Bu bir oyunu değil, bir futbol faciası idi! Deyli Ekspresin spor muharriri, son ingiltere — İtalya maçı hakkındaki yazıda “ İtalyanlarla bir daha oynamıyalım!,, diyor TA TA EE A ber idi öz Ingiliz — italya maçında heyecanlı bir görünüş Deyli Ekspresin spor muharri- | yükseldi, fakat yükselmesi ile düş- | ri Arthur Simmon, son İngilte - re — İtalya maçını şu şekilde an- latıyor: “İtalyanların futbol takımmı gördük. İtalyanların İngilterede bir daha oyun oynamalarını dile- mediğimi söylemekten teessür du- yuyorum. Bahriye sahasında oynanan İn- giltere — İtalyan maçı, esefle kar- şılanacak bir hadise idi. Bu bir futbol oyunu değil, bu bir futbol faciası idi. Çünkü İtalyanların ço' ğuıya futbol kaidelerini bilmiyor, yahut ne yaptıklarını bilmiyecek derecede öz huylarma boyun eği- yorlardı. Oyunu seyretmekten o kadar | canım sıkıldı ki, ortalığı kesif bir | sisin kaplamasını ve oyunun ahnst- zın durmasın: diledim durdum. İngiliz oyuncularından çoğu | ikinci haftaymm sonu gelmeden adam akıllı yorulmuştu. İtalyan- lar, marifetlerinin çoğunu ikinci haftaymda göstermek istediler. | Fakat iş işten geçmişti. İngiliz o- yuncularından Bruk utandırıcı bir muameleye uğradı. Bu muame - leyi yapan, bir lâhza tereddüt e - dilmeden dışarı atılmalıydı. Bruk, hasmma mukabele etmiyecek de- recede nefsine hakim olduğunu gösterdi. Çünkü bir aralık kolu Londra gö a gör (Baş tarafı $ üncü sayıfada) nın muhakkak bulunması, müza - kerelerin istikbalini büyük bir bet- binlikle mütaleaya sebep olmakta- dır. Times gazetesinin dün sabah Vaşingtondan aldığı bir telgrafta, | M, Norman Davisin, üç taraflı iti- lâfın imkânsızlığı halinde iki ta » raflı bir itilâf metni hakkında M. Ruzvelti istimzaç ettiği bildiril - mektedir. Resmi mehafile göre, fevkalâde sefirin, evvelemirde İn- giliz heyeti murabhasasile istişare etmeden, bizzat kendi hesabına malümat istihsali için böyle bir te- | şebbüste bulunmuş olması muhte - mel bulunmaktadır. Herhalde Japon itilâfgirizliği dukça karışık bir vaziyet ihdas | etmektedir. İngilizlerin Amerika ile Japon aleyhtarı bir müşterek | cephe manzarası gösterebilecek | şmelerinden umut kesildi mesi bir oldu. Daha sonra İtal yanlardan biri Brukun ayaklarına çelme attı. Biri dahabaşka müna- sebetsizlikte bulundu, bunlar penaltı sahası içinde vuku buldu. Daha neler olmadı, İtal - yanların biri kolunu bir İngiliz o- yuncusunun boynuna sararak onu kımıldamaktan menetmek istedi. Biri bir oyuncunun arkasından ko- şarak kendisini yumruklamağa başladı. Başka bir İngiliz oyun” çusunun burnu bir yumrukla ka - nadı. Bununla beraber son düdük ça- lındıktan sonra İngiltere kaptanı hemen koştu ve hakemin elini sık- ti. ve bütün Hakem Olssen, İngiltereye şöh ret sahibi olarak geldi. Kendisi elinden geleni yaptır fakat vazi- yet feciydi. Sonra lisan ayrılığı yüzünden de bir takım güçlükler hasıl olmuştu. Onun için hakem, maksadını işaretle anlatmağa ça” balamakta idi. Yalnız hakem, İ- talyanların elden avuçtan çıkma - larma sebep oldu. Çünkü kaba - hat işliyenler derhal sahadan atıl: malt idiler, İngiliz oyuncular, son derece sabırlı hareket ettiler. Onlar da kendiler'ne hakim olmasalardı ne- İngilizler oyunun başlamasın - dan bir çeyrek sonra üç gol yap” tılar. Bu müddet zarfında İngi- lizler topa hakimdiler ve çok gü- zel oynadılar. Bir aralık İngiliz Drek, İtalyan kalesine üç yarda - ya kadar yaklaştı ve birdenbire yere düştü ve hakem penaltı yaptı. Bruk topu vurdu, İtalyan kale- cisi topu kalenin zaviyesinden iki eliyle alarak gol yapılmasına ma- ni oldu. İngilizler ilk golü oyuna $#e - kiz dakika geçmeden