19 Kasım 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

19 Kasım 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

u VE Kuşku e birlikte bir gece Vazgeçersen, karın yüz bulur. » ey, ararveren Fa » 8ve & Yer gel sen, gürültü, kıyamet kopar. Eh, mademki gürültü, kıyamet kopa - cak, hiç müsaade almadan geç git te, o suretle bu vaziyetle karşılaş. İ İki şekilde de netice bir, fakat a » | rada fark yok değil... Fark, senin de mesine karısının «© #deceğind di Bu iş ii en hiç te emin doğru ibarla, ondan doğru. ip “A İzin almağa teşebbüs te, ki, “ark, Üü, , Adaşları, böyle bir te - 8rU ol İ Seni ezmeğe başlar. Vazgeçmez » | 9 — VAR AYIP? Fatin Bey Zengin gibi, evet, gibi. zengin gibi yaşar. Yaşayışı zengin yaşayışına benzer, ama o, bunu borç, harç ederek temin e « | der | mek, mübalâgaya kapılmış olmak k e Uçan kuşa borcu vardır, de - sayılmaz. Uçan kuş, ihtimal alaca- İ ğrmı aramaz. Kuşu istisna edersek b d lir! Fatin Bey, bir hafta evel Eskisine aylığını vermediğinden yol vermişti. Yeni | uşak, boylu boslu, güçlü kuvvetli, saf görünüşlü bir delikanlı! ütün başka alacaklılar peşinde - ir. Bu arada, terzisi, en başta ge- yeni bir uşak tuttu geç gelmeyi, müsaade almağa bağ Ir bir hâdise saymayışının ortaya | Beni yangından koyduğu fark!.. İkeşke terziden dün gelen son moda elbisemi de yanmaktan kurtarsay- | dınız. Şimdi herkes beni o elbiseyle görürdü! Söyle 4 imadığını söyle i, , , “emişlerdi: te,“ keğin, kır İŞ eve N kurtardığınız için teşekkür, ederim. Fakat i : z ) S3 | 9 Konağına kapılanalıbir hafta Fatin Bey, uşağına şöy k yilda bir, olmuştu ki le bir tenbihte bulundu: “nmesinde hiç bir bu Böyle yapmakla, karının hareketten dolayı sana çevireceği mücadele silâhmı, bir dereceye | | kadar körleştirmiş olursun. Niha - yet, gürültü patırdısına karşı ba - onu çabucak | del 1 v. "Öney | yoktur. Böyle bir şey ka arından izin iz az, tuğ Unu | Bak, hiç d i istemen, u, senin ondan eğilse çekindi lal a, Mu ik; > Skar, er ay, İ > e n kısmı, erkeği c - SN İ Zıp çağırman da i dav ı avranmasını, za- | , yatıştırır! Faik Bey, söylenilen bu sözlere amma içinden yı Derhal üst perde « abı, diğini reddeder, O za. ü cak iki şey vardır. Ya| va Gy yahut ta bun- AR aa un birinde! t meraklısı bir adam, kıymeti bulunan Yaz ni - — ordu. Fakat, ken- ., Mükem i ru iy emmelini yazdığına inanmış göründü, hiç te inanmıyordu. O, böyle yap İ inanın çıkar yol olduğu kanaatini beslemiyordu. Nasıl besliyebilir?. Evlendiğinden beri karısına karşı bir çok şekilde, ayni zamanda bu şekilde de tecrübeye girişmiş bü. tün tecrübeleri menfi netice ver - y 22ecm GC; u n.” mişti! Dolayısile, bu seferki gece ge - zintisi için doğrudan doğruya izin almağa teşebbüs etmediği gibi arkadaşlarının göre yapmıyarak, başka h etti. Yazıha- nesindeki çocukla, e bu gece an- cak gece yarisi gelebileceğir İir haber gönderdi; O; karısının