Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
21 .12 - 940 Görüp ahkâmı asrı — Vatan Kasidesi — sıtku Mürüvvet mend olan Çekildik — izzetü — ikbal ile Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten babı. hükümetten Muini zalimin Kemendi can güdazı Müreccahtır. yine Anılsın dünyada Köpektir zevk alan sayyadı Felek her türlü esbabı cefasın toplasın, gelsin Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten Ne gam pür ateşü havl olsa da kavgai hürriyet Kaçar mı merd olan bir can için meydanı gayretten ejderi kahr olsa eellâdın esaretten cevrü Ki ânm zevki âlâdır Vatan; bir bi vefa mnazendel tannaze dânmüş kim Ayırmaz — sadikamı — aşkmı Müberrayım recaü hayften, indimde — galiptir Vazifem menfaattan, hakkım ağrazı hükümetten Civan merdani milletle hazer kavgadan ey bidat Erir şimşiri zulmun ateş huni hamiyetten Ne mümkün zülm Hle, bidad He imhai hürriyet vezaretten, sadaretten alâmi — gürbetten Kilâbı zulme kaldı devrü devlet hükmünü dünyaya infaz et ikbalini hıfz eylesün her dürlü âfetten. Biral Uyan ey şiri jJiyan bu —habı — gafletten. # Namık Kemalin Edebiya- tımıza GetirdiğiYenilikler Yazan: Mehmet KAPLAN | Üniversite Edebiyat Asistanı Namık Kemalin, Türk edebi- | yatına getirdiği yenilikleri tam slarak anlıyabilmek için, daima iski edebiyatı gözönünde tutmak | dâzımdır. Eski edebiyat, sanat- kârın kendi şahsiyetile, devri ile, dünya ile hiç alâkası olmıyan mücerret, kapalı bir âlemdi. Na- mık Kemalin yaptığı edebiyat ise, insan hayatına toprağa, ce- | miyete sıkı sıkı bağlıdır. Bu ba- kımdan Kemal bir realisttir. Kendisi de «edebiyatı sahiha» derken, bu- nu anlatmak istiyordu. Kemal, edebiyat tarihimizde düşünce ve alâkaları hakiki ha- yata bağlı olan, mensüp olduğu |- K cemiyetin mazisi; hali ve istikba- lile uğraşan ilk şahsiyettir. Kema- m lin yaptıklarını su süretle hulâsa edebiliriz: Bulunduğu devri dü- şünmek. bozuklukları korkma- dan söylemek, fikri ile hayatını birleştirmek. Eski ve terakkiye mâni olan fikirleri tenkit etmek, kader ve felek fikrine karşı insan kudretini ve iradeyi ileri sürmek, insanlara, bulundukları toprağın | şuurunu vermek ve ona bağla- mak, insanlara hür olduklarını hissettirmek... Kemalin edebiyatı işte. bütün bu esaslı fikirler üzerine kurul- müuştur. Namık Kemal, eski des- tanlardan asırlarca sonra, kahra- man edebiyatını yeniden yarattı. Bütün eserlerinde esas tip kahra- mandır, diğer tipler Kahramanın mücadele ettiği mânialardır. Ke- mal, tarihi dahi, bâşka zaruret ve kuvvetlerden ziyade <«insan» la izah eder. Kemalin düşünce kurduğu edebiyata | vatanperver Namık Kema- Vin gençlik resimlerinden biri.. biyatı, Namık Kemal kendi dev- rinde, kendi kudretine göre ya- ratmıya çalışmıştı. Kemale çatan. lar, esas hareket itizarile üstııla-w rının © olduğunu ve olacağını bilmek - istemiyorlar. Kemal, ta- rihe ait biyografik ve edebi eser- lerinde, milletin eskidenberi ıçın-! de yaşıyan ruhu keşfetmiye ça- | lıştı. Bununla beraber asıl insanı hiç ünutmadı. En kaba reılitele-w ri insan hakkında bir düşünceye dayanarak izah eden makaleleri- ne bakılsın, Kemal, bütün hayatı boyunca, kahramanları gibi bir ideal peşin- de koştu. Kemalin edebiyatında zayıf noktalar çoktur, bunlar ayrı bir meseledir. Fakat onun müsbet olarak yaptığı büyük iş, Beş asır- ' yolda mutlaka hissediyor. NAMIKKEMAL,''I Yahya KemaldenDinliyelim VATAN Bin şüphem yoktur.)| — Namık Kemalin yüzüncü se- nesi sizi düşündürdü mü?. sualinizle bana, geçen Bse- ne, onun doğduğu yerde, geçirdiğim bir saati hatırlattmız. Geçen sene Tekirdağındaydım. Belediye daire- sinde, bir odanın lin 1840 da evden kalan arsaya bakıyor ve onu düşünüyordum ve qımdıye kıhr muammer olsaydı, aramızda san dokuz yaşında bulımıcaktı.) dı' yordum. Bu takdirde acaba, mu hayyilemizde, aymı Namık Kemal mi olacaktı? Hayatı uzadıkça, ese- rinin kemiyeti ve keyfiyeti değiş- tikçe, o zamandanberi geçireceği bi. ribirine benzemez devirlerin orta- sında, şüphesiz daha başka bir a- dam olarak tecelli edecekti. Ölüm bilhassa büyük insanları kati bir çerçeve içine koyuyor ve tişte bu adam bundan ibarettir, budur> diyoruz. Namık Kemal Tekirdağında doğ- du ve Geliboluda toprağa gömüldü. Kâinata bakışı o sahilin adesesin- dendir. Bazı şahsiyetler hayata, va. tana ve tarihe, bütün ömürlerinde, doğdukları — toprağın - dairesinden bakarlar. Milletimizin Avrupaya karşı en şedit azimlerine şahit o- lan o toprakta doğmüş olması ve çocukluğundanberi milli varlığımızı o sahilden tahlil etmesi Namık Ke- malin yaradılışmda esrarlı bir un - ânöduğ sur olmuştur, denilebilir. Bir mil- * letin büyük işler gördüğü devirler, © maceraların geçtiği iklime ebedi bir rüya gibi nakşolunuyor. Trak. yada dolaşan bir Türk, 1350 ile 1400 arasında, Türklüğün yaşamış ol- duğu o destanları, o kalıramanlık havasını, o şan ve seref velvelesini her küçük şehirde her ovada, her Şimdi o übarek iklimde vatanın müdafaası nı derihte ederek bekliyen mübarek ordumuzun ne sağlam bir tarih hava- &1 teneffüs ettiğini düştünüyorum. Nş mık Kemal o hava içinde doğmuş- tu. KEMALİN NESRİ — Namık Kemalin hangi tarafı- mı en fazla seversiniz?. — «Pongi tarafını?» demekle bir çok taraflarını uruyorsunuz Vâkıa Namik Kemal, aynı zamanda, |bir çok taraflarile muhayyilemize aksetti. Bir nâsır tarafı var. Bir siyasi tarafı var. Bir «Meydan ada- mı> tarafı var, bir müceddit tarafı var, bir de milli tarafı var. Gerçi bu tarafların hepsi bitden aynı hüviye. tin unsurlarıdır. Maamafih ayrı ay- ri mütalea edilebilir. Nâsir tarafı: Namık Kemalin şah- siyetini edebiyatta kat'i olarak çer- çeveleyen taraftır. Türkçe nesri, gür sesile ve kudretli ndcsüe bir hamlede diriltti; kuru yazı halinden şekli ve edebiyatı sosyolojiktir. | hk eski edebiyatın mihverini de-|çıkardı; revan bir vadiye döktü; Bizde psikolojik edebiyat Hâ- | ğiştirmesi, onu insan hayatına ve okur. yi günü mitle başlar. Bugün istenilen ede- | cemiyete bağlamasıdır. gününe hararetle okuttu. Dalgalı bir «Namık Kemal cümlesi» yarat- tı. Bu le>, bütün til Namık Kemalin Hakiki Siması Büyük Vatanperverin Meclisine Devam Etmiş Bir Zat Bize Hatıralarını Anlattı (Arkadaşımız Lütfi Arîün hıba.l ber, | den ve İstanbul avukatlarından Re, sı Avukat B, Mustafa Arif Keni Namık Kemalin — meclisine uzun â. di hl eski K şit Efendi, Basiret gazetesi muhar- müddet devam Çok kıy- metli hatıralarını Namık Kemalin yüzüncü yıl dönümü vesilesile bize anlattı.) rirlerind Cemal Bey, Tiyatrolar müfettişi Manastırlı Yüzbaşı Rifat Bey, Şemseddin Sami Beyin bisa- den Naim Bey ve isimlerini hatır- <1287> inde (1870) âlimlerinden Yanyalı Hoca Tahsin Efendinin selâmlığında Namık Ke- mal ile ilk defa görüşmüştüm. Bü- yük şair ve vatanperver Kemal Bey bu zatı sık sık ziyaret ederdi. O ta- rihlerde bir vazifede değildi. Gün. |Si: düzlerini yazmak ve okumakla ge- çirirdi. Aksarayda — Oğlanlartekkesinin arkasma düşen sokağın nihayetin- deki arsanın bir tarafında metrük bir mahzen vardı. Burası gizli bir toplanti yeri haline getirilmişti. Arsa nin k dan geçilerek gi- J. İr dığ bir çok zevat Kemal Beyi meftunane dinliyenlerdendi. Kemal Bey, bütün © sehli müm- teni şiirlerini, — yazılarını — bu - radan çıktıktan sonra yazar ve er- tesi akşam yine aynı yerde okurud. sakalı, dağınık saçlarile yü- zü herkeste daima vakur ve ciddi bir tesir bırakırdı. Çok selis konu- şurdu. Sözleri toktu. O söylerken kimse ağzını açmaz ve hep on dinlerdik. belâgatile kendi- sini dinliyenleri mutlaka teshir e. derdi. Zamanın idaresini sükünetle etnkit eder, zamanın devlet ve sa- dilirdi. Kemal Bey ak: 1 bura- ya gelir ve mutadı veçhile bir iki kadeh rakısını içerdi. Her akşam burada zamanın gençleri, şiire, ede. bivata, tasavvufa meraklı zeyat toplanır, bazan müşaare — yaparlar, Snzan da siyasi mevzular üzerinde konuşurlardı. Bu meclise devam e- denlerin miktarı elli kişiyi geçiyor- du. Deli Nuri Efendi lâkabile tanın- mış Yanyalı Nuri Efendi beni de ray israflarından acı acı bahseder- di. Mill uyanışı kasdederek: «Ana- dolu uyuyor, Rumeli henüz uyana- madı> sözlerini sık sık tekrarlar. dı. Gençlerden bir çoğu kendisine sualler sorar ve mukni cevap - lar alırlardı. O, devletin Yemen si- yasetini beğenmezdi. Yemen Sân'aya Türk evlâdlarının gönde- rilmesine şiddetle itiraz ederdi, A- rabistandaki hareketlerden de her ve| nazmında ve nesrinde şedit bir te. yan yerde bizim ne işimiz var ki?..