e ir TN keş Mr Sen bir yaz başı yelisin çocuğuml.. Hafif dokunuşlarile, tuşları sever gibi, çalmağa, küçük bir sesle söylemeğe başladı. içinin duygularını, düşüncelerinin akışını, birdenbire çeviren kudretli bir hava esi. yordu başında.. çektiği acılar yokolmuş, yerine tatlı bir iyi oluş geçmişti.. — «Aylân Genç kız ürkürek döndü, İlhsanın göz- lerinde acı dolu bir bakış gülümsüyordu: — «Aylân ne güzel ve duyarak çalı- yorsun. Demindenberi arkanda duruyorum. Benim geldiğimi sezmedin bile, Küçücük şarkıyı mabut duaları gibi ilâhileştiriyor- sun.. © Aylâw içinde duyduklarının biribiri- ne Mi rak, çözülmez bir düğüm haline geldiğini hissediyordu Delikanlının se- sindeki belirsiz bir dert t yanışile dolu sesi yüreğine sizi halinde giriyor; ar ei yanan ni utanmasından pembelik yi seliyordu — Ayla» bu şarkı kiminP ilk olarak duyuyorum.. Genç kizin yanaklarını saran pembelik ateş rengi oldu, gülmek istedi, dudakları gerilmiş gibiydi, gülemedi.. titreyiş dolu bir sesle sordu; — Bilmiyor musun İhsan? — Hayır ilk defa duyuyorum.. — yi doğrusu. Hocamızın, suslu, İhsanın gözlerinde bir ateş şim- şeği ya sönmüştü.. — Necip Cevadın mı «Aylâ»? — Evetl.. - Yeni olac — «Saz» b erinüdi çıktı.. Ben ora- dan kopya ettim.. hsan, yürekten bir bakışla «Aylân yı kucaklar gibi baktı — Kimin si olsun; «sAylâs kadar içten çaldığını GUYELA IŞİN. Bizden sonra çok çalıştın galiba? Genç kızın gözleri dalmıştı. Uzaklar görüyor gibiydi. Sonra baltlanını ei çevirdi : — Çalışmadım gibi birşey.. Fakat reğim çok azap çekti. Duyuşlarım biraz derinleşti, iyi çalışım belki oradan geliyer.. «Aylân cığim, Seni benden uzak- İken; çektiğin dertler mi.. yoksa? enç kız başını önüne eğmiş, uzun kirpikleri bakışlarının manalarını saklıyor- du. İhsan, onun ateşlenen yüzünün güzel görünüşüne dalmıştı. Sormak, öğrenmek istedikleri dudaklarından uzaklaşıyor, ilâhi & JE:7 bir baş dönmesi, İgözlerini nemlendiriyor- du.. — Yoksa «Aylân beni tamamile için- den çıkardın mı? «Aylâv gülümseyerek başını kaldırdı. Gözlerinde korkusuz bir bakış vardı. Dudaklarının kenarına alaylı bir gülüş ilişmiştiz — İhsan, mektepli çocuklar böyle söz- ler konuşmaz.. Sonra derslerimizi çalışa- mayız.. anlıyor musun? Delikanlı elindeki kalemi hırçın hırçın piyanonun kenarına vuruyordu. — Anlamaz olur muyum «Aylâncığım.. anladım.. Ses dargin bir ahenkle titriyordu. — Görüyor musun «Aylâ» ne hodkâm insanım,. seni zevkinden mahrum ettim. — Neler söylüyorsun İhsan.. Eçocuk musun.. Otur istersen, dinle be Delikanlı ağır adımlarla ortadaki masa- nın yanına yürüdü. İskemlelerden birine ilişti.. dirseklerini masaya dayayarak çe- nesini -avuçları içine aldı ve genç kızın çaldığı parçaları dinledi.. Vakitler belirsiz bir akışla geçerek saatleri doldurdu. İki- side ayrı âlemlerin içine girmişler, çeşidi değişik duygu sonsuzluklarında yaşıyor- lardı.. Gen çkızın altın başına, batan güne: şin camlardan süzülen son renkleri vuru. yordu. Küçük bir sesle söyle diği şarkılar güneş ışıkları gibi İhsanın içini ısıtıyordu. Kapının zili deli bir çınlayışla salonu ea EN uyanır gibi oldular. ei kapı çalış İhan pıyı Kafile sinemadan geliyordu. En İlmen görünce şaşırdı: — Vay delikanlım, hani sen başka sinemaya gidecektin? De Ma lane dön- dün demek? 1 olsi İhsan gülüyordu — Gidecektim.. ana gittim de.. fakat methettikleri gibi güzel değil.. yarıda bı- rakarak çıktım. Başım ağrıyordu. Döndüm geldim, pansiyonda kimse yok sanıyordum.. «Aylân Bebekteki teyzesine gitti sanıyor- duk. Oysa ki o da gitmemiş bana konser verdi.. — Sen bizi atlatlın ya.. ben onu bili- rim.. Günün birinde bunun karşılığını gö- rürsün dostum. Hepsi gülüyorlardı.. Tekin yan gül «Aylâr ya bakarak: — Filmde de konser dinledik., hil hangisi güzel deseler; ne yazık ki ey veremiyeceğim.. «Sevinâ : — Doğrusunu istersen Tekin.. filmdi konser güzel değildi. Şeytanca gülüyordu. Tekini kızdır istiyor gibiydi. — Amma yaptın küçük Sevin!., bayi caktın az kaldı, Şimdi de güzel değil © yors Tekinin ee hafifçe çatılmıştı.. 5 birdenbire gü — Hiç yo id e bugür iz? mam,. o kadar keyifliyim Tekinin lâkırdı lke öyle tatlı kırılışı, dökülüşü vardı ki; hepsini gülü dü i — Neye bu kadar keyillisin Teki söyle biz de memnun olalım | — Zavallı unutkanlar.. L gece pıj gecesi değil mi? operete gideceğiz. Ortalığı sevinç sesleri doldurdu. bir ağızdan söylüyorlardı. «Sevin» yan ça Tekine yaklaştı. Kulağına eğildi. yi e ister gibi: — , haberin var mı? biletleri buçuk lira imiş. Delikanlı büyük bir kurumla Şise Ceketinin eebinden cüzdanını çıkart” masanın üzerine bıraktı, Cüzdan epg şişkindi. Bunu görünce el çırpmağı başi! dılar, İ — Maşallah Tekin zenginsin.. j — Nereden yahu? — Bizi imrendirmek için mi il attın? p O söylenenleri duymuyor gibi, zev cüzdanına bakıyordu. Nihayet ağır, W söylemeğe başladı : — Cüzdanın içindeki şişkinlik santiğ nız gibi para değildir. Fakat öyle bir ki; içinizde zeki varsa ne olduğunu anl# nunda arkadaşlığımızdan utanman ih vardır). Kabarik bir cüzdanın içinde olarlr” anlamak için, gözlerimizin cüzdanı d* içini görmesi lâzım. — Aman.. aman.. vazgeçtim. S€ diline düşmek istemem — Bu dile düşecek. birşey değil.