Yürük Ali, hasmmın usta bir peliliyan olduğunu — muhakkak | Ve yüzde yüz bir-sayvant aşı- farak kendisini mağlüp düşlire- bileceğini —bildiği için oyumunu Bayet kantarlama yapıyordu. Nihayet Ali hasmmı aşıramı- yacağını anlayınca, künteyi bo- galttı. Ve kemaneye "cçtı Yürük Ali, künteci ve çapraz- &ı bir pehlivandı. Onun tek çap- raz budamaları, doğru çapraz- harı, künteleri daima - tehlikeli Bu sebeple, Deli Hafızın ilk hizda Hasminın çaprazlarından e' küntelerinden kurtulması ha- yika-idi. Hafiz, hizlı ve tetik hasmmın kemanesinden — sökülerek biraz| ayağa kalktı. Ve gırtlağına da- yandı. İ Tki"pehlivan bu suretle ayak- 'ta önse-ensoye geldiler.. Lükin, çok hızlı ve ateşli güreşiyorlar- | dı. Biribirlerine aman ve-nefes vermiyorlardı. Hergeleci, bu ikinci altüstte de hayecanlanmıştı. Ustası üsl- üste tehlikelar geçitiyordu. İ MHergeleci, Yürük Alinin güre- Bine bayılmıştı. Ne:güzel ve us- » Hattâ, ustasından okkası az olduğu halle Hasmı istediği gi- bi oynatıyordu. Güreş — yalnız. Hergeleciyi heyecana getirme - müşti. Bütün seyircileri heyecan kaplamıştı. Hergelesi, çok — üzülüyordu. | Yürük Aliyi çok hızlı görmüş- tü. Ayni zamanda ustasına nc- ler yapıyordu? Hörgeleci, dayanamadı. Köy- Jülerindan birinin yanma gi- ylerek konuşmağa başladı. — Ağam, bu, Yürük Ali ya-| man şey değil mi?. — Ne o, 'korktün mmu?. — Vallahi ağâm, buügün şans- a.. — 'Ülen kızan!.. Şun Uğursuzlu - “Deyince, Hergeleci önüne baktı. Kipkırmızı oldu. Yenil - — Baedi Oğlu ne yanar 'ada- ma?. — Nasıl aşırdı kavağı. . Hüs men ağanın buzağı gibi döla - np kaldın?. , — Hüm'de ılk meydan güre- şinde Mühteyi yeyiverdin?. — Ona Kavalalı Kara Meh- met derler... Nasıl doldurdu Kkünteyi?.. Daha gözünü açıp kapamadan aşırdı. Hergelecinin heyecandan hi- captan gözleri katarmıştı. Kal- bi, hırsindan atıp dürüyordü. Bir tek bir şey söyliyemiyor- du. Düdaklarını 1siriyordü. Ağa söyleniyordu. — Abe susak! Bir daha böy- © yeniler isen artık güreşme.. Dedi. Hergeleci, ağaya söylediğine| sışman oldu. Ağa, onu rezil et-| iti. Köye giderse babasının nasının yüzüne nasıl bakacak- i2 Hergeleci, Allahtan niyaz e- diyordu. Ustası Hiç olmazsa ga- Hp gelmiş olsa İdi. Deli Hafiz, hağmını sıkı bir gift daldı. Tâ topuklara kadar indi. Yürük Alinin topukları Hafızın eline geçmişti. Ali, tehlikeyi görünce derhal ters dönerek balıklamasına ken düni yüzültoyun yere attı. Deil Hafız; hasmını yere atar mtmaz üzerine çullandı. Bu ane Madar Ali, toparlanmış ve diz- temişti. Hafiz, iyi sarmacı idi. Hemen hasmına sarmayı taktı. Ve bağ ladı. Yürük fevkalâde usta bir pehlivan olduğundan sarmada| bulünan ayağını dikti ve sağ e- Yazan: Sami Karayel tı ve gevşetti. Künteyi doğruldu ve hasmının künte: söktü. Tile hattra dân da tuttu. Deli Hafı: yapmak istediğini anlamıştı. B vaziyette iken bir yan kılçığı a- tarak ve kisbet kasnağında