Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Onların yaklaştığını gören er- kekler ayağa kalkarak Hızıra yer gösterdiler ve kadınlar oldukları yerden biraz daha ileri kayarak yaşamaklarını örttüler ve yüzlerini öte yana döndüler, Hızır kendine yapıdan itibar- dan sıkılıyordu ve kadınlarm bu çekingen tavrını görünce bu s- kıntısı büsşbütün arttı. Hele günlerdenb 7 Mi | sandalları takip ediyordu. Padi- | çıktı. İskelede kibarı ulemai ızam, meşayihi feham, erkân ve âyanı |devlet ile yeniçeri, cebeci, top- |su, sipah, silâhtar - ocaklarının :ıiıhndpençedivandmmk nı doldurup uzun geceler rüyala- rını süsleyen varlığa parlak bir nur karşısında gözleri kamaşmış gibi acip bir halete düştü ve ayakları birbirine dola- şarak sendeledi ve: — Sizi rahatsız etmek iste- | - mem, Biz şöyle bir dolaşalım, siz eğlentinize bakın. Dedi. Belki daha söyliyecek ve bir şeyler anlatmıya çalışacaktı Fakat sitemli bir bakış, bu çelik iradeyi derhal yumuşattı ve der- hal kulaklarında genç kızın o ak- şam söylediği sözler çınladı. O Hızıra: «Canımızı kurntardınız, biz de onu geru uğ vak- dişahiyi bekliyorlardı Bu her biri bir çeşit kavuk, kal- |lâvi, samur kürk, hil'at ve cüp- |peler giyinmiş, Tenk renk sarı, kırmızı, yeşil, mor papuçlu dal- kavuk güruhu yerlere kadar eği- lerek zevk ve safa düşkünü sul- ediyorlardı. | | k Münakalât Vekilinin Tetkikleri Münakalât Vekili Cevdet Ke- rim İncedayı, bu sabah Vilâyet ve Partiyi ziyaret ederek Vali Lütfi Kırdar ve Parti reisi Reşat Mimaroğlu ile görüşmüş, müteca- kıben Sirkeci istasyonuna giderek bir müddet orada meşgul olmuş- |tur. Bundan sonra Yedikule de- Wı:ııix-yuhı atölyelerine giderek l!l- ve i di | A ril K Ş y ŞA Ç See ve temaslarda bulunduktan son- Vekll, Dün de Yedikulo Atelyelerini, Silivri Limanını ve Yeşilköy Hava İstasyonunu Gezdi İra idare âmirleri ve fen heyetle- rile atölyelerin tamir kabiliyetle- rini süratle arttırılması tedbirleri- |ni almışlardır. Öğleden sonra Silivriye gide- rek, inşa edilmekte olan liman ve iskele işlerini tetkik etmişler. İcap eden emirleri verdikten son- ra akşam üzeri Yeşilköy Hava istasyonunu tetkik eylemişlerdir. |Maarifte: Fakir Talebeleri Koruma Cemiyeti C. H. P. idaresinde bulunan «&dk mekteplerdeki fakir talebe- leri koruma cemiyeti> nin sene- lik kongresi dün Halk Fırkasının "'*'villyel.i kezind top- lanmıştır, Fakir talebeye yardım arttırıla- caktır. Esasen bu ay başındanbe- 'U'i ilk- okullarda fakir talebeye | ılııftadı dört gün sıcak yıuıkl Sandabada doğru yol aldı. Sa- hilde büyük bir meydana hımca- hınç denecek bir surette kesif bir hit 1 BABİR ll ya gelmiye uğraşıyor, az ileride yacak hüner savaşına hazırlanı- ya S 4 A Aı" üi b bedi büyîlk fettik> dememiş miydi, Hızır da o günden sonra gece gündüz Leylâsını sayıklıyan Mec- nuna dönmüş, ve bütün varlığı bir güzel yosmanın güzel gözle- rine gömmüştü. v Halicin mavi sularını yara ya- ra ilerliyen bir kayığa iki yanda- ki