Ahmet Kocabıyıkoğlu Yumrukşör/ İzmir Kordonu: an Menderesin, Yunanlı işgal zabıtlerıyle kol kola gez- diği söyleniliyordu. Bu ddıa derhal şiddetli reaksıyona yol a: | Atalay, kucaklanmadı dögüldü İddia e derece alçakç; bir iddia ise, hare- Mecliste yer yer kavgalar başladı Ethem Menderes de çarpışanlar arasın- daydı. Reis, celseye ara verdi. Bu ara- da İnönü ennden kalkmış, — sakin bir edayla dışanya çıkıyordu. Adnan Men- deres ise olanları oturdugu yerden sey- rediyordu. İkinci raund Celse açıldı. Reis çanı çalarken, arka sıralardan Suat Başolun sesi yük- «— İkinci raund başlıyor!» Halbuki ikinci raundda konuşanlar sanki başkalarıydı Evvelâ İnönü söz aldı ve k ama, mahiyeti çok ağır bır konuşma yaptı Adnan Men- derese, «kem sahibine aıttır» dıye sarfettiği butun sozlerı iade etti mü- nakaşayı - normal mecrasına soktuktan e rinden kurtulmalıydı. hem kendi sıhhatini, hem de memleketi perişan edıyor sozleıını sükünetle dinle- nel Başkanı 1946 seçimlerine temas etmedi ve böylece abesi müdafaa gibi bir duruma düş- mekten kurtuldu. Kendısıne Menderes aynı efendice ve vakur edayla cevap verdi. Sankı bir- Z evvel konuşanlar, bu iki n de- ğildi. O, durumun kabahatını muhale— fete buldu Kendısının Cumhuriyet ta- vülüp sayılan baş— Vekılı oldugunu hatırlatt Ne zamı muhalefete elini uzattıysa, muhalefete AKİS, 20 KASIM 1954 elini uzattıysa muhalefetın bunu red- dettiğini söyledi. O da, evet dedi, or- — perişan ettin..» tada halledılmıyecek bır mesele yoktur bele etti ve düello b ları Menderesin etrafını sardılar ve: a eden Yaşa! dedi rin dıbıne soktun.. Fevkalâdeydin..» halledılebılecek meseleyi konuş,; YURTTA OLUP BİTENLER Bir sırça köşk hikâyesi M emlekette ıktıdarın resmi organı olan Zafer gazetesi, bir başka panya açtı. İlk yazı «Sırça köşkte turanlar» baslıgını Iaşıyordu Bahıs mevzuu olan, Dunya gazetesidir. Zafer bir kaç gün evve- linden, eğer Dünya gazetesi neşrıyatın devam ederse Dünya tesislerinin nasıl bir muvazaa, tertip olduğunu açıklayacağını bildirmiş, tehdit etmişti. Fakat Dünya gazetesi aldırmayınca, harekete geçmek için emir almış ol- duğu anlaşılmaktadır. Nedir Dünya gazetesinin günahı? Nedir bu begenılmıyen neşriyat? Bunu anlamak için ilk yazının ilk satırlarını okumak kafidir «Meşhur Atalar sözüdür : Sırça köşkte oturan komşusuna taş atm Dünya gazetesi bir müddettenberi Devlet Vekili Mukerrem Sarol'u dılıne dolamış, onun her hareketini tecessüsle takip etmiş... Daha fazlasını okumaya lüzum y*ok; anlaşılıyor! Gazetelerin, aralarında bir polemiğe girişmesi ender rastlanan hâdise de- ğildir. Birbirlerine çatarlar, söylerler hattâ söverler, «fikirr diye baş- layıp en sonda en adi manasiyle "şahsiyat"a düşerler. Polemik bazan kendili- ğinden, bazan mahkemede nihayete erer. Fakat, bir iktidar partisinin res- mi organı sıfatiyle Zafer gazetesinin hareketi bambaşkadır ve doğrusu is- tenilirse çok hüzün vericidir. Dün gazetesi muvazaa yoluyla mı meydana