21 Aralık 1940 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 6

21 Aralık 1940 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VATAN Hafta Öğütleri : Nefsinize Hâkim Olunuz | Nefsinize karşı saygı gösteri- niz. Herkesten uzaklaşabilirsiniz. Fakat kendi nefsinizden duramazsınız. Mademki daima kendi nefsinizle beraber vakit ge. çireceksinz, yiyeceksiniz, içecek- siniz, Uuy gi geleceksiniz. Şu halde nefsinizi mahçup etmemiye ceht ve gay- ret etmelisiniz. Haliniz ne olursa olsun, ondan memnun kalmalısınız. Ne olmak istiyorsanız fikirlerinizi ona has- ünelleink Nolcamal yesığ şetarete, azim ve şiddete malik o(abilirsiniz. İfratlarla onu yorma. yımız. Vücudün — muhtaç olduğu istirabati, gezip eğlenmeyi ondan esirgemeyiniz. Onunla tehlikeli bir oyun oynamayınız. İtidal ile yiyiniz ve içiniz. Sofrayı, bir da- hili spor sofrası telâkki etmeyi- niz. Ancak vücudün güzelce mu- halazası için bir vasta olduğu kanaatini Fikrinizin tekâmülüne tam iti- nada bulununuz. Her gün okuyu- nuz, Konf ları takibe kendi- surlarınız gösterildiği vakit kız- | mayınız. Yoksa kabarmak, şiş- mek değil... Halinizi ıslaha çalı- şınız. Yükseltmek isteyiniz. Fikirlerin, insanı yükselttiği | gibi hakir ve zelil mevkie de dü- şürdüğünü düşününüz ve fikirle- rinizi daima Mmürakabe ve neza- | ret altında bulundurunuz. Bu su- retle bütün — muvaffakıyetsizlik fikirlerini, tededdüt ve vesvese- leri defediniz. (Cedanm fenasın- dan içtinap olemduğu gibi bu ma- kule fikirlenden de ihtiraz kabil- dir. Gerek nefsinize ve gerek baş- kalarına karşı dürüst olmnmuz. Doğruluktan ayrılmakla büyük bir para kazanabilmek imkânı nizi mecbur tıtunuz. Abeş ve malâyani şeylere zekânızı sarfet- meyiniz. Şevk ve neşenizi muhafaza edi. niz. Halinizden, hayatmımızdan şi- kâyet etmeyiniz. Bedbinlerden uzak olunuz. Dağın eteğine gel- meden «ben bunu nasıl aşaca- ğım?» diye nefsinizin huzurunu bozmayınız. | Kudret ve şiddetinizi muhafa- za ediniz. İnatçı kimselerle mü- | nakaşa etmeyiniz. Bâtıl iıikadar-[ la uğraşmayınız, hiddetlenmeyi. | niz. Hiçbir kimse hakkında garez | ve nefsaniyet beslemeyiniz. Unut- mayınız: Hayat pek kısadır. | Herkesin hatırını sorunuz, ilti- fat ediniz. Münakaşa kapısı aç- | mayınız. Nezaket ve güzel mua- İ her yerde geçen bir akçe- Cücelerin En Meşhuru Tarihte birçok meşhur cüceler vardır. Tesalyadaki Mirmidonlar. | dan, Nil kenarında yıpdıkhn, söylenen Pygmes'lerden, Loren | dukasınm, doğduğu zaman 24 santimetre boyunda olan ve hü yük bir ayakkabmın içersine ya- tırılan, Şarlkenin, Luvr müzesin- de resmi bulunan * cücelerinden bahse lüzum yok. cesi, Tom Pouce'nin hayatını, l kısaca anl k is- tiyoruz. Tom, 1832 de Bridgeport'da doğmuş, çok parlak bir ömür sürdükten sonra 1883 de ölmüş- tür. Doğduğu zaman 4 kilo 566 gram ağırlığında idi. Beş aylık iken boyu, sıhhati yerinde idi. Doktorlar, gayritabif bir hal gö- remiyorlardı. Fakat, aylar, geçiyor, eucubei hilkat» in ne boyu uzuyor, ne de sıkleti artıyordu. Ailesini büyük bir yeis almıştı. Bir gün, meşhur cambaz Bar- num kendisini gördü, ve: p e