elile de hız vererek hasmını nma Ve sırt Üstü düşürer necekti. Fakat, Hafızın pacaları Ali nin elinde kaldı. rını kurtaramamıştı. aldiğı gibi yordu. Hafız, paçasını kurtaramıya- cağımı ve-yenik: düşeceğini anla- yınca hasmının altına düştü. Deli Hafızın, kendi — oyunil Böyle hale geltnesi küçük Her- gocti Hafız künteye-geçer geemez A- li, tek paça kapıp birdenbire k'ye- Hafız, paçala- Hasmını H Hergeleci İbrahi m çayı?. Nasıl kalktı ayağa?. tan bel, Hergeleci, ustasının ve ken -| duğu sanılan sönmez ideoloji- | disinin derdi ile uğraşırken bir| lere demakes olabilir; bunun | | Je gimdi köy ağasına çatmıştı./| Misalleri çoktur. Bir firsatını bulup yanındaân| — Şiddet ve tesiri gün geçtik kaşmak intiyordu. ge artan keşmekeşler, daha bi -| birterite-epeyce boğ künteden aşırmak içil e| tilar. TEİRMTTN 3 Gzzal — Gördün mü nasıl aldı pa- — Abe, sen de küntede böyle | — Hergeleci, bir kolayını bulup ağamın yanından sıvıştı Yürük Ali ile, Deli Hafız bi Fakât, görülüyordu ki, Yürük | HARP VAZİYETİ —— e—=:—,—__,4 Acil kararlar arifesinde (Baş tarafı 1 inci sayfada) şaf verebilecek mi? 1918 ri yeni bir harp ateşini ki mekte âmil olan di buh- ran, cihanın nizamı büsbütün bozulunca, acaba muzir - cöre- yanlara yer ve kuvvet vermi! k midir? Harp, hazerin künu ve sükütu içinde boğül-| yük harpte başlayan düzensiz- İiklerin devamını ifade eder. Büyük devletler arasındaki | Si ahenk ve vifak, ufak mil-| | letlerin de huzur ve emniyetini Hafını, BÜ n | küfildi. Bugün ondan da eser çok uğraştı. Fakat, muvaffak 0-| kalmamış v:mı.ıır, İnfirat politi- lamadı. kası dünyanın hemen her yerin- Nihayet, Hafiz bir kol baslti-| de yarın için teminat vereme - sile hasmının elinden kurtuldu. | Moktedir. İki pehlivan tekrar ayağa k:ılk—ı Bir manzumenin zâfı, büyük bir lenin de felâketini intaç edebilir. Kuvvet ve cebirle rilmek istenen nizamların teh-| ve- | geleciyi büsbütün çileden çıkar-| Ali daha baskın gun—myıırdu ee B ğ Mıştı. Ğ | Hafiom ustalıkları / hasmının | "'Ş" olduğunu yakın tarih de| Çocukcağiz, içinden Altahma | Hargısında- bozulüyordu. SHD SÜ dua ediyor, okuyup üflüyordu. Deli 'Hüfizla, Yürük — Alin Her'millet için yaşamak hak- ' | kı tanıyanlar, “eşrefi mahlâkat,, | Yanmda bulunan ağa, küçük | İlk güteşi'idi. Hufiz, Yürük-Ali İbrahimin -okuyup üftediğini gibi 'bir Pehlivam “Mmultakkak Ti "ğğîgğ'ğodga;_"%îggîğğğç | sezmiğti. Kaşlarını çatarak İb-| Surötte Oftadaân çıkartmak isti-| ye — Samimiyetlerine — kimseyi rahime döndü ve: yardu. inandıramıyacaklardır. — Abe kazan! Üfürükle olur| — Bâkin, Alinin yaptığı güreşe| — Amenika, binbir dagdagaya | u burişibe?.. bakılatak-olursa Deli “Hafızın| Cevelângâh olan Avrupaya, doğ-| Deyince, İbrahim büsbütün| u, güreşikolay-kölay çıkara -| ru bir istikamet çizmek azmin-| şaşırmıştı. Ağa, — söylenmesine devam etti — Abe, Yürük Alide