27 Ekim 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

27 Ekim 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- İNEMA Türkiye 45 yıl sonra (xupaktuki ız) manlı lmparatorluğunun bir &- vuç ser; rafından sürük- lendiği İlk Dünya Harbinin, hani şu, iktidardaki İttihat ve Terakki parti- sinin “memurlara maaş verebilmek için” katıldığı harbin üçüncü günü, tarihte ilk defa müslüman ve kâfirler- den meydana gelen bir topluluk qey- hülislâm fetvaslyle yine mi ve kâfirlerden meyd ana gelen diğer bir topluluğa karşı “cihad-i ekber” i- lân etmek gibi bir ikiyüzlülük =aha.se- ri verirken, aynı günün sabahı payı: tahtın sayfiyesi Ayastafanos'ta -Y& gilköy-, bunun kadar garip bir baş- ka hâdise cereyan ediyordu. 'Teatral hareketlere pek düşkün olan zamanın liderleri, 1876 da A a kadar gelen Rusların bu vesileyle diktikleri abideyi yıkmakla işe başlamak iste- diye zırhlısı Ayastafanos açıklarına aştı ve mensup olduğu devletin top rakları içindeki bu âbideyi topa tuttu. Fakat âbide bir türlü yıkılamadı, bu- nun Üzerine arihteki “garip hâdiseler” geri- ıinde yer alabilecek bu.“kara ve deniz harekâtı” sürüp giderken, âbidenin bi- tTaz ötesinde de Türk sineması için çok ehemiyetli bir başka hâdise cerey, iyordu. —Âbidenin yıkılışını blr ta- rih vesikası olarak tesbit etmek isti- yen Harbiye Nazırı E emriyle, hiçbir yabancının sına müsaade edilmiyen bu harekât * K b £ ğ a 2 Ru e olan masının İlk eseri, “Yeşllkuydeki Abı- denin yıkılışı” oldu. 20 yıllık diktatörlük B u pek hayırlı sayılamıyacak ve a- ma 'e çtan sonra, ordu- nun çevirdiği aktüalite filmleri bir ya- na bırakılırsa, ilk Türk filmleri, "Mu- dafaa-i Mıllıye Cemiyeti”, “Malül ziler Cemiyeti” gibi hayır müessescle- rbin son- geçen Fuat Uzk. - : 5B — B & 'kurulan ilk husust Türk film şir— keti olan Kemal Film ile Işbirllğı yap- mazıyla ba.ııadı 1924 e Kem 1 in Tul lşmı'- H i Kemal mlmln da&ılma.sıyla sona ) 1928 e kadar süren w -l kurtlan mnı'l hususi 1£n jrffsti İpek Film De başlıyan İ- AKRİS, 97T EKİM 1969 Teit pek Film in Ertuğrul! işbir'igi lse İkinci Dünva Harbine kadar sür- ü. Buna göre, aynı devre esnasında, Bas ın - Yayın Umum Müdürlüğünün cevirttıği blrkaç propaganda fil Ürlüş adına Mumr Hayri E- elînln cevirdl K tin Onuncu vıldönhmu ve- silesiyle Ruqyad an dâvet edilen Yut- keviç ile nstam'in Basın - Y adma cevimık eri “Ankara Türkiye- nin kalbidir”, Nazım Hikmetin İpekçi- ler hesabına birkaç kısa filmi, 1957 de kurulan Halil Kâmil stüdyosunun bir masının 1921 den 1940 a kadar uza- nan yirmi yıllık kuruluş devresi, tek adamın, Muhsin Ertuğrulun çalışma- lariyle kaplıdır, tangıç ve kuruluş devirlerinde, bir Dema İçin en zarar an iki tiyatroculuk ve fowmfçüık ııglım bir şekilde yerleşmişti. Gerçekte Mu Ertuğrulun filmleri urınd.ıi meralarının önündeki hâdiseleri olduğu Zgibi tesbit etmekten başka bir- Y yapmıyan aktüalite filmcilerimiz lse ikincisini temnll ediyorlardı Zaten aslında bu ik arasını bÜyYÜk bir fark yoktu. Belli bir roktaya diki- len ve yerinden oynamıy eranın önünde tabii bir hâdise cereyan edi- yorsa aktüalite filmi; oyuncuların canlandırdığı bir sahne cereyan edi- yorsa, hikâyeli film ortaya cıkıyoı—iu Sinemamızın bu iptidai anlayıştan hu gün bile tamamiyle sıyrıldığı söylene- mez. Sansür ve Arap filmleri 1 kmd Dünya Harbinin başlangıcın- da, bu iki iki Za- rarlı Mdi biri harp teh sinin rine, içerdeki fikir hayatını “zabt CA6 “Tütün Zamanı”ndan bir sahııe Sinemaya göre köylü kızımız! İT MAÇ Tiyatro - sinema 1 94.6 dnn sonr film çevirmekten nız 1953 te “ilk renk- n Tu"k mmı"m çevirmek için “Halı- cı kız” macerasına atılan Muhsin Er- eyden önce bir tiyatro a- damıydı. Etrafına topladığı oyunc. “Dartülbedayi” kadı—osurd an alın- zife” olmaktan öteye Muhsin Ertuğrulun tiyatroculuğu ile gölgelenen sinemacılığı. aynı zaman- da her ziyaret ettiği memleketeki si- nemanın tesırlne göre kalıp değiştiri- yordu. Böylelikl İskandinav melodramlsn. en kö Fransız Ve operetlerini örnek diye secmekteydi. Bundan dolayı sinemamızın baş- rabt” altına almak Iiçin çıkarılan mev zuat cümlesinden olarak 19 Tem 1939 da bir sansür nizamname! ıln neşredilmesiydi. Zamanın totaliter devletlerindeki nizamnamelerden fay- dalanılarak meydana getirilen ve bDu- gim de aynen yürürlükte bulunan b.ı amname, sinemayı tam D bh- cendere içi.ne sokuyordu (Bak AKİS, Sayı: 260). Ikmcı hâdise 1937 den başııyaruk yavaşlıy Üürk film ırganan mevzuların basitliği. şahısların şarklı davranışları ve kıyafetleri, müziği do- layısiyle cok geniş bir seyirci kütlesi-

Bu sayıdan diğer sayfalar: