TİYA Operet Böyle olur bizde... eyoğlu'nun en ek yerinde inşa B edilmiş bulunan Fransız Tiyatrosu- nun ne fe na talihi E yerde olması- tiyatro — ve yıda köşede kalacak bir teşekkül değil. Tevhit Bilge, Salih Tozan, Renan Fosforoğlu, Zeki Alpan, Vahti Ersin ve daha bir kaç operet yıldızı aynı çatı altında aynı isim etrafında toplanmış- lar. Bu isimlerden insan doğrusu çok şey bekliyor. en Ses bu sene yeni mevsime Zeki Alpan'ın yazdığı İstanbul - Paris isimli . Tanrı operet muhafaza buyurs n. Bu eser şti. opereti de alaturkalaş- tırıp kendimize uydurmuş bulunuyoruz İstanbul - Paris mühim bir esprisi bulunmıyan, üstelik bazı alelade teker- leme' ve hareketlerle kalabalıklaştırıl- mış, ya abilinden müzik ve dans- larla çeşitlendirilmiş, tam yerli film zevkimize uydurulmuş bir oyun. Üste- TRO lik operet yıldızlarımızın da her biri bir başka kutup yıldız Her sanatkâr sahneyi kendi istika- metinde alıp götürüyor, birlik, bera- berlik, tekste sadakat hak getire. İnsa- nın avazı çıktığı kadar bağırası ve «Çe- lebi böyle olur bizde operet dediğin» diyesi geliyor. Ankara Devlet tiyatrosu ne âlemde evsimin ikinci ayı tamamlanıyor. vlet Tiyatrosunun büyük ve küçük, bölümlerinde hâlâ bir kıpırda- ma yo insanın neredeyse tıyatronun kış uykusuna yattığına inanacağı yor. Ya öyledir, yahutta Küçük Tiyat- roda Tanrıdağı Ziyafeti, Büyük Tiyat- roda da Keçiler Adası dramı kapılar kı- rılırcasına rağbet gömekte, bu sebeple program değiştirilememektedir. Ne o, ne de öteki! t Tiyatrosu mevsimin ikinci hazırlıyamadıgı için program kısacası bu tiyatro D eserlerını Gılgamış destanından mül- hem telif eseri. Ustun insan destanı ha- zırlanmaktadır. sabık umum tuvardaki ikinci eserler tahakkuk etmiş olacak, ama hepsi bu kadar! Zira bun- değişmiştir. kadar adı geçmemiş piyesler sanatkârlar da, — repertuvardaki girmiş, Yugoslav Balesi Dostluğun AKİS, 20 KASIM 1954 musiki — kısmı Politika G enç aktör, — kolundan yakalayıp koridordan Ş Z 3 n 3 S -& yi S ©8 vazıfeye başladıgı sırada da bir gün ıyak Üzeri — "hoş — geldi- demışt 'mum müdür genç aktöre, ne âlemde olduğunu sordu. pıyeslerı okuduğunu, — hangi- beğendiğini, Fransız, — İngiliz, Amerikan — piyeslerin han ilerini tercih ettiğini, ji istediği bir eser olup eğer tercih ettiği yabancı varsa derhal tercüme ettirebilece- ğini de ilâve etti. Genç sanatkar hayret/er içinde zan tti aktör bun!arı idrâk edecek yaşta de- gil mi Müdürün — yanından ay- rıldıktan sonra bir müddet ayakla- rının ere değmediğini — zannetti. Yükselmiş, — yükselmişti... at — ar- kadaşlarının arasına — katılınca, — her- keste ayrı - bir i boncuk bulun- duğunu hıssetmekte gecikmedi. ü her şey eski şekline a. l mak için gelmek üzere tıyazradan ldı degışıklıgı ancak tebliğ tahtasına asılan evziat listelerinden ğrenmişlerdir. Edebi heyet azalarına gelınce nları tiyatronun semtine uğramıya yeminli oldukları için, seçtikleri eserlerin oynan- mıyacağını ve repertuvarın değişmiş ol- duğunu belki de bizim bu satırlarımız- dan Ööğreneceklerdir. am Muhsin Ertuğrul'a uygun bir Edebi Heyet! Muhsin Ertuğrul'un rüyası Devlet Tıyatrosunun çıkardığı — aylık m icabettiği hakkındaki mü- talâalarını belirtiyor. Hem de tam bir hayal dünyası içinde. Muhsin Ertuğrula ve herkese gören bu gibi tiyatroların gayeleri şu nokta- larda toplanmaktadır : 29