okuyor be!.. y — Tehey! “Allaha dua başka, | Hasmıa, karşı Koymak yine baş- ka be-kizan! mipacağı Aanlaşılıyordu. Fak: fız, gilteşi bindirebilirdi. — 'Hayda. bel.. - — Hayda Hafizbe!.. « (ÇArRası var) ne'de'olda bu güreşti. Belli ol- mazdı. Birer-sonra da Deli Ha- Ali, ikide birde keyifli, keyif- li samtarak nâra salliyordu. — at| dedir. Yıllarca ve geceli gün - düzlü sarfedilen mesainin 'Hnm ettiği muvaffakıyetlerin ortaya koydüğü müvazenesizliği gider- | mek ruhiyle, bütün iş cihazına hareket veren bu memleket, ar- tık silâhı silâhla karşılamak za- manının geldiğine kanidir. —Fa- kat, bu, herşeyden evvel bir za- man meselesidir. İntizar, nâ- höş ihtilâtlara yol açabilir. — | Eyüplü Halit Yiüne üç kadını delandırarak yakalandı Daha birkaç'gün evvel birinci | ağır ceza mahkemesinde-aldığı | Bir aylık ihtikâr davaları bilânçosu Geğen mayıs ayı/Zarfında ih- ı tikârdavalarına bakmakta olan | ikitci sasliye ceza mahkemesine 40 'taine 'Milli Korunma kanunu- ma:muhalefet davası Havale o- lunmuştur. Yine bu ay zarfın- Amerika en büyük — yardimı | yapmak üzere san'at mekaniz -| masma harp ihtiyacına uygun bir terttp vermeyi kat'i surette kararlaştırmıştır. İkmal Kafi- leleri Atlântik ve Pasifikte-dai- ni bir faaliyet halindeditler. An- | cak, ne'san'at #lemindeki istiha- leler, ne de'maâli've iktisadi yar- dim, Britanyanın Kıtalarda sa- Kkarar üzerine tevkifhaneden tah | da eski ve yeni milli - korunma- ordülarının ihti; kar- liyesi:yapılan'tmekkür Kadin'tav- | dâvaldtıtdân 48 ü karara bağı ;ılmy. üü .'ı'.'ğm,’ litüra, isı Eyüplü “Halit bu Iüsa za- Tanarak neticelendirilmiştir. Bu da “ya hep, Ya'hiçi, düstürü. Mmanda yine üç Wadinı kandirip — ihtikâr davalarından 34 tanesi hâkimdir. tam zamanın- | 165 küsür lira ile bir takım| mahkümiyet ve 9 u da beract | da ve yerinde- yapılmalı ve'en. mücevherat — dolandırmaktan| kakarı' almış bulunmaktadır. — | geller giderilmelidir. suçlu olarak yakalanmıştır. Haber alındığına göre Eyüp- lü'Halit bu defa'da-ilk- olarak kendisini büyük bir şeker tüc- carı diye tanıttığı Taksimde otu-| iumüumüliğe ihbarda — bulunulan ran Hayriyenin 100 lirasını; baş | Suraski mağazası hakkındaki komiser diye- ğı Zehranin | tahkikat neticelenmiş ve tahki- 65 lirasını ve bir san'atkâr ku- yamcu olârak tanıttiğı Müriyan | 'bir kadinın dâ adında zengihn mücevheratını dolandırmıştir. Kadinlârın — şikâyeti raf etmiştir. Halid bügün adli- gee Leslim edilecektir. DÂVET Yardım Sevenler den: Cemi) Etnini 13 ile 17,30 arasında lunur. üzerine polis ikinci şube- memurları E- yüplü Halidi yakalamış ve yapı- lan ilk sorgusunda: her şeyi İti- tin- | Cemiyetimiz gönüllü hasta -| pakıcı şubesine yazılanların 5 haziran 941 perşembe günü saat | ü Halkevine müracaatları rica o- Suraski dâvası a$liye ikinci ceza Tmahkeme: yalanda rüyete başlıyacaktır ALDİYEDE Ibvecım oldü Yalarda “reisi evvel,, sabah ansızın ölmüştür. sunarız. Büyük- mikyasta; kumaş ihti- kârı yaptıkları iddiasile müdde- kat evragkı müddeiumumiliğe | hâvale edilmiştir. Bu davayı da | Kiymetli bir Ad- İstanbul birinci asliye hukuk ahkemesi reisi iken tekaütlü- f isterhiğ bulunan ve bu sı-| unvanını | taşımakta bulunan Kıymetli ad- | liyecilertmizden Feyzi Daim dün Büyük bir kıymet kaybeden adliyemize ve ailesine taziyetler | ç Batirilân vapurlar kadar ha-| müleleri de düşündürücüdür. | W Yürdiman, hele zaman Kâzan- mak bahis mevzuu ölan Bu va- ziyetlerde tesiri büyüktür. Bri- tanya Darüssınaaları veriminin, hava tehditleri devam ederken, | büyük — mikyasta arttırılması güçtür. Devre ise gök kıritiktir. Hattâ ordular teşkili, malzerğe tedarikinden çok daha kölüy- dır. Atlüntikte emniyet eldö'e- dilemez de emek ve mas- raf heder olursa, yardımın mâ- 'nası kalmaz. Amerikan zimam-| darlarının nutukları da bu lüzu- mu tebarüz ettirmektedir. Süveyse - teveecüh eden- ilk Kafile işini Başararak dönmüş tür. Diğerleri ayni Hedefe- te- veccüh etmişlerdir. Öbür yan - dan, Kizıldeniz-de tehdide ma- ruzdur: Girid ve Kıbrısin, Afti- ka ve Asya kıyılarına götüren köprü rolü oynayacakları der- Si | ei aa — eee aa a İfstanbul Vakıflar Direktörlüğü İlânları l Faaaaaaannı ypiıda Dördüncü Vakıf a verilmek üzere Bahçek: dar nuna 145 liradı Şartnamesini £ Çemberlitaşta gelmeleri, rmek ve pey (4304) , İhalesi 6 Haziran 1941 Cu sanbul Vakıflar Başı haran kahveciliği 942 senesi Mayıs ilâna köhmuştur. — Muhammen a günü saat 15 de yapilacı gi yatirip — iştirak — etmel müdürlüğünün Vakıf akarlar kalemi İstanbul elektrik tramvay ve tünel işletmeleri umum 1 — Muhammen b taşı mektüpla teklif istemek sureti 2 — Asgari 200000 ne kadar itibara alınaı 3 — Muvakkat teminat «562) 4 — Tekliflerin levazımdan tarifata uygun olarak 12/6/1941 F harının 4 üncü katında Tevazım n (4246) olması lâzınldır. müdürlüğünden : di 754000 Jifa olan 1.000.000 adet mozaik - parke| le satın . alıhacaktır olan “kaşmmı teslim teklifleri de liradır, rasız tedarik edilec Perşembe. günü müdürlüğüne imza mukabilinde verilmi: Büfiz, derhal sarmayı boşalt Olisimiz, elinde mevcut 965 156 lbrelik levha teneke ile ter Teneke Fabrikatörlerinin NAZARI DİKKATİNE Petrol Ofisinden : sarldık 110 librelik — ve 204 Sandıkta 'neke ihâl ürflecektir. 'Talip olün teneke fabrikatörllerinin 9 Hüzifan Ö41 Paozârtesi günü saat 10.80 da yapılacak üçık pazarliğa işlürak Elmek üzere ötisimizin Culatada Kozluca hanındaki imterkerine Müradaatları, istiyenler piş edilerek, Havadan işgaline teşebbüs edilebilirdi. Artık Gi- rit son saatlerini yaşamaktadir. hâdiseleri, yardım yolu- nu kesmek için Filistine ve a-| yaklamaları bastırmak için de Basraya kuvvetler sevkini mec- buri — bulundurmuştu. — Misir - "*| Birenaikde — ileri müfrezelerin