bu yeni usulü de hoş görmiyeceğini, derhal eve gelmesini bildireceğini zannediyordu. Karısından korkar- dı. Bu cevap gelince, tıpış tıpış e - ve gidecekti! iz “IğI y, Yaz dan seyi ılar, o derece saç - | vE tey yi iyesine "#lerdi, ki hiç bir mec- tavsiyesine land, İ amriveki ında yer tutamıyor | emrivaki de MA vaz z Tâğmen, bu adam. mec- | bir yol tutmayı ter a ne tekrar tekrar n kendisini alamıyor - al , ada b; yi bir mecmua idareha « * tekrar te A sap, esi » ONu yıldırmamıştı. İÜtun, Are “haneleri t : > da krar uğramış, ibinin yazılarını hep » m a ecmua sahibi getird'- Tazı, hi, daha reddedince, a - yle bir konuşma geçti P z ' Yazımın olsun, e; My? Muanızda neş; Fakat, karısmdan gelen cevap, bu sefer hiç te umdı madı, Karısı, çocuğa ne dese, be- günün bi. ri ihtimali nirsiniz? — Sahi mi? Memnun oldum. La 'i iyi lm, , 2 birinde? Asm, var! » Niçin ihti. | gelmek için acele etmesin. Sabah- leyin de gelebilir. hoş! Faik Bey, bu geniş müsamaha - | ya karşı sevinecek yerde, kuşku - | landı. Gece eğlentisinden vaz ge- tercih İ mia Mi söylüyorsunuz? i iyi, 3. Güze de her insan gi. Haham çe e Pirinde gözleri- ve c a mecmu iz baska bi am kapan ğü vi irele geçerse, » Ahtiş mn na) Mecmuanın yeni 21 çip, erkenden eve gitmeği 2 niz basar! etti, Karısr, onu bu eğlentiden vaz | > Sok teşekkür ederim, | geçirmek için, pek kurnazca dav - d R İL ilâç “* Ne zlersiz, : N ürü,p “Zİ geçirir, baş ağrınızı keser. tk “pi, aş, , YE dep “za ? Yay hal öldüri veke çeke ölmelerini istiyorum! | bir an evvel müsaade eder misiniz; muhterem | adet bahsinin haricinde görerek, | | İ | İ u gibi çık - | Rahatına baksın. Hem gece yarısı | Bence hava | İderek evlenme istej Bütün mikrop-| belki bir ay sonra İ man, neler söylediğ kir ilâcı tercih ederim. Onların! ge İ rım! —— : er terzi beni a « Saadet, Ned Kürsüsünde azametle ak sakallı, kulaktan takma gözlük gence ir? Feylezof, bir konferans veriyor- | oturan du. Konferansının mevzuu, saa - detti. Feylezof, şöyle diyordu: saadet!.. Herkes, kavuşmak, | lü feylezof, bunu söyliyen baktı: Hay hay! Saadet, saadete Sor bakalım, oğ- ona bir an evvel erişmek, pek u - dei zakta aradığı bu şeye yetişmek is- . ', : > Üstat, sizin hiç son vapura ter Halbuki saadet rişmek, yetişmek, değil, istenilen yetişmek için nefes nefese koştu - kavuşmak , ğunuz oldu mu? Tabii! Buna rağmen son şeyin peşi sıra koşmaktır. İsteni - | i ö len şey kaçsın, siz peşi sıra koştu- e m erağa Da - ğunuz halde!. Ona kavuşmayınız, hiç kaçırdınız mı? Evet! Peki, o andeki ona erişmeyiniz, ona yetişmeyiniz. | Siz koşunuz, o kaçsın. Bu anlarda- duygusudur! duygunuz ki duygu, saade bir saadet duygusu mu idi? Konferansı dinliyenlerden biri- Ayağa kalkt rusu bunu pek merak ediyorum ! Dört bir amadı taraft sordu: yuks konferansın mevzuu olan sa Size bir sual tevcih etmeme | s üstat? İ cevapsız bıraktı! ———— — Erkek, zengin kadının önünde diz çökmüş, sevgisinden bahse. nde bulunurken, hizmetçi kiz içeriye giriyor. Bü- Zengin kadın şöyle diyor: nuyor. bu vaziyette nun üzerine erkek yutk Devam ediniz, beyefendi. Si ilk erkek değilsiniz! Sonu Gelince İki arkadaş, birlikte bir Bunlardan | yan iki genç şair, diğeri bekâr! Birisi, yakında bir şiir kitabı neş- n bir hafta geçti a rast geldi. onun Onlara Acı! gece| © Biribirlerile arası hiç iyi olma - eğlentisi yapmışlardı. konuşuyorlar. biri evl vi redeceğinden, fakat bu kitaba a - sıl adını koymak bahsediyor. Şöyle diyor: — Kitabın üzerine başka Bekâr evli arkade istemediğinden Sordu: Bi tisinden sabaha karşı eve dönmüş- tün, Karın neler söyledi? bir hafta evvelki gece gezin- Yalnız, koyacağım ismi henüz seçmiş e | sı, tu Ce yi i Somurtan arkadaşı, şu cevabı Bu sözleri dinliyen diğer genç şair, şöyle söyledi: Kendi adını koysan, verdi: Ozama saat yeni yeni şey ceği şeylerin arkası, | O za- bir ce eğlentisinde toptan anlalı- gün, her daha iyi edersin! Neden? Çünkü, kitabın üzerine baş - ka herhagi bir isim koyman mi taşıyan binlerce kişinin canını söyleyip du - ruyor, Söyliy kes'lir, 1 , şka o İs sıkacak, Onlara acı! Doğ- gülüşmeler ylezof öfkelendi, bu! #Jâlâ Yanıyord Ahmet!.. E | rarsa, seyahate çıktığımı ne zamna döneceğim belli olmadığını söyle, | emi? Ahmet, bir an durdu. Susuyor, fakat bir şey söylemek istediği ha- linden belli oluyordu. Bey, uşağı- nın yüzüne baktı: Ne var, Ahmet?. Bir söyliyeceksin? Evet, Beyefendi! Sö Beyefendi, affedersin şey mi bakayım! ama ben yalan söyliyemem, Yalan söy- | lemek, ayıp olur! Bey, kızdı: - ? Ayıp mı olur? Uşak, şöyle cevap verdi: Ayın olu E: r diye bir tekme indi» y N h h ya iyisi N fin sırtı buc ı j 1 edeyiz rip kapı dışarı edeyim u? u! Muttalip Bey, karısile hiç mi hiç anlaşamıyan bir kocadır. Bunun sebebi de yok değildir. Karısı, ev İ işinden, ev idaresinden ziyade gi- | yim kuşama, gezip tozmağa düş- | kündür, Dolayısile evin hali, raf İ altında bulaşıklar paslanır, şeklin- İ de tarif olunursa, bu tarif, tam | mânasile yerindedir! Geçende beraber misafirliğe git İ tiler. Koca, evden karısından ön - ce çıkmış, karısını iskelede bekle- İ mişti. Misafir gitikleri yerde, ha » İ numı gece yatısma alıkoydular. Beş, günübirlik misafirlikten son- ra, akşam üstü eve döndü. Ertesi gün akşama doğruda karısı eve geldi. Kocasını ev işile | meşğül buldu. Gülerek seslendi: Nasıl, kocacığım?. Dün ak « şam öve gelince her şeyi bıraktı » mız gibi buldun, değil mi? Kocasr içini çekti: gördüğü | — Hayır, bıraktığımız gibi de. gil, bıraktığın gibi buldum. Sofa- daki elektrik hâlâ yanıyordu! isim koyacağım, Müstear bir isim! İ Matmazel, çorbanın için « | den bir tel saç çıktı. Saç çıkması- na haydi bir şey demiyeyim. Lâ- kin, sarı saçlı kadınları sevdiğim halde, siyah saç çıkmasına ta - İ hammül edemem!

Bu sayıdan diğer sayfalar: