SK e - dul, hemen kaleme sarılıp eski koca- sına mektup yaznuş, bu nazik ve kendi istikbalini düşünerek neşr edılen Omim ile evlenmi sını aulakmak mesele Bayet u.stahk“a ha letmiş. arasında tatlı tatlı blr »ekild a i y meğe giderken bı"xdığı Chn ka araba, kendisine vaktiy rafından hediye edilmiş olan ve o gün Almanyadan Malya»a gelen a- rabaydı. Genc prensle sabık kraliçenin mü- nasebetleri bakımından “kara haber” mahiyetini taşıyan bu şahane alâka madığı saltanat günlerine kavuşmak ıistiyordu. Şehinşah, kendisiyle görü- şenlere, eski karısıyla tekrar evlen- meğe kati şekilde karar vs,mıe—dın önce doktorların nihai ra penu u 'oe lediğini bildirmişti. Saraya akın kimselerle konuşan Fedörıc Şands m yazdığına göre, Şahın hiçbır kadın- dan oğlan çocuk edinemiyeceği tıb- ben sabit olursa, Süreyyanın Tahra- na dönmesi birgün meselesi hâline ge- ecektir. bakımdan, Saray Ma- beuncısı Kaıagazlünun -Azeri Türk- lerindendir- n la rda R..mv ı- da gbzükmeşn ve eskı kra e Şah n bir Mmesaj getirmiş onması mâm- dm sayılmaktadır. Süreyyanın dedesi vrupadaki gazeteler, mecmualar, Şahla ve Süreyya ile alâkalı ha- berleri henüz baş sütunlarından ek- sik etmemektedirler. İranın siyasi is- tikbali gibi uzun vâdeli bir endişe neticesinde olsun, veya aşk hikâyele- rine karşı duyulan merak saikiyle olsun, her iki tarafın da niyetleri in- ceden inceye tahlil edilmekte, durum- * Pek de zannedild:gi olmadığını göstermek arzusuyla ola- cak- Süreyyanın dedesini nasıl sefa- Jet içinde bıraktığını uzun uzun an- latmaktadır. Bu 84 vaşındaki yarı felçli ihtivar Doğu A!mam&mn Feld- berg şehrinde yaşamaktadır. Vaktiy- le hayli zengin bir fabrikatör olan Franz Kari, Rus işgalinden sonraki sıkıntılı günlerde elindeki kimya fabrikalarını yok pahasına satımak Zorunda kalmışstı. İran kraliçesi olan torunu sonunda endisini se- n bir iki karî.pos- tal veya ımzalı fotuğraftan başka birşey almamıştı. Kardeşi, yani İs- kendisini unutmustu Fakat buştln- Jerde 84 yaşındaki ihtiyarı ası! Üzen Şey, ne içinde bulunduğu kötü şart- lar, ne de kendisine karşı gösterilen alâkasızlıktır. Bir taht uğruna toru- nuna reva görülen muamele onu her- şeyden çok üzmektedir. MKİS, 21 TEMMUZ 1959 KITAPIM A MÂNİLEKİMİZDEN van: İlhan Başgöz. Ankara, mebi, 1959. 61 Sayfa. Fiyaltı *Dost Yavmaldarı: Sayı: 8”) »;wmızm en yaygın şe- nâniler Üze- eme kitapları çıkmış- J&ı en yeni ve en geniş olanı Nı)uzı Esetin 1944 de yayını- ladığı "“Mukayeseli ve neşredilmemiş mâniler” adlı kitabıydı. Folklor a- m—ıtırmalam)le tanınan İlhan Baş- göz. “Manilerimizden” adlı küçük boydaki kitabında gerçi sadece yüz kadaı mâni veriyor, fakat” bunların ir yandan mânilerin hemen bütün kullanılış sahalarını gösterenlerinden, em de daha çok şimdiye kadar neş- redilmemiş, ağızdan ağıza dolaşanla- rı arasından seçilmesine alışmış. Kıtabın başında yer alan, kısa fakat mânilerin bil- rolü, hattâ çok özlü bir önsözde. hassa cCemiyet içindeki günlük yaşayışın ihtiyaçlarına nasıl karşılık verdiği anlatılmaktadır. İl- han Başgöz bu hususta diyor ki: Müniler, törenlerde, egğlencelerde, inanışların ve adetlerin urasında, se- vişme ve haberleşme gibi insan mü- Nnasebetlerinde vazifeler — yüklenmiş- tir... Taşra delikanlısı sevgilisine çok defa manilerin dHiyle açılır; sevdalı- ex serbestçe konuşup anlzışmı_vı Sıkı xa—ıaklar günlere derneklere; ekin biçimi, bul- gur çekimi gibi ekononiİk huılhetlı-- Te; Hhidrellez eğlencelerine mani sö, lemek geleneğini sokmakla âdeta xa- saklarının kapısı ıır.ılaııııştır K Böyle eğlencelerin bir. kısmında keğin ve kızın bir arada bulunmanı. söylenen müaninin — önemini bir kat daha arttırınıştır. Beraber bulunul- muadığı zaman İse köylerimizin sos- yal bünyesi, sevişenlerin — yardımına yetişmiş, onların haberleşimesini ko- Jaylaştırmıştır. Bitişik avlular, ulçua- H takipleri ve konusmaları kola)laş- tıran aşıksız, ele SİZ — sokaklar, müşu n—k köy çesmek-ri kadını bile YAZıN ana çeken iş hayatı mani- lerln alnııp verilmes ı.nı- çok gelen Şartlardır. Müânilerlimnizde çok sık görülen “Sağlığımda — gelmedin bâri can verende gel!”; “Ben sana varır niiyim köpekten korkan oğlan”; “Saat üçte zı-lirim kapıyı stirmele- me”; “Kız ben seni sararını korkıı— yom hukumenpn"' “Bir yok ise yalandan hastalan gel"' “Se— nln aldığın para beıılm süsüme yet- mez”; “AJ da beni kaç oğlan, iste- ınnm diüğün mlülğün”; “G" babanın elkiş öp beni sana verecek” gibi ifa- deler mânilerin bu haber alrp vermie vazifesini nasıl yaptığını — gösteren en tyi ömeklerdir Ka ayrıca, mâÂnilere, hazı eğ- lı,m,eler Bırasmda halk — tarafından yf G & e ua.—ııl shirli bir kuvvet atfedildiğini e açıklıyor. Fakat Mmâhilerin en Mmü- im tarafınıt, edebiyatımızın hehen hiçbir kolunda rastlanmıyacak şekil- de, sevgkiyi en müşahhas voldan an- latan bir şilir çeşidi olduğuna dikka- t çekiyor. Sevgi, hasret, kıskanclık. süDhe, yalvarma gibi ceşitk duyğu- lar mânilerde en sık ra:ıtlanı,n te- malardır. bununlu birlikte, arasında en y gular üzenne manilerin “şiir”' bir değer taşıdığı görülmektedir. Bu bir yandan mâninin çok dar olan çerçevesine bu kadar geniş duygula- rı sığdırmaktaki güçlükten -çok ke- Te mâninin dört kısacık — mısraının yalnız ikisinden faydalanır, ödür iki- sı bir ceşit “doldurma” vazifesi gö- rür-, bir yandan vukanda belirtildi- Ki g bi mânilere giirin dışında vazife- ler vüklı»nmesmden -haberleşme, n.- yet v.s. gibi-, bir yandan da son de- rece _xa) vın olan mânilerin halk ara- mesinden dolayı, her önüne gelenin mâni söylemeğe çalışmasından İileri gelse gerek. YENİ MİZAH HİKÂYELERİ ANTOLOJİSİ (Hasarlıyan: Ferit Öngören. İstanbul, Yayınlurı, 1989. 228 Sayla. Fi- yatı 600 Kurı “Gar Yayınları Mi- zah Serisi - /; ) V azı hayatımızm son on yıldır en $ canlı ve hareketli sahası olan mi- zah edebiyatımızın hikâye — kısmını tanıtmak için hazırlanan bu antolo- dana getirilişi. başarı Ve başansızlık Sebepleri anlatılıyor Antolojinin hazırlayıcısı, larını me istidat- ba alınm bulubilmh antolojisi”nin 75 sayfası, Vaş yorgunluk alâmetleri gösterme- ye başlıyan ve bunun farkına varıp Nesinin verimliliği gbzbnünde tutu- lursa bu cömertçe hareket yerinde sayılabilir. Ama ondan sonra c sayfayı tutan -57 sayfa- Rifat Ilgaz icin aynı şey göylenemez. Şüphe “Habhabam” sınıfının ilk cikdi, ya! tılı okul hayatı Üzerine yazılmış m:zah hikâyelerinin en iyiskdir. eserin öbür cmleri ne Ilgızın öblh' eserleri ayn utturamadık- Tarı için. meselâ kendısıno 31 sayfa avtlan Adnan Veli Kanıka göre, an- lojide nisbetsiz bir yer tutuyor. Antolojide Öngören, ilerisi için Ümit verici gördüğü iki yazardar, N. Ve- Sümer Sümerden ver- diği iki örnekle kitabını kapatıyor. D