çarpışmaları, büyük bir meydan muharebesinin başlangicıdir Akdenizin yakında mühim ha- | yekâta sahne olması ihtimali î kuvvetlidir. | | “Akdenizin kıyı ve ada üsleni bu denizdeki rekâtı taciz ede- cektir. Britanyanın istilâsı korl Akdeniz darülhrekâtını - ihmal ettiramez. Dün, yarım milyon - luk bir ordunun yakım doğuda bulunduğu temin ediliyordu. Bu anda Harbin bir siklet merkezi- | nin de küre parçalarını bağla- yan bu bölgeye düşürüldüğün- de şüphe yoktur. Britanyanın bu can emniyet altına alinmadığı de, tehlike hududu. genişleyebi- | lir. Afrika ve —Asyada beliren 'her hamle olduğu yerde dur- durulmalı ve söndürülmelidir . | | | | " — Bünün için, Britanya, Ame- | üsu, damarnı hal- | rikan yardımına müftekirdir ve garp misf küresi yeni kartirlar u.rue.—zlndedır | dini görerek Beni VC Hivvelâ şurasımı | neral Ali İhsan Sâbis'in ceva- | Emekli General Ali İhsan'a son cevabım (Baş tarafı 1 inci sayfada) ciken son cevabımım lütfen inti- | şarını rica ederim, | ... | Sırf kurtarıcı ve kurucu Ebe- di Şef Atatürkün nesiller met edecek tarihini, teferrüata girişmeden tesbit — maksadile azdığım makalelerimin birinde i altıncı ordu kumandanına temas eden iki fikramdan heye- can ve telâşa kapılna emekli neral Ali İhsan Sâbis; yazdığı | tashih ve izahlarına rağmen her zaman içinde boğulup Kalacağı tarih hakikatlerinin çelik muha- sarasından Kendimi kurtarama- dı ve hiçbir zaman da kurtara- mıyacaktır. Bu feci ülaibetten Vâhi ümitlerile verdiği izahlı c vaplarında ise yürüttüğü müta leaları; kendi, kendini bir defa daha teşhire vesile olmaktan başka bir şeye yaramadı. | Bir taraftan da aynada ken- | “demagoji,, avamfiriplikle ittihama yeltendi. Bununla da kaltaıyarak “Yedin- ci ordu kumandanının münhası- ran zati işlerile iştigal etmiş ve cephede bir bölüğe bile kuman- siyrilirim 1 daetmümiş olân yaver yüzbaşı ; ordu Kumandanlığına ait işleri takdir edemez, çizmeden yuka- rr çıkmamalkı lâzımdir,, cümlele- rini sSavüurarak şalisıma ve mu- kaddes Mmemuriyetime — tecavüz eylemiş, ve u âmirane — ilitar ve-tenbihile de kumandanlık gu- Yür ve azametini teselli etimek is- tedi!.. Ve-zannımca had bildir- di!.. W ki; Müillt'İstiklâl tari ; tün Türk nesillerine Kara- sahi- | fösile tanmadcak olan General Ali İhsan Sâbistin şalisı ile hiç bir alâkam yoktur. Fakat, benden peşin doğmağı ve benden peşin tahsilini ikmal etmeği, ve benden peşin rütbe- ler ve makamlar'sahibi olmağı; bozuk ayarli Kantarile muhte- Yem- karilerimize fazilet ve Kıy- met tanitmak istiyen: ömekli ge- neralin, ilim ve-ahlâk- kaidelöri- ne sığdırmadan tarif ettiği ya- Verliğin çerçevesi içinde yaver- ierini hiçbir zaman istihdam e- | | dömediği halde Bana reva gör: vdek istediği mânü ve medlülü nefretle reddederim. | Her-dilin basit lügatlerinde, ve ansiklöpedilerinde bile askeri | münasımı'bütün vuzuli ve şümu- | lile taşıyan yaver“aide-de-camp,, kelimesinin; Tngilizlerin “webs- | ter's collegiate diötiönary,, inde | “an officier seleted by'a gene- | ralas an assistant,, yani “bir ge- | neral tarafindân yardımcı ola- Yak seğilen bir-zabit,, müânasını | taşıdığı görülür. Fransızcada. yaveri, “a.idı.