sahile birikmiş halk korkuyla bakıyordu. Bu, Şevketli Hünkâ- rin saltanat kayığı idi ve baştan başa altın yaldızla — süslenmişti. Kuvvetli hamlacılarm büyük bir intizamla çektikleri kürekler su- ya dalıp çıktıkça —güneşin suya aksetmiş bir pırıltısına benziyen kayık, süslü bir martı gibi deniz üzerinde kayıp gidiyordu, Hi helaki velahial Öi rete titrete iki yana bakan Hün- kârın biraz kaşları çatıldı ve gür- leyen bir sesle haykırdı: — Bu ne acep iştir. Saadabâ- diın yolu bir matemhaneye ben- zer. Tiz bu kara duvarlar yıkıl- sin ve sahil cabeca gönül açan renklerle boyansın! (1) Bu söz üzerine Darüssaade ağasının siyah rengi kül gibi ol- du ve kara gözleri fıldır fığdır çadırın önünde durdu ve Hünkâr çadırın içinde Hint ve Şam ku- maşlarile kaplanmış geniş ve yu- muşak sedirlerin ortasında yük- seltilmiş Gâramgâhına kuruldu. tüfenkendazlar biraz sonra başlı- | Edirne- Trenleri | Muntazam İşliyor Edirne hattı tamamen tamir edil- Wdjığ'ım'h!u trenler Edirneye kadar muntazam işlemektedir. Avrupa katarları hudutlarımız luklar yüzütden bir kaç gün daha işliyemiyeceklerdir. GOYDECEEEE RECLEN TI AAA Etin Toptan Fiyatı 6 Kuruş Düştü - brl Ralad lesi Bu Âni Düşüş, Fiyat Yüksolişlerinde Bilinenlerden Başka Sebepler Bulunduğu EKanaatini Uyandırıyor KORATEADAAU ATERK KDLN UKN SEZDENE y et üzerinde tetkiklerine devam etmek- tedir. Fiyat Murakabe Komisyonunun toplantısında — celeplerin — verdiği bu şe hayvan ye - Çdm p : K | ş hialğ hp tanı derya Mustafa Paşa, İmamı Sultani Hasan Efendi, Damatza- de Mirzazade Şeyh Mehmet, Uş- şakizade Esseyd Abdullah, Rei- sületibba Ömer, Çivizade Ataul- lah, Kkçüzade Veliyeddin, Eski İmam Salih, Başmakçızade Es- seyd Abdullah, Nakibüleşraf zade Feyzullah ve Sadrı Anado- lu Tosyalı Mustafa Efendi gibi her b*um © ledin FAŞ | - e Soruyorlar? Bir okuyucumuz Namık Kemal günü için diyor ki: Büyük şalr ve büyük vatanper- ver Namık Kemalin yüzüncü do- ğum yılı için yapıdacak — ihtifal pek yerindedir. Namık — Kemali bütün Türk câmlasına — tanıtmak di Bugün Namık Kemali nin birer kutbu telâkki edilen ze- vat yer almışlardı. Hünkâr bir hayli yorulmuş, bir hayli de hid- detlenmişti. Çadırın kapısına yakın bir yer- de el pençe divan duran sadraza- ma: (Arkası var) (1) O zaman riaya evleri siyah renkte idi. Ve üçüncü Ahmedin arzu- su yerine getirilerek bundan sonra başka renklerle boyatılmış ve bada- dönmiye başladı. O, bir bilenlerimiz azdır. Bütün Halkev- teri bu büyük halk adamını Türk Vatan veya Silistre piyesinin her sene bugün Halkevleri temsil kol- Yarı tarafından temsil - edilmesi güç bir şey değildir. Böyle bir hareket zaten cesaret ve kahra - manlığı tablatinde menkuz - olan her Türkteki vatanseverliği, ben- liğine itimadı, nefsindeki enerjiyi arttırmak İçin en emin ve en ran- drmanlı bir yol değil midir? . y V tiştiren merkezlerde halkın daliilde yaptığı istihlâkin sebep olduğu bil- dirilmişti. İstanbul Beledyesi bunun ,d.ognı olup olmadığını da mahal - linden tetkik edecektir. Temas ettiğimiz birçok kimseler, hayvan istoku yapılmadıkça, hay. van yetiştiren merkezlerden friji- der tertibatile kesilmiş vaziyette hayvan getirilmedikçe et fiyatında bu anormal vaziyetlerin önüne geç* menin pek kolay olmadığını söyle. ımek'.