fakat, gelin görün ki 150 senelik dostluk serglslnde bu görüşmeye ait ne bir resim, ne bir çizgi mevcut değildir! Bu üzüntü verici ihmali ne cehalete, ne de gaflete yormaya imkân yoktur. Zira Ankaradakl sergi, evvelce İstanbul ve İzmirde de Türk hal- sergide yer almamış olnuası basının sert ftepkllerine maruz kalnşıştı. Ankaradaki sergide bu üzüntü uyandıran iedi aklın ve üzerine titrenen Türk-Amerikan dost- kına açılmış ve İnönünün resıninin olarak kabul ettikten sonra, bunun mes'uliyetini. Türkiyeye alt ves ordinasyon komitesindeki Türk Üüyeler tarafından temmin edilmesine yüklemiştir. Mr. Killmer, Türk üyelnr t.ırafındnn verilen nok- san vesikaların tamamılanması şöyle durs bile Amerikalılar için mümkün olamıy' mğmı sözlerine Ila.ıe etmiştir. Mir. Killmer'in sözlerinin mânası hiç bir tefsir ve tahlile ihtiyac gös- termiyecek kadar açıktır: Pemek ki bir iki Türk ilgilinin mrllunlığı, Amerikan Büyitk Elçmğ'l için, Amerikan Haberler Bürosu için Tü ânin bir kefesine Türk halk efkârının hisleri ve reaksiyonları, diğer kefesi- he de bir iki partizan zatın hatırı ve rahatı konulduğunda, Ame Tikan ibre- Amerikan Büyük Elçiliği ve Haberler Bilrosu, Türk halkının hissl- yatı yerine bu partizan bir iki kişinin hatır ve rahatını tercih ediyor ve Mr. Killmer, kemali ciddiyotle “Türk üyeler tıırafından verilen vesika- lara bir İlâve yapamazdık” dhebllh or! Bu, hiç $ hazırlanan bir sergiyle, T halkının iki partizan zâtın rahatı için iki millet arasındaki dostluğun ciddi le almasınn zerre kadar ehenimiyet verilmemektedir! ost ve sevilen Amerlkının. Türkiyede bu zihniyette fütursuz adam- tem: acıdır. Türk - Al Ikalı ser:'llerln üstüne çıkabilmesi için, Amerika- nın memleketimizi tanıyan, Türk halkının hislerine hürmet eden, ciddi ve ak'i, idrak, iz'an sahibi kimseler tarafından temsil edilmesine ihtiyaç var- de, dostluğu arttırmak maksadıyla girişllen teşebbüsler bile maksadın tam tersine neticeler doğuracaktır. lik YTürk- Truman Doktrini ki. Kahire görüşmeleri- hemmhetml bir yana bırakı- Başkanlarının tarihte ilk mevzuda söz söylemi k hal- miyetli ve şayanı hürmettir! 'l'eraıl- yok. eşine az rast- merık dm luğu veııueııivlo lılssl; atı rencide edilmekte ve bir rahne- merikan dostluğunun tah- lar vapdıvor, bu konuşmn!ann sonun- da kân memnuniyet, kâh memnuni- yeteici'k Cuyuyor ve memnunıyetsiz— Eğisin açcısını ötel personeline kaba davranarak çıkarıyordu. Pnetack m telef n gövüşmelerinden çoğunu Koor- dinesyon Pakanı Sebati Ataman ile yaprnıası va otel salonunda tertip etti- ği basın toplantısına bir yığın gazete- ci ve fotoğrafcının gelmesi, bu şişman Almanın mü siyet olduğu intibamı uyandırmışsa da bir gün son- ra polisin ısrarla alâkasının bu şahıs Üzerinde toplanması işin içinde bir “bit yeniği” bulunduğunu otel perao- nelini düşündürmeğ> basludı. Mılvar- lJlardan cömertce balseden Bruno Przetack'ın Pazartesi günü hesabını kesip otelden otelden ayıılırken bi- raktığı bahşişteki “cimrilik”, ancak kü gazeteler bu Alma- bir beynelmilel saht olduğunu ya- ıınça a.nlaşıı bi an Büyük E!çl!lgmin ikazı Ü. zerine harekete geçen polis, bu arada da al milyarlık yatırımcı hakkın alâka çekici bilgiler toplamış bulunuyordu. 31 aa