—do camp,, ise; “öfficier d'öordönnan- | ce-attachö â la.pessanne d'un| commandant, ile tarif ederler, | Fakat Mmünayı ikmal eden keli- | melerin ayrı ayrı mânalarile ya- ver kelimesi vücut bulur. Yaverin —Almancası — “adju- tamt;, dir. Almancanın ansiklo- pedi Brockhans'inda adjutant kelimesinin mânası “kara ve Ha- va ordularında — kumandamınin | gahsi yardimcısı olarak verilen zabit olup kumandanının emirle- rini mahallerine isal etmek, ku- | manda Mmakamının yazı işlerini | idare eylemek ve denizde işaret işlerile meşgul olmakla mükel- leftir,, vuzulla tarif olunmakta- ürkçede resmi munmcl.utzıw ime yaveriharp olarak kul lamılırdı. Müdafaai Milliye vekâ- letinin eski tayin muamelelerin- de ,.. fırkanın, kolordunun, or- | dunun “yaveriharpliğine — tayin edilmiştir,, cümlesile — yaverler| bir kumandanın nezdine verilir- lerdi. Şimdi Türkçe kamuslardan bininde de yaver kelimesini bu- | lalım. Ali Seydi merhumun re-| sirnli Kamusu Osmanisinde “ya- ver kelimesi; —yardımcı, —muin, | mededkâr,, mânalarını taşımak- tadır. Yaveriharbe ise; kuman-| dan yaveri denir. Türk ordüsu, nun talim ve terbiyesini etmiş ve karargâh faaliyı mizi de onlara göre yapma olduğumuzdan fesini Almanların verdiği mân: daki vazifelerle meşgul ede' İşte görülüyor ki emekli G Alman ordusu- | tercih | leri- | 'ta | yaverlerin vazi bında kasdattiği mâna dört dil- de de yoktar. Harp yaverinin; kumandanı- nin bu dillerdeki mânaların vu-| zuhu dahilinde ancak zati işle-| rile meşgul olurlar, Büyük ku- | mandanının Hanp işlerine bakan | | ve Hay yedinci ordunun yüzbaşı serya-| veri de; bu çerçeve dahilinde | mahremi ve yardımcısı idi. Binaenaleyh — ordular arasın- da cereyan eden bütün mün bat ve mühüberatı kurmandan sonra seryaver yüzbaşının bile- ceğini pek tabii olarak emekli seneral Ali İhsan Sâbis'in bildi- ği muhakkaktır. | Fakat onu batıran ka bu ilmi ve askeri hakikati tı lim ettiremez. Hepsini bir tara- fa bırakalim; askeri vazifel mahiyetini hulâsa edelim: Ordu- da erden mareşala kadar aske- ri terbiye ve nizamlar dahilinde ilsileten olan işler yolundaki hizmetlerin hepsinin ve her tür- ünün vatani kudsi birer va- Zife olduğunu bilmesi lüztmge- len bir zatın yaverlik hizmetini Küçültecek müna ve tavırda ifa- de eylemesi hakikaten yalnız kendi — yüzünü kızartırır. Emekli generalin, cephede a- teş hattında bir kıt'a kuman- danlığı etmediğini yazdığı ser- yaver yüzbaşının; eski Sirp, Bul ğgar Hudütlarından başlıyarak Makedonyanın dâhili ve daimi harplerinde Kit'a başinda yetiş - | tiğini; ve bugüm dahi