CEMİYET (’eı.en hafta perşembe günü, ak- şam Üzeri, Büyükderedeki Piyasa caddesinde piyasa yapmağa cıkanlar Vehbi Koça ait büvük köşkün önün- de duran arabalardan hep üniversite profesörlerinin indiğini görünce du- rumu bir havli yadırgadılar. Hayn- sever iş adamının şimdiye Kadar ter- tiplediği ıoplanlılaıa_ kokteylleıeheı çeşit “meşhur'un geldiği görülmüş- tü ama, akademik kefenin içtimai te- razide bu kadar ağır basışı ilk defa oluşordu Mamafih. bundan sonraki * İşi” olarak Vehbi Kocçun ak Iından neler P*egugml bilenler, üni- 'i bul Hukuk lük ı_ekmedıleı .Simdl)e kadar tale- be yurdu. Göz Bankası gihi işlere para ayıran tanınmış milyoner, artık. tıpkı Amerikada olduğu sİbi. bir '“Koc akfı” kurmak ve ilmin ilerlemesine yon lira olacağı söylenmiektedir. * ]x u u.< yalıdaki u*lnde setten düşen iye mnı Polntlmn— nın onıuz ken kır ldı başta Admın “ı:ııdcres. herkesi umu Mali- Bakanı. doktorların tavsiyelerine uıamk amıliyat olmak Üzere Cumu sanü a Almanyaya hareket et- 'I'eırenmmız bakanın sür'atle şi- fa bulmasıdır. M. M Başkanı Refik Koraltan- n Amerikalı gelini Shirley Koral- tanın Cadillac marka — otomobilinin yurda ne şekilde girdiği. C H. P. mil- letvcklllermden Recep Denginin sual ririnden sonra umumi bir merak mexzuu haline geldi. Şimdi müteces- nin takririnin Meclis guııd(—ıııine alınmasını bekliyorlar. * elen haberler, İngiltereden ıthal viskinin ve cacığımızla Hek İyi ar- kadıışhk ediyormuş... Şimdi iktisatxı- lar yeni bir parti daha viski ithalin- den haklı olurak endişe ediyorlar. A nkara — Koleji — basketçilerinden * Şevgi FTuranlı ile Şşair. guazeteci Türkün sahibi düğlünle evlendiler. Mes'ut tin şa- hitliklerini Tevfik İleri ile Sıtkı Yır- calı yaptılar. Düğünün en neş'eli ve mes'ut siması muhakkak ki Ziraat Bankası Umum Müdürü Mithat Dül- ge idi * Hu hafta 'Türkiyenin en tanıımı iş adamlarını Kilyostaki meşhur “turistiko - akademik” kampta bul- mak münkündü. Nejat Eezacıbaşı, Haliş Kaynar ve Koç Şirketi müdür- Ulvi Yenal, Hasan Pokl'tkanı uğurluyor Acil lerinden Behçet ()sıııa.nuı:l.ı A_mcrl- kalı profesörlerle başbaşa verip Tür- kiyede hususi teşebbllsü Uu.ha da ka- zançlı hâle getirmenin yolla:ını ara- dılar. Bu arada Odalar Birliği Genel Sekreteri Cihat İren ile Etibank Ge- nel Müdürü Burhan Ulutanın da top- lantılara katılmasıyla münakaşaların hayli hararetlendiğini tahmin etmek güç değildi. Aralarında Lübnanlı ve Mısırlı brofesörler ile Osman Okyür- ın da bulunduğu ilini heyeti. müÜtlüş sıcaklar vüzünden açık havada ko- nuşmayı tercih ettiğinden, toplantı- daki sen kahk arı deniz kıyısul- dan bile duymak miülnıktin oldu. Bil- hassa Etibank Genel Müdürü -Bey- fendiyle ve Ankarayla telefon konuş- ması vavmadığı Zamanlar- çok neye- li gözüküyordu. Böyle sık sık rahaı.- sız edilişlerden ne kadav şikâyetçi vl- duğunu akademisven dostlarına an- latırken Genel Müldürün havli keyif- Jendiğini gören otel müşterileri. "böy- le şikâyet dostlar başına” dive üüşün- düler. * (' eçenlerde Fransız Hükümetinin davetiisi olarek Franmada İki haftalık bir gezinti yapan 9 Türk ga- Zzetocisinin dönüşte naklettikleri hi- ” O' hikâyelerden hele bir tanesi pel mür... Kafileye dahil olan Peyaml Su— fanın reismiş gibi hareket etmesi. ya- şından dolavı önce uvsallıkla kmıla- nır. Ama Parise varılıp. “Reis Türk ga]s-tecllvı'inln 1kzuııı>tinıı tahsis edilen Cavr& değişir me ü Safa Monsteur Claude Mantel'e “Türk ga- zetecilerinin oteli beğenmediğini ve eğer şerefleriyle mütenasip bir şekil- de ağırlanacakları bir başka otel te- şıfalar min edilmezse, heyetin derhal İstan- bula döneceğini”" söylemesi Üzerine, güzeteciler üstada nezaketle her ko- yunun kendi bacağından asılmasının daha münasip olacağını ve bir şikâye- ti varsa kendi adına konuşmasını ha- tırlatırlar. Böylece tek başına kalan Peyami Safa, öfkeyle mihmandara döner ve Cayr& otelinde kalmak tçitli iki şart teklif eder: Ya de CGavlle bir temsilcisini #öndererek özür diliye- cek veya Fransız İstihbarat İkıkalı istifa edecektir. Tipik ve Fransız olan Monsieur Mantel bu sert nrotestoyu diplomatça karsılar: Birincisi. General de Gaulle Madagasgar seyahati ile son derece meşguldür; bir tenisilci göndererek özür dilemeye ihtimal ki vakit bula- mıyacaktır. İstihbarat Bakanına ge- lince, hâlen evinde Cenevre Konferan- sının yorgunluğunu çıkarıvor ve ba- kanlığa kadar gidip istifasını verme- ye razı olsa bile buna takatı yetmi- yecektir. Adamcağız cidden çok, çok. pek çok yorgundur İzahat Peyami Safayı tatmin et- miş olnıulı ki. Üç sün dahh Cayrı otelinde kalır ve program tamarıla nıncava kadar bir daha — İstanbula dönmekten bahsetmez. t stanbul Hilton Oteli bu yılın 6 ay hk devresinde yabancı turistlerden 737.326 dolar tutarında yabancı dö- viz tahsil etmiştir. Halbuki geçen yıl, aynı devre zarfında toplanan döviz ancak 327.527 dolar idi. Otel idaresi, bu yüzden yüÜzü aşan muszzam terak- kiden dolavı kat'iyen övünmemekte ve bütün şeref payını tevazu içinde, doların değerinin 929 kuruşa yük- selmesiyle turistlerin karaborsaya daha az iltifat etmesine bırakmak- ta: A4EKİS, 21 TEMMUZ 1959