gelmiştir? — Zafer'in iddiası budur Bırakınız ki, bu iddia daha evvelce de ortaya atılmıştı ve o zaman Fali 1 Atay bizzat Başvekile müracaat ederek durumun tah- kikini istemiş, neticede her şeyin normal olduğu anlaşılmış, nitekim hiç bir harekete girişilmemiştir; bırakınız ki Dünya, Zafer'in agzının payını vermiştir. Fakat öyle bile olsa ıktıdarın gazetesinin Sırça köşkten bahset— mesi ne demektir? Deme ün eğer Mükerrem Sarol'u diline dolama- mış, onun her hareketini tecessusle takip etmemış olsaydı Zafer bu m - vazaa karşısında susaca evam edecekti? emek Demokrat Parti iktidarı Türkiyesi nde, Demokrat komşusuna tas atmamak Şşartiyle herkes suça köşkte oturabilir.. Bu ne korkunç, ne hazin bir zihniyettir! İktidarın resmı organına düşen, nerede bir yolsuzluk gorurs der hal ve hiç bir şey düşünmeden ortaya atmaktır. Onu, bir tehdit vasıtası olarak kullanmak degıl' Zafer'in bıldıgı bütün yolsuzluklan ogrenmek için bu yolsuzlukları yapanların Mükerri Sarol'a hücum etmeleri i be kl yeceğiz? Demek Mükerrem Sarol ıle dost geçindiğin müddetçe her şey bahtır. Fakat, ona karşı cephe almaya gör.. Zafer'in bütün şimşekleri başı— nın üstünde çakmaya hazırdır. Yarabbi, Zafer gazetesinin Falih Rıfkıya ve Bedii Faik'e bulduğu şu kabahate bakınız : n muhalefetin temsilcileri kisvesinde kalem sallayan bu iki kişi, yakın bir mazide menfaatleriyle alâkalı bir hava esince, Halk Partısıne bıle cephe almaktan çekinmemişlerdir. Falih Rıfkı Atayı, C.H ncak seçimlerde Ankara'dan namzet göstermekle bu yoldan çevırebılmıştır Daha sonra Parti Kurultayında tuttukları hizip kazanamayınca ayni taktikle parti meclisine hücuma geçmişlerdir. İster mensup oldukları teşekkül bölünsün, ister Partılerı çöksün, bu onlara vız gelir." azetesi ki, aynı yazdan baş tacı edip birinci sayfasının en mutena yerinde neşredıyordu' Niçin o zaman, bu kanaatini yazmadı? Çünkü o zaman Dünya gazetesi Mükerrem Sarol'u dılıne dolamamıştı. Ha- fin, hakikaten hazin! Merak ediyorlar : Münevverler niçin Demokrat Partiden uzaklaşıyor- lar, diye.. Merak ediyorlar : Niçin bizzat Demokrat Parti içindeki bir çok kıymetli, idealist insan bir kenara çekiliyor, diye... Merak ediyorlar : Ni- çin bir zamanlar Demokrat Partiyi can-ı gonulden destekliydiler artık ona küskündürler, diyı Nasıl uzaklaşmasınlar nasıl çekilmesinler, nasıl küsmesinler?.. Bunca gayret, bunca emek, bunca fedakârlık bir Mükerrem Sarol için miydi? zaferini bugün kazandın.. Mahvettin, Halbuki kazanan olabilir. Eğer, bir Fransız atasözünde ıfade edıldıgı gibi itti. fırtınadan sonra güneş çık; halledi- Kim kazandı? Menderesın yakın- — lemiyecek bir mesele olmadıgından itti- taraflar memleketçe içinde uzluğu dagıtırlar— erese yenıden İnönü muka- ler. Mahvettin, ye- bulundu umuz huzu TİN- rup odasında ise İnönü'nün ya- kanlılıkla oturup arak, bırbırlerı kınları ne istedikleri teminatı vererek halleder- — Yaşa' dediler. Üçüncü İnönü — lerse kazanan olur : Memleketi