kalıraman | ordumuz içinde hizmet gören | yüğlerce talöbe yetiştirdiğini; Ve Bu kiymetli vatan — çocukla- rımdan Büyük Millet Meelisine girecek - kendi yüş ve -kabiliye- tine vasıl olmuş — talebeleri de bulunduğunu iftiharla söyleme- si çok görülmemelidir. Atatürk seetiği yüzbaşı ya- verini, kimsenin tavsiyesile al- mamiştir. Ö; Büyük adam; ya- verini melhamei Kübra telâkki- sine ciddön seza Kesif mulare- belerim-ateş Hatlarında, ve erkâ- niharbiyesinin muhtelif şubele- rinin hizmetlerinde derin imti- hanlara:tâbi Kıldıktan, ve bütün insani ve ahlâki vasıflarını tet- kik ve tecrübe ettiktan sonra intihap ettiğini ömekli General Sâbis öğrenmelidir. Emekli genertlin — Hayatımı kurtaran hikmet dekendi ifade- leri gibi döğildir. O tarihlerde Büyük Müilet Meelisine çektiği bir telğrafile Hafi celtede açı- lan müzakerede millet mümes sillerinin sözleri; milli tariki si- yasimizde mahfüzdür. — Sirası gelip intişar edeceği günde €-| mekli Göneral Adi-İhsan Sâbis'in sağ olmasını dilerim. Çünkü o zaman hayatını Kime medyun | olduğunu görecek ve utanacak- | tır. | Emekli General Ali İhsan Sâ-| Bis, esaret: Hüdresinde, onu esir edenlerden manda talep etmeği | etrafima telkin, ve- Damad Fe- | ridden af istirhamında bulunur« ken, anavatanda istililâs ve İs- tiklâl mücadelesi devam etmiş, yeni Türkiye devleti büyük mil- letin hükümranlığı ile doğmuş; Büyük kurucu ve kurtarıcı As tatürkün, ve başlarını koltulda- rı altina rran yorulmak, milli gayret v 1 milletin biri berliği nin İl vVİ man işgallerinden harp sahaları milli “Sadutlarımı- zin — kıyılarına — intikal miş, nuz mak üzere temin olunmuş, vo garpte, cenupta ise binbir feda- kârlıklarla — vücude — getirilen muntazam bir orduya sahip 0- lunmuştu. Milli iradeyi hâkim kılan Bü- yük Millet Meclisinin kağunla- rı da bu aziz milli devlet Dünye- sini her gün geçtikçe “yüksek kabiliyetlere ulaştırmış, ve döst düşman devletler karşısında mil- li kudret ve cevherin tezalüi ne Hüdim olmuş, ve büyük ve necip milletin yaşama hakkına Müstahak olduğu kanaatini be- geriyet dünyasına vermiş bulu- nuyordü. Ve bu neticenin ilk mükâfatım da emekli General Ali İhsan Sâbis Malta esaretin- den kürtarılmasile görmüştür. Binaenaleyh anavatana kurtarı- hp getirilen etnekli General Ali san Sâbisin Umumi Harpteki harekâtı zerre kadar nazarı dik- Kate alinmaksızın garp ordüsu emrinde birinci ordu kumandân- lığı kendisine tevcih olundu. Büu hizmet ve vazifeyi hirsile mütenasip görmiyen emekli ge- neralin-ilk işi düşman karşısın- da bir askeri komplo ile; binler- ce Türk kanı pahasına mal ol- muş bulunan yeni Türk devlet bünyesini yıkmağa, ve onu ida- re edenleri tamımamağa müteca- sir olması acaba esaret kurtulu- şufun Hakkı olmadığı halde ve- rilen vatani Hizmetin şükranı mı idi. Töte generalin bu ağır cürmü- dür Ki onu mahkemelere düşür dü. dK x İstiklâl mahkemeleri hiğbir zaman emirle hareket etmemis- lerdir. Bu mahkemeler doğru - dan döğruya Büyük Millet Mec- lisine bağlı idilör. İstiklâl mah- Kemeleri; Vatanı istihlâsa ve milleti istiklâle ulaştırmak mu- kaddes hedefi için toplanan; ve milletin iradesini kendinde te- messül eden Türkiye Büyük Millet Meclisi kanunu ile Hare- Ket ederlerdi. 