saNeri Dedi. Aldı, Amerikaya götür- dü. Teshir eti * 1844 de Tom Pouce, İngiltere kraliçesi Viktor- yanın huzuruna çıktı, şöhreti bü- tün dünyaya yayılmıştı. Büyük bir servet kazanmıştı. Son derece şık giyiniyordu. Boyuna göre bir de arabası vardı. Bu arabanm yüksekliği 50, ge- nişliği 30 santimetre idi. İki kü- 1 O0OM-P OU C. vi b çük midilli Bir aralık devriâlem koşulu idi. Arabacısı İ Üç siyah, üç de beyaz düğme almız. | numaralı şekilde gös- terdiğimiz gibi yanyana diziniz. Sonra, üç hareketle düğmeleri, 2 numaralı şekildeki gibi sıralayı- nız. Ankarada Bobstile Earşı Mücadele n Maarif Kolleji Talebesi Emre SeveseveUydular Talebe Diyorki:“Bob st1 Taraftarı Züppe- ler Bizim Teneffüs Ettiğimiz Havayı 1eneffüs Edemezler,, : Yazan: ı Ertuğrul ŞEVKET Ankaradan: — Mağşuş tereya- ğına karşı belediyelerin hangi ta- rihte mücadele açtığını bilmiyo- rum amma, Bobstil denilen düt- türüleylâ kılığına Maarif Vekâle- Arnavutlukta Neler Oluyor ? Harekât Hangi İstikamette İnkişaf Edebilir W M. Şevki Yazman imalt —Afrikada daha süratli ve İtalyanlara karşi daba öldürü- cü İngiliz darbeleri başladıktan A HLe Rayab di sonra YAZAN: hayati ehemmiyetini muhafaza etmektedir. Bu sebepten fırsat tinin mücadeleye çok iyi biliyorum. Vekâlet bu isabetli kararile berrakinna ö ll eri bu gülünç zevk n ları — için y küçüklerimizin hastalığ 2 Ccceero o — LAŞ - z "*-'d_,_'d t Bir ekspres treni, tarifeye göre, iki istasyon arasında, vasati ola- rak 140 kilometre mesafe katet- mek mecburiyetindedir. Bir gün, mesafenin ilk yarısım- da biraz geç kalıyor. Makinist, ancak 70 kilometre yol aldığını d. 1 ve vakit geçir onlara mükemmel bir aklı selim aşısı yapmıştır: «Biraderin pantalonunu ve bü- Öyle, bütün üst dudağı örten ve uçları yanaklara kadar uzanan eski Bektaşi dedelerinden kalma kırma bıyıkla mektep kapısından içeri dalmak yasaktır. Top ense ve uzun harabati sa- ça mutlaka veda etmek gerek- tir.» Vekâletin bu kararı, Ankara sokaklarında bir kırlangıç fırtına. sı gibi süratle esti ve bazı züppe görüyor. Kaybettiği zamanı ka- zanmak için yolun ikinci yarısm- da ne kadar süratle gittiğini söy- Hiyebilir misiniz?.. | | 'a Yukarıda resimlere »numara konulurken nasılsa hatâ edilmiş. Bunları sıralryabilir misiniz? Büu sualden birine doğru cevap verenlerden birinciye | mürek- kepli kalem, ikinciye: Bir para | çantası, 3 - 10 uncuya birer ki-| tap, 11 - 50 nciye de birer def-| ter hediye edeceğiz. Cevaplar: 31 ilkkânın akşamı. na kadar gönderilmelidir. ne çıktı. Büyük şehirlerde temsil- ler verdi. Tom Pouce, bütün cü- celer gibi koca başlı idi, Saçları sarı ve seyrekti. Gayet güzel göz- leri vardı. Ağzı küçük, burnu düzgün, ayakları ve elleri de mi- niminicik idi. Hali ve tavrı kibar gösterişli idi. Çok güzel söz söylüyordu. Polonyanın Son Kralı Polonyanın son krahı Stanis- las Ogust Pontiavaki'nin mezarı Polisi'de Vaolzeyn kilisesindedir. Kral Stamislas Pontyavski 1764 | den 1795 & yani Polonyanın l*!