EN a pe Ee yarım) va AYDIN Roranı| © — c AN m Takvim 16-7 Şimdi Gözneli Ayşeyi hatırladıkça yü- reğim sızlar. Amma, ben geride kalanlari pek az düşünen ve pek e bir insa- nım. Ayşe, dört ay benim metresim oldu. Dört ay çiftlikte Taa kaldı, Ab. dullahtan ve kâhyada başka, onun be- nim odamd. bulunduğunu kimse bilmiyor- du. Ayşe, bazan kollarımda kaldığı zaman ağlardı: — Bir gün beni bırakacağını düşünü: yorum da, ağlıyorum | diye mırıldanırdı. Yağmurlar başlayıp ta, Toroslardan Çu- kurovaya seller inince, mk bende uzaklaşmak zamanı geldiğini düşündüm, Bu kadın, bu yosma, bu dağlarda ötekinin berikinin karşısında içmiş ve oynamış ka- dın, bana büyük bir tiksinti verdi. Onun Kivrak havasına dörl ay nasıl kapıldığıma şaştım. Ayşe bir şehir kadınından hiç te çirkin değildi, Kumral ipek gibi saçları vardı. Yüzünde tabiatın boyaları parlıyor. du. Beyaz teni üzerinde bir tek buruşuk görmemiştim. Keyfi ve zevki için yaşayan bir kadındı. ve yerde bir aydan faz- N oturmaz, k danaya kâh Tarsusa, Mersine ve e Sililkeye gider, ön de ev Salik, bazan aylarca sessiz ve sâkin Onu çiftiğe aldığım gün, üzerinde. ki üzüm kokusuda gilti. Bir şehir kadını gibi yaşamasını çok çabuk Ba *ndi. Dili- nin sürçmeleri olsaydi onu. bil r şehi rli kadından farketmek çok güçleş Artık boyanmasını da Güreli, Vü- cudu benim verdiğim kokular içinde idi. Bazı sabahlar gözlerimi açtığım zaman o- nu yanıbaşımda, dirseğini yastığa dayü- miş, çenesini avücu içine bırakmış, Sessiz ve akin ağlar bi ağ Uyandığımı gö- rünce, çocuk gibi silkinir ve sleiâe ele göz- lerinin yaşını silerek göğsüme kapanır ve beni durmadan öperdi. o ” Bir sabah sessizce in istasyo- pa giderken dedim ki — Ayşeyi ber ağlayacak, çek ağlayacak, Benim Mısıra giltiğimi söylersi- niz. Çiltlikte istediği kadar otursun, ne isterse yapın, teselli etmekten de geri dur- ayın |. İzmire gitliğimin ikinci haftası Abdul. lahtan aldığım mektup beni üç gece uyut- madı, Sinirden ve teessürden ne yapaca- gımı bilemedim. Abdullahın bu kısa mek- tubu, bütün kelimelerile hâlâ hatırımdadır. Size bu satırları yazmak istemezdim ama, me yapayım. Düşündüm, taşındım, Gizli a manasız buldum ve yazmağa karar verdim Ayşe © e xi işilliği e kireç gibi bembeyaz kesildi. Belki bir saal hareketsiz kaldı. Sonra sağ- nak halinde gözyaşı dökmeğe başladı. Öğleden sonra eski elbiselerini, yani şal- varını ve yutık gömleğini giydi. Kapıdan çıkarken kendisini Mersine, yahut Gözne- ye gölürmek isledim, reddetti. — Abdullah bey, dinle, dedi. Sana di- Bey gitti, Mısıra mı, baş- ka bir yere mi gitli, bilmiyorum, Bildiğim, sadece benden bıktığıdır. Bıkacağını bili- yordum. İşte, e iş geldi. Yirmi sekiz yıl oldu, aşımdan beri ben böyle sevmedimdi. İsi le EN güs- tererek) burada onun çocuğunu da laşıyom. Beye, kızar, beni daha çabuk birakir diye söylemedim. Çocuğumu doğuracam,. Em- me, Beni bord taşa tutarlar, şehirde yü- ye korkuyorum. Bi yol . Elbette ne eltiğimi haber alır- ali İLe e giden yolda ağır ağır vür e başladı. “Yürürken ağlıyordu. dün gitmek e e «Be- ahat bırakls şenin: ne A bilmiyordum. Bu onu sağlam, melin kadın bilirdim. Ama, dört gün sonra Jeci haber gelip çatlı: Ayşenin parçalanmış vücudunu Tar- suslan yarım saal uzakta, hat üzerinde bulmuşlar.. Başı sağlam kaldığı için Tar- sizin gilti zaman sadeç, yeceklerim var: m susta çabuk tanınmış.. Tekerlekler karnın- darı geçmiş ve henüz doğmamış Yüvrasu da meydana çıkmış.. Doktor, onun gece sabaha karşı yola yattığını tahmin etli ve bu ölüme intihar adım verdi. Gerçekten Ayşenin kendi kendini kurban ettiğini sa nıyorum » Fakat ah, ben ki, ancak üç gün o kadar fena insandım bu feci ölümle yası düştüm, fakat dördüncü günün sabahı sanki hiç birşey olmamış gibi sâkindim Bu sükünet bana bile gayri tabii göründü. Niçin vicdan azabı duymakta devam et medim? Niçin bu ölümü, diğer bütün te bii ölümlerle bir tutmak, mükadderat de. VR garip ve görünm güvenerek, enin intihatını da öii bulmak kolaylı. nı düşündüm. Babamın sık sık söylediği şu sözleri, böyle anlarımda nasıl hatırladığıma da şi. şarım : Ey, bu m sırlarına eren. insan, günlerini ak ve kara deye ayırd etme! İyide ve kötüde devam varken, ister her şeye derd kesil, Ben sürekli san etlerden sonra bir es lâketle karşılaşmağa o kadar alıştım ki. k İelâketi hazırlayan bizzat benim.. Bir çiçek yeliştiriyorum ki, bütün ihtimam ve bülün maz onun üzerinedir. Sonra bu çiçeği birdenbire kendi kendine bırakıyorum, güneş, susuzluk değil, b kunsızlık böyle bir zavallıyı çabucak sol ii ror. Ah, ben fena bir insanım. Ea bir insanım. Çünkü Ayşenin e aldığımın dördüncü günü bütün sükünetim avdet elti ve babamım sözünü hatırlayarak bu hadiseyi unutmağa karar verdim. İyide ve kötüde bu devam varken. üzülsemde bu istersen derman | Fakat hayır, bu arzusu kadar beni harekete getirdi. Onur elinde büyümüştüm, çocukluğumun birçok uykuları onun kucağında geçmişti. İlk ser- ondan dinlemiştim, Kölek b azından geçen çayın hazin hikâyesini ba na © e Zavallı kâhya, 68 yıl sü- ren ömrünü taşıyamamış, çiftliğe gittiğimin da roasalini