'Türk Hava yardım. edenler Zaharyadis 2800, Hüzzopolo Biraderlör 2760, Nuri Hamamcı-| oğlu 10€0, Bödös Nikolaidis 1000, Sütat mensucat 600, Balı- çet Hifar Örnekal 600, İbrahim | ve Sülöymen Çölreli 500, Dik- ran Niğdeliyan 500, Mümtaz 500, Civanpolös 500, Nurullah Nürin 300, Birlik Ticaret 30€, Ali Vafi Mahdumları 300, A. Boncuk. 300, İbrahim Ziya 250, Celâl Görmen 250, Atalık zade biraderler 200, Sadrettin King 200, Mustafa Faik Üs ter 200, Bösfor Lta. Şti. 200, Yorgo ve Htcı Dimitriyadis 200; Sabuncügil Ltdişti. 200, Kar: deniz mensucat 150, Limonciyan 100, İstefanidi& 100, Salamon Behar 100. Yekünu teberrüat M00 lira. dir. MAARİFTE Efganistana gide- cek öğretmenler Efganistandan yapılan dave üzerine memleketimizden c ae hodalürı profesör — olarak Bfganistana gidip çalısmayı ka- bul etmişlerdir. Bu öğretmenlerin şunlardır: İstanbul Erkek lisesi tabiiye öğretmeni Necati, fizik öğ meni Ali Hikmet lisesi tarih - coğrafya ö c ni Muhiddin Sandikçıoğlu, Gazi lisesinden Fuad. Efganistana gidecek olan bul öğretmenler orada 4 sene kala- caklar ve bu müddet zarfinda kıdemleri işliyecektir. İnhisarlar Vekilinin tetkikleri Gümrük ve İnhisarlar Vekili| Raif Karadeniz, dün gümrükler- isimleri Mmm İKTİSAT — 'Mısırdan 5 bin ton şeker geldi Ticaret ofisinin kahve başta olmak üzere bazı gidai mevad stoku yapacağı, ilk olarak ta şeker siparişleri verdiği malüm dur. Esasen, Ticaret Vekâleti Taşe Müsteşarlığına Bağlı Ticaret oftsinin vazifesi de ithalât ve ihracat piyasamızda nâzım rolü- nü oymamaktadır. Bu cihtele o- fis, ittalât ve stok faaliyetine devam edecektir. Ticaret ofisinin Muhtelif kay naklardan temin ettiği kalive - lerle memleketin bir senelik ih- tiyacını karşıladığı yazılmıştır. Bu kahveler, peyderpey memle - kete gelmekte ve ofis emrinde rılmaktadır. n ilk verdiği den-ö bin tonluk bi pal 'Şlex'- r boldur ve lıeı nevi ihtiy: karşılayacak mahiyettedir. Fa- kat, ofis ithalâta devam ede - cektir. İlk şeker partisi Mısır- dan gelmiştir. Muhtekir bir Ru- men yakalandı Blemberg adında birisinin Rumanyadan getirttiği külliyet- li miktardaki naftalinleri fiyat mütakabe bürosunun koyduğu (ı) 'atlardan fazla satmak istedi- için satıştan menedildiği Mmalümdur. Blamberg, komisyonun — yeni bir fiyat ve yüzde kâr haddi koymadan satışa devam ettiği için de hakkında takibata karar verilmiştir. Mumaileyh, nüfta- linin kilosunu 160 kuruşa sat- &i W mıg de meşgül olmüştür. Vekilin bugün de fabrikalarda meşgul olmast mühtemeldir. gü—