yaptılar. Britonun bir şütü gol yaptı. Derken ikinci gol yapıldı. Dre- ke bir favül ettirildi. Bruk topu vurdu. Kalecj parmaklarının ucu ile topa temas edebildi. Fakat| fazla bir şey yapamadı. Üçüncü golü Briton hazırladı ve Drek tekmilledi. İngilizler belki de on gol yapa caklardı. Fakat yapmadılar. İtalya tarafından Yapılan iki gol mükemmeldi. Daha sonra or” talığı heyecan kapladı. İngiliz muhâcimleri İtalyan müdafilerle başa çıkamıyorlardı. Benim tavsiyem: Dünkü oyunu bozan hadiselerin tekerrür etmi- yeceğ'ne söz almadıkça, İngiliz- lerin İtalyanlarla bir daha oyna - ler olacağını yalnız Allah bilirdi. | mamalarıdır. ayrı bir itilâf prensibini kabul e « decekleri şüphelidir, Fakat ileri - de, iki taraflı itilâflar fikrinin der- piş edilmesi imkânsız değildir. Bu | itilâflar diğer devletlere açık bu - lundurularak İngilizlerin ne su - retle olursa olsun içtinap etmek istedikleri Japon aleyhtarlığı inti- bana mani olunabilecektir. Herhalde, iki taraflı anlaşma telkini, muvaffakiyet ihtimali ne olursa olsun, siyasi mahafilde ha- len hararetle mevzuu bahsolan fi- kirlerin birini teşkil etmektedir. Diğer cihetten, mahafilinin mühim bir kısmının Japonya hakkındaki sempatilerini | muhafaza ettiği iptibat devamda - dır. Bu intiba, bu hal iki eski müt- tefik arasında © gerginlik hudusu tehlikesi gökterdiği takdirde, İn - gilterenin japon deniz inkişafına mani olmak için hiç bir şey yap « mıyacağını zannettirmektedir. Bu- na binaen İngilterenin iki sempati cereyanı ve Amerika veya Japon- ya ile mukarenet manevraları ara- sında tereddüdüne şahit olunuyor. Bu temayüllerden hiç birinin mu» zaffer olmaması ve Japon cevabı esasına müstenit yeni bir teşebbü- sün tecrübe edilmesi ihtimali var- dır. Zannedildiğine göre, Tokyo - nun cevabı Japonlar (tarafından İngilizlere izah edilmesini müte » | akip Amerikalılar bir daha is - İngiliz siyasi | timzaç edilecekleri zannedilmek - tedir. Vaşington, 18 (A.A.) — Lon- dra deniz görüşmelerinin bir ne - liceye varacağı ümidi burada çok azdır. Zira Amerika heyeti murah- hasası Japonyanın istediği müsa - vat hakkında bir karış bile gerile - memeye karar vermiştir. Daha şim An (Baş tararı 1 &nci sayıfada) di Babam Pariste bir bankada ça» lışır; orada çalışan kadınların ya- vaş yavaş işlerini tekrar erkeklere bırakmak mecburiyetinde kaldık - larını biliyorum. Umumiyetle bü - rolarda böyle oluyor. Onun için - dir ki şimdi sanat mekteplerine e - hemmiyet verilmektedir. Fransa - da bugün kadın sanatlarına çek, ehemmiyet veriliyor. Orada şimdi kadınları bürolara sevketmekten | İ ziyade onları atölyelerde el işleri- le meşgul etmeği tercih ediyorlar; denilebilir ki orada yazihaneler, erkeklere kalıyor. Kadın hukukun dan, kadının otoritesinden bahse- diliyor; fakat kadının evinde kal- ması, bunları kaybetmesi için bir sbep midir? Harbın tesiri yüzünden kadın - 'ar erkek tavırları aldılar; kadın - 'arın bu tavırları bırakmaları lâ - ımdır! Matmazel Maüricette Alson Paris - *eki meşhur Rebaux moda müessese- sin atölye şefi idi, Dün resmini ve sözlerini koyduğumuz Madam Rende Louis gibi o da şimdi Maarif Vekâle- #miz tarafından mukavele ile ve müte- hasar sılatiyle memleketimize getiril miş ve Selçuk Kız Sanat mektebi moda atölyesi şefliğine tayin edilmiş bulu. nuyor. Moda atölyesi şefinin, kadınların erkek tavırlarını bırakıp tekrar kadın- laşmalarını istemesi mesleği ve menfa- ati iktizasıdır, diye düş im, Ve Matmazel Mauricette Also rinde bu “kadın kalma,, işine azami de- recede itina ediyor gibi görünüyordu. Sözlerine şöyle devam etti: — Kadın evine bakmalı, çocuk- larını büyütmeli, bir aile anneliği yapmalıdır. — Bir kadının erkek parasiyle ge - çinmesi onun, kendi başına buyruk ol masına elbette imkân vermiyecektir; kadınım evlenmesine elbette aleyhtar değiliz. Fakat Matmazele hatırlatmak için müsaadesini istiyorum, eski aile- İ de erkek paranın sahibi ve besleyici va- ziyette olduğu içindir ki kadın bütün hürriyetlerinden mahrumdu sanırım. Dedim. Kadınların erkek tavmrlarını btrak- malarını istiyen Parisli genç kız, kadın için hürriyetin o kadar lüzumlu bir şey olmadığı dilşüncesinde idi galiba ki | gülümsiyerek omuzlarını ve kaşların kaldırdı. Matmazel Mauricette Alson (o her sözünü seçerek, düşünerek, durarak konuşuyordu. İlâve etti: — Kadının kocasının eline bak- ması ayıp değildir; erkek, evlen - diği kadının ne vaziyette, hangi şartlar içinde olduğunu elbette bi- lir. Sonra.. Sonra, kadın buna rağ- men bazı cihetlerden müstakil o - labilir, meselâ kendi şahsi fikirleri olur! Parisli genç hanımın bu sözlerinde muhakkak ki hususi bir maksat yoktu; zira bunları söylerken yüzünün çizgile- rinde ve gözlerinin, adamım ağzının ta içine bakan bakışlarında hiç bir deği- şiklik ve hususilik görülmüyordu. Bu- nunla beraber evlenen, kocasının pa- | tasiyle geçinen, fakat kocasından ay- rı, kocasından başka türlü düşünceleri olan bir zevce bana tehlikeli göründü ve o dakikada zihnimden belli belirsiz gelip geçen bu fikri, asla, ortaya çıkar- madım; hattâ şimdi de onu hayata ka- vuşturmak isteğinde değilim. Ama bir kerre bu satırları yazmış bulundum, işte... mm an ma diden Vaşington anlaşması feshe- dildiği takdirde buna karşı alına» cak tedbirler düşünülmektedir, M. Norman Davisin İtalya ve Fransa ile dört taraflı bir antlaşma derpiş edebileceği ve Japonyanın, deniz müsavatı istemekten sarfınazar ettiği takdirde ileride buna iştirak edebileceği hakkındaki telkini a - lâka ile karşılanmaktadır. ketimiz Ng yg Tg ay ! | a : Matmazel Alson ay&i derim ediyordu: — Hem şunu da di bir kadın evde kalmak, şey yapmıyor değildif işlerine bakması başlı vi kıymettir; manevi © maddi bir kıymet. Eğe” şarida çalışmış olsa başkasına yaptırılmasi retle ailenin fazla mesi icap edecektir. K di evinin işini görmi para kazandırmış oldW mamalı! , — Çalışmak meri kadınlar için hangi mesi görürsünüz? ga — Kadınlar daha lerile meşgul olmalıdır, * yapacakları büro işl i bırakmalıdırlar. Evli b evinde el işleri yap: K ile bütçesine biraz re'” bir yardımda bulunabilifi muaflimliği kadınlar İ8i gun bulurum. Matmazel Alsona vi Ancak üç aydanberi İsta” nüyor, ilk defa gelmik | gibi memleketimizi çok söylüyor. Söz, Türk hanımlar t. Matmezel Mauricette vi kadınlarının güzel gözleti ket kadınlarında az bulun” Anket mevzuu ite alâki beraber siyasi hak istiyeP zi, bu hakkı almış kadar ceğini düşünerek, bu sözü vafık buldum. Ayağa kalktık: teri | Dedim. Tebessümüne! adliyecilerin birbirlerine 4 ları az değildir., Cümlesi bi Kapıdan çıktık. Ben 9 nu tuttum, ©, Beyoği kalabalığı içine karıştı. — a - Dananma piy' Donanma piyangosu kinci Teşrin 1934 tarihi dilen 56 cı keşidesinde ve amorti kazanan nur Bu keşidede itfa olu” numaraları: 1275 — 136 — 16 — 2877 — 9352 — g3 — 3595 — 7406 — 30 İkramiye isabet ede” lar: İkramiye T. Lirası 1000 300 100 100 s0 s0 10 10 10 Tertip No: 9724 8136 5272 3416 5272 2877 1278 9871 3416 — © 9724 ARTA İLA LALE aunamannamnö 3416 o Yukardaki tertipleri" ef da gösterilen sıra i mütebaki aynı tertii 301 Z ra numaralarına ve etili — 3595 sumaralı üç ge len amorti isabet etnik ye Ikramiye ve am9 ; 22 İkinci Teşrin 1934 itibaren tediye edil “ Amosti bedeli bir türk lirası ve on