(—.v:î.iı'lı-:ı'. Dün mezbahada toptan fiyat ü- zerine kilo başına 6 kuruş bir dü. şüklük olmuştur. Celepler, Fiyat |Murakabe Komisyonunda et fiyat- İlarının yakında muhakkak surette düşeceğini temin ettiklerinden he- men bir gün sonra bu ani düşük- |lüğün her halde nazarı dikkati çe. kecek mahiyette olduğu, ve bunun da alâkadar makamlarda, fiyat yük- selişinde tüccarın müessir bir rol oynadıkları ve — zikredilenlerden yapılmasına 'Tesisat Bu Ay Bitiriliyor Bundan başka dün ithalâtımız- da bir durgunluk gözükmekte ve ithalât yalnız Basra yoluna mün- hasır kalmakta idi. ; Basra yolile Amerikadan oto- mobil lâstiği ve deri gelmiştir. Yakında ayni yoldan yeni ithalât eşyası beklenmektedir, İhraç Edilecek Fındıklar Vekâlet fındıik ihracı için as- gari bir fiyat tesbit etmişti. Öğrendiğimize göre, ayın 17 sinden evvel ihracat için ecnebi memleketlerle angajman yapan- lara Vekâlet âkitlerin tesbit et- tikleri fiyata göre, mallarını sev- kedebileceklerini ve bu kayıtla mukayyet kalmıyacaklarını bil- dirmiştir. Bu tarihten sonra angajman yapanlar hiçbir surette tesbit olu- nan fiyattan Aaşağıya — mallarını satamıyacaklardır, Altın Fiyatı Altın fiyatı artmaktadır. Dün akşam altın 22.60 a kadar yük- selmiş bulunuyordu. Bu tereffü bir gün evvelki fiyata nazaran 30 kuruş fazladır. İnhisarlarda: Paşabahçe Fabrikası İnhisarların Paşabahçe rakı fab. N idi d Za yine sönmemiş, hiçbir zulüm v* ihtirasın erişemiyeceği o âlemd” belki eskisinden daha kuvvetlt deyam etmiştir. İyi ve nao! günlerde zaman zaman sön? gibi olurdu. Fakat herhangi bif milli heyecanın, bizi m“"A sükünumuzdan çıkardığı anlar da onu daima ateş ve ışığile Y7 nimızda bulmuşuzdur. Otuz sene evvelki meşruti'?” tin uyandırdığı büyük ümit V ze onun çehresinde tecelli mişti, Günün kahramanları unt tuluyor, heyecanlar ifadele enun şiirlerinde — buluyor, gö yaşları onun resimlerine döW lüyordu. Namık Kemal ömrünü m yen bir dava ve meseleye v& | fetmiş, hep onun etrafında dülr müş ve yürümüş bir sekter *” ğildir.. Çöken bir eski cetili yetin, değişme halinde bir mil letin bütün boğuk şikâyetleritt hamlelerine, ümitlerine "h'lı renk ve ses veriyordu, Cemiyet ve milletin her Mf selesi onun kendi meselesiy' Fena idareden şikâyet eder, na mahkemeden, fena memü” dan şikâyet eder, hasılı uuıll'” vicdanı rahatsız eden büyük küçük her şeyle parlak sureti? mücadele ederdi. Lisan, edebir yat, ilim, teknik, mektep hulât? hiçbir medeniyet davası m! lesi yoktu ki onun hey“"b n t l yi | idün t Dölek a.. vÜrA d D 21 .12 a0 — Ş ük Tarih 1 GÜNDEN ; T |İ|ŞEHİR HABERLER GÜNE | ia —,*ı N:. YA [A. zi d R f. «u - . V * 5 '/ , . D p Piyasa Vaz!'yeti: Sitemli Bir Bakış, Bu Çelik — Refi Bayar, Dün Defnedildi Pa Vaz'yei: —— Atesten ve y ETERE T ASA A — BKT A YUT SAA OA GG İN M İ t İradeyi Derhal Yumuşattı Rot'yi Soyenler - Tarifisdatr Gönderil acarislana Işıktan Adam — | , -— 5- yı €er lar an Gğönderlen | Gidecek Ticaret Yazan: D€ wrıusgı Nasıl sıçramasmlar ki, sırtında. | Hünkâra: va A; Namık Kemalden ki ipekli destarı, altındaki diba-* — Ferman şevketlü Hünkâr- Çelenkler Yuzden F azla ldlo Heyeti Maheaden'? kangolAR îlanüışlıen';:lııiğnmta.rıı; ıebl:lı?ıım;idı;j mındır, yarmd::nîezi yok ferma-| Macaristanla memleketimiz | dan bir marangoz olmuştu. Bir l i n"'ıü ülâhı ve he ninız yerine getirilecektir. ı KUÜ i 4 ğ g ş & da ticari inki temin ; zer akma k &- birindet | ; i hürak edecektir. | hi ğ iki yetişmi “clıe kıbî;, _ıcngiub'vîıı:ı::ıl:nş: Ç ;.Bıg'x, y: şu kırda surıtkı:lı: mğ:îk'î;îr::delrauîmm';cîze" [;ığ;: îî::ebp.m::".hi,iîje Kr ; adam olduğunu bir a * | değiştir. vı UZUTU: YI li di karak i bi j püskü bi dıkları bu adamın ağalarına ilti- Diyece;':; düşünur:k il:ıalecın- B bükümet lafahuı:hn d"ie(t','zîlcı u iç cebinden .dun*n.'k”bı İ a a İ len Macar ticaret ataşesi Y| defter çıkarır, bana mânâlamt! fâş_!' onlara yık_ın" Pır saadetin lara düşüyordu. bu akşam Macaristana gidecektir. | pek anlı: ımnd ğ halde üzZe İ müjdecisi gibi görünüyordu. Tersanenin önlerine gelmişler- Hariciye Vekâletinden heyetimi- | Timd b b*m' bir. |) Hızır uysallık edip de bu ağa- dji. Kızakta yükselip —duran bir ze rmxyıwıet edecek olan Bedri Ta- :aku; 8"”lıcp oîıru:dm a | ya çatar ye önun konağında yer- kalyona gözü ilişti ve kendi süslü | hir Şamanla, Ticaret Vekâletin- yi l azgnıh | İczde ketdilesi de. artık-sokak | yalle, Hltmat layiır kücük |B ü aN Zaytekoklu ve Markür | im dlanuşa n TEL sokak sürtmek, günlerini yarı aç, lüğü onun iç durumunda bir ak- sı biyo müdürü B. Ad. bökpi a gü ee zi | yarı tok k tehlik d. hülâmel doğundu ve yine ayni B::ğl k.fn Wkkil heyetimiz de sokükta. Veya mdthpb wrk: | ! | doğurdu |nandan müteşe eye tavatsızlık — etmed. k 3 kurLî[r:nhış olacaklardı. e sert, yani titretici sesle: & bir iki güne kadar Macaristana *6:ü;ünü ;: d.eıı bıiln: Bi g A e iîıummltn g-ı yak — — Kaptan Paşa da şu kalyo. K y | |bareket edeceklerdir. ma, dedi, işte öyle Mevlânif || Ea_mğğı e 'uîa_kalmg n 'l:de':: |nu hâlâ bitiremedi. Eesdadı âza- ş ah â e tfin İsveç re ,ti ateşten ve ışıktan halkettiği | üyü a y ir SUU ... h ü a : se, oîıî*x_ da şiı:ıınlenv'lslt:;b m”““m-z mwnhemç *:;;'jf: Refi Bayarm cenazesi el üstün de nakledilirken - Solda babası Celâl Bayar ve Muâmmer Eriş İti n B li insâıiı:.mn ae Nemt M VA türlü ve çeşit ne el p irirdi H f tezlenecekler, kadide dönmüş Ha ye ünrdi. Zamanı sadetimde — Ölümünü teessürle haber ver-| — Refi'yi eevenler tarafından |/ Celâl Bayara, kederdide aile-| seti altındaki | ticaret heyeti bu| mali kitaplardan - okudum, U sağrılarını besiye çekilmiş koşu Bşir ı;u:; î;m ıeve.kllrc'ül e g:ğnnn Ce:h Başvekil İzmir me-| gönderilen çelenklerin —mil sine taziyetlerimizi |ayın 28 inde İstanbula g:leoektğ!. vi müne;:l"l" "Fı:fnııj;; | Bla AMRR Dedi. su Celâl Bayarm oğlu sabık la idi. Heyet burada ve k lard inledim. | ::m'ıyı:ı irîîışnw:uîakbimekylîdîw sükünetler v Reasürans Umum Müdürü Refi M&î ::n on ikide Ayaspaşa-| — Gazetelerde *ç.