ıyıtı çok y dı. Yalnız üçüncü taksimine kadar 'saltanat | bir zaafı vardrı; güzel kadınlar... | Sürdü. Polonya krallığı dünya ha- Amerikada iken kendi gibi ufacık tefecik bir kızla evlendi. Düğün merasiminde binlerce da- vetli bulundu. Karı ve koca bal ları oldu. Fakat, ömrü vefa et- medi, Tom Pouce 50 yaşmda öldü ve karısına 3 milyon altm frank Dünyanın En Büyük Gazeteleri Her yüz senede bir çıkacak olan gazetenin ismi «The İllumi- Bated guaduüple Constellation> dur ve 1859 da tesis olunmuştur. Son nüshasının boyu 400 pus, eni 260 pus olacaktır. 104 sütun- dan ibaret olan mündericatı, 18 kitap kadardır. 28,000 b ritasından silindiği zaman Pont- yavski Moskovada yerleşti ve orada öldü, Sinemada Bir Hası'ât Rekoru Volt Disney'in son yaptığı «Pamuk Prenşes ve Yedi Cüce> filmi dört milyon Türk Hrası ha- sılat yapmış, İ da 'yapılan h Bu, c en fazlasıdır. Yalnız Amerikada 135 milyon frank, İngilterede 56 milyon frank hasılat yapmıştır. Fransada ve dünyanın diğer bü- yük şehirlerinde hasılat yekünu henüz malüm değildir. 56 milyon franga mal olan bu film Valt Disney'e mühim bir kâr temin etmiştir. En çok rağs bet gören ve hasılat getiren film- ler şunlardır: «Caz Şarkıcısı» 75 milyon frank, «Dört Süvari» 160 il frank, — «Kavalkad> 60 Bu seferki | milyon basılacaktır. milyon frank... YAZIR Tz KDA YR muhitlerinde teessürle karşılandı. Çocuk veya kardeşlerini kendile- rine benzetmek istiyen bazı zevk hastaları da Maarif Vekâletinin n buldukça buradaki vakayii de okuyucularımızın gözlerinin önü- ne koymak faydalı olacaktır. Arnavutluktaki harekâtı şöyle hulâsa edebiliriz: Yunan mevzi- leri ağız tarafı Draç li çev- rilmiş bir ağ, bir torba şeklinde tedricen ve fakat devamlı olarak yukarı doğru büzülmekte ve sı- kılmaktadır. Ağın büzülme ha- reketinin yavaş olması tabiidir. Zira hem mevsim harekâta mü- sait olmıyacak kadar soğumuş, hem de arazi bizzat bu çeşit hare- ketleri imkân haricine çıkaracak kadar arızalıdır. Bu araziyi tanıyanlar Tepede- len şimal kısmının hep ovalık ve düzlük —olduğunu — söylüyorlar, Yanına sokuldum, — tanıştık: Son sınıf talebesinden Orhan Şu- sut: — Hayır ola, dedim. Sizin saç- duruyor, —Sebebi, şu dedi, Ben ley- dan kendi ları- ni kurtarmak — için onları resmit mektepten alacak kadar ileri git- | tiler ve hususi mektep diye telâk. ki ettikleri Maarif kollejine baş vurdular. | Halbuki, Kollej de Maarif Ve- kâletinin bu kararına uymak mecburiyetinde bulunuyordu. Al. M dıkları cevap şu oldu: | — Lütfen saçlarınızı kırptırı- | nız. Elbisenizi şu bahçede oynı- yan çocuklara benzetiniz. Bundan sonra gelirseniz derhal kaydiniz yapılır. Diğer taraftan, Kollej direk- törlüğü geçen cumartesi günü ley- R talebesine de şu tebliğde bu- lunmuştur: — Pazartesi günü, — saçlarmız kesilmiş bir halde mektebe gele- ceksiniz. Cumartesi günü, öğleden son- ra, bizim telefon durmadan işle- di, mevzu şu: — Acaba ne yapsak, Kollej emir vermiş; Bizim oğlanın saç- ları gidecek. Fakat oğlan direti- yor. Ben saçlarımı kestirmem di- yor da başka bir şey söylemiyor. Derken dedikodu meraklıları faaliyete geçiyor: — Yahu, sen ne biçim gazete- cisin, yer yerinden oynuyor da haberin yok. Kollej - talebeleri aralarında ittifak yapmışlar, pa- zartesi günü mektebe gitmiyecek. ler. Malüm ya saç meselesi, Pazartesi günü, erkenden Maa- rif Kollejinin yolunu tuttum. Mektebi , TU dolduran talebe dimdik duruyor: İstiklâl marşı çal ır. Marş biter bitmez, müdür mu- avini Nuriye soruyorum: — Hayır ola, talebeden çok eksiğiniz var mı? O, safiyetle bana cevap veri- yor: — Yoo, diyor, Hattâ cumar- tesi günü, hasta talebemiz oldu- ğu için namevcut adedimiz daha fazlaydı. Bugün anlar da geldiler. Normal kadro içindeyiz. Talebenin açık başlarına göz :adixîv?mm. l;lepıi. (ya üçüncü veya matlüp dereceye kadar kı- saltmışlar. Talebenin arasındayım, saç kestirme kararı hakkındaki mü- talâalarını soruyorum. Onuncu sı- nıf talebesinden Osman Mörel, — Ben, diyor. Dehşetli mem- nunum. Sonra gülerek ilâve ediyor; — Çünkü, diyor. Ben saçları- mı, daha böyle bir karar yokken bundan tam iki ay evvel kestir- :| katten uzaklaştırmamak lâzımdır. liyim. Cumartesi günü öğleden sonra mektepten çıktık. Berber- ler tıklım tıklım. Bir türlü saçla- rımı kestiremedim, Hattâ, mek- tep idaresine müracaat ederek vaziyeti anlattım. Bugün akşam üzeri müsaade edecekler de saç- larımı kestireceğim, Eh, bu karardan memnun , usunuz M-— Vallahi efendim, dedi. bep yok, Evvelâ, ben sporcuyum. Boks yaparım, basketbol oyna- Sık sık duş yapmam icap Binaenaleyh, — saçlarımı tutmama bi habl emnun olmamak için hiçbir se- ları Ka 1800 rakımlı tepeler bul yavaş sokulacaklar, deniz ve k lerile Draçla Arnat'| nu topografik haritalar gösteri- yor. Hele cephenin şimal kısmın- da iki bin metreden aşağı dağ olmadığı gibi, yol da mevcut de- ğil. Bu şerait altında Yunanlıların ilerileme inisiyatifirini kaybetme- meleri dahi mühim bir kudrete delâlet eder, Tabiye sahasında bu güçlüğe mukabi! Yunan mevzilerinin stra- Wteij dıcumu İtalyanları Arna- vutluktan atmıya çok müsaittir. Yunan mevzilerinin şimal yanları arz dairesi itibarile Elbasan ve hattâ Draç hizalarına çok yakın- dır. Bu yandan yaprlacak ufak bir taarruzu, cenuptaki tekmil İtalyan mevzilerini tehlikeye dü- şürür. Cenup yanları da sahil boyunu takip ettikçe İtalyan ihraç iskele- lerini tehdit etmekte ve bu su- retle daralacak sahil parçası yü- zünden İtalyanlara denizden ge- va kuv luk arasındaki münakaleyi uğratacaklardır. Mevsimin kara hare' âtmıma / dereceye kadar müsait oldU? mart ayında ise Dracın denif! ablokasını, Yunanlıların kı!.d". yüklenmesi takip edebilir. lg vakit ağın ağzı tamamen bi müş ve Arnavutluğun rnuklw ratı taayyün etmiş olacaktır. | nnlmmı.îğ Asıl Müsrif Erkeklermiş İsraf hakkındaki başmakalenifi Ukudum, Kıyatet için ölcüsün tsraflli girişen kadımlar elbette vardır. ;'; larm fena misali bahsettiğiniz F Hiklere de yol açıyor. Fakat "' lecek yardımları önlemek, hava ve denizden taarruzlarile İtalyan- bunlardı h Tnti C çok kolaylaşacaktır. Hulâsa her iki yandan yapılacak - ilerileme ler, düşman müdafaa vaziyetinde = değişiklikler yapacak tarz- ır. | bu ileril yok. Diğer çok erken kalkıyoruz. Yedide mütalâ- aya giriyoruz. Saçları tarıyacak kadar vakit kalmıyar ki... Saç meselesi etrafında konuş- tukça, bizi saran halka genişliyor, Söze, saçlarını biraz uzunca bı- rakmış olan son sınıf - talebesin- den biri karışıyor: — Ben, diyor. İlk ve orta tah- silimle lise tahsilimden bir kısını- nı Fransız Kollejinde yaptım. Orada da bir saç kestir- me mecburiyeti vardı, Fakat, bu mecburiyet, yalnız, ilk ve orta kısımlar içindi. Bir de lise talebe- lerinden saçlarını derslerine ter- çih edecek kadar ileri gidenler olursa onların da zorla saçlarını kestirirlerdi. Diğer talebe, ser- best bırakılırdı. Sonra, efendim, bu kararı tatbik ederken, sıcak ve soğuk memleketlerden gelen talebenin alıştığı iklimleri de dik- Meselâ, senelerce saçını uzatmış ve bir nevi itiyat sahibi olmuş bir insana, böyle soğuk bir günde şaçını kestirmek — emri verilirse, ne bileyim, başı üşütmek tehlike- si de eksik olmaz. Müdür muavini Nuri, gülerek talebesine baktı ve en arkad. K e bugünkü şerait altında pek kolay ve süratli ol acaktır. Mevsim dolayısile bizzat Yunan ordusu- le şimal yanları için bu; büsbü- tün müşkül bir hal almıştır. Fa- kat Libyada gördüğümüz gibi kara ve deniz hareketleri birleş- tirilir, yani denize dayanan İtal- yan sağ yanı ve gerileri İngiliz deniz kuvvetleri tarafından teh- dit edilirse bilhassa bu yandaki Yunan haraketi süratlendirilebi- lir. Hele bu deniz yardımı daha ileri giderek Draça İngiliz donan- masının ağır mermileri düşmiye başlarsa, İtalyan ardusunu çevi- ren ağın süratli büzülüşüne ve da- ralışına şahit olabiliriz. Libyada- ki harekâtın bu seri inkişafı kar- |şısında denizden ve havadan bu hıuekluı da İngiliz yardımının gecikmiyeceği de tabiidir. Bu nisbi sükün devrinden işti. İtalya bu cepheye |kâfi kuvvet yığarak vaziyetini 18- l |lah ve hattâ bir mukabil taarru- |za kalkamaz mı? Bu sualin akla gelmemesi mümkün değil. Vakıâ İtalya deniz aşırı mem- leketlere, yani Arnavutluk, Lib- beşi ve Şarki Afrika bir lisanla: — Vecihi, dedi. avukatlığın fena değil, fakat saçların biraz uzun kalmış. Onların da icabına bakıver, olmaz mı? Etrafımı çevirenlere, Bobstil hakkındaki mütalâalarını sordum. Orhan Şuşut, Osman Mörel, Meh. met Deveci, İlhan Çelebioğlu, Vecihi, Nevzat Atillâ, Güneri Artungal, ayni anda, umumi nef- retlerini bir ağızdan izhar ettiler: —— Bobstil bir taklittir, dedi- ler ve doğrudan doğruya bir ta- kım züppelerin arasında yayılmış- tır. Kendini bilen hiçbir. Türk genci yoktur ki, onların safında yer alsın ve gülünç olmayı kendi. sine yaratırsın. böyle | ya, | müstemlekelerile |bir milyon kadar askeri atmakla 'beraber daha ana vatanda bir en iki adaya bayli orduya sahiptir. Ancak çok müşkül şartlar altında ve deniz aşırı memleketlerde bulunan bu bir milyonluk orduyu k k Türk moda salgıniif sir olduğu tarzında bir kanaat Wiy dırmak haksız olur. Nice ı:ıd'w vardır ki, hayati ailesi ve evi #“' bedi bir fedakârlıktan ibarettif " vinin rahatmı, gıdasmı, çocull kıyafetini, tahsilini kendi embiseti, |den ve tuvaletinden çok evvel nür, Konu komşuya kadar | yacak kadar temiz kıyafetle ’ bilirse kendini mesut sayar. Asıl israf kadmlarda değil, " gelirini ellerinde tutan erkeklerd? 