> Namık Kemalin en beğendiği e- seri <Vatan - Silistre» idi. Bu ese- rinden bazı parçaları mecliste okur- ken göğsü kabarır ve gözleri yaşa- rırdı. Kemlain takdirkârları gitgide çoğaldığı için gizh mahzen dar goöl. meğe Bu sıralarda ti- yatrolar müfetuşl Rifat Beyin tav- siyesile zamanın tiyatrocusu meş - hur Güllü Agöp (Vatan) piyesini ilk defa oynamağa karar vermişti. Gedikpaşada Güllü Agobun tiyat. rosunda bine yakın seyirci önünde (Vatan) piyesi temsil edildi. Tiyat- ro binası alkıştan, yaşa seslerile ya- pılan tezahürattan dakikâlarca çın- ladı. Kemal Bey locada idi. Ayağa kalkarak gösterilen tevececühe se. lâmlarile, tebessümlerile teşekkür ediyordu. (Vatan) piyesi o kadar sür'atle şöhret kazandı ki; Güllü A- u |gop bu eseri yirmi yedi gece arka arkaya oynamağa mecbur oldu. Senelik Bendeci Şark Edebiyatına İsyan Ruhunu Sokan Adam İSeçen gün klüpte Yahya Kemale rastgeldim. Namık Kemal bahsi açıldı. O ka- dar güzel sözler söyledi ki, bunların istifadesini kendime ayırmıya kıyamadım. Kıymetli edibimizin bana soyledıuenm bir konuşma şeklinde yazdım. Bunları ben ne kadar lezzetle dinlemişsem sizin de aynı haz ve İezzetle okuyacağınıza sır icra etti. Gerçi bu «cümle» es ki kitabetin bir kırması- sayılır, mıl letin konuştuğu lisandan mülhem kilerin yazdığı lisandan- d:r lâkin onun ateşin bir ruhla can- lanmış bir şeklidir. Bunun içindir ki Namık Kemalin muasırları olan okur yazarlarımız onun tesirine hayret etmediler, hayran oldular. Onun nesrinde eski kitabetin bir mükemmeliyetini gördüler ve yeni nâsire çabuük alıştılar. Namık Ke. malin, daha genç yaşında, muvaffa- gitmesi bu sayededir. Namık Kemalin nesrirde tumtu- lvelesi, eski inşanın maattee: devam etti. rak, belâğat ve klişeleri, cihetini seviyorlardı; eRüya» sının; «Cezmi» nin başında «Yine o asır içinde idi ki...» lerle şişirilmiş cüm- lelere hayran oluyorlardı. Lâkin ge- rek &«Cezmi> nin, gerek de «Tarih> inin bir çok sahifelerinde öz türk. kiyeti ile şöhretinin atbaşı beraber Muasırları daha ziyade bu kusurlu | ALEY, | 3&' NınukKennlîleSımıPışıhnıılıımdınK&mBq Yoksa tefeyyüz eder, yüksek mer. ı!ebelere gıkardı. Zira hakikaten yüksek kâtip ve edip adamdı.» Demişti. Namık Kemal uzledıg'ı hürriye- tin tahakkuk edi üş o- ı_' Bugün Üniversitede Yapılacak Merasim Şairin Haya Bugün Üniversite ve bilümum ilk, orta ve yüksek mekteplerde büyük Türk şairlerinden Namık, Kemalin doğumunun yüzüncü yıl. dönümü münasebetile bir ihtifal yapılacaktır.. niversitede —Rektör Cemil Bilsel, Prof. Dr. Ali Nihat Tar- lan, Halide Edip, Ahmet Hamdi Tanpınar, şairin edebi, insani şahsiyeti hakkında birer konfe- rans verecekler, talebeden bazı- ları şairin eserlerinden — seçilmiş parçalar okuyacaklardır. Bu tö- renden sonra, Namik Kemalin eserlerile, hakkında — yazılmış eserleri ihtiva etmek üzere İnkı- lâp müzesinde hazırlanmış olan sergi, Rektör Cemil Bilselin bir nutkile açılacaktır. Mehmet. Namık Kemal, mec- lisi maliye âzasından sermünec- cim Mustafa Asım'ın oğludur. Annesi Zehranın babası Koniçe eşrafından Abdüllâtif — Paşadır. Babası Tekirdağda memur iken ZI birincikânun 1840 da « doğmuştur, cedleri arasında kaptanı derya ve şair Ahmet Ratıp Paşa ve ve- zir Topal Osman Paşa vardır. 9Ynun babası Konyalı Bekir ağa- IX. Annesini iki yaşında kaybet- tiği için büyük annesi tarafından büyütülmüştür. Çocukluk hayatı, buyuk babası mutasarrıf Abdül- lâuf Paşanın beraberinde geç- i Karstan Sofyaya kadar memleketin her tarafını yer yer tır. Büyük bab bul- duğu hususi muallimlerden ders alır, bir taraftan ata binmek, si- lâh kullanmak, ava gitmek gibi idmanlarla meşgul olurdu. Bu hayatın eserlerindeki diriliğe ve mizacındaki pervasızlığa çok te- siri olduğu söylenir. On iki yaşında ilk defa olar- rak mektebe gitmiş, üç, beş ay ,Beyazıt rüştiyesinde, altı ay da Valide mektebinde okumuştur. Bütün mektep tahsili bundan iba- retti. Fakat seçme muallimlerden ders almış, Avrupaya kaçtığı sı- ralarda da fransizcayı ve Fransız edebiyatını etrafile elde etmiştir, On sekiz yaşında Sofyadan İs- tanbula döndüğü zaman koltu- gundı dolgun bir şiir mecmuası bulda Hersekli |saydı siyasi mücadelelere dalar, ya edebiyattan büsbütün çekilir, ya- hut da edehiyatı sırf siyasi bir ze. mine dökerdi. AN ADAMI SIFATİLE KEMAL — €Meydan adamı»> idi diyor- dunuz... — Hürriyete alışmış olan mem- leketlerde «Meydan adamı» şahsr- nı ortaya atan, fikirleri ve hislerile bütün bir milleti meşgul eden, (umumun dertlerile ve dileklerile ortalığı muttasıl karıştıran, her gün Wumumi bir hava teneffüs eden müstesna şahsiyetlerdir. Bu şahsi. |yetler bilhassa münakaşacı başmu- lhıı.rn:r ve siyasi hatip olarak tecelli ediyorlar. Mamıfîh hürriyet mef- h a. İçenin mermer d tesadüf o- lunür. Namık Kemal Jlâtin nesri- nin çıplaklığındaki güzelliği idrâk etmiş olsaydı ne kudrette bir nâ - sir olurdu, bu misallerden çabuk anlaşılır. Bir de unutmamak Jlâzım ge. lir ki ancak yirmi beş sene sürmüş önce de bizde daı.ma «Meydan adamları» görülmüştü. Bu mizaçta insanları her zaman ve her memleket yetiş- tirir. Tabit bu neviden olan siyasi ladamın yüksek yaratılışta — olanın- |dan bahsediyoruz. Namık Kemal bu nevidendi ve bu çaptaydı. Ya. bir nâsir h. da, siyasi Ş ler de dahil olmak şartile, yeni nesri bir taraftan ihtiraslı ga-ete- ciliğe, bir taraftan romana, bir ta- raftan tarihe, bir taraftan tiyatro ya tatbik eden odur. MEMLEKETİN DERTLERİNİ BENİMSEMEMİŞ BİR MUHİT — BSiyasi tarafımı nasıl görür - — Gerek muasırlarıma, getek de ölümünden sonra hayranı olan mektepli zümreye icra ettiği tesir asıl o taraftandır. Namık Kemal, yaratılışı ile, siyast idi. Bütün ha- yatında, hattâ 1876 dan sonra, nis. beten uslanmış olduğu senelerde bile, siyasi ihtiraslar içinde idi. Yüz elli senedenberi Devletin dert- lerini benimsemiş bir ailenin oğlu idi. man paşaya kadar bütün cedleri iktidar mevkiinin büyük işlerine karışmışlardı, Namık Kemal onla- rın siyast hümmalarına varisti. İlk dair hari Kemal Bey Midilli mut: ıflığına tayin edildiği zaman meclis nıücda- vimlerinden bir çoğu dağılmıştı. Çünkü saray bu toplantılara devam edenleri takip ettiriyordu. Anadoludan ve Rumeliden İs- tanbula gelenler arasında Ketral Beyle görüşmeden avdet eden pek az genç vardı. Hele Rumeliden ge. len devlet adamı kendisini ziyaret ederdi. Kemal Bey zamanının en kuvvetli ve en pervasız milli bir propaganda adamı idi. Milli uyanış riciyede tercüme odasında arka- daşı olan eski Mısır Komiserimiz Rauf paşadan dinlemiştim. Çocuk- luğundan ölümüne kadar Devleti tenkit etmemiş ve tam bir muta- vaatın sükünu içinde uzun bir ö. mür sürmüş olan bu vezirimiz ka- lem arkadaşı genç Namık Kemali tasvir ederken: €«Mensup olduğu maruf hanedanına yakışmıyacak bir lisanla «Devlet» hakkında ağır sözler söylerdi; knç defa huyırha— 5 b A ğ ee için onun serptiği fikirler R: lid pek çabuk uygun zeminler buldu.» hkasnadı.Bıbıahde&hhııdL Babadan babaya tâ Topal Os- | inde o hava var- dı. Vatanperverliği ifade eden kı- <» manzirmelerinde, ekseriya, Nef'i Uslübunda bir meydan okuyuş var ki bu mizacını tamamile gösteriyor. Vatan - Silistre temsil edildiği ge- ce büyük vatanperver, şedit aıluş)ar ortasmda, İslâm beyile ve —Abdul- lah Çavuş ile halk tabakasma kadar akisler uyandırdığını duydu. — «Ci- |hanın bir belâsından bana perva mı kalmıştır?» misrat tek başına bir ruh tasviridir ve Namık Kemalin halka hitap zevkini gösterir. 1867 “den sonra, daha ziyade Pariste, biraz da Londrada geçirdiği dört senede bütün memleketi şahsma ait derin bir merakla meşgul etti. 1876 dan |Bonra hürriyet kalktı, o da mutasar- 'nf oldu, ömrünün bakiyesini Ada- larda geçirdi; lâkin yine herkes onunla o da herkesle alâkadardı. Adalardan yazdığı kitaplar bir ilim alâkasından daha fazla siyasi bir hava uyandırıyordu. Bu zeminde hatıra gelen bir mü- lâhazayı serdetmek lâzımdır: — 48 yaşında, bir nevi menküp olarak, bütün memleketin hayranlığı or. tasında olması şanına ve şerefine çok yaradı. Şayet hürriyet olsaydı, mücadelelere girseydi, —mukadder olan hücumlara ve ittihamlara- uğ> rasaydı bugün hayalimizde olduğu gibi kalmazdı. Sert İsyan Ahlâkı — Müceddit tarafına ne niz? dersi - Arif Hıkmıl. Faik Memduh, Ha- let, Leskofçalı Galip gibi münev- ver gençlerle tanışmış ve onların saygı & ref Paşanın, Kâzım Paşaniın, da- ha sonra Şinasi ve Ziyanın da edebiyat meydanına — gelmesine tesirleri olmuştur. Hükümetin istipdadına karşı durmak ve Azizin yerine Muradı geçirmek için kurulan Genç Os- manlılar Cemiyetinde Kemalin büyük rolü vardı. 1867 de cemi- yet yakalanmış ve Ziya Paşanın rıs —mutasarrıfı ve Kemalin Erzurum vali müavini - sıfatile nefyedilmesi kararlaşmıştı. Erzu- ruma gidecek yerde Paris ve Lon- draya kaçmış ve orada Hürriyet gazetesini çıkarı İstanbula donuşunde İbret ga- zetesini kurdu ve ateşli yazılar yazdı. Bir taraftan da halkı hare- kete getirmek için tiyatroya sa- rıldı. Vatan ve Silistre halkın coşkun alâkası içinde birbiri ardı sıra yirmi yedi gece oynandı. Hükümet bundan kuşkulandı. İbret gazetesi kapandı, Kemal de 1873 de Magusa kalesine hap. sedildi. Akif Bey ve Gülnihal pi- yeslerini orada yazmıştır. Abdü- lâzizin hal'inden sonra serbest bırakılmış ve İstanbula dunmuş- tür. Abdülhamit tahta çık t ve Eserlerı raber ilk kanunu esasiyi kalem* .nmıştxx Bir müddet sonra Abdülhamit onu bir vesile ile hapsettirdi, solk ra ikamete memur diye Mi göndertti. Hızmı ve Celâl o Z İki buçuk sene sonra Midilli ye mutasarrıf oldu. Fakat Yunafi propagandasına durduğ sarayda entrikalar yapıldı. Mw tasarrıf adı altında Radosa nef” yettirildi. Bir müddet sonra S# uza sürüldü ve orada mmı!' tutularak 1888 de gözlerit! dünyaya yumdu, vasiyeti ÜZ! re Bolayırda Rumeli fatihi Si” eyman Paşanın türbesi şömüldü. Başlıca eserleri şunlardır: Salâhaddini Eyyübi, Yıv* Sultan Selim, Fatih, Emir Nev” uz, Osmanlı Tarihi, Devri W Çanije, Barikai Zafer, Vatan * Silistre, Gül Nihal, Akif Ber Zavallı Çocuk, İntibah, Cezmir Celâleddini Harzemi, Kara Belk Divanı Eş'ar, İrfan paşaya tup, Merzifon muahezesi, T: bi Harabat, Takib, Baharı Danifı Rüya, Mukaddimei Celâl, Rö müdafaası vesaire.. Ebuzziya: mık Kemal, Ali'Ekrem: Rühu Kemal, Süleyman Nazif: İki dost (n mık Kemal ve Ziya Paşa), Süleyman Nazif: Namık KE mal (Yüksek muallimde koni?” rans), Doktor Rıza Nur: Namık K” mal, Sadettin Nüzhet: Namık K” mal, Mustafa Nihat: Namık Kefl ve İbret gazetesi, Necmeddin Halil: Namık Ke: mal (Tez, Türkiyat Enstitü af gayrımıtbu) Cemal: Namık Kemöl (dmm) Türkçe yazılmış olan bu kitaP lardan maada, edebiyat antolti jilerinde Namık Kemalden mi” fassal bir surette bahsedilmişti” Yabancı dillerdeki eıeıler ) Fr. Vineze, Namık Kemal B (Macarca), Stambulof: Nlm* Kemal (rusça). Bundan başka Alman, Rut Macar müsteşrikleri Türk edı yatını tetkik ederken Namık mal üzerinde uzun uzadıya Edebiyat Fakültesinde Namiif Kemal hakkında büyük iki kitâP hazırlanmaktadır. Bunlardan bir ri Fakülte profesörlerinin ıım" kile hazırlanmakta olup Fakült? namına neşredilecektir. K Edebwut ıubuı nınzmı: aP sonra Mithat Paşanın sadrazam- lığı zamanında Ziya Paşa ile be- profmr vekili Ahmet l'll“’J Tanpınar imzasile çıkacaktır. Sen oldun cevrine ey Felek gülsün, Kemalin En | eşhur dilşiken K talarından Biri mahzun, ben mahzun ben işte son Ölürsem görmeden millette ümmit ettiğim feyzi, Yazılsın senki kabı yatan l — Şüphesiz ki zamanına göre sayfada ) (Devamı 5 inci LAŞ FR AAA Ş R Ş L ŞS LASSELŞ Ş Y EEÇFE TT N M Z J Mi l Kİ k N B