&uı bir ölümh—icmî mübadele imkânlarını ha- | biri bana bu cateşten ve ışıkla? ”: A Sdn: Papi ça p altön — kıîılımuzmm_ Şlh-lcmzx Kıpuıı Buyar simle ebedi istirahat-| daki ap dan kaldınlan '0e- | dânı, birçok — kimselerde Celâl zırlamak üzere müzakerelere gi-| adam» teşbihini unutturami” h n ünlekeo İti B da ku—,,:;m lâh;dıîdeyr:;ne&î:ü: gâhına bıxu.lıdmıım.J naze, otomobile konuldu. Cenaze | Bayarın annesinin öldüğü zeha- | rişecektir. m'â"* he Ş* : | (Nu * (:Glâı R p | h .. .. : p , ır::i':ıtıljıa:gııışlmKâggiîhnd:ue'“dm;wşegdhm=ı Eyübe gelmişti. fettişi F'el Altay, İstanbul / otomobili ı'ih:h;rier otomabiller î:d:me w&o:t: hî:ulunulmı:l: Dünkü İhracnt doı,;î,mgğîiğ!? ;c:îıdî:w E yaklaşmış olduğuna hükmederek (yaktan büyük küçük î:;ııkîaı; Vali ve Belediye Reisi Dr. Lütfi takip etmekte idi. Cenaze tram- | tur, Bu yanlışlığın isim iltibasın- | Dün — muhtelif memleketlere| nın içinde, dışında, Mag J koltuklarını - kabartıyor, — mesut| Hönkârın kayığına doğru karşı- | Kırdar, İstanbul Parti müfettişi lyoım takiben — Edirmekapıya | 4.. geri geldiği ve Celâl Bayarın | /20 bin liraya yakın bir ihracat hi Hindanmdü, Radostaği OÜRERA insanların kaygusuz nefeslerile çi- | iyorlardı x iri B ö M ĞA , dan da Merkezefendiye götü- in kaydedilmiştir. Bu arada Maca-| fasında) ateşten ve ışıktan İZ! İ ir arın ka nete e| orlardı? En önde veziri Reşat Mimaroğlu, Çi kani x annesinin esasen evvelce Hakkın *? dai ki ı tire gerlerini şişirerek, böbürlene bö- âzam a Wkas de Kaplani | bol ' Ü © |rülerek in göz yaşları ristana fındık, Romanyaya ba- aima arkası sıra sürüklemişti" | Billene onları Ş Dorlağdı, y Si aa I nınmış ı da ebedi istirahatgâhma | rahmetine kavuşmuş bulunduğu lık, mandaline, İsveçe tiftik ve Nihayet Bolayırdakj mezârf | takip ediy K erya Hasan Paşanım kayıkları çok zevat bulunmakta idi. bırakıldı. öğrenilmiştir. öalre vardır. na çekildikten sonra da © | | Erlere Kışlık Hediye Ticaret Odasının Teberrüü Askerlerimize kışlık hediye te- mini için dün sabah Ticaert Oda. sında bir toplantı yapılmıştır. Top- lantıya bir çok trikotaj fabrikatör- leri iştirâk etmişlerdir. Kızılay askerlerimize verilecek yünlü fanilâ, çorap eldiyen, kazak gibi eşyalar için fabrikalarımızın istihsâl kabiliyetleri hakkında ma- lümat almıştır. Fabrikatörler Kızılayın — verdiği siparişleri en iyi ne söz vermişlerdir. maksatla Kızılay merkezine 5000 lira teberrüde bulunmuştur. tesisat bu aym mihayetine doğru ikmâl edilecektir. Bu inşaat için 400 bin Hra sar- fedilmiştir. Yeni tesisat daha az masrafla da- ba iyi kalited Bt ei e liline tir. Bundan başka yine İnhisarların İzmirde 1,5 milyon lira sarfile vü- cude getirmekte olduğu Türkiye. nin en büyük Tütün İşleme Evi ve depoları da yakında faaliyete ge- çecektir. Burada bütün Ege mıntakasının kaliteden — ve gayet modern bir tarzda vücude ge- en ucuz olarak temin edecekleri- | tirilmektedir. Bundan başka Ticaret Odası bu 'teknik bakımdan olmakla kalma- tütünleri işlenebilecektir. Tesisat İnşaatta gözetilen gaye — sadece makta işçilerin sıhhat ve konforla- rı da nazarı itibara alınmaktadır. haberi aldığın zaman kendini yine o- nun ayaklarına attınm... Yerlerde sü- PTaşlığın geniş penceresinin önünde karşı karşıya duruyordunuz... HMA kolumu brrakmamıştı. Sert bir sesle sordu: «— Ne tstiyorsun ?.. Buraya niçin larmı yıkıyordu. Zayıf, titrek bir sesle cevap verdin: «— Bana acıyın!.. Bana merhamet edin!.. «— Sana merhamet mi?.. Merha- met dileneiliği bilirstn ki, benim en bir şeydir... te sana piyane dersi ladı. Buna bir sebep te, sesinin çok güzel olduğunu ve musikiye heve - sin bulunduğunu sezmesiydi. Bu ge- &İ seviyor, onun ahengine ve nağme- lerine karşı rühünda derin bir inct- zap duyuyordu. Bu hal bir buçuk sene kadar devam etti.. Sen bir güzel rüya yaşıyordun.. Onun evinde, onun yanında bulun - y bir zevk, siz bir saadet duymakta idin!. Fa- kat bir gün bu saadete ağır bir dar- be indi.. Genç adam İstanbula gidi- yor, sen) yüzüstü brrakıyordu... Bu ağladın, y d Bu şi- kâyetler, bu göz yaşları onda yavaş yavaş sana karşı duyduğu Ölgün bir sesle âdeta inledin: bissini öldürüyordu. Ve nihayet yine eskisi gibi kalbsiz, vicdansız bir a- dam kesilerek seni tekmeledi ve e- vinden kovdu... Bu ağır hakarete ta- hammül ederek tekrar ona ricaya te- şebbüs ettin... Kalbindeki nihayetsiz sevgi sana her şeyi yaptırtıyordu. Soğuk bir kış günü titriyerek - nun kapısmı çaldın... Kapıyt açan bizzat kendisi idi... Evvesii seni ha- karetle süzdü; sonra kolundan tu- tarak içeri çekti ve kapıyı kapadı... «— Beni Tn ne ölür?. Siz den üzak nasıl yaşarım ?.. «— Neden yaşıyamıyorsun ?.. «— Bunu hâlâ anlamadımız mı?.. «— Ben budalalıktan hiç anla - mam... remle mukayese et... Sonra da, bana hayat arkadaşı olmak gibi kurduğun halde mı?.. Şu anda yanında duran ve sana söz kadar büyük bir fark — mevcuttu... Dünyanım en güzel erkeği, ve en çir- kin kadını!.. Kahkahalarla gülerek seninle eğleniyordu.. Sen bitik - bir halde idin.. Bu perişan kılığın çir- kinliğini büsbütün arttırıyordu. Nihayet yine seni kolundan tuta - rak kapımın önüne getirdi... Bir bes- temeye yol verir gibi avucuna birkac tira sıkıştırarak: «— Haydi, dedi.. Başka kapıya yavrum...» O zaman kuyruğuna bası- deli gi- saçma Şi gözö - iyliyen adam, bir nüne getir... bi sevdiğin Saffet değil mi?.. Hi bu iki yüz ne| Piraye yarı baygın bir halde başı- nr arkaya bıraktı. Rengi uçmuş, göz kapakları yarı kapalı. Dudakları titriyordu... Saffet yine müstehzi karşısında du ruyor; sözlerinin nüfüzu altına aldı- ğı, hissiyatını altüst edip kıvrandır- dığı bu zavallı mahlüka hâktm ve a- laycı nazarlatla bâakıyordu. Fakat bu vaziyet çok devam etmedi. Piraye büyük bir gayretle doğruldu. Gözle- Finden kin ve nefret taşryordu. Bir- denbire sertleşen çehresi kıp kırmızı — Siz dalma o yolu takip ediyor- 'sunz... — Benimle kendini bir mi tutu- derece $ ti dış kalsın. Nitekim Namık Kemalin edt” biyatta da muayyen bir janrt ol mamıştır. Nazım, nesir, ro tiyatro, tenkit, gazete makale: si hulâsa her nevi yazıyı ateş ve ayni kudretle yıufd"' Edebiyat tarihleri, kılı kırk Y& ran tenkitli tahlili derinleştir” derinleştire nihayet ışık ve attf yayan maddeye inmek zart” retindedirler. Fakat bir yanif dağa da bu kadar yakından bak' tığımız zaman göreceğimiz müf” zara kül, taş, duman ve bir t kım yığıntılardır. Münekkit, bir vatan piyesif” de belki fazla birşey göreme?” Fakat onun eski Ged&kpı.ııb; y da yeni uy y lamış kalabalıkları nasıl yakiP çıldırttığını, — senelerce sonr4 ilâni meşrutiyette Beyazıt mt'” danını ne heyecanlarla doldu”” duğunu hatırlamak lâzımdır. ; Dil değişmiş, zevkler değif yorsun?. Şunu bil ki, hakkmıda ne| miş, edebiyatımızda yepyeni 0:de-| bazabüşka bir vuh meydana #Eİ rece lehine hareket etmiş olursun!.. miştir. Buna rağmen onun dj“' — Hürmete lâyık — olan St ' artık anlamıyacak Hnla KÜĞ hürmet görür... Bir alçağa hürmet| miş en yeni gençlerimiz de dahil etmek gülünç bir iştir... olduğu İalde Namık Kemtli okuduğumuz zaman ayni heyi” canla sarsılıyoruz. —A Le Bu söze güleyim lan bir hayvan gibi Ayak- lar altında çiğnenen izzeti nefsin ve genç kızlık gururun birdenbire fe- veran etmişti... Avacuna verilen pa- «— Evetl. Bu belki ğinız bir budalalık!, Fakat... Sözünü tamamlatmıya meydan bı- rakmadan seni «vestiyer» İn önüne götürdü.. İstihza ile: «— Bak! Dedi... Şa aynaya bak.. Yüzünü gör... Bu suratı benim çel- rayı onun «— Kalhsiz!.. Diye haykırdm... Sonra sokak kapısını açarak kendi- g Ayağa gordu: — Peki, bütün bunları niçin anlat- tmız?.. — BSeninle dalma istihza etmek i- çin!.. — Hayır!.. Alçak, sefil bir adam bende kuvvet- ni dişarı attın. uçuşan karlar arasında boğuldu, gitti... Şimdi söyle bakalım... Bu genç a- damı on sene sonra yine grudı: lendirmek için!.. — Hakaret yoluna sapacak olur- bari. Bu sevgiden çoktan eser kal - madr... Kalbimde size karşı — şimd' yalnız nefret ve kin taşıyorum... — Yalan söylüyorsun... — Yalan söylemiye alışkm değilim. Bu sırada karşıdan Nesrin görünmüş Bu sırada karıdan Nesrin görünmüş- tü. Yanlarına gelince nefes nefese: — NARVIM 21 BİRİNCİKANUN 1040 CUMARTESİ YIL: 1940 - AY: 12 - GÜN: 356 RUMİ : 1856 — 1 incikânun: & HİCRİ: 1369 — ZİLKADE : 31 VAKİT VASATI EZANİ ; l GÜNEŞ : 8,22 2,39 ÖĞLE : 18,12 7,28 İKİNDİ : 15,32 9,48 AKŞAM: 17,44 12,00 YATSI : 19,22 1,89 İMSÂK : 6,81 (Arkası var) ZÇ H H Ş OTETON SAA YA L TTESET PP DSLSRMLOAR ERPETELE VEa P -..7