'dir, İçlerinde kumar oynıyank "ı içeni, üstü başı ve görenek loh:: gelirinin nisbetsiz bir kısmm! edeni çoktur. Bir istatistik yapılt? |görülecektir. ki, müsriflerden "' erkekler arasından yetişir, kadınla rın çoğu mağdurdur. A. O, Nöybif Mekteplerde Ev Vazifeleri oııumbırmmfmıırıud#" | verilen ev vazifelerine K Cidden mübalâgalıdır. Çocuğun M |fes almasına imkân yoktur. Sl“î na fazla malfimat yığmasma patf bil, dimağı da, vücudü de inkişaf W kınmdınmıhrunkılw.m_' arif müfettişleri, evde yapılmak Ü” re verilen vazife yekünunun tahi” mül edilebilecek bir hudut M", kalmasını teftişten — gi i pu? Muhtar Biref Taksi Buhranı Bir taraftan Tramvaylar azalif ken,t.ıkxnarnı"tav.i.ı—ııkılkımç!ı!'-’i ye çift taksilerden hangisi M alışıy vextn * deniz servislerile evvelâ besle- mek, sonra noksanlarını ikmal et- mek ve nihayet takviye etmek çok güç bir meseledir, Arnayut- ise larak neticede aynı benzin ılf“” uynr.hkıth:mlnwhlçbir”d ukılhümnyw.hmhnmu'w bunları muntazaman iaşe etmek, hüsnü halde bulundurmak, zen- — Ya, dedim. A dediler. Büyük miştim. Bu karar, yalnız arkadaş larımı bana benzetmekle iktifa etti. Malüm darbı meseldir; Gül- me komşuna gelir başına derler. Tam bu sırada gözüme, uzun saçlarını muntazam — bir şekilde taramış, geniş omuzlu, iri yarı, muntazam vücudlü bir talebe iliş- ti. İçimder : biri karışacak olursa? —- Â d bir tesanüt vardır. Bizim tenef- füs ettiğimiz hava, Bobetillerin yaşamasına müsait değildir. Çocuklardan teneffüs ettikle. ri havanın vasıflarını bildirir, bir reçete almak kabil _o!mıdı. gin leketleri dahi yıpratacak bir külfettir, Bu sebepten biz bu- radaki takviye ve ikmalin daima mahdut kalacağına eminiz. O halde Arnavutluğun akıbeti hakkında şu kehanette bulunabi- liriz: Önümüzdeki bir ay zarfında hşgiliıl_ır Libyada hiç değilse luk İtalyaya en yakın harekât sa- | şoförler, iki günlük iş P hası olduğundan buradaki ikmal diye fazla yoruluyor: *, ve iaşe belki bir dereceye kadar Y ta yol açabil ve şimdilik daha gi- Ki heyetinin dan Öi debilir amma, buraya da çok mek cesaretini göstermesini V8 büyük takviyeler göndermek, kararı değiştirmesini dilerim. B $7 —iemiğ aa 940 senesi bitmesi dolayısile tağ' ve iflâs dairelerindeki dosyaların vt nifi ve diğerlerinin devri için 80 Bi 81 birincikânun 940 pazartesi VE we 2, 3, $ ikincikânın 941 " cuma ve cumartesi günleri lh“;' tedbir ve haciz ile müddete tâbi # | gibi acele mevat müstesna olmak | zere iş sahiplerinin diğer mürabfll ar ilerli; kler ve Acaba, ne d vaktile polis müdürü Ekrem Beyin İs. — Hah, >dim. — İsyancılar- dan biri olmalı. Saçını kestirme- | den mektebe bile gelmiş. e bu esnada Yunanlılar da ağlebi tanbul külhan beylerine tatbik ettiği usulü Bobstillere de tatbik etmek yerinde olmaz mı? larmın kabul edilmiyaceği 1StA” Mü yigindi! ihtimal Avlonyayı tehdit edecek hale geleceklerdir. Bir ay sonra İneililer Adrtiatiğe dağ " Ç aldığımız bir tezkerede bilw dir. « c üü ..arorrrrrhkNcNycyrruysmd

Bu sayıdan diğer sayfalar: