Kilap- Mecmwua-Gazele Gençlere! Son didişmeler münasebetile — Hececiler bizden sonra kimse gelmedi diyorlar. Siz ne dersiniz? Bu suale verdiğiniz cevaplar bizce, sükü- tunuzu altınlaştıracak kadar kötü ve karşı taraftan ziyade kendi bacminiz üstürde şüp- heye düşüren, bir çoklarınızı tek bir cevap içinde tüketiveren, fikir kiymeti noktasın- dan (siz yoksunuz, biz varız) dan İleriye yeç- miyen ve henüz ne bir nefis, ne bir muhit, ne bir sanat, ne bir miyar teşhisine varılma- miş olduğunu gösteren bir plândadır. Son günlerde tereddütlü bir şiveyle (he- ceciler) (milli edebiyatçılar) diye isimlen- dirdiğiniz gıubun ilk iddiası ve içyüzü hak- kındaki fikrimizi gelecek sayıya bırakıyo- ruz. Değil her hangi bir iddiadaki hak ve kudretile, haksızlık ve nczile bile alâkaya lâyık bulmadığımız bu gurup önünde mevkii. niz, günün tek ümidi ve bi: mesuliyet şere- finin tek liyakati vaziyetinde olduğu için noksanlarınızı açık kalple söyliyelim: Ii — Bir anket taktiği içinde (yoksunuz) diyenlere karşı, bir başka anket taktiği için- de (varız) demek, nefsinde bir ölçü ve pu öl- çünuün metodu istiklâlini taşıyan sanatkâra göre değildir. ? — Başkaları tarafından kızıştırılan ve kavga vesilesi verilen safdil pehlivanlar gi- bi, anketçi menajerliği altında ve birjiki sü- tunluk söz ringi içinde güleş kabul etmek, aynı şahsiyet İstiklâlinin yokluğu hükmünü verdirir ve hem hücumu, hem de mukabeleyi aynı kötülük katagorisinde birleştirir. 3 — (Yoksun) diyene kargı, ya kendi var- laığını ve önun yokluğunu ispat edecek bir teşhis kurulur, yahut da bu teşhisin ameli- yecisi olan zaraanın hükmü önünde derin bir tenezzilisüzlükle susulur. 4 — Anket denilen şey, keyfiyetten zi- yade kemiyet, vahdetten ziyade kesret, şahsiyetten ziyade ekseriyet aradığı ve bu hava içinde doğruluk cevheri, hakikat birli- ğinden ziyade söz birliğine dayandığı için, yokluk ve varlık gibi ana davaları ayağa düşürmemek ve birbirini meth:dici hale gel- memek endişesi çok asil kalır. 5 — Şahsiyetini ispat mevkiinde olan ,genç adam, ilk şahsiyetini, bu güne kadar gelen bu necabetsiz çekişme ananesine uy- 12 mamak, eserini reddettiği neslin ahlâkını da reddetmek, bu cüce müdafna bakkinı kul- lanmamak ve yapısını en sağlam ve ciddi metodlar içinde kuracağı şartları aramakla gösterir. N.F. K. Anket Anket, “her kafadan bir ses,tabirinin ne canlı teşahhus meydanıdır. Fransız inkılâbı- nın “Beşer hakları beyannamesi, ile başlıyan demokrasi, bu Amerikan icadında, kokmuş bünyesinin en kötü nrazlarından birini daha bulmuş oluyor. Herkese mahsus bir söz, her kese mahsus bir fikir, herkese mahsus bir ka- rar yoktur. Fikir ve hakikat birdir. Onu bir kişi bulur, bir milyon hişiye tasdik ettirir. Bu su- retlenızam ve Âhenk denilen şey doğar. Eğer bu bir kişinin bulduğu şey iğri ve yanlışsa baş- ka bir kişi çıkar, gene kendi bulur, gene bir milyon kişiye tasdik ettirir. Büyük ve asil döğüş, bu bir kişiler arasında, sistemle, me- totla, mimari ile cereyan eder. Bütün ihtilâl ve inkılâplar bu (bir kişi) lerin, uyuklıyan cemiyet saflarından bheyulâ gibi doğrulup kendi şahsiyetlerini zorla ve bütün mu- kavemetleri Oo tepeleye tepeleye teklif ve içlerindeki mimariyi dışarıya tatbik etmelerinden başka nedir? Yoksa bu müs- tesva (bir kişi) hakkı, herkeste onun &ynini kabul etmiye sebep değildir. Bu hakkı her keste kabul ettiğimiz gün, herkes bir şey bulur, hiç kimse tasdik etmez, bu suretle de hercümerç ve kakofoni denilen şey doğar. Anket kayıtsız ve şartsız fert hürriye- tinin, ne çıkmaz yol olduğuna en güzel de- lildir. Nerede ki nizam ve âhenk vardır, Ora- da anket yoktur. Bir orduda askere zabi- tinden memnun olup olmadığı, bir hastaha- nede hastaya; ilâçlar arasında seyi ve niçin beğendiği, bir orkestrada çalgıcıya ne za- man ötmek ve ne zaman susmak İstediği sorulamaz. Anket olsa olsa kadınlar hamamında, şişli salonlarında ve Büâbıali sokaklarında olur. Eğer kocaman bir yumak balinde, bir davayı, bütün çizgilerile içinde taşıyan biri varsa, ilk dürtüşte sızlanan mahalle çocuk ları gibi, gazetelerin alaca mendillerinde ağlıyacağına, meydana çikar ve davasını yerle gök arasında